Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/748 E. 2023/1108 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/748 Esas
KARAR NO: 2023/1108
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2016/528 Esas, 2019/1448 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kira sözleşmesi ile işlettiği marketini, davalıya … poliçe numarası ile 27/02/2015-15/12/2015 tarihleri arası için sigorta ettirdiğini, müvekkiline ait işyerinde 17/08/2015 tarihinde yangın çıktığını, müvekkilinin başvurusu üzerine Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/55 D. İş sayılı dosyasında hazırlanan bilirkişi raporunda sadece demirbaşlar için uğranılan zararın 96.100,00 TL olarak tespit edildiğini, müvekkili şirketin asıl zararının ise, faaliyetlerini sürdürmekte olduğu markette bulunan mevcut gıda malzemelerinin yanarak telef olmasından kaynaklandığını, müvekkili şirkete ait 01/01/2015-31/07/2015 tarihleri arasını gösteren mizan incelendiğinde, satışa sunulan yüzlerce bin lira değerinde olan malların yanması sonucu ciddi bir zarar doğduğunu, müvekkilinin, zararının karşılanması için yaptığı başvuru üzerine davalı … şirketi tarafından sadece 136.651,82 TL ödendiğini, uğranılan gerçek zararın tamamının karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödenen 136.651,82 TL’nin olay tarihinden itibaren Merkez Bankası reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 17/08/2017 tarihli dilekçesi ile, talebini 550.000,00 TL olarak ıslah etmiş olup buna dair harcını yatırdığı görülmüştür.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin, hasarın ihbarı üzerine aldırdığı ekspertiz raporuna göre hasar tutarını davacı sigortalısına ödediğini, bu hususun bizzat davacı tarafça da ikrar edildiğini, buna göre müvekkili şirketin, davacıya başkaca herhangi bir tazminat ödeme yükümlülüğünün kalmadığını, poliçenin 2. sayfasında “Hasar anında sigortalının defter ve/veya bilgisayar kayıtlarında yer almayan veya bu kayıtlarda yer almakla birlikte, usulüne uygun düzenlenmiş fatura, irsaliye, makbuz gibi ilgili mevzuatlarca öngörülen geçerli belgeler ile teyit edilemeyen emtiaya dair hasar taleplerine konu tutar, işbu sigorta poliçesi çerçevesinde ödenecek sigorta tazminatı miktarının hesaplanmasında dikkate alınmaz ve bu tutar için hiçbir şekilde sigortacının sorumluluğuna gidilemez.” şeklinde özel şart yer aldığını, müvekkil sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünün sınırlarının, taraflar arasında akdedilen sigorta poliçesi olduğunu ve ekspertiz raporundaki hesaplamanın da bu poliçedeki özel şartlar nispetinde hesaplandığı dikkate alındığında davacının işbu davaya konu taleplerinin haksız ve dayanaksız olduğunu, davacı tarafça müvekkili şirkete hitabe yazılan 10.09.2015 tarihli yazıya göre, hasarlandığı iddia edilen ürünlerin bir kısmının faturasının bulunmadığını, poliçe özel şartları icabı faturası ibraz edilemeyen ürünlerin/emtiaların hasar tazminatı hesaplamasında dikkate alınamayacağını ve bu tutarlar için hiçbir şekilde müvekkili şirketin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, davacı tarafça talep edilen hasar tazminatı tutarının fahiş olduğunu, davanın haksız fiilden kaynaklanması sebebiyle talep edilebilecek faiz türünün yasal faiz olması ve faiz başlangıç tarihinin ise TTK’nun1427/2 maddesine göre hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davalının yapmış olduğu 136.651,82 TL ödemeden Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/55 D. İş sayılı dosyasında demirbaşlar için belirlenen 96.100,00 TL’nin düşülmesi ile davalı … şirketinin yanan emtia için davacıya yaptığı ödemenin 40.551,82 TL olduğunu, bu bedelin de, mevcut emtianın yanması nedeniyle bilirkişi raporu ile davacının uğradığı zarar olarak tespit edilen 602.916,72 TL’den düşülmesi sonunda kalan rakamın 562.364,90 TL olduğunu, bu rakam, davacının ıslahla talep ettiği rakamı aştığından ıslahla bağlı kalınarak 550.000,00 TL üzerinden hüküm