Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/650 E. 2020/725 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/650 Esas
KARAR NO : 2020/725
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/308 Esas
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
TALEP : SÜRE UZATIM TALEBİ HK.
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07/02/2018 tarihli Müşavirlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, müvekkil şirketin sözleşme gereğince danışmanlık hizmetini gerçekleştirdiğini, ancak sözleşme davalı tarafından haksız şekilde feshi nedeniyle müvekkilinin bugüne kadarki hizmetleri nedeniyle doğmuş olan sözleşmesel hizmet alacağının tespiti ile şimdilik 15.000,00 TL tutardaki alacak ile birlikte sözleşmenin henüz gerçekleşmemiş kısmına yönelik hak ettiği toplam ücretin (tüm inşaat/proje maliyeti belirlemek suretiyle) tespiti ile şimdilik 15.000,00 TL tutar olmak üzere toplam 30.000,00 TL ücret alacağının, dava tarihinden itibaren itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, davalı şirketin taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, 14/05/2019 tarihli tensip zaptının 11 nolu bendi ile talebin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle ihtiyati haciz mahiyetindeki ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.Verilen ara karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. İstinaf nedenleri olarak, taraflar arasında kurulan sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davalının mal kaçırması ihtimal dahilinde olduğunu, taşınmaz malların tahliye edilmesi yahut devrin gerçekleşmesi durumunda davanın konusuz kalacağı gibi telafisi imkansız zararlar doğacağını, ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı talebinin gerekçesiz olarak reddedilemeyeceği ve yaklaşık ispat ile bu kararın verilmesi için yeterli olduğu belirtilmiştir.Dairemizin 26/12/2019 tarih 2019/2605 Esas 2019/2391 sayılı ilamı ile HMK’nın 391. Maddesine uygun şekilde tedbir talebinin reddine dair gerekçeli karar yazıldıktan ve usulüne uygun taraflara tebliğ edildikten sonra istinaf incelemesi için dosyanın dairemize gönderilmesi amacıyla mahalline geri çevrildikten sonra, mahkemenin 20/01/2019 tarihli ara kararı ile İİK 257. maddesindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı, davacı tarafın alacağının varlığı yargılama ile tespit edilebileceğininden, davalı tarafından verilen bir mutabakatlaşma metni, borcu kabul beyanı bulunmadığından, davalının kaçtığı ve malları nı gizlediği vs gibi sebeplerin de izaha muhtaç bulunduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz zımnında ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.İhtiyati haciz İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir.İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabında haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir.Tüm dosya kapsamı yapılan inceleme ve verilen kararın gerekçesi gözönüne alındığında, dava dilekçesindeki talebin sözleşmenin haksız feshi sebebiyle alacak istemine ilişkin olup, bu iddialar hali hazırda ispata muhtaç olduğu gibi İİK 258. Madde kapsamında kanaat getiren delillerde ibraz edilmediğinden mahkemece verilen ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan ihtiyati haciz talep eden davacı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;
1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,
2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harcın davacı tarafça peşin olarak yatırılmış olan toplam 203,00 TL’ den mahsubu ile bakiye kalan 29,10 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1-f maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.
12/03/2020