Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/539 E. 2023/1127 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/539 Esas
KARAR NO: 2023/1127
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/11/2019
NUMARASI: 2015/859 Esas, 2019/1208 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, 28.04.2014 tarihinde … poliçe numaralı … Sigorta Poliçesi ile müvekkili şirkette sigortalı bulunan, Ahlat-Bitlis adresinde bulunan … marka “…” model jeneratörün elektrik devrelerinde meydana gelen kısa devre sonucu tamamen yandığını, meydana gelen yangında ağır hasar gören jeneratörün yetkili servisi tarafından onarıldığını ve onarım gideri olarak 7.620,00 TL’nin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, kaza ile ilgili dava ve talep haklarına müvekkili şirketin hem TTK Md. 1472 uyarınca hem de temlik beyanlarıyla halef olduğunu, yangına ilişkin hazırlanan eksper raporunda, yangına sebebiyet veren jeneratörün … bünyesinde yer alan … İt. A.Ş.’ den alındığı ve montajının da bu firma tarafindan yapıldığı ve bu firmaya rücu edilebileceğinin açıkça belirtildiğini, bu firmaya gönderilen rücu mektubuna, aynı grubun şirketlerinden olan davalı şirket tarafindan verilen 13.08.2014 tarihli cevabi yazıda, söz konusu jeneratörün kendileri tarafindan satıldığı ve 12.05.2012 tarihinde kendi yetkili servisleri tarafindan ilk çalıştırma işleminin yapıldığının açıkça belirtildiğini, davalı şirketin cevabi yazısında rücu taleplerini reddettiğini, bu nedenle dava açma zarureti ortaya çıktığını belirterek 7.620 TL alacağının faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde, müvekkili şirket tarafindan, 1 adet … Marka … model jeneratörün satışına ilişkin olarak hazırlanan teklif mektubunun, … Tic. Ltd. Şti. tarafindan 02.04.2012 tarihinde kabul ve imza edildiğini, satışa konu jeneratörün ilk çalıştırma işleminin müvekkili şirket yetkili bayisi … San ve Tic. A.Ş. ( … A.Ş. ) tarafindan 12.05.2012 tarihinde gerçekleştirildiğini, taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesinin 11.maddesinde İstanbul mahkemeleri ve icra daireleri tek yetkili kılındığından, yetki itirazında bulunduklarını, davaya konu jeneratörün … Tic. Ltd. Şti.’ ye 02.04.2012 tarihinde satıldığını, sonrasında iş bu jeneratörün el değiştirdiğini, gerek garanti kapsamında olmaması, gerekse garanti sürelerinin geçmiş olması nedeniyle husumet itirazında bulunduklarını, taraflar arasındaki sözleşmenin garantiye ilişkin 5. Maddesi uyarınca, jeneratör setlerinin teslimattan itibaren 2 sene (şirketlere iş amaçlı yapılan satışlarda 1 sene) veya 1000 çalışma saati (hangisi önce dolarsa) garanti kapsamında olduğunu, garantinin geçerli olması için makinenin ilk çalıştırmasının … A.Ş. veya yetkili bayi tarafından yapılmış olması gerektiğini, bu sebeple garanti süresinin 1 yıl olduğunu, jeneratörün teslim alındıktan yaklaşık 2 yıl sonra 30.04.2014 tarihinde meydana gelen yangın nedeniyle, garanti süresi dolduğundan müvekkili açısından herhangi bir sorumluluk gündeme gelemeyeceğini, söz konusu yangının meydana gelmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kusuru, ihmali, hatası yahut dikkatsizliğinin söz konusu olmadığını, davaya konu jeneratörün … standardına göre üretildiğini, yangın sonrası … A.Ş. tarafindan düzenlenen teknik servis formunda yangının sebebinin elektrik aksamında, kısa devre olduğunun tahmin edildiğini, bu tespitin tahminden ibaret olduğunu, kısa devrenin ana sebebinin kesin olarak tespit edilemediğini, davaya konu yangının kullanıcı hatasından yahut müşterinin alçak gerilim dağıtım panosundan kaynaklanabileceği gibi, başka birçok sebepten çıkabileceğini, davacının müvekkili şirkete konu yangınla ilgili herhangi bir ihbarda bulunmadığım belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davanın, ayıp ihbarının süresinde olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davacıya gerekçeli kararın tebliğ edilmediği, istinafın yasal süre içerisinde yapıldığı, harçların tamamlandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, yerel mahkemece, dava konusu jeneratörde meydana gelen ayıbın gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, TBK md. 223 uyarınca gizli ayıbın ortaya çıktığının anlaşıldığı tarihten itibaren derhal davalıya bildirilmesi gerektiği, ancak davacı yan tarafından davalı yana ayıp ihbarında bulunulmuş olsa da ihbarın süresinde