Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/525 E. 2020/576 K. 27.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/525 Esas
KARAR NO: 2020/576
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 10/04/2019
NUMARASI: 2018/1169 Esas, 2019/390 Karar
DAVA: İHALENİN FESHİ (İflas mahkemesince verilen tedbir kararı sonucu yapılan ihalenin feshi)
KARAR TARİHİ: 27/02/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 12/04/2017 tarihli dava dilekçesi ile; ihale alıcısı davalı … A.Ş. aleyhine Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesine açmış olduğu davada, Tekirdağ … İcra Dairesince müvekkili şirketin, Tekirdağ limanında bulunan 20.986,854 ton kömürün satışına karar verildiğini ve 10/04/2017 tarihinde ihale yolu ile menkulün davalı şirkete satıldığını, icra dosyasında yapılan ihalenin usul ve yasaya aykırı olduğunu, feshi gerektiğini, kömürlerin oldukça düşük bedele ihale edildiğini, iflas ertelemede olan müvekkili şirketin zararına sebebiyet verdiğini, oysa ihale edilen kömürlerin miktar ve kalite bakımından değerlendirildiğinde satış fiyatının oldukça üstünde bir değerde olduğunun açıkça ortada bulunduğunu, kömürlerin daha önceden de satışa çıkarıldığını, ihale bedeli ödenmediğinden icra müdürlüğü tarafından satışların düşürüldüğünü, 12/01/2017 tarihli ihalede söz konusu kömürlerin 6.000.000,00 TL alıcı bulduğunu, 15/02/2017 tarihli ihalede 5.505.000,00 TL alıcı bulduğunu, feshi talep edilen ihalede ise söz konusu kömürlerin 2.100.000,00 TL’ye satıldığını, bu ihaleye tek alıcının katıldığını, katılmak isteyen diğer ihale alıcısının ihaleye alınmadığını, kömürlerin gerçek piyasa değeri ile ihale bedeli arasında fahiş fark bulunduğunu, bu hususun ihalenin feshini gerektirdiğini, zararın gerçekleşmesinin başlı başına fesih sebebi olduğunu, müvekkili şirketin iflas erteleme sürecinde olduğunu, iş bu kömürlerin İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/535 Esas sayılı dosyasından satışına karar verildiğini, satış parasınında müvekkili şirkete aktarılacağını, müvekkile ait kömürlerin değerinin aslında ihale bedelinin yaklaşık üç katı olduğunu, satış kararı, ilam ve ihale tarihleri arasında çok kısa bir süre bulunduğunu, yeterince katılımcı bulunmadığını, ayrıca dosyada arttırma tutanağına ihaleye katılmak isteyen … A.Ş. vekilinin teminat yatırdıklarını, ve pey sürmek istediğini, ancak satışa alınmadığını şerh düştüğünü, söz konusu şirketin ihale katılımcısı olarak ihaleye alınmamasının feshi gerektirdiğini, dosyadan taşınırların yeniden kıymet takdirinin yaptırılmasını talep ettiklerini, gerek kıymet takdir raporu gerekse satış ilanlarının müvekkillerine usulüne uygun tebliğ edilmediğini, ayrıca icra dosyasında ihale askı tutanaklarının usul ve yasaya uygun olarak düzenlenmediğini, ihale tutanağının usulüne uygun tutulmadığını, bu hususunda ihalenin feshine neden olacağını iddia ederek, usul ve yasaya aykırı olan ihalenin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ihale alıcısı … A.Ş. vekili; davanın reddi gerektiğini, davacı iddialarının yasal ve maddi karşılığının bulunmadığını, suni fesih sebepleri yaratılmaya çalışıldığını, Tekirdağ … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 10/04/2017 tarihinde yapılan ihalede muhammen kıymeti 4.140.689,50 TL olan kömürün 2.100.000,00 TL’ye müvekkili şirkete ihale edildiğini, muhammen kıymetin %50’sine masraf ilavesi suretiyle tespit edilen tutarı karşılayan bedel ile yapılan ihalede yasaya aykırılıktan söz edilemeyeceğini, açık arttırma ilanında, kömürün 05/02/2015 tarihinden bu yana açık havada bulunduğu ve usulüne uygun bir şekilde depolanmadığından iki yıla yakın bir sürede açık havada, yağmur, rüzgar, kar ve güneşin altında tutulmuş olup, oksidasyona uğramış ve kalitesinde azalma meydana geldiği, orijinal kömür vasfını kaybettiğinden dolayı kalori ve değerinin azaldığının