Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/629 E. 2020/894 K. 06.05.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/629 Esas
KARAR NO: 2020/894
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 25/11/2019
NUMARASI: 2019/123 D.İş, 2019/120 Karar
DAVA:İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 06/05/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; borçlu şirket ile müvekkili arasında 30/03/2019 tarihinde Dağıtım Sistem Kullanım anlaşması yapıldığını, sözleşme gereği hesaplanan fatura bedellerine karşılık davalının müvekkiline iki adet çek verdiğini, bu çeklerden 18/11/2019 keşide tarihli, 200.000,00 TL bedelli çekin karşılıksız çıktığını, borçlu tedarikçi şirketin tedarik lisansının EPDK tarafından iptal edildiğini, borçlu şirket tarafından müvekkili şirkete verilen diğer çek olan 18/12/2019 keşide tarihli, 1.500.000,00 TL bedelli çekinde karşılıksız çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu belirterek 1.700.000,00 TL tutarındaki alacaklarının tahsili amacıyla borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece talep dosya üzerinden değerlendirilmiş, ilk derece mahkemesince; talebe konu 18/11/2019 tarihli, 200.000,00 TL bedelli çek yönünden, alacağın muaccel olduğu ve İİK.’nun 257/1. maddesindeki şartların gerçekleştiği ancak 18/12/2019 tarihli, 1.500.000,00 TL bedelli çek yönünden muacceliyet şartı ve İİK.’nun 257/2 maddesinde sayılı şartlar gerçekleşmediğinden, 200.000,00 TL’lik çek yönünden talebin kabulüne, diğer çek yönünden talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde, borçlu şirketin tedarik lisansının EPDK tarafından iptal edildiğini, esasen Elektrik Enerjisinin toptan satışı ile iştigal olan borçlu şirketin, artık bu alanda faaliyet gösteremeyeceğini, hali hazırda fatura borçlarını dahi ödeyemeyen borçlu şirketin ödemeden daha da acze düşeceğinin açık olduğunu, borçlu şirketin bahsi geçen çekleri müvekkili şirkete vermesindeki tek amacın, müvekkili şirketi oyalamak, zaman kazanmak ve bu sırada mallarını kaçırmak olduğunu, borçlunun Ticaret Siciline kayıtlı olan adresine gidildiğinde anılan adreste faaliyet göstermediğinin, dilekçeye ekli haciz tutanağı ile tespit edildiğini, borçlunun adresinin bilinmediğini, icra müdürlüğünce yapılan adres araştırmasında bir adrese ulaşılamadığını, İİK’nun 257. madde hükmünün aradığı şartların gerçekleştiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, 18/12/2019 keşide tarihli, 1.500.000,00 TL bedelli çeke ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasıyla, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı verilmesinin koşulları, İcra ve İflâs Kanunu’nun İİK’nun 257. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukukî sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi hâlinde uygulanması gereken İİK’nun 257,I hükmüdür. İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nun 257,II’deki kuraldır. Bu iki kuralın yanı sıra ispata ilişkin İİK’nun 258. maddesi de somut olayımız açısından çok önemlidir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1 – Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2 – Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa. – Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nun 257,II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı vekili 22/11/2019 tarihli talep dilekçesine, borçlunun adresinde bulunmadığı, kaçtığı, kaçma hazırlığında bulunduğu, mallarını kaçırdığı konusunda mahkemeye kanaat verecek deliller ibraz etmediği, belgelerin ihtiyati haciz tarihi olan 25/11/2019 tarihinden sonra 12/12/2019 tarihinde ibraz edildiği, lisans sözleşmesi iptalinin tek başına İİK 257/2. Maddedeki yasal şartları sağladığının kabul edilemeyeceği, her olayın dava tarihindeki şartlara göre değerlendirileceği, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, başvurunun reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1b-1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1f maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.06/05/2020