Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/649 Esas
KARAR NO : 2023/1282
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2018/598 Esas, 2019/1115 Karar
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında, davalının yazılımcı olarak üstlendiği genel muhasebe ve muhasebe entegrasyon sistemi programının satışı, eğitimi ve entegrasyonu hakkında anlaşma yapıldığını, sözleşme sonrasında, davalı tarafın, müvekkiline ait bilgisayarlara muhasebe entegrasyon programını yüklediğini ve işlerin bu programla görülmeye başladığını, kısa süre sonra programda çeşitli arıza ve hatalar meydana geldiğini, fatura dahi kesilemediğini, bu nedenle müvekkilinin muhasebe departmanındaki işlerin aksadığını, mahkemece yapılacak tespit ile hataların kolaylıkla tespit edilebileceğini, müvekkili tarafından sözleşme gereğince … A.Ş Sefaköy şubesine ait … seri nolu 30.000,00TL bedeli 20/06/2016 keşide tarihli çek verildiğini, programın kullanılmaması nedeniyle sözleşmenin fesh edilmesine rağmen çekin iade edilmediğini ileri sürerek çekin ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurularak iadesine, çekin tahsil edilmesi halinde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı-karşı davacı taraf cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden haksız davanın reddi gerektiğini müvekkili tarafından programın sözleşmeye uygun şekilde kurularak eğitimlerin verildiğini, davalıdan kaynaklanan sorunlar nedeniyle kurulum aşamasında güçlükler yaşanmasına rağmen programın yüklenerek çalıştırıldığını, taraflar arasındaki yazışmaların buna kanıt olduğunu, davacı tarafından istenilen iyileştirme ve değişikliklerin yerine getirildiğini, eğitimlerin verildiğini, verilen hizmetten davacının memnun olması nedeniyle yazılım destek anlaşması düzenlendiğini, davacının ekonomik sorunlarını gerekçe göstererek çek ile yapılan ödemenin ertelenmesinin talep ettiğini müvekkilinin de ticari ilişkideki anlayış çerçevesinde durumu kabul ettiğini yapılan iyileştirmeler sonucu davacının program ile herhangi bir şikayeti bulunmadığını, herhangi bir ihbar ve şikayetinin bulunmamasına rağmen çekin ödenmesine bir hafta kala dava açıldığını, süresinde ihbar yapılmadığını ileri sürerek karşı davasında müvekkilinin bakiye 5.000,00TL alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; bilirkişi raporuna göre, bilgisayar programında hataların giderilebilecek ölçüde olduğu ve bu hataların 3.000,00 TL bedelle giderilebileceğinin belirtildiği, bilirkişi raporu ile bilimsel mütalanın özünde çelişmediği, bilimsel mütalaadan farklı olarak bilirkişi raporunda ayıpların giderim bedelinin de hesaplandığı gerekçesi ile davacının sabit görülmeyen asıl davasının reddine, karşı davada karşı davacının sözleşme alacağı olan bakiye 5.000,00TL’den ayıpların giderim bedeli olan 3.000,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.000,00TL’nin faizi ile birlikte karşı davada davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süre içerisinde davacı -karşı davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı-Karşı Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkilinin almış olduğu programın bir ürün değil hizmet olduğunu, müvekkili şirketin sözleşme ile bu hizmeti aldıktan sonra bu hizmetteki ayıpların satıcı/davalı firmaya bildirildiğini, düzeltilmesini istediğini ancak bu hata, ayıp ve eksikliklerin davalı tarafından düzeltilmediğini, bedelden indirim yapılmasının bu programlar için mümkün olmadığını, Muhasebe programı olduğu için herhangi bir hatanın tüm programı kullanılamaz hale getirdiği için programın hiçbir şekilde kullanılmadığını, müvekkili şirketin sayısız defa davalıdan onarım talebinde bulunduğunu, ancak davalı tarafından programın düzeltilmediği ve onarılmadığını müvekkilinin bu nedenle başka bir firmadan muhasebe programı aldığını, Mahkemenin toplanan delillerden ve bilirkişi raporundan programın hatalı olduğunu kabul ettiğini, ancak yanlış bir karar vererek ayıbın önemsiz olduğunu ve bu nedenle indirim yapılmasına karar verdiğini, alıcının teslim almış olduğu malı satıcıya geri vermek şartıyla sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceğini, ayıp sebebiyle sözleşmeden dönme hakkının kullanılması durumunda taraflar karşılıklı olarak geri verme borcu altında olduğunu, alıcının teslim almış olduğu malı, satıcının da kendisine ödenmiş olan satış bedelini geri vermek zorunda olduğunu, İstanbul Bilgisayar Mühendisleri Odasından taraflarınca alınan ve dosyaya sunulan uzman görüşü raporunda yazılımın hatalı olduğunun açıkça tespit edildiğini, Mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporunda da yazılım hatası olduğunun kabul edildiğini, müvekkilinin bu hataların ve ayıpların düzeltilmemesi nedeniyle sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, bu hataların programın kullanılmasını engelleyen programdan beklenen faydayı sağlamayan hatalar olduğunu, BK 219. Maddesi kapsamında ayıplı mal olarak değerlendirilmesi gereken ayıplar niteliğinde olduğunu, davalı tarafından teknik destek sağlanmadığı gibi bilgisayardaki hatalar ve eksikliklerin düzeltilmediğini, müvekkili şirketin bu hataların ve ayıpların düzeltilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayma hakkını kullandığını belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı karşı davacı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesinin gereği gibi yerine getirilmediği iddiasıyla davacı tarafından hizmet bedeli kapsamında verilen çekin iadesi ve çek bedelinin ödenmesi halinde bedelinin istirdatına ilişkin olup karşı dava ise