bilirkişi raporunda belirtildiği ibaresi karşısında davacının kömürün kalitesine, değerine ilişkin övücü beyanlarının takdirinin mahkemeye bırakıldığını, önceki iki ihalenin, ihale bedellerinin ödenmemesi yüzünden düştüğünün davacı tarafça belirtildiğini, fiilen ödenmemiş olan ihale bedellerinin dava konusu kömürün gerçek değeri olarak sunulamayacağını, ihalenin feshi davasını açan davacı vekili Av. … ile ilk ihaleyi alıp bedellerini yatırmayarak ihalenin düşmesine sebebiyet verdikten sonra davaya konu üçüncü ihaleye de girmeye tevessül eden, ancak bu defa başaramayan ve davacı vekilinin ihaleyi katılamamış olmasını yakınma ve bir fesih sebebi olarak ileri sürdüğünü, dava dışı … firmasının vekili olan Av. …’un baro kayıtlarında ve dilekçelerinde gösterilen adreslerine göre İstanbul’da aynı ofiste çalışan iki avukat olduğunu, davacı ve dava dışı firmanın aynı büroda çalışan avukatları marifeti ile baştan beri danışıklı davrandıkları ve … firmasının nasılsa ödemeyeceği fahiş bedellerle suni olarak yükseltip aldığı ihaleleri sonradan düşürdüğü, böylece davacı şirket hakkında iflas erteleme davasının görüldüğü dosyada kömür ile ilgili olarak verilen satış kararının hakime bırakılmasının amaçlandığının açıkça ortada olduğunu, dolayısıyla yasal bir hakkın kullanılması gibi görülen, ancak tamamen muvazaaya dayalı olarak açılmış hukuki, yasal ve etik dayanağı bulunmayan iddialara cevap vermenin zül olduğunu, ilan gibi 10/04/2017 günü saat 14:00’te başlatılan ihalede teminatını yatırarak ihaleye giren müvekkilinin pey sürdüğünü, dava dışı … şirketinin ise teminat yatırmadığından icra müdürlüğünce haklı olarak ihaleye alınmadığını, başka katılanın olmadığı ihalede, ihalenin müvekkili davalıda kaldığını, davacı beyan ve iddialarının dosyaya uygun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili; davacı taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, iflas erteleme dosyasında verilen, 25/11/2016 tarihli ara karar ile Tekirdağ Liman sahasında bulunan kömürün Tekirdağ İcra Müdürlüğü kanalı ile derhal ihale ile satışının yapılarak elde edilecek paranın iş bu dava dosyasında davacının hesabına aktarılarak mahkemeye bilgi verilmesi ve davacı şirket hesabına gelecek kömür satış bedelinin kayyum denetiminde ve gözetiminde garameten davacı şirketten alacaklı olanlara dağıtılmasına karar verildiğini, Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında verilen ara karar gereğince Tekirdağ … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından işlemlerin başlatılmış olduğunu, 12/01/2017 tarihli yapılan ihalede … A.Ş. üzerinde kalan ihale bedelinin süresi içerisinde yatırılmadığı için satışın düştüğünü, Asliye Ticaret Mahkemesi dosyasında yeniden satış yetkisi verilmesi ile satışın başlatıldığını, 15/02/2017 tarihinde yapılan satışta yine … A.Ş. tarafından ihalenin kazanıldığını ve süresinde ihale bedeli ödenmeyerek satışın düşürüldüğünü, aynı zamanda davacının 21/02/2017 tarihinde ihalenin feshi talepli dava açtığını, ancak sonradan bu davadan feragat ettiğini, davacının süreci uzatmak için kötü niyetli davrandığını, iki ihale alıcısı olan şirket tarafından icra dosyasına vekaletname sunan vekil ile davacı vekilinin adreslerinin aynı olduğunu, bu hususun dahi davacı ile ilk iki ihale alıcısı şirketin anlaşmalı hareket ettiğini, kömürün satışına ilişkin süreci uzatmaya matuf haksız işlem ve itiraz nedeniyle Tekirdağ Liman sahasında bulunan kömürün limandan çıkışının geciktiği gibi kurum alacaklarınında arttığını, bu nedenle davacı ve ilk iki ihale alıcısı … A.