oluşturulduğunu, davalı … şirketinin, ödemeden sonra işbu davaya konu kalan miktar üzerinden temerrüde düşürülmediğini ve temerrüt dava ile birlikte gerçekleştiğinden ilk 20.000,00 TL için temerrütün dava tarihinden başlayacağını, kalan 530.000,00 TL yönünden temerrüdün ise ıslahtan başlayacağını belirterek davanın kabulü ile 550.000,00 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava konusu yangın sebebiyle müvekkili şirketin talebi üzerine yapılan ekspertiz incelemesinde, riziko adresinde fiziki sayım yapılarak hasar tespiti yoluna gidildiğini, ayrıca ekspertiz incelemesinde hasarın ikiye ayrılarak faturalı, faturasız emtia ayırımı yapıldığını, poliçedeki faturasız emtia hasarlarının ödenmeyeceği şartına rağmen müvekkili şirketçe, faturasız mallara ilişkin tazminat ödemesinin dahi yapıldığını, müvekkili şirketin de fiziken ve fiilen sayımı yapılarak yangında zarar gördüğü tespit edilen emtia için ödeme yaptığını, bu sebeple davacının ticari defter kayıtlarına itibar edilmemesi gerektiğini, zira defterlerde kayıtlı malların, dava konusu riziko adresinde yangın sırasında mevcut olmadığının, ekspertiz vasıtasıyla yapılan fiziki/fiili sayımdan belli olduğunu, davacının bir şubesinin daha olduğunu, bu şubede ise, davacının ticari defterlerinde yer alan ancak dava konusu yangında adreste bulunmayan dolayısıyla yangında zarar görmemiş olan ürünlerin var olduğunun şüphesiz olduğunu, bilirkişi raporunda davacının defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığının tespit edilmesi sebebiyle defterlerdeki kayıtların sahipleri lehine delil sayılmasının mümkün olmadığını, ekspertiz raporu ile hesaplanan hasar bedeli ödenerek müvekkili sigorta şirketinin, sözleşme ile üstlendiği tazminat ödeme borcunu yerine getirdiğini ve dolayısıyla davanın reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, meydana gelen yangın olayına dayalı hasar bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Somut davada, taraflar arasında sigorta ilişkisinin bulunduğu, meydana gelen yangın olayının poliçe kapsamında bulunduğu ve davalı tarafından davacıya hasar sebebiyle 136.651,82 TL ödeme yapıldığı hususları ihtilaf konusu olmayıp çözülmesi gereken uyuşmazlık, davacının bu ödeme miktarını aşan bir zararının bulunup bulunmadığı ve miktarı ile davalının bu zarardan sorumlu olup olmadığı ve sorumlu ise miktarı noktalarında toplanmaktadır. Davalı tarafından işletilen … Mah. … Sk. … Sk. Batman adresinde bulunan marketin, düzenlenen sigorta poliçesi ile 27/02/2015-15/12/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere sigorta örtüsü altına alındığı, poliçede “Demirbaş-Yangın” teminatının 300.000,00 TL ve “Emtea-Yangın” teminatının 580.000,00 TL olarak belirlendiği, meydana gelen yangın olayı sebebiyle yaptırılan ekspertiz incelemesi neticesinde tespit edilen 136.651,82 TL hasar bedelinin davalı … şirketi tarafından 19/02/2016 tarihinde davacı sigortalısına ödendiği ve gerçek zararın daha yüksek olduğundan bahisle işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin ara kararı ile, davacı şirketin yangın tarihindeki iş yerinde bulunan malının belirlenip bu ticari emtianın değerinin tespit edilmesi ve söz konusu çapta gerçekleşen yangın nedeniyle bu emtianın niteliğine göre tamamının telef olup olmayacağı, bir hurda bedeli olursa onun da belirlenerek sigorta poliçesi çerçevesinde yapılması gereken ödeme bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa miktarı hususunda rapor alınması için yazılan talimat üzerine Batman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/31 Talimat sayılı dosyasından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından tanzim olunan 17/06/2019 tarihli raporda, davacının ticari defterlerinde “153. Ticari Mallar” hesabında yapılan inceleme sonucu yangın olayının gerçekleştiği tarih itibariyle stoklarında 602.916,72 TL’lik emtianın bulunduğu, davacı şirketin Bismil ilçesinde farklı faaliyet kodunda bir şubesinin bulunması sebebiyle