bakiye hizmet bedelinin tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki 12.12.2017 tarihli sözleşme ile davacının davalıya ait bilgisayarlarda kullanılmak üzere muhasebe yazılım programı satışı, kurulumu, eğitim ve destek hizmetlerini üstlendiği, sözleşmenin süresinin sözleşme imza tarihinden itibaren 6 ay olduğu ve sözleşme bedelinin KDV dahil 30.000,00TL olduğu düzenlenmiştir. Yine sözleşmeye göre, sözleşme imzalandıktan sonra 5.000-TL ödemenin peşin olarak yapılacağı, 20/01/2018 vadeli 25.000-TL’lik çek verileceği düzenlenmiştir.Her ne kadar sözleşmede ödemenin 20/01/2018 tarihli 25.000,00-TL bedelli çek ile yapılacağı belirtilmiş, davalı tarafından sunulan 12/12/2017 tarihli tahsilat tediye makbuzu başlıklı belgede sözleşme kapsamında hizmet bedeli olarak alınan ve çekin … Sefaköy şubesine ait 20.06.2018 tarihli …çek numaralı 25.000,00-TL bedelli çek olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda davacı tarafından davaya konu edilen 20.06.2018 tarihli 25.000,00-TL bedelli çekin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verildiği taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Taraflar arasında düzenlenen 01/07/2018 başlangıç tarihli yazılım destek anlaşması ile de bedeli mukabil davalı, davacıya ait bilgisayar programlarının iyileştirilmesini yüklenmiştir.Asıl dava yönünden istinaf incelemesi sonucunda;Asıl davada uyuşmazlık, 12.12.2017 tarihli sözleşmede satıcı sıfatı ile yer alan davalı şirketin sözleşme konusu edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirip getirmediği, davacı alıcı iddialarının yerinde olup olmadığı, bilirkişi raporunun ve kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı, davacının 12.12.2017 tarihli sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olup olmadığı noktasındadır. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri ile bilgisayar programı üzerinde mali müşavir ve bilgisayar mühendisi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi kurulunca 11/03/2019 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. Raporun incelenmesinde, taraf defterlerinin kapanış tasdikleri bulunmadığı, davalı defterlerine göre davacının kayden 5.000,00TL borçlu göründüğünü, davacının ticari defterlerine göre ise asıl davada davacının 25.000,00TL alacaklı göründüğü, sistemin entegrasyonunda ufak tefek hatalar bulunduğu, hataların 3.000,00TL bedelle giderilebileceği bildirilmiştir.Mahkemece, bilirkişi raporuna göre hüküm tesis edilmiştir.Somut olayda, dava konusu sözleşmenin 12.12.2017 tarihli ve 6 ay süreli olduğu, sözleşme süresinin 12.06.2018 tarihinde sona erdiği, davacının sözleşmeden dönme ve bedelinin istirdadına ilişkin iş bu davasını sözleşmenin bitim tarihinden sonra 13/06/2018 tarihinde açtığı görüşmüş ve davacı tarafından sözleşme süresi içerisinde TTK 18/3 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkını yerine getirdiğine ilişkin herhangi bir iddia ileri sürülmemiş ve buna ilişkin delil sunulmamıştır. Bilirkişiler tarafından yerinde yapılan inceleme sonucunda sunulan teknik raporda, programda ufak sistem entegrasyonu denilen sistemin çalışmasına etki etmeyen ve düzeltilebilecek hatalar olduğu ve bu hataların 3.000,00-TL bir tutarla giderilebileceği belirtilmiş, bu durumda teknik bilirkişi raporuyla kurulumun çalışır vaziyette teslim edildiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu teknik açıdan yeterli, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun bulunmuştur. 6098 sayılı TBK’nun 227/3. Maddesine göre, “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Davaya konu programda ufak sistem entegrasyonu denilen sistemin çalışmasına etki etmeyen ve düzeltilebilecek hatalar olduğu yönündeki teknik bilirkişi tespiti dikkate alındığında, davacının sözleşme süresi olan 6 aylık süreden sonra seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK’nın 2. ve TBK’nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, Mahkemece, davalının bakiye alacağına yönelik karşı davası da dikkate alınarak, programdaki ayıp nedeniyle davacının seçimlik hakkından bedel indirimi uygulanmasının yerinde olduğu ve davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Karşı dava yönünden istinaf incelemesi sonucunda;HMK’nın 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalara ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle 4.400,00 TL’ye ulaşmıştır. Karşı dava değerinin 5.000,00-TL olduğu ve ilk derece mahkemesince kabul edilen miktarın 2.000,00TL olduğu dolayısıyla kabul edilen miktar nazara alındığında, karar, hüküm tarihi itibariyle davacı- karşı davalı yönünden kesin niteliktedir. HMK’nın 346. Maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1. Maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kanun yoluna başvuru konusu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafa kabil bir karar bulunmadığından davacı-karşı davalının karşı dava yönünden istinaf başvurusunun reddi gerekir.Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin asıl davadaki istinaf başvurusunun reddine, karşı davadaki istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden usulden reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/598 Esas, 2019/1115 Karar sayılı ve 15/10/2019 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin asıl davadaki istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Davacı vekilinin karşı davadaki istinaf başvuru talebinin 6100 sayılı HMK’nın 341/2 ve 352/1.b bentleri gereğince miktar yönünden USULDEN REDDİNE,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.23/11/2023