Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/769 E. 2023/1251 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/769 Esas
KARAR NO: 2023/1251
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2017/86 Esas, 2019/1214 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalılar arasında davalıların gerek asaleten gerekse kefaleten kullandıkları banka kredilerinin yeniden yapılandırılması ve/veya yeni kredi temin edilmesi konulu 10/02/2016 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme ile yapılan yetkilendirme kapsamında davalıların mevcut kredilerinin yeniden yapılandırılması ve yeni kredi teminine ilişkin olarak ilgili kurumlarla görüşme yapılması ve görüşmelerin yürütülmesi görevinin üstlenildiğini, sözleşmede belirtilen tüm edimlerin yerine getirilerek birçok banka nezdinde ki kredilerin yapılandırıldığını, bu kapsamda … Bankası AŞ., …bank AŞ., … Bankası AŞ.ve … Bankası AŞ. nezdinde mevcut kredilerin yapılandırılıp protokollerinin düzenlendiğini, buna rağmen davalıların sözleşmedeki ücret borcunu yerine getirmediğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 750.000 TL.+KDV+Kurumlar Vergisi alacağının yapılandırma tarihlerinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde, müvekkillerinin grup şirketi olduklarını, şirket lideri …’un vefatıyla şirket işlerinin genç yaştaki oğlu ve ev hanımı olan eşine kaldığını, böyle bir ortamda davaya konu sözleşmeyi imzalamaya ikna edildiklerini, davacının vaadlerinin hiçbirini yerine getirmediğini, banka yöneticilerine ulaşıldığı hususunun doğru olmadığını, 4 adet banka ile yapılandırma anlaşması yapıldığının da doğru olmayıp yalnızca iki bankayla anlaşma sağlandığını, faiz oranlarında ciddi artışın şart koşulduğunu, bu yapılandırmaların davacının çabası ile ilgisi bulunmadığını, kredi borçlarının ödenmesinde davacının kayda değer bir katkısı olmadığını, davacıya elden 100.000,00 TL avans ödemesi yapıldığını, bu ödemenin tanıkla ispat edileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARIİlk derece mahkemesince, davacının 02/10/2016 tarihli danışmanlık sözleşmesinin IV.maddesi uyarınca yapılandırması yapılan krediler yönünden ücrete hak kazandığının kabulü ile davanın kısmen kabulüne, 385.898,50 TL’nin ( KDV, Kurumlar Vergisi Hariç) 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davalılar vekiline 26/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harçların tamamlandığı anlaşılmıştır. Davalılar vekili istinaf dilekçesinde, davacı şirketin kredilerinin yeniden yapılandırılması ve/veya yeni kredi temini konusunda imzalanan 10/02/2016 tarihli sözleşmede belirtilen yükümlülüklerini (Bankalar ve Finansal kuruluşlar ile iletişime geçme, mevcut görüşmeleri yürütme ve en iyi gayret esasına göre de hizmet verme) yerine getirmemiş olmasına rağmen ilk derece mahkemesince davacı şirketin … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. yönünden sözleşme belirtilen ücretin tamamına hak kazanacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece, aracılık sözleşmesi niteliğindeki ilişkinin danışmanlık sözleşmesi olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, dava konusu sözleşme ister aracılık sözleşmesi ister danışmanlık sözleşmesi olarak nitelendirilsin dava konusu uyuşmazlık davacı şirket tarafından sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmemesinden kaynaklandığını, nitekim söz konusu yükümlülüklerin yerine getirilmediğinin işbu dilekçenin 1. kısmında detaylı olarak açıklandığını, dosya kapsamında bulunan deliller ile tanzim edilen bilirkişi raporlarında davacı şirket yetkilisinin bankalar ve finansal kuruluşlar ile iletişime geçmediği, mevcut görüşmeleri yürütmediği gibi davalı şirketlere en iyi gayret esasına göre de hizmet vermediğini, başka bir deyişle davacının sözleşmede kararlaştırılan yükümlülüklerini yerine getirmediği sabit olmasına rağmen, davacının … Bankası A.Ş. ve … Bankası A.Ş. yönünden ücretin tamamına hak kazanacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan 10/02/2016 tarihli sözleşmeye dayalı alacak istemidir. Taraflar arasında imzalanan 10/02/2016 tarihli sözleşmede, davacı şirket danışman olarak yetkilendirilmiş olup sözleşmenin I.maddesi “Şirketler mevcut banka kredilerinin yeniden yapılandırılması ve/veya yeni kredi teminine ilişkin şirketlerin stratejilerine uygun olarak şirketlerden elde edilen bilgiler çerçevesinde ilgili kurumlarla görüşmeler yapılması, mevcut görüşmelerin yürütülmesi hususunda … bu sözleşmede yer alan hükümler çerçevesinde …’u danışman tayin etmiş ve bu sıfatla yetkili olarak hareket etmesi hususunda yetkilendirmiştir. Danışman, şirketlerin mevcut banka kredilerinin yeniden yapılandırılması ve/veya yeni kredi temini konusunda şirketler stratejisine uygun olarak yapılacak görüşmelerin yürütülmesi konusunda şirketlere iş bu sözleşmede yer alan hükümler çerçevesinde en iyi gayret esasına göre danışmanlık hizmeti vermeyi kabul etmektedir. Danışman ele alınan konularda sağlanan ilerleme ve gelişmeler hakkında talep edilmesi halinde şirketler yetkililerine ve/veya yönetim kurulu ve/veya icra kurulu üyeleri için 2 hafta da bir önceden belirlenen gün ve saatte şirketlerin merkezinde bilgilendirme toplantıları düzeleyecektir…” sözleşmenin II.maddesi de “danışman şirketlerin iş bu sözleşme dairesinde danışmanı olarak hareket edecek ve bu sıfatla yukarıda yetkilendirme maddesi altında belirtilmiş görev tanımları çerçevesinde şirketlerin banka kredilerinin yeniden yapılandırılması ve/veya yeni kredi temini hususlarında danışmanlık hizmeti verecek ve ilgili kurumlarla iletişim ve görüşmeleri yürütecektir.” şeklinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin geçerlilik süresi imza tarihinden itibaren 1 yıl olup, danışmanlık hizmet bedeli de IV.madde de “şirketler danışmana iş bu sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtilen çalışmaların yapılası amacıyla temin edilen ve yapılandırılan kredi tutarının %2’si oranında danışmanlık bedelini müştereken ödeyecektir….