Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/723 E. 2020/1063 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/723 Esas
KARAR NO: 2020/1063
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2018
NUMARASI: 2018/433 Esas, 2018/1078 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılar aleyhinde, 11/05/2017 tanzim, 25/09/2017 vade tarihli, 100.000,00 TL bedelli bonodan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden Kambiyo senetlerine mahsus iflas takibi başlatıldığını, iflas ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen borcun ödenmediği gibi ödeme emrine itiraz veya şikayet edilmediğinden bahisle davalı borçluların iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar usulüne uygun davetiyeye rağmen davaya cevap vermemişler, davalı şirket temsilcileri 26/09/2018 tarihli celseye katılarak şirketlerin faal olmadığını, ödeme güçlerinin olmadığını beyan etmişlerdir. Müdahale talep eden … AŞ. vekili dilekçesinde özetle; ilanların yapılmadığını, müvekkilinin davalılardan alacaklı olduğunu, davalı şirketlerin ticari faaliyetlerini davacı şirket üzerinden yürüttüklerini, davacı ile davalılar arasında organik bağ olduğunun muhtelif mahkeme kararlarıyla kesin olarak hükme bağlandığını davacı şirketin olası hacizlerin önüne geçme ve hali hazırda mevcut hacizleri ve istihkak davalarının sonuçlarından kurtulma sakiyle huzurdaki davayı açtığını, takibin dayanağı alacağın gerçek bir alacak olmadığını, tarafların kötüniyetli ve muvazaalı hareket ettiklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, davacı tarafça davalılar aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takibin itiraz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine davalıların iflası istemiyle işbu davanın açıldığı, davalılar adına usulüne uygun olarak tebliğ edilen depo emrine karşın gereğinin yerine getirilmediği, müdahale talep eden vekili tarafından alacağın muvazaalı olduğu iddia edilmiş ise de, ilanların İİK 166/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde usulüne uygun şekilde yapıldığı, müdahale talep eden vekilinin müdahale dilekçesini yasal 15 günlük süreden sonra ibraz etmiş olması nedeniyle taleplerinin reddine karar verildiği, bu haliyle davalıların iflas şartlarının oluştuğundan bahisle davalı şirketlerin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Müdahale talebinde bulunan müdahil vekili istinaf dilekçesinde; ilanların usulüne uygun yapılmadığını, davalıların müvekkil şirkete olan borçları sebebiyle Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün …-…-…-…-…-… Tal. ve Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. sayılı dosyaları kapsamında 30/10/2018 tarihinde davacı şirket adresinde yapılan haciz esnasında istihkak iddiasında bulunan davacı şirket yetkilisi/vekilince beyan edilmesi üzerine konudan haberdar olduklarını, iflasın kamu düzenini ilgilendirdiğini mahkemenin gerekli araştırmaları yapmadığını, tarafların kötüniyetle hareket ettiklerini, işlemin muvazaalı olduğunu, davalı şirketlerin esasen davacıya borçlu olmadıklarını, davacı tarafça davalılar aleyhine yapılan iflas takibi ve akabinde ikame edilen huzurdaki işbu davanın amacının davalıların borçları sebebiyle fiili ve organik bağ içinde bulundukları davacı şirketin adresinde yapılabilecek olası hacizlerin önüne geçmek ve alacaklıların haklarını ihlal etmek olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK’nun 171. vd maddelerinde düzenlenmiş olan, kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip sonucu, borçluluların borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu açılan iflas davasıdır. 2004 sayılı İİK’nun 154. maddenin üst başlığı ise, “İflas Yolu İle Takip“ olup ilk maddede yetki düzenlenmiştir. Maddede, İflas yolu ile takipte yetkili merciinin, borçlunun muamele merkezinde bulunan icra dairesi olduğu, 154/3.fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Maddedeki iflas davasının açılacağı yetkili yer mahkemesinin yetkisi, mutlak yetki olup, kamu düzenine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/1-ç bendinde, yetkinin kesin olduğu hallerde, mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Yani aynı yasanın 115. maddesinde belirtildiği gibi, mahkemece, davanın her aşamasında ve kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu açıklamalar sonrasında somut olay değerlendirildiğinde, dava, davalı borçlunun sicil adresinin yetki çevresinde bulunan Asliye Ticaret Mahkemesinde açılmıştır. Davacı tarafından, davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve … A.