Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/528 E. 2023/1167 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/528 Esas
KARAR NO: 2023/1167
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:01/10/2019
NUMARASI:2017/768 Esas, 2019/871 Karar
DAVANIN KONUSU:TAZMİNAT (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:02/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Rekabet Kurulu tarafından yapılan incelemede, davalı bankanın da aralarında bulunduğu 12 bankanın, 21/08/2007-22/09/2011 tarihleri arasında kredi ve kredi kartlarında birlikte fiyat tespit etmek amacıyla kartel oluşturulduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin davalı bankadan 15/02/2008 tarihinde 1,49 faiz oranında, 25/06/2008 tarihinde 1,69 faiz oranında ve 25/03/2010 tarihinde 0.9 faiz oranında kredi kullandığını, davalının uyguladığı kartel faizi nedeniyle zarara uğradığını, söz konusu fiil olmasaydı kredi maliyetinin daha az olacağını belirterek 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 57 ve 58. maddeleri gereği kartel faizi uygulanması sebebiyle zararın 3 katının tespiti ile şimdilik 3.200,00 TL zararının kredi kullanım tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davada yetkili mahkemenin müvekkili bankanın adresi mahkemesi olan İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, Rekabet Kurulunun kararının iptali için açılan dava sonuçlanmadan açılan bu davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, alacak miktarı tespit edilebileceğinden belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, Rekabet Kurulu karar tarihinden itibaren bir yıllık sürede dava açılmadığından, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkili bankanın kredi faizlerinin belirlenmesine yönelik hukuka aykırı eylemi bulunmadığını, Rekabet Kurulu kararında müvekkili bankanın genel olarak kredilere ve özel olarakta ticari kredilere yönelik ihlalin tespit edilmediğini, banka ortalamasının çok altında kredi kullanan davacının zararının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalı bankanın soruşturmaya taraf olan 12 banka ile birlikte tek bir çerçeve anlaşma veya ortak plan dahilinde belirli bir koordinasyon içerisinde hareket ettiğinin ortaya konulamadığı, bu suretle kartel faizi uygulamak suretiyle davacı tarafı zarara uğrattığı iddiasının ispat edilemediği, Rekabet Kurulu kararının iptali için açılan davada idare mahkemesince ilk olarak davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Danıştay’da onandığı, karar düzeltme aşamasında ilk derece mahkemesi kararı bozulmuşsa da, eldeki davanın Danıştay’ın onama kararı sırasında açıldığı gözetildiğinde, davacının dava tarihi itibarıyla dava açmakta haklı olduğu, bu nedenle yargılama giderinin davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; Rekabet Kurulu kararının iptali için idare mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiği ve verilen ret kararının Danıştay tarafından onandığı gerekçesiyle, davacının dava tarihi itibarıyla haklı olduğu belirtilmişse de, onama kararının kesinleşmediğini, maddi ve şekli anlamda kesin hüküm teşkil etmeyen bir karara istinaden davacının dava tarihi itibarıyla dava açmakta haklı olduğunun kabul edilemeyeceğini, HMK’nın 326 maddesi uyarınca yargılama giderinin haksız çıkan davacıdan tahsili gerekeceği, mahkemenin yargılama giderlerine ilişkin hükmünün usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek sadece harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin hükmün kaldırılmasını ve bu giderlerin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, Rekabetin Korunması Hakkında Kanun uyarınca tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine, ancak dava açıldığı tarihte Rekabet Kurulu kararının iptali için idare mahkemesinde açılan davanın reddine karar verildiği ve bu kararın Danıştay’da onandığı, bu nedenle dava tarihi itibarıyla Rekabet Kurulunun rekabetin ihlaline dair kararı bulunduğundan, davacının dava açmakta haklı olduğu gerekçesiyle davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. Davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak tazminat talep etmesi karşısında, ilk derece mahkemesi hükmü kesin nitelikte olmayıp, davalının istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık, davası reddedilen davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. HMK’nın 326/1 fıkrası; “Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” hükmünü düzenlemektedir. Yargılama giderleri, kural olarak, davada haksız çıkan, aleyhine hüküm verilen tarafa yüklenir. Somut olayda, ilk derece mahkemesi, dava tarihi itibarıyla davalı bankanın Rekabet Kurulu kararının iptali için açtığı davanın reddedildiği ve bu kararın Danıştay’da onandığı gerekçesiyle davacının dava açmakta haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine karar vermiştir. Ancak henüz kesinleşmemiş idari yargı yeri kararına dayanılarak, davacının dava tarihi itibarıyla dava açmakta haklı olduğunun kabul edilmesi doğru değildir. Dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veye yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davanın reddine karar verilmiş de değildir. Bu nedenle mahkemece davanın reddedilmesi ve davada haksız çıkması nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Bu durumda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın reddine, davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Diğer tarafttan, sadece yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden hükmün istinaf edildiği gözetildiğinde, mahkemenin gerekçeli kararda belirttiği şekilde, davalı bankanın soruşturmaya taraf olan 12 banka ile birlikte tek bir çerçeve anlaşma veya ortak plan dahilinde belirli bir koordinasyon içerisinde hareket ettiğinin ortaya konulamadığı, bu suretle kartel faizi uygulamak suretiyle davacı tarafı zarara uğrattığı iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/768 Esas 2019/871 Karar ve 01/10/2019 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE, a)Davanın REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,65 TL harçtan mahsubu ile bakiye 215,21 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,d)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, e)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, İstinaf giderleri yönünden 2-)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-)Davalı tarafından karşılanan 52,60 TL istinaf yargılama gideri ile peşin olarak yatırılan 165,70 TL istinaf başvuru harcı ve karar harcı olmak üzere toplam 218,30 TL’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/11/2023