yapılmamış olduğu kanaatine varıldığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verildiğini, ancak müvekkil şirketin, zarar gören işyerini … poliçesi ile güvence altına aldığını, bu kapsamda sigortalı işyerinde meydana gelen zararların tazmininden sorumlu olduğunu, müvekkil şirket nezdinde düzenlenmiş olan işbu poliçe zarar sigortasına ilişkin olup müvekkil şirket tarafından söz konusu poliçe kapsamında sigortalı şey üzerinde meydana gelen zararın tazmin edilmesi ile müvekkil şirketin sigortalısının haklarına halef olduğunu, TBK md.73 uyarınca rücu zamanaşımı 2 sene olarak düzenlenmiş olduğundan, sigortalı ile davalı arasında geçerli bir sözleşmenin tarafı olmayan müvekkil şirketin gizli ayıp dolayısıyla ihbar sorumluluğu bulunmadığını, yerel mahkemece kurulan hatalı hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; davacı sigorta şirketine sigortalı işyerinde bulunan jeneratorün 30/04/2014 tarihinde yanması sonucu meydana gelen hasarın dava dışı sigortalıya ödenmesi neticesinde davalı satıcıdan kusuru oranında hasar bedelinin tahsili istemli rücuen alacak davasıdır.Dosya kapsamından davacı tarafından, 30/04/2014 tarihinde yanarak hasarlanan jenaratörün tamir bedeli olarak dava dışı sigortalısı …’a 15/07/2014 tarihinde 7.620 TL ödeme yapıldığı, jenaratörün tamirini yapan dava dışı … Tic. A.Ş’nin teknik servis formunun 16/05/2014 tarihli olduğu, davacı tarafından davalı yana 05/08/2014 tarihinde iadeli taahhütlü mektup yollanarak sigortalıya ödenen bedelin taraflarına ödenmesini istediği, davalı tarafından davaya konu jeneratörün dava dışı … Ltd. Şti’ye satıldığı, davalı tarafından … Ltd. Şti’ye teklif mektubu gönderildiği, teklif mektubuna göre şirketlere iş amaçlı yapılan satışlarda bir sene veya 1000 çalışma saati garanti verildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, alınan 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda, yangın olayının meydana geldiği anda elektriğin kesilmiş olduğu, jeneratörün devreye girmesi gereken anda yangın çıktığı, yangının jeneratörün elektrik aksamında meydana gelen bir kısa devreden kaynaklanmış olabileceği, zira şehir şebekesinde elektrik bulunmaması nedeniyle yangının başlangıcının bina tesisatından kaynaklanmasının mümkün olmadığı,bu nedenle dava konusu yangın olayının, gizli ayıp niteliğinde bulunan jeneratörün elektrik tesisatında meydana gelen kısa devreden kaynaklanmış olabileceği, gizli ayıbın süresi içinde ihbar edilip edilmediğinin mahkemenin takdirinde olduğunun bildirildiği görülmüştür. TTK md.1472/1 “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” hükmü gereğince sigortalısının yerine geçerek sorumlulara karşı hak ileri sürebilir.TTK’nın 23. Maddesi: “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmünü haizdir.TBK’nın 223. Maddesi ise : “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmünü haizdir.Dava ayıp nedeniyle satıcının sorumluluğuna ilişkin olup, TBK’nın 223. Maddesi gereği ayıp olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak nitelikte bulunduğunda yani gizli ayıp niteliğinde olduğunda, gizli ayıp ortaya çıktığı anda derhal satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından, dava dışı sigortalı tarafından davalı yana ayıba ilişkin yapılan bir ihbar bulunmadığı gibi, davacı tarafça en geç ekspertiz raporunun düzenlendiği 03/06/2014 tarihinde hasarın davalı kusurundan meydana geldiğinin yani sorumlunun tespit edildiğinin kabulü gerekir. Nitekim davacı tarafça yapılan ödeme de 15/07/2014 tarihli olup, hasarın giderilmesi için davalı yana ödeme tarihinden itibaren 20 gün geçtikten sonra başvurulmuştur.Her ne kadar TBK 223. Maddesi ayıbın hemen bildirilmesi gerektiğini düzenleyerak ayrıca bir süre belirtmemiş ise de, eldeki davada alıcıya halef olarak, alıcının yasal haklarını kullanan davacı sigorta şirketi tarafından beklenen makul sürenin aşıldığı hasarın gizli ayıp niteliğinde davalının sorumluluğunda olduğunun öğrenildiği ekspertiz rapor tarihinden bir ay geçtikten sonra ihbarda bulunulduğu, bu nedenle davanın ayıp ihbarının süresinde olmaması sebebiyle reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı sigorta vekilinin istinaf talebinin reddinin gerektiğine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/859 Esas, 2019/1208 Karar sayılı ve 14/11/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.26/10/2023