Şirketler, temin etmeyi kredi sözleşmelerini veya yapılandırılmasını teklif edeceği kredilerin yapılandırma sözleşmelerini akdetmekte tamamen muhayyerdir. Danışman akdedilmesini teklif ettiği sözleşmeler makul olan veya olmayan gerekçelerle şirketler tarafından reddedildiği takdirde, ücret talebinde bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.”; denilmiştir. ” şeklinde düzenlenmiştir. Mahkemece, davacı tarafça sunulan görüşme kayıtlarına ilişkin CD’nin çözümünün yapılması hususunda bilişim bilirkişisi …’ten 25/03/2019 tarihli rapor alınmış olup, bilirkişi raporunda, incelenen e-postların ağırlıklı olarak … ve … arasındaki yazışmalar olduğunu, bankalardan … e-posta adresine gelen dosya ve yazışmaların … e-posta adresine yönlendirilmiş olduğunu, … Bankası, …, …, T. C. … Bankası ve … Bankası ile yapılmış olan yazışmaların … adresine yönlendirildiğini, tarafların bu e-postalar hakkında birbirleriyle yazıştığını, incelenen e-posta eklerinde finansal raporlar, temlik raporları, muhasebe, taksitlendirme, projeler, ödeme planları ve finansal değerlendirme raporlarının yer aldığını bildirmiştir. Sözleşme gereğince, davacının sözleşme bedelinin hakedecek şekilde edimini ifa edip etmediği hususunun tespiti hususunda alınmış olan bilirkişi rapor ve ek raporunda, bilirkişilerin, taraflar arasındaki ilişkiyi aracılık simsarlık ilişkisi olarak kabul ettiği ve kök raporda kapsamlı bir şekilde hukuki yönden irdelendiği üzere davacının kredilerin yapılandırılması sırasında bankalarla görüşmelerde davalı şirket yöneticisine refakat etmek dışında fazla bir katkı sağlamadığı, davalı şirket yöneticisinin talepleri doğrultusunda kredilerin yeniden yapılandırılmış olması nedeniyle, taraflar arasında akdedilen sözleşmeye uygun olarak davacının özel çaba ve girişimlerinin aktif olarak sağlanamadığı kanısıyla, davacının komisyon alacağını tam olarak hak etmediği kanaatinde olduklarını bu hususun nihai takdirinin sayın mahkemeye ait olduğunu, gelen müzekkere cevaplarına göre davacının … Bankası’nda toplam 4.294.925 TL kredi ile … Bankası’nda toplam 15.000.000 TL kredinin yapılandırma işlemlerine katıldığı, banka cevapları ve davacı tarafça edimin yerine getirildiğine dair sunulan belgelerin yeterli görülmesi halinde davacının 385.898,50 TL talep edebileceğini bildirmişlerdir. Her ne kadar bilirkişiler, taraflar arasındaki sözleşmeyi aracılık sözleşmesi olarak nitelendirmişlerse de bilirkişi kurulunun kök raporunun 3.sayfasında gösterildiği üzere, sözleşmede davacının açıkça danışman olarak atandığı, yetkilendirildiği, bu kapsamda vereceği hizmetlerin açıklandığı, ücretler bölümünde, “danışman akdedilmesini teklif ettiği sözleşmeler makul olan veya olmayan — gerekçelerle şirketler tarafından reddedildiği takdirde, ücret talebinde bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.” Şeklindeki düzenleme gereğince, davacının danışmanlık hizmeti verdiği, yapılandırma işlemlerinden ancak sonuçlananlar için ücret talep edebileceği anlaşılmakta olup, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davacının … Bankası’nda yapılandırılan toplam 4.294.925 TL kredi ile … Bankası’nda yapılandırılan toplam 15.000.000 TL kredinin yapılandırma işlemlerine katıldığı, katıldığı bu işlemlere ilişkin talep edebileceği ücretin 385.898,50 TL olduğu ve mahkemece bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne, davacının danışmanlık hizmeti verdiğini ortaya koyamadığı diğer yapılandırılan kredilere ilişkin talep ettiği ücret alacak bölümünün ise reddine karar verildiği, kararın dosya kapsamındaki belge ve bilgilere usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşılmakla davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/86 Esas, 2019/1214 Karar ve 04/12/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalılar …, …, … vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı … AŞ tarafından peşin olarak yatırılan 2.223,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.963,55 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … A.Ş’ye İADESİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı … AŞ tarafından peşin olarak yatırılan 2.178 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.908,15‬ TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … AŞ’ye İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı … AŞ tarafından peşin olarak yatırılan 2.178 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.908,15‬ TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … AŞ’ye İADESİNE, 5-…, …, … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/11/2023