Ş. hakkında ihaleye fesat karıştırma suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu, 2017/3637 nolu dosyada soruşturmanın halen devam ettiğini, Tekirdağ liman sahasında bulunan kömürün 10/04/2017 tarihinde yapılan ihale ile satıldığını, 17/04/2017 tarihinde ihale bedelinin ihale alıcısına ödenmek üzerine icra dosyasına yatırıldığını, davacının kötü niyetli olarak ihalenin feshini talep ettiğini, davacı tarafından müvekkili kuruluşa verilen 30/01/2015 tarihli taahhütname ile Tekirdağ Liman sahasına getirecekleri kömüre ilişkin olarak her beher tonaj için uygun görülen stoklama bedeline uyacaklarını taahhüt ettiğini, ayrıca terminal ve ardiye ücretlerinde indirim talep ettiğini, terminal ücretine %40 indirim ile ardiye ücretine de %33 indirim uygulandığını, genel müdürlüğün 06/02/2015 günü olurları ile uygun görüldüğünü ve bunun davacı firmaya bildirildiğini, 08/02/2015 tarihinde Tekirdağ Limanına getirilen 27.436.614 ton kömür yükünün geçici depolama sahasına alındığını, 30/07/2017 tarihinde limandan tahliyesinin gerçekleştirildiğini, davacının müvekkili kuruluşa kömür yüküne vermiş olduğu ardiye bedellerini ödememesi nedeniyle Ankara Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/406 Esas, 2016/407 Esas sayılı dosyaların halen derdest olduğunu, müvekkili kuruluş alacaklarının katlanarak arttığını savunarak haksız davanın reddini istemiştir. Davalı … İşletmeler A.Ş vekili; ihalede müvekkili şirketin ihale alıcısı olmadığını, davacıdan alacaklı olduğunu, bu sebeple dosyada davalı konumunda bulunmadığını, ihale şartlarına ve usul hükümlerine uyulup uyulmadığının incelenmesini talep ettiklerini savunarak davanın reddini istemiştir.
TEKİRDAĞ İCRA HUKUK MAHKEMESİNİN 2017/144 ESAS, 2017/360 KARAR VE 13/09/2017 TARİHLİ KARARI İLE; Mahkemece; şikayeti konu kömürlerin kıymet takdirine bir itiraz bulunmadığından kesinleşen muhammen bedelinin %50’si ve satış masraflarının üzerinde satılmış olduğu, bu hali ile şikayetçinin kömürlerin düşük bedel ile satıldığı ve bu nedenle zarara uğradığı iddiasının kabul görmediği, diğer alıcının ihaleye katılması için gerekli teminatı ihalenin bittiği 14:22’den sonra 14:31’de yatırdığı, bu nedenle ihaleye alınmamasının usul ve yasaya aykırı olmadığı, satış ilanının ve satış ilan ve kıymet takdirine ilişkin yapılan tebliğ işleminde usulsüzlük olmadığı, satış ilanının belediye ilan panosunda ilan edildiğine ilişkin tutanağın icra dosyası içerisine alındığı, satış ilanının yapıldığı …nin günlük net satış ortalamasının 100.183 olduğu, gazete ilanının satış kararına uygun olduğunu, tellalin üç kez ihale sonunda bağırdığının tanık beyanları ve arttırma tutanağı dikkate alındığından sabit olduğu, her ne kadar ihalenin 14:05’te bitirilmesine karar verilmiş olsa da ihalenin daha geç bitirilmesinin fesih sebebi olmadığı, sonuç itibari ile ihalenin şikayetçinin ileri sürdüğü hususlar dikkate alındığında ve resen yapılan inceleme ile usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı gerekçesi ile Tekirdağ … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan 10/04/2017 tarihli ihalenin feshine yönelik şikayetin reddine, İİK 134/2.maddesi uyarınca davacının ihale bedelinin %10’u oranında idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Kararın davacı tarafça istinaf edilmesi neticesinde;
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİNİN 2018/1227 ESAS, 2018/1044 KARAR VE 07/05/2018 TARİHLİ KARARI İLE; İstinaf talebine konu ihalenin alacaklı tarafından bir icra dosyasında başlatılan icra takibi sonucunda gerçekleştirilen ihale olmayıp, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin ara kararı doğrultusunda, icra memuru tarafından mahkemece infaz memuru olarak görevlendirilmesi sonucu gerçekleştirildiğini, HMK’nın 393.maddesinde ihtiyati tedbirin uygulanma şeklinin düzenlenmiş olduğunu, maddenin ikinci fıkrasında tedbir kararını veren mahkemenin icra müdürü veya yazı işleri müdürünü görevlendirebileceğinin açıklandığını, HMK 394.maddesinde ise ihtiyati tedbirin infazına ilişkin itiraz ve şikayetleri inceleme yetkisinin kararı veren mahkemeye ait olduğu hükmünün yer aldığını, ihtiyati tedbir kararının icra müdürünce uygulanmış