Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/653 E. 2023/1153 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/653 Esas
KARAR NO: 2023/1153
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/09/2019
NUMARASI: 2018/252 Esas, 2019/693 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İSTANBUL 11. ATM 2018/257 ESAS SAYILI DAVA
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)|Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, kendileri ile davalı … Paz. Ve Tic. A.Ş arasında 19/09/2012 tarihinde (15/09/2014 tarihinde tadil) “motosiklet yetkili servis sözleşmesi”, 25/04/2013 tarihinde “… markalı araç ve parçalar – satış sonrası hizmetler için yetkili servis sözleşmesi” ve 13/11/2014 tarihinde “… markasına yönelik yetkili servis sözleşmesi” akdedildiğini, bu sözleşmelere konu faaliyetin yürütülmesi için “… Mah. … Üzeri …. Km Diyarbakır” adresinde iş yeri açtığını, bu iş yerinin sözleşmede öngörülen standartlara uygun olması için birçok masraf yapıldığını, iş yerinin fiziki koşulları itibariyle standartlara uygun olduğunun davalı şirketçe onaylandığını, ancak 2 katlı olan iş yerinin üst katının üçüncü kişi …’ya ait olması nedeniyle bu şahıstan kiralandığını, iş yerinin alt katının ise üçüncü kişi …’dan kiralandığını, ancak alt katın sahibi …’ın aynı yerde daha önce yetkili servis olması ve davacının açtığı iş yerinde işlerin iyi gitmesi neticesinde bu kişinin çekememezlik nedeniyle iş yerine gelerek silahla 16 el ateş etmek suretiyle davacı şirket yetkilisi …’i öldürmeye teşebbüs ederek tehdit etmesi neticesinde … hakkında Diyarbakır 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/292 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, ayrıca üst katın sahibi …’nın da Diyarbakır Sulh Hukuk Mahkemesi’nde 24/12/2015 tarihinde kiralanan taşınmazın tahliyesi için takip başlatıp dava açtığını, gerek can güvenliğinin olmaması gerekse açılan tahliye davası neticesinde davacının iş yerini boşaltarak “… Üzeri … Km … Plaza No:… Kayapınar/ Diyarbakır” adresine taşımak zorunda kaldığını, yeni taşındığı iş yerinin ölçüleri itibariyle daha büyük ve taraflar arasında imzalanan sözleşmelerdeki standartlara daha uygun olduğunu, bu iş yeri değişikliğini 13/03/2015 tarihinde mail yolu ile davalıya bildirdiğini, bu mail neticesinde yeni iş yerinin 29/04/2015 tarihinde davalı şirket yetkililerince ziyaret edildiğini, ancak davalı şirketin Bakırköy … Noterliği’nin 05/08/2015 tarih ve … Yevmiye sayılı evrakı üzerinden keşide ettiği ihtarname ile sözleşmeleri feshettiğini bildirdiğini, davalının bu feshinin haksız olduğunu, çünkü yer değişikliğinin can güvenliği ile ilgili zorunlu sebeplerden kaynaklandığını, sözleşmenin yürürlükte olduğu süre boyunca sözleşmelere uygun olarak markanın tanınırlığını arttırmak için harcama yaptıklarını, markaya özgü (münasır) yatırımlar yaptıklarını, müşteri portföyünün geliştirilmesi için masraflar yapıldığını, ancak sözleşmenin haksız olarak feshi neticesinde çalışanlara kıdem tazminatı ödemek zorunda kaldıklarını, davalıya sağladıkları müşteri çevresinin gelirinden yoksun kaldıklarını, araç ve stok giderleri bulunduğunu, bu nedenle portföy tazminatı ile menfi ve müspet zararlarına mahsuben şimdilik 1.000,00 TL maddi zarar ile 25.000,00 TL manevi zararın faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/257 Esas sayılı dosyada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı şirket arasında 19/09/2012 tarihinde ve 15/09/2014 tarihinde ek protokol ile tadil edilmiş olan sözleşme imzalandığını, sözleşmelerin … markaların Diyarbakır’da yetkili servisliğini ve bakım onarım işini üstlenme hususlarını barındırdığını, müvekkilinin iş bu sözleşmelere istinaden iş yerini açtığını, masraf yaptığını, davalı tarafından denetçilerin