Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/531 E. 2023/1105 K. 26.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/531 Esas
KARAR NO: 2023/1105
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2019
NUMARASI: 2017/998 Esas, 2019/617 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında “…” adlı hizmetin sağlanmasına ilişkin anlaşma yapıldığını, buna göre davalının, aldığı hizmete binaen düzenlenen 4.558,97 TL tutarlı faturayı ödemediğini, fatura alacağının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ile davacı arasında akdedilen 25/05/017 tarihli Kablosuz İnternet Yayını Sözleşmesi ile davacının, müvekkili şirkete bağlı adreslerde misafir kullanımı için 100 Mbps’e kadar senkron sponsor tabanlı internet, firma personeli kullanımı için 10 Mbps’e kadar senkron reklamsız internet bağlantısı sağlamayı ve sözleşmede belirtilen diğer yükümlülükleri yerine getirmeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, davacının, hizmeti yasal düzenlemeler doğrultusunda sağlayacağını taahhüt ettiğini, ancak davacının, 5809 sayılı kanun ile getirilen yetkilendirme koşulunu taşımamasına rağmen kötüniyetli olarak müvekkilini yanıltmak suretiyle kablosuz internet yayını sunmayı taahhüt ettiğini, davacının yetkisiz olduğunun tespit edilmesi üzerine, taraflarınca, davacıya gönderilen Beşiktaş … Noterliğinin 07/08/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, kanun ve sözleşme hükmüne aykırılık nedeni ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiği, sözleşme konusu hizmetin alınacağı yeni firmanın ücret farkından doğacak zararlar da dahil sözleşmeden doğacak her türlü zararın tazminine ilişkin haklarının saklı olduğu, fatura içeriğinin kabul edilmediği hususlarının bildirildiğini, sözleşmenin, yasanın emredici hükmüne aykırılık nedeni ile baştan itibaren geçersiz olduğunu, böyle bir sözleşmeye dayalı bedel de talep edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacının, sözleşmede belirtilen sürede kurulumu yapmadığından müvekkiline sunduğu hiçbir hizmetin ve bu hususun ispatına yönelik bir delilin de bulunmadığını, TBK’nun 97. maddesi uyarınca, davacının, sözleşme kapsamında müvekkiline sunduğu herhangi bir hizmet bulunmadığından müvekkilinin de ödemezlik def’i kapsamında bedel ödeme yükümlülüğünün doğmadığını, faturanın varlığının, fatura konusu hizmetin sunulduğu anlamına gelmediğini belirterek davanın reddine, kötüniyetli olarak başlatılan takip sebebi ile davacı aleyhine alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:İlk derece mahkemesince; dava konusu faturanın her iki tarafın da usulüne uygun olarak tuttuğu ve tarafları lehine delil vasfını taşıyan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, buna göre davacının, davalıdan 4.558,97 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında akdedilen 25.05.2017 tarihli sözleşme uyarınca, davacının internet hizmeti sağlama eylemini, davalının belirttiği gibi yetkilendirilmiş şirket kapsamında yapmasının zorunlu olmadığı, yetkilendirilmiş internet hizmeti sağlayıcısı firmaların alt tabanını kullanarak da yasal düzenlemeler dışına çıkmayarak bu hizmeti verebileceği, davalı tarafça düzenlenen fesih ihtarnamesi içeriğindeki gerekçelerin sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçelerine dayalı olarak, davanın kabulü ile, davalının İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasına itirazının iptali ile takibin talep edildiği şekilde aynen devamına, alacağın likit, itirazın haksız oluşu karşısında hüküm altına alınan alacak üzerinden hesaplanan 911,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının internet hizmeti sunabilmesi için zorunlu olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 8. maddesinde düzenlenen yetkilendirmesinin bulunmadığını, sözleşmenin, gerek müvekkilinin yanıltılması gerekse de emredici hukuk kurallarına aykırılık nedeni ile baştan itibaren geçersiz olduğunu, ifası imkansız edimi taahhüt eden, imkansızlığı bilerek veya bilmesi gerektiği halde sözleşmeyi kuran, uyarma ve aydınlatma yükümlülüğüne aykırı hareket eden davacının TBK’nun 20. maddesi uyarınca karşı edimi talep etme hakkının olmadığını, TBK’nun 97. maddesi uyarınca, davacının, sözleşme kapsamında müvekkiline sunduğu herhangi bir hizmet bulunmadığından müvekkilinin de ödemezlik def’i kapsamında bedel ödeme yükümlülüğünün doğmadığını, yargılama esnasında davacının, müvekkili şirkete bir hizmet sunduğuna ve bedele hak kazandığına dair ispat yükümlülüğünü yerine getiremediğini, müvekkilinin borca itiraz nedeninin de, sözleşme ile üstlenilen hizmetin verilmemesi olduğunu, bilirkişi raporunda, hizmetin sunulup sunulmadığına