olmasının bu durumu etkilemeyeceği, icra müdürünün anılan konuda ihtiyati tedbir infaz memurluğu görevini yapmakta olduğu, icra müdürlüğünün mahkeme infaz memuru olarak görevlendirilmesi sonrasında icra müdürlüğünce yapılan işlemlere ilişkin şikayetleri inceleme görevinin icra müdürlüğünü görevlendiren mahkemeye ait olduğu ( Yargıtay 12 HD 02/03/2015 tarih, 2014/28236 Esas, 2015/4317 Karar ve 10/10/2017 tarih 2017/6181-12215 sayılı ilamı ) olduğu gerekçesi ile icra hukuk mahkeme kararının kaldırılarak dosyanın davaya bakmakla görevli İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
TEKİRDAĞ İCRA HUKUK MAHKEMESİ’NİN 2018/250 ESAS, 2018/274 KARAR VE 20/06/2018 TARİHLİ KARARI İLE; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine ve davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2018/1135 ESAS, 2018/951 KARAR VE 05/10/2018 TARİHLİ KARARI İLE;Dosyanın İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ve esasın kapatılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tarafça kömürün bedelinin 6.000.000,00 TL civarında olduğu, 2.100.000,00 TL bedel ile değerinin çok altında ihale edildiğine ilişkin iddiaların yönünden ise, icra dosyası içindeki 20/10/2016 tarihli kıymet takdir raporunda kömürün değerinin 4.140.689,50 TL olarak takdir edildiği, davacı yetkilileri veya davacı yanında müdahil olmak isteyen …nin bu rapora itiraz etmediği, böylece kıymet takdirinin kesinleştiğinin kabulünün gerektiği, 2.100.000,00 TL takdir edilen tutarın %50’sinden fazla olduğu, mahkemece yeniden kıymet takdiri yapılmasına gerek görülmediği, ihalenin sonuç itibari ile şikayetçinin ileri sürdüğü hususlar dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı gerekçesi ile davacının Tekirdağ … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan 10/04/2017 tarihli ihalenin feshi talebinin reddine, İİK 134/2.maddesi uyarınca talebin reddine karar verildiğinden ihale bedelinin %10’u oranında davacının idari para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davacı vekili ( davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/11/2017 tarihli celsesinde, 2016/535 Esas sayılı dosyasında iflas kararı verilmiş olduğundan gerekçeli karar İstanbul Anadolu İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında işlem gören müflis şirketin masasına yapılmış, davacı müflis şirketin iflas masasının yetkilisi … tarafından 21/09/2018 tarihli vekaletname sureti dosyaya ibraz edilmiştir. Davacı müflis şirket adına karar, müflis şirketin iflas masası yetkilisi tarafından vekaletname örneğinin dosyaya ibraz edildiği Avukat … tarafından istinaf edilmiş, ayrıca davacı şirket adına aynı karar istinaf edilmiş ise de, iflasın açılması ile birlikte masanın kanuni mümessili iflas idaresi olacağından müflis şirket vekilinin istinaf taleplerinin değerlendirilmesi uygun görülmüştür. ) ve davalı … ile feri müdahil … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı müflis şirket adına iflas masası vekili istinaf nedenleri olarak; kararın hukuka aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, çok düşük bedel ile satıldığını müflisin emtiası dolayısıyla masa malı olan bu kömürler ile ilgili icra dosyasında daha önce satışa çıkarıldığını, ihale bedeli ödenmediğinden satışların icra müdürlüğü tarafından düşürüldüğünü belirterek ihale süreçlerinin tekrar ettikten sonra masanın ve dolayısıyla alacaklıların menfaati gereği tasfiyenin amacına hizmet edilmesi ve açıkça zararına olan ihalenin feshedilmesi gerektiğini, masanın aktifinin 4.000.000,00 TL daha arttırabilecek iken emtianın değerinin 1/3 oranında ihale edilmesinin masa menfaatlerine aykırı olduğunu iddia ederek, ihalenin feshine ve kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekiline gerekçeli karar 13/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalı vekili istinaf dilekçesine 07/08/2019 tarihinde yasal süreden sonra ibraz etmiş olduğu ve istinaf süresi geçirmiş olduğundan ve istinaf başvurusunun HMK 346.maddesi gereğince reddedilmesi gerekeceğinden istinaf nedenlerinin yazılmasına gerek görülmemiştir. … A.