gönderildiğini, denetçiler tarafından onay verildiğini ve yetkili servis belgesi verildiğini, müvekkili şirket yetkilisinin 12/05/2014 tarihinde yaşadığı bir olaydan sonra hizmet verilen tesis adresinin değiştirilmiş olması gerekçe gösterilerek, davalı şirketin sözleşmeyi feshettiğini, sözleşmenin feshinin hakkaniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, 10.000,00 TL maddi, 19.000,00 TL manevi zararlarının davalı taraftan tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/252 Esas sayılı dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında 13/11/2014 tarihinde “… markasına yönelik yetkili servis sözleşmesi” akdedildiğini, 25/04/2013 tarihli “… Markalı Araç ve Parçalar & Satış Sonrası Hizmetler için Yetkili Servis Sözleşmesi” ve 19/09/2012 tarihli ve 15/09/2014 tarihli ek protokol ile tadil edilmiş olan “Motorsiklet Yetkili Servis Sözleşmesi”nin dava dışı ( 2018/257 birleşen dosya davalısı) … Dağıtım A.Ş. arasında imzalandığını, dava dilekçesinde davalı olarak “… İhracat A.Ş” bildirilmiş ise de husumet itirazları baki kalmakla müvekkili …’in hak kaybına uğramasını önlemek adına davanın usul ve esasına ilişkin açıklamalar yapılmak zorunda kalındığını, davanın usul ve esasına ilişkin cevaplarını müvekkili “… İthalat Dağıtım A.Ş” adına verildiğini, yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davacının belirsiz alacak davası açmasının yerinde olmadığını ve davacı tarafın somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, dava dosyasının Diyarbakır 4. AHM’nin 2017/58 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığını, denkleştirme isteğinin dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmenin haklı nedenlerle feshedildiğini, tazminat istemlerinin yerinde olmadığını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/257 Esas sayılı dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde, 19/09/2012 tarihinde (15/09/2014 tarihinde tadil) “motosiklet yetkili servis sözleşmesi”, 25/04/2013 tarihinde “… markalı araç ve parçalar – satış sonrası hizmetler için yetkili servis sözleşmesi” ise üçüncü kişi olan … İhtalat Ve Dağıtım AŞ ile imzalandığını, davacı ile aralarında sadece 03/11/2014 tarihli “… markasına yönelik yetkili servis sözleşmesi” akdedildiğini, davacının 13/03/2015 tarihinde servis yetkisi verilen adresten ayrıldığının e-posta yoluyla kendileri ile paylaşıldığını, oysa 2005/4 sayılı tebliğin “sağlayıcının onayı olmaksızın ilk tesis yeri kapatılamaz” hükmü kapsamında kendilerinin onayı olmadan davacının yer değişikliği yetkisi olmadığını, ayrıca denetim yapılmamış ve standartlara uygun olmayan yeni adreste servis faaliyetinin sürdürülmesini onaylamadıklarını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 27. maddesi ile … “şeklindeki eylemin davalıya derhal fesih yetkisi verdiğini, bu nedenle Bakırköy … Noterliği’nin 05/08/2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile feshedildiğini, yer değişikliği dışında davacının bir sürü sözleşmeye aykırı eylemleri olduğunu, bu nedenle feshin haklı olduğunu, bundan dolayı davacının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, sözleşme hükümleri ile iş yeri değişikliğinin davalının rızası dışında yapıldığı ve sözleşme hükümlerine göre bu hususun davalıya haklı fesih hakkı tanımış olması nedeniyle davacının davalıdan portföy tazminatı, menfi ve müspet zararlarını tahsil etme hakkı olmayacağından esas davanın ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davacıya 08/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harçların tamamlandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemenin davayı reddetmesinin temel gerekçesinin, onay alınmaksızın yapılan tesis değişikliğinin sözleşmelerde fesih sebebi olarak sayılmış olduğunu, halbuki davanın