ticari malların ayrımının yapılarak tespite gidildiği, tespit edilen emtia değeri kadar hasar bedelinin poliçe kapsamında tazmininin talep edilebileceği, emtiaların, gıda ürünleri olması sebebiyle hurda olarak değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Davacının, yangın olayı sebebiyle hasar gören demirbaşları ve fiyatlarının tespiti için tespit talebinde bulunması üzerine Batman Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/55 D. İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda tespiti yapılan demirbaşların hasarının 96.100,00 TL olduğu belirtilmiştir. Somut olayda, davacı işbu dava ile, işyerinde bulunduğunu ve yanarak zarar gördüğünü iddia ettiği gıda malzemelerinin tazmini yönünden talepte bulunmuştur. Eksper tarafından zararın tespitine yönelik alınan rapor yeterli olmadığı gibi talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporu zarar tespiti konusunda değerlendirme içermemekte olup ayrıca bilirkişi heyeti içerisinde zarara uğrayan mallar konusunda uzman olan bilirkişinin de bulunmadığı anlaşılmıştır. O halde içinde zarara uğrayan eşyalar konusunda uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir heyetten rapor alınması veya mevcut heyete bu nitelikte bir bilirkişi dahil edilerek ek rapor alınması ile gerçek zararın tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken Mahkemece eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/528 Esas, 2019/1448 Karar ve 12/12/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 9.392,63 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.122,78 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 5-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a.6 fıkrası gereğince kesin olmak üzere Hakim …’in karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.26/10/2023
MUHALEFET ŞERHİ Öncelikli olarak sigorta eksperlerinin hukuki statüsü ve sigorta eksperleri tarafından tanzim edilen raporların hukuki niteliği üzerinde durmak gerekir. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 2/1-n bendinde sigorta eksperinin, sigorta konusu risklerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan kayıp ve hasarların miktarını, nedenlerini ve niteliklerini belirleyen ve mutabakatlı kıymet tespiti, ön ekspertiz ve hasar gözetimi gibi işleri mutat meslek olarak yapan tarafsız ve bağımsız kişi olarak tanımlandığı, sigorta eksperlerinin düzenlendiği aynı kanununun 22/13. fıkrasında sigorta eksperlerinin tarafsız olmak zorunda olduğu, yine aynı kanunun 22/17 fıkrasında eksperler tarafından düzenlenen raporların delil niteliğinde olduğu düzenlenmiştir. Yasal düzenleme dikkate alındığında sigorta eksperleri tarafından düzenlenen raporların yargılama aşamasında itibar edilecek türden bir belge olduğuna şüphe yoktur. Somut olayda, davacı işbu dava ile, işyerinde bulunduğunu ve yanarak zarar gördüğünü iddia ettiği gıda malzemelerinin tazmini yönünden talepte bulunmuştur. Zarar miktarının ve dolayısıyla tazmin yükümlülüğünün belirlenebilmesi bakımından dosya kapsamında bulunan 06/10/2015 tarihli eksper raporunun irdelenmesi gerekir. Eksper raporuna göre, 20-21/08/2015 tarihlerinde emteaların fiili sayımlarının tek tek yapılarak sigortalıya bilgi verildiği, sadece rizikoda tespit edilen emteaların dikkate alınabileceği konusunda mutabık kalındığı, fiili sayımı yapılan emtealar ile ilgili olarak sigortalı firma yetkilisinden emteaların ilk alış faturalarının talep edildiği, ancak rizikodaki tüm emteaların alış faturalarının mevcut olmaması sebebiyle faturalı emtea hasarı ve faturasız emtea hasarı olarak iki ayrı kategoride değerlendirme yapıldığı, faturalı emtea hasar listesine göre yaklaşık 22.567,80 TL’lik emteaların faturalarının mevcut olduğu, sigortalı ile yapılan görüşme sonucunda faturasız emteaların piyasa rayiç bedellerine göre değerlendirilmesi konusunda mutabık kalındığı, rizikoda hasarlandığı beyan olunan ve faturası temin edilemeyen emteaların gerekli piyasa araştırmaları