Ş. vekili istinaf nedenleri olarak; eksik inceleme sonucu verilen kararın kabul edilemeyeceğini belirterek müvekkilinin müflis şirketten 230.891,38 USD alacağının olduğunu, iş bu alacağın masaya kaydedildiğini, ancak alacağını uzun bir süredir alamadığını, şirketin borca batık olduğunu, müflise ait mevcut en kıymetli mal varlığının yaklaşık 21.000 ton kömür olduğunu, bu kömür hakkında iflas erteleme davası devam edilirken satış kararı verildiğini, değer tespiti ve ihale gerçekleştirildiğini, son ihalede önceki ihaleleri oranla aradaki farkın kuşku uyandırıcı nitelikte olduğunu, ihale alıcısı firmanın müflis şirketten alacağı dahil bulunmadığını, sadece fahiş kar peşinde olduğunu, ihale alıcısı firmanın haksız kazanç sağlamasına ve masa alacaklarının ise uzun bir süredir bekledikleri alacaklarına iş bu kararın sebep olacağına, kıymet takdir raporuna itiraz edilmemesi veya ihale sırasında herhangi bir usulsüzlüğün olmamış olması, ek yapılan kıymet takdirinin haksız, hukuksuz ve kanuna aykırı olduğu gerçeğini değiştirmediğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını esas hakkında ihalenin feshine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ihalenin feshi istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nun 134.maddesinde; ihalenin neticesi ve feshi üst başlığı ile ikinci fıkrasında, ihalenin feshinin Borçlar Kanunun 226.maddesinde yazılı sebeplerde dahil olmak üzere, yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşulu ile icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde isteyebilecekleri, ihalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesinin talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapacağı, taraflar gelmese bile icap eden kararı vereceği belirtilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 2018/1227 Esas, 2018/1044 Karar sayılı kararında uyuşmazlığın HMK 394.maddesi gereğince ihtiyati tedbirin infazına ilişkin olduğu, söz konusu itiraz ve şikayetleri inceleme görevinin ise buna dair kararı veren mahkemeye ait olduğu gerekçesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu belirterek görevsizlik kararı verilmiş olması ve verilen iş bu kararın kesin nitelikte olması nedeniyle iş bu uyuşmazlık ile ilgili Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen davanın ihalenin feshi davası olmasına rağmen, HMK 20 ve devamı maddeleri gereğince esastan istinaf incelemesinin yapılması gerekmiştir. Dosya kapsamından; davacı şirketin, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkmesinin 2016/535 Esas, 2017/834 Karar sayılı dosyasında, 29/04/2016 tarihinde İİK 179.maddesi gereğince iflasın ertelenmesini talep ettiği, davacı şirketin yurt dışından ithal ettiği ve Tekirdağ Limanına indirilmiş olan kömürler ile ilgili … A.Ş.’ne liman işgaliye ücreti ödemediği, kömürleri satış için limandan çıkarmadığı, kömürlerin yağmur – güneş altında enerji ve değer kaybetmeye başladığı, TDİ tarafından ödenmeyen ardiye ücreti ile ilgili üç yıla yakın süredir davacının ödeme yapmaması nedeniyle mahkemenin 02/12/2016 tarihli ara kararı uyarınca ihale ile satış suretiyle kömürlerin satışı için davacıya yetki verildiği ve liman sahasının TDİ’ye boş olarak teslimine ilişkin karar verildiği, Tekirdağ … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasında kömürün satılması için satış istendiği ve Tekirdağ limanında bulunan kömürlerin değer tespiti için bilirkişi olarak görevlendirilen maden yüksek mühendisi tarafından düzenlenen 20/12/2016 tarihli raporda; Tekirdağ limanında halihazırda 20.986.854 ton kömür bulunduğu, iş bu kömürün değerinin 20/12/2016 tarihi itibari ile 4.141.689,50 TL olduğunun