temel dayanağının müvekkili davacının yaşam hakkına yapılan müdahale sonucu olarak yapılan tesis değişikliği olduğunu, yerel mahkemenin, müvekkil şirket yetkilisinin eski yetkili servis tarafından öldürülmeye teşebbüs edilmesi ve eski tesis yerinin kurşunlanması hususlarını dikkate almadığını, bu hususun müvekkili yönünden mücbir sebep ve zorunluluk oluşturduğunu, tesisin mücbir sebebe dayalı olarak yerinin değiştirildiğini, davalının sözleşmenin feshinin haksız olduğunu bu nedenlerle, yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar veren ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak birleşen her iki davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Birleşen her iki dava, taraflar arasındaki sözleşme gereğince yetkili servis hizmetinin davacı tarafından ifa edileceği tesisin bir bölümünün sahibi dava dışı 3. kişi tarafından tahliye davası açılmış olması, bir bölümünün sahibi diğer üçüncü kişi tarafından davacıya silahlı saldırıda bulunulması sebeplerinin mücbir sebep oluşturduğu, davacının bu mücbir sebeplere dayalı olarak tesis yerinin değiştirmesinin, davalı tarafça haksız olarak sözleşmenin feshi sebebi yapıldığı iddia edilerek 6102 sayılı TTK m.122 kapsamında portföy tazminatı ile TBK m.125 kapsamında menfi ve müspet zararın kısmi olarak davalıdan tahsili talebine ilişkindir. Taraflar arasındaki ihtilaf, taraflar arasında akdedilmiş olan 3 adet sözleşmenin davalı tarafından haklı olarak feshedilip edilmediğinin tespiti ile sözleşmelerin haksız olarak feshedildiğinin anlaşılması halinde davacının talep edebileceği, portföy tazminatı miktarının tespiti ile feshedilen sözleşmelerden dolayı davacının portföy tazminatı dışında oluşan menfi ve müspet zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarının tespiti noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler davalı tarafından feshedilmiş olmakla, davalı sözleşmelerin haklı olarak feshedildiğini ispat yükü altındadır. Davalının, bu yükümünü yerine getirememesi halinde davacı portföy tazminatı ve sözleşmeden kaynaklı menfi ve müspet zararlarını ve miktarını ispat yükü altındadır. Dosya kapsamıyla davalı tarafın sözleşmeleri, davacının iş yerini, kurulu bulunduğu “… Mah. … Üzeri …. Km Diyarbakır” adresinden “… Üzeri … Km … Plaza No:… Kayapınar/ Diyarbakır” adresine taşıması sebebiyle feshettiği tarafların kabulündedir. Bu nedenle davacının bu adres değişikliğinin sözleşme kapsamında davalıya haklı fesih hakkı verip vermeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında düzenlenen, 19/09/2012 tarihli (15/09/2014 tarihinde tadil) “Motosiklet Yetkili Servis Sözleşmesi” örneğinin incelenmesinde; bu sözleşmenin davacı ile esas davanın davalısı … Dağıtım AŞ arasında akdedildiği, bu sözleşmeye konu satış ve yetkili servis hizmetinin “… Mah. … Üzeri … Km Diyarbakır” adresinde verilecek olduğu ve sözleşmenin 3. maddesinin “Yetkili servisin ana hizmet yeri Diyarbakır’dır, yetkili servis, ana hizmet yeri dışında ek bir hizmet yeri açmak isterse talebini …’e iletmek ve …’in yazılı onayını almakla yükümlüdür. Yetkili servis …’in onay vermemesi durumunda ek hizmet yeri açamaz.” şeklinde olduğu görülmektedir. 25/04/2013 tarihli “… Markalı Araç Ve Parçalar – Satış Sonrası Hizmetler İçin Yetkili Servis Sözleşmesi” örneğinin incelenmesinde; bu sözleşmenin davacı ile birleşen davanın davalısı … Dağıtım AŞ arasında akdedildiği, bu sözleşmeye konu satış ve yetkili servis hizmetinin “… Mah. … Üzeri … Km Diyarbakır” adresinde verilecek olduğu ve “Yetkili servis, tesis yeri Ek2 dışında, seçici dağıtımın uygulandığı bölgelerde distribütörün yetkili servis olarak faaliyet göstermek üzere tesis yeri açabilir ancak bu halde de distribütör tarafından tespit edilen standartlara uymak zorundadır, bu yükümlülüğe uymamak sözleşmenin ihlali sayılır, başlı başına fesih sebebidir (4.6).” şeklinde düzenlendiği görülmektedir. 