yönelik bir inceleme yapılmadığını, bu hususun tespiti için ek rapor taleplerinin de Mahkemece reddedildiğini, kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafından, hizmetin ifa edildiğine ilişkin tek bir delil dahi sunulmadığından haksız ve dayanaksız icra takibi nedeni ile icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacının, davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında faturaya dayalı 4.558,97 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının takibe ve borca karşı itirazda bulunduğu, davacının ise İİK 67. maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyeti 12/03/2019 tarihli raporlarında, taraflarca ibraz edilen 2017 yılına ait ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu ve tarafları lehine delil vasfını taşıdığını, davacının kendi ticari defterlerinde dava konusu faturadan dolayı davalıdan 4.558,97 TL alacağı olduğunu, davalının kendi ticari defterlerinde ise, davacıya dava konusu faturadan dolayı 4.558,97 TL borcu olduğunu, taraflar arasında akdedilen 25/05/2017 tarihli sözleşmeye göre, davacının internet hizmeti sağlama eylemini, davalının belirttiği gibi yetkilendirilmiş şirket kapsamında yapmasının zorunlu olmadığını, yetkilendirilmiş internet hizmeti sağlayıcısı firmaların alt tabanını kullanarak da yasal düzenlemeler dışına çıkmayarak bu hizmeti verebileceğini, davalı tarafça düzenlenen fesih ihtarnamesi içeriğindeki gerekçelerin sözleşmeye aykırılık teşkil etmeyeceğini bildirmiştir.”…Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır. Ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir…” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2017/1445 Esas 2018/1438 Karar sayılı ilamı).Somut olayda, taraflar arasında Kablosuz İnternet Yayını Sözleşmesi imzalandığı ihtilaf konusu olmayıp bu sözleşmeye göre davacı, davalı şirkete bağlı adreslerde misafir kullanımı için 100 Mbps’e kadar senkron sponsor tabanlı internet, firma personeli kullanımı için 10 Mbps’e kadar senkron reklamsız internet bağlantısı sağlayacaktır. İcra takibine konu edilen 06/06/2017 tarihli … nolu 4.558,97 TL bedelli fatura da bu sözleşme uyarınca düzenlenmiştir. Davalı taraf Beşiktaş … Noterliğinin 07/08/2017 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile, davacının 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında yetkilendirmeye haiz olmadığı, bu hususun sözleşmeye aykırılık oluşturduğu, ihlal sebebiyle sözleşmenin feshedildiği ve sözleşme konusu hizmetin alınacağı yeni firmanın ücret farkından doğacak zararlar da dahil sözleşmeden doğacak her türlü zararın, yasal hakları saklı kalmak kaydıyla tahsili yoluna gidileceği bildirilmiştir. Takibe konu fatura her iki tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerinde kayıtlı olup faturayı, süresinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine borç kaydeden davalının, fatura münderecatını aynen kabul etmiş olduğundan bu faturalar nedeniyle hizmet almadığını, dolayısıyla borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir. Ancak davalı söz konusu fesih bildiriminde, davacının yasal yetkilendirmeye haiz olmadığına dayanmış olup davacıdan hizmet alamadığına yönelik bir sebep ileri sürmemiştir. Ayrıca ücret farkı davacıya ait olmak üzere hizmetin yeni bir firmadan alınacağını da belirtmiştir. Öte yandan davalı, hizmetin alınamadığına yönelik yasal süresinde ve usulüne uygun olarak davacıya bir ihtar da yapmış değildir. Buna göre ispat yükü üzerinde olan davalının, hizmetin alınamadığına yönelik iddialarına itibar edilmemiştir. Ayrıca davalı, sözleşmeye konu hizmetin alındığının kabul edilmesi sebebiyle sözleşme feshedilse bile hizmet bedelini ödenmesi gerekir. Çünkü sözleşmenin feshinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı, bu sebeple bir talep hakkı veya bir zararı bulunup bulunmadığı yönündeki davalı iddiaları ayrı bir yargılamanın konusunu oluşturur. O halde davacının, takibe konu faturaya dayalı alacağının varlığını ispatladığının kabulü gerekmekte olup ödeme yaptığını ispat etmesi gereken davalının buna yönelik bir iddia ve ispatının da bulunmadığı, öte yandan icra takibine konu edilen faturalar sebebiyle davalının, borç tutarını tahkik ve tayin etmesi mümkün olduğundan dava ve takip konusu alacağın likit olduğu anlaşılmakla Mahkemece verilen karar isabetli olduğundan davalı tarafın istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/998 Esas, 2019/617 Karar ve 17/09/2019 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davalı tarafından peşin olarak yatırılan 77,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 191,99 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.26/10/2023