sonucu tespit edilen KDV’siz birim fiyatlara göre değerlendirildiği, faturasız emtea hasar listesi incelendiğinde hasarlanan ve fiili sayımı yapılan emteaların yaklaşık 63.123,43 TL’lik kısmının faturasının mevcut olmadığı, yapılan görüşmelerde ise, emteaların faturalarının olmamasının sebebinin, bazı emteaların devir alınma zamanından kalmış olabileceğinden ve bazı emteaların da piyasa da spot diye tabir edilen faturasız olmasından kaynaklandığı bilgisinin alındığı belirtilmiştir. Sonuç olarak eksper raporunda, faturasız emtea hasarı 63.123,43 TL ve faturalı emtea hasarı 22.557,80 TL olmak üzere 3.500,00 TL sovtaj değeri de düşüldükten sonra 82.181,23 TL olarak belirlendiği ve 54.470,59 TL olarak belirlenen dava konusu edilmeyen demirbaş zarar miktarı ile birlikte toplam hasar miktarı 136.651,82 TL olarak tespit edilmiştir. İşbu tespit edilen bedel davalı … şirketi tarafından sigortalısı olan davacıya ödenmiş olup davacı işbu ödemeyi ihtirazi kayıtsız kabul ettiği gibi müzayaka halinde bulunduğuna yönelik bir iddia da ileri sürmüş değildir. Eksper raporu, sigortalının bilgisi ve mutabakati de esas alınarak hazırlanmış olup ayrıntılı, denetime elverişli ve gerekçeli olduğundan itibar edilebilecek bir delil niteliğinde olsa da dosyada yer alan diğer delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekir. Davacı şirket yetkilisi …, …Genel Müdürlüğüne sunduğu beyan dilekçesinde, yangın hasarı neticesinde eksper tarafından fiili sayımı yapılan emtealar toplamının 1117 parçadan ibaret olduğunu, ekspertiz firmasına ibraz ettikleri faturaların karşıladığı emtea miktarının 324 parça olduğunu belirterek geriye kalan 793 parça emteanın faturası mevcut olmayıp birim fiyatlarının eksper tarafından piyasa rayiç bedellerine göre değerlendirilmesini talep etmiş olup eksper raporunda da, zaten bu beyanın içeriğine uygun olarak hesaplama yapılmıştır. Bu nedenle eksper raporu ve beyan birbiri ile uyumlu olup aralarında aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca eksper raporunda yapılan hesaplama poliçede “Hasar anında sigortalının defter ve/veya bilgisayar kayıtlarında yer almayan veya bu kayıtlarda yer almakla birlikte, usulüne uygun düzenlenmiş fatura, irsaliye, makbuz gibi ilgili mevzuatlarca öngörülen geçerli belgeler ile teyit edilemeyen emtiaya dair hasar taleplerine konu tutar, işbu sigorta poliçesi çerçevesinde ödenecek sigorta tazminatı miktarının hesaplanmasında dikkate alınmaz ve bu tutar için hiçbir şekilde sigortacının sorumluluğuna gidilemez.” şeklinde yer verilen özel şart hükmüne de uygun düşmektedir. Tüm bu anlatılanlara rağmen Mahkemece, talimat yoluyla aldırılan bilirkişi raporunda, salt yangın olayının gerçekleştiği tarih itibariyle davacının stoklarında 602.916,72 TL’lik emtianın bulunduğu tespitinden hareketle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Kaldı ki bilirkişi raporunda sadece bu yönde bir tespit yer almakta olup ayrıntılı, gerekçeli ve denetlenebilir olmadığından dosya kapsamındaki diğer deliller de nazara alındığında bilirkişi raporunun hükme esas alınması mümkün değildir. Ayrıca eksper raporunda, eksper tarafından stok kaydı istendiğinde sigortalının, stok sistemi olmadığından stok kaydını sunamadığının belirtilmesine rağmen eksper raporunun aksine bilirkişi raporunda, davacının stoklarında 602.916,72 TL’lik emtianın bulunduğu tespit edilmiş olup bilirkişi raporu bu yönüyle de eksper raporu ve sigortalının beyanları ile uyumlu değildir. Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacı, eksper raporu uyarınca tespit edilen ve davalı tarafından ödenen hasar miktarından daha fazla bir zararı olduğunu ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından davalının istinaf başvurusunun yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Bu nedenle sayın çoğunluğun, zararın tespitine yönelik bilirkişi raporu alınması gerektiğinden bahisle hükmün kaldırılması yönündeki kararına muhalif kaldığımı bildiririm.