Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/73 E. 2020/1872 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/73 Esas
KARAR NO: 2020/1872
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/06/2019
NUMARASI: 2018/881 Esas, 2019/343 Karar
DAVA: İflas (İİK. 177)
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacılar vekili,01.10.2018 tarihli dava dilekçesinde, davalı taraf hakkında, listede belirtilen kişilere ilişkin olarak kıdem ve işçilik hakları ile ilgili dava açıldığını, davalar sonucunda müvekkillerinin işçilik haklarını almaya hak kazandıklarını, davaların kazanılmasıyla, bu davalara ilişkin ilamların icraya konulduğunu, Bozüyük ve Eskişehir İcra Müdürlüğü vasıtasıyla borçlu hakkında ilamlı takip yapıldığını, davalının İcra emirlerini tebellüğ ettiğini takiplerin kesinleştiğini, fakat davalı şirketin bugüne kadar bu borçları ödemediğini, müvekkillerinin mağduriyetine sebep olduklarını, müvekkillerinin hepsinin işçi olduğunu, paraların ödenmemesi nedeniyle hepsi zor durumda kaldığını, İcra ve İflas Kanunun 177/4. maddesi gereğince, davalının ilama müstemit alacağı icra emriyle istenildiği halde ödemediğinin sabit olduğunu, bu nedenle iflasa karar verilmesi gerektiğini iddia ederek, davalı şirket yetkilisine İİK 177/4.maddesi gereğince ihtarlı davetiye çıkarılarak duruşmaya çağrılmasına ve dinlenilmesine, gerekli muhafaza tedbirlerinin alınarak davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin ülkenin en büyük sanayi kuruluşlarından olup binlerce kişiyi istihdam ettiğini, şirketin iflasının kamusal etkisininde olacağının aşikar olduğunu savunarak, iflas talebine dair davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davanın İİK 177/4. maddesine dayalı olarak açılan doğrudan iflas davası olduğunu, yargılama sırasında davalı şirketin her bir davacının ilama dayanan alacağını ödediği, bu hususun davacılar vekilinin dosyaya ibraz ettiği beyan dilekçesi ile sabit olduğu gerekçesiyle, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, her bir davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin (124*2.725,00=337.900,00 TL ) davalıdan tahsili ile davacılara ayrı ayrı verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, dava görülmekte iken davacılar vekili ile sulh olunarak dava konusu İcra dosyalarının tamamının ödendiğini, davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına İlişkin karar verildiğini, her bir davacı için 2.725,00 TL olmak üzere 124 davacı için toplam 337.900 TL vekalet ücretine hükmedildiğini, HMK 330 m.gereğince, vekil ile takip edilen davalarda mahkemece, kanuna göre takdir olunacak vekalet ücretinin taraf lehine hükmedileceğini, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, tarife hükümleri ile belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse yarısına hükmolunacağını, 8. maddede, bir davanın takibi sırasında karşılık dava açılması başka bir davanın bu dava ile birleştirilmesi veya davaların ayrılması durumunda her dava için ayrı ücrete hükmolunacağının düzenlendiğini, huzurdaki davada herhangi bir birleştirme kararının söz konusu olmadığını, İİK 174. madde gereği görülen bir iflas davası söz konusu olsa idi birden fazla alacaklı olduğundan her bir davacı için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilebileceğini, oysa bu davanın İİK 177. madde esas alınarak açıldığından tek bir vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İcra ve İflas Kanunun 177/4. maddesi gereğince alacaklının talebi üzerine iflas istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, aynı dava dilekçesi ile birlikte dava açmış olan davacılar lehine verilen hüküm gereğince ayrı ayrı vekalet ücretinin takdir edilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Yargılama aşamasında , davacı alacaklıların ilama dayalı olup İcra takibine konu ettikleri alacaklarının tamamı, davalı borçlu şirket tarafından ödenmiştir. Davanın konusu kalmamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331/1. fıkrasında, davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmolunacağı düzenlenmiştir.İş bu davada yargılama giderlerinden, davalının sorumlu olduğu konusunda tartışma yoktur. Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümlerinin 6. maddenin üst başlığı “Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret “ üst başlığı ile, ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunacağı belirtilmiştir. Somut davada, tarife hükümleriyle belirlenen ücretin tamamına göre vekalet ücretine hükmolunacağı aşikardır. İflas davasında maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekmesine ve hüküm tarihindeki maktu vekalet ücreti, 2.725,00 TL olması nedeniyle mahkemenin buna dair kabulü isabetlidir. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümlerinin 8.maddesinde, davalı istinaf dilekçesinde belirtildiği üzere, karşılık davada, davaların birleştirilmesinde ve ayrılmasında ücret konusuna yer verilerek, her dava için ayrı ücrete hükmolunacağı belirtilmiştir. Davalının istinaf dilekçesinde ileri sürüldüğü üzere davamızda bu düzenlemenin uygulanması söz konusu olmayıp zaten bu hüküm esas alınarak vekalet ücreti verilmemiştir. 3. maddede ise “ Avukatlık Ücretinin aidiyeti, sınırları ve ortak veya değişik sebeple davanın reddinde avukatlık ücreti “ üst başlığı ile, (1) fıkrada, yargı yerlerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa yükletiletecek avukatlık ücretinin tarifede yazılı miktardan az ve üç katından çok olamayacağı, bu ücretin belirlenmesinde, avukatın emeği, çabası, işin önemi, niteliği ve davanın süresinin göz önünde tutulacağı, (2). fıkrada, müteselsil sorumlulukta dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiştir. Söz konusu tarifenin genel hükümlerinde, birden fazla davacının açmış olduğu davada vekalet ücretine dair bir düzenleme mevcut değildir. Birden fazla davacının birlikte dava açmış olmaları nedeniyle,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunundaki dava arkadaşlığı hükümlerinin değerlendirilmesi isabetli olacaktır. Keza, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2013/4-738 Esas, 2014/407 Karar ve 28.03.2014 tarihli ve 2017/11-415 Esas, 2019/989 Karar ve 03.10.2019 tarihli ilamlarında da aynı hususlara yer verilmiş ve değerlendirilmiştir.HMK ‘nın ikinci ayrımının üst başlığı “ Dava Arkadaşlığı “ dır.57. maddede “ ihtiyari dava arkadaşlığı “ (1)Birden çok kişi, aşağıdaki hallerde birlikte dava açabilecekleri gibi aleyhlerine de birlikte dava açılabilir. a)Davacılar veya davalılar arasında dava konusu olan hak veya borcun ,elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması b) Ortak bir işlemle hepsinin yararına bir hak doğmuş olması veya kendilerinin bu şekilde yükümlülük altına girmeleri, c)Davaların temelini oluşturan vakıaların ve hukuki sebeplerin aynı veya birbirine benzer olması “ şeklinde tarif edilmiştir.Bu tanımlamalar kapsamında , iş bu davada, davacılar arasında 57/1- c bendi gereğince ihtiyati dava arkadaşlığının olduğunun kabulü isabetli olacaktır. HMK ‘nın 58.maddesi ise “İhtiyari dava arkadaşlarının davadaki durumu “ başlığı ile “İhtiyari dava arkadaşlığında, davalar birbirinden bağımsızdır. Dava arkadaşlarından her biri, diğerinden bağımsız olarak hareket eder “ şeklindedir. Bir taraftaki İhtiyari dava arkadaşları davada haklı çıkarsa ( davayı kazanırsa ) mahkeme, dava arkadaşları lehine yargılama giderlerine ve bu arada vekalet ücretine hükmeder. (Prof.Dr.Baki Kuru, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı – 2017, sayfa,367).HMK ‘nın 58. maddesinde ,ihtiyati dava arkadaşlığında davaların birbirinden bağımsız olduğuna dair yasal düzenleme ve yine yukarıda yer verildiği üzere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun değişik tarihli ilamları kapsamında her bir davacı yararına maktu vekalet ücreti takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 57. vd maddesinde yer alan İhtiyari dava arkadaşlığı, yargılama giderlerine dair düzenlemeler ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Genel Hükümleri ile emsal yargı kararları kapsamında davalı vekilinin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı kanaatine varılarak reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/881 Esas, 2019/343 Karar ve 27.06.2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davalının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3- Davalının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15/10/2020