13/11/2014 tarihli “… Markasına Yönelik Yetkili Servis Sözleşmesi” örneğinin incelenmesinde; bu sözleşmenin davacı ile esas davanın davalısı … Pazarlama Ve Ticaret AŞ arasında akdedildiği, bu sözleşmede davacı servisin adresinin “… Mah. … Üzeri … Km Diyarbakır” olarak belirtildiği, sözleşmenin 7/1. maddesinin “Yetkili servis, faaliyetlerini bu sözleşmeye göre ve liste B’de belirtilen lokasyonda kurduğu ve yürüttüğü işletmede yerine getirecektir.” şeklindeki ve 7/3. maddesinin “Yetkili servis işbu sözleşme kapsamında sahip olduğu yükümlülüklerle bağlantılı olarak liste B’de detaylandırılanın haricinde seçici dağıtım sisteminin uygulandığı bölgelerde başka bir tesisi ek tesis yeri olarak yeni açılacak servis noktaları da dahil olmak üzere kullanmayı isterse söz konusu tesislerin tüm detaylarını distribütöre bildirecek, distribütörünün yetkili servis başvuru süreci bu yeni servis noktası içinde uygulanacak ve bu tesislerin yetkili servis standartları dökümanında yer alan tesis standartlarına uygun olduğunun tespiti gerekecektir. Yetkili servis, distribütör söz konusu tesislerin yetkili servis standartları ve tesis standartlarına uygun olduğunu yazılı şekilde teyit edinceye kadar yetkili servis hizmetleri ile ilgili olarak bu tesislerden yararlanamayacaktır, tesisleri kullanmayacaktır. Bu teyit yazısı distribütör tarafından gecikmeksizin sağlanacak ve distribütör ancak objektif haklı nedenlerle bu teyit yazısını vermekten kaçınabilecektir. İşbu maddede anılan yükümlülüğe uymamak, sözleşmenin ihlali sayılır ve başlı başına fesih nedenidir.” şeklindeki düzenlendiği görülmektedir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davacının tesisi boşaltmasına ilişkin, kiralayanın tahliye davası açtığı ve tesis binasının bir bölümünün sahibi diğer kişi tarafından davacının silahlı saldırıya uğraması olaylarının sözleşmenin 35. Maddesinde belirtilen mücbir sebepler kapsamına girmediğini, dosyaya sunulan e.posta yazışmalarından, söz konusu tesisin standartlara uymadığının anlaşıldığını, davalı tarafından tesisinin standartlara uygun hale getirilmesinin istendiğini, ancak sonuçta davacı tarafından yeni tesiste hizmet standartlarının sağlanamaması nedeniyle davalının sözleşmeyi feshetmesinin haklı olduğunun değerlendirildiğini, sonuç değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme hükümleri değerlendirildiğinde, davacının tesis değişikliği öncesinde davalıya bildirimde bulunmasının gerektiği, sonrasında belirlenen yeni yerin ise taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler ve ekleri ile belirlenen standartlara ve yetkili servis işinin ifasına elverişli olması gerekmekte olup, sunulan e.mail yazışmalarından ve ihtarnamelerden anlaşıldığı üzere davacı tarafça belirlenen yeni tesiste istenilen bu niteliklerin sağlanamadığı, dolayısıyla davalının sözleşmeyi feshetmesinin sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davacının kendisine silahlı saldırıda bulunulması ve tahliye davası açılmasına yönelik işlemlerin, sözleşmede belirlenen mücbir sebep niteliğinde olmayıp, davacının kişisel ve ticari problemleri niteliğinde olduğu, bu hususlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin davanın reddine ilişkin verdiği kararda hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/252 Esas, 2019/693 Karar sayılı ve 18/09/2019 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Ana dosya için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf harçları peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Birleşen dosya için hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b-1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/11/2023