Ş. aleyhinde; 04/04/2018 tarihinde, Bakırköy … İcra Müd. … E, sayılı dosya ile dayanak 25/09/2017 vadeli 100.000,00 TL bedelli bono gereğince 100.000,00 TL senet bedeli + 4.586,30 TL, işlemiş faiz + 10.000,00 TL senet tazminatı + 300,00 TL komisyon olmak üzere toplam 114.886,30 TL üzerinden Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yolu ile takip başlattığı, ödeme emrinin davalı şirketlere 09/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, herhangi bir itiraz olmaması nedeniyle takibin kesinleştiği, davacı vekili tarafından 27/04/2018 tarihli dilekçe ile iş bu iflas davasının İİK’nun 156/son maddesi gereğince yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece depo emrine esas alacak miktarı bilirkişi marifetiyle hesap edilmiş, usulüne uygun tebligata rağmen bedel depo edilmediğinden 05/12/2018 tarihli celsede, İİK’nun 158/1 maddesi gereğince alacaklıların davaya müdahale ve itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürmeleri için öngörülen sürenin 15 gün olduğu, mahkemece ilanların İİK’nun 166/2 maddesinde öngörüldüğü şekilde usulüne uygun şekilde yapıldığı, … vekilinin müdahale dilekçesinin ibraz tarihinin 12/11/2018 tarihi olduğu anlaşılmakla müdahale talebinin ve iddiaların değerlendirilmesine yönelik talebinin reddi ile davalı şirketlerin iflasına karar verilmiştir. İİK’nun 158. maddesi, “Alacaklının iflas takibi kesinleştiğinde 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edilir. İflas talebinin ilanından itibaren onbeş gün içinde diğer alacaklılar davaya müdahale veya itiraz ederek iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek mahkemeden talebin reddini isteyebilirler.” hükmünü, 166. maddesi, “ Daire ayrıca kararı, karar tarihinde, tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan eder. Tirajı ellibinin (50.000,00) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetenin yayınlandığı yer aynı zamanda muamele merkezi ise mahalli gazetede ilan yapılmaz” hükmünü içermektedir. Mahkemece ilgili ilanların Başakşiher’de basılan … Gazetesinin 17/05/2018 tarihli nüshasının 14. Sahifesinde ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 16/05/2018 tarih, 9579 nolu sayısında yapıldığı, müdahale dilekçesinin 12/11/2018 tarihinde ibraz edildiği, aynı tarihte harcın yatırıldığı anlaşılmıştır. İİK’nun 158/1. maddesinde de iflas yolu takibin itirazsız kesinleşmesi üzerine açılan bu davada, iflas talebinin ilanından itibaren 15 gün içinde diğer alacaklıların davaya müdahale veya itiraz edebilecekleri öngörülmüş olup, mahkemece de, İİK’nun 166. maddesi uyarınca gerekli ilanların yaptırıldığı, ilandan itibaren 15 gün içinde 3. kişiler iflası gerektiren bir hal bulunmadığını ileri sürerek müdahale veya itirazda bulunabileceklerinden, mahkemece iflasa karar verilmesi halinde, daha önce süresinde müdahale veya itirazda bulunan alacaklıların hükmü temyiz edebileceği, hükmü temyiz eden bir alacaklının yargılama sırasında süresinde müdahale veya itirazda bulunmaması halinde temyiz hakkının doğabilmesi için iflas talebinin İİK’nun 166/2. maddesinde öngörülen usule uygun olarak ilanının yapılmamış olması gerektiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 26/03/2009 tarih ve 2008/11673 E., 2009/2282 K., Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 04/12/2013 tarih ve 2013/8081 E., 2013/7716 K.Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 14/04/2015 tarih 2014/8893 2015/2552 K. sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu, somut uyuşmazlıkta ilanların usulüne göre yapıldığı, müdahilin 15 günlük süre içerisinde müdahale talebinde bulunmadığı için karara karşı istinaf yoluna da başvuramayacağı anlaşıldığından başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Müdahile talebinde bulunan … AŞ vekilinin istinaf başvurusunun usülden REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan peşin olarak yatırılan 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın … AŞ‘dan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4-Müdahil tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-ç bendi gereğince İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.17/06/2020