belirtildiği, satışa çıkarılacak malın ilanının ilan panosu ile adliye divan hanesine asılmak ve bir gazetede yayınlatmak suretiyle yapılmasına, belediye başkanlığından tellal istenmesine, ilgililere tebliğine karar verildiği, 12/01/2017 tarihinde satış şartnamesine göre yapılacağına dair taşınır açık arttırma ilanının hazırlandığı, basın ilan kuruluna, belediye başkanlığına, icra dairesince yazı yazıldığı, 12/01/2017 tarihli yapılan ihaleye sekiz adet şirketin katıldığı, ihaleye katılan şirketlerden … Ltd. Şti.’nin 6.000.000,00 TL teklif verdiği, ihalenin en çok teklif veren şirkete kaldığı, ihale bedelinin ödenmesi için yedi gün mehil verildiği, bedelin yatırılmadığı, satışın düşürüldüğü, teminatın bloke edildiği, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/01/2017 tarihli ara kararı ile ihalenin düşürülmüş olması nedeniyle satış işlemlerine derhal ve tekrardan başlanmasına karar verildiği, 15/02/2017 günü yapılan ihaleye beş şirketin katıldığı, … Ltd. Şti’nin en yüksek fiyat olarak 5.505.000,00 TL teklif verdiği, ihale bedelinin ödenmesi için şirkete yedi günlük mehil verildiği, yedi günlük süreye rağmen bedelin yatırılmadığı, satışın düşürüldüğü, icra müdürlüğünün buna dair 24/02/2017 tarihli karar aldığı, Tekirdağ İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/57 Esas sayılı dosyasında davacının ihalenin feshi davasını açtığı, mahkemenin 13/03/2017 tarihli kararı ile davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği, … Ltd. Şti yetkilisinin 31/07/2018 tarihli Belek Polis Merkezi Amirliğine verdiği ifadede, ihaleyi kazandıklarını, ancak bir takım aksaklıklardan dolayı meblağı toparlayamadıklarını, parayı yatıramadıklarını beyan ettiği, icra dosyasında 10/04/2017 tarihinde yapılan ihalede, 4.140.689,50 TL muhammen kıymeti olan kömürün 2.100.000,00 TL bedelle davalı şirkete ihale edildiği, yapılan ihale neticesinde davacının yasal sürede ihalenin feshine dair iş bu davayı açmış olduğu anlaşılmıştır. ( Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/3770 Talimat sayılı dosyasında, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/3637 Soruşturma nolu dosyasında, müşteki … A.Ş., şüphelilerin davacı ve dava dışı … A.Ş. olduğu, ihaleye fesat karıştırma suçlamasından dolayı 27/02/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda ki bilgi ve belgelerden özetlenmiştir. ) İfade edilen 27/02/2019 tarihli Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığının 2017/3637 Soruşturma nolu dosyasında düzenlenen bilirkişi heyet raporunda; ihale süreci ayrıntılı olarak değerlendirilmiş, sonuç olarak yapılan ihalelerin, ihale mevzuatına uygun olarak yapıldığı, şüphelilerin ihaleye fesat karıştırma suçu kapsamında kalabilecek eylemlerinin bulunmadığı belirtilmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 133.maddesinde; ihalenin feshi ve farkının tahsili üst başlığı ile taşınmaz kendisine ihale olunan kimsenin derhal veya verilen mühlet içinde parayı vermezse ihale kararının icra müdürü tarafından kaldırılarak teminat akçesinin alıcının ikinci fıkra gereğince mesul bulunduğu meblağa mahsup edilmek üzere alıkonulacağı, son fıkrada ise ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefillerin teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden mesul olacakları düzenlenmiştir. Aynı yasanın 134.maddesinde ise; şikayet konusu olan ihalenin neticesi ve feshine yer verilmiş, madde içerisinde satış ilanı tebliğ edilmemiş veya satılan malın esaslı vasıflarındaki hatayı veya ihalede fesada bilahere vakıf olunmuşsa şikayetin müddetinin ıttıla tarihinden başlayacağı, ihalenin feshinin şikayet yolu ile talep eden ilgilinin vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecbur olduğuna yer verilmiştir. İhalenin feshi icra mahkemesinden istenebilir. Hem taşınırların hemde taşınmazların açık arttırma yolu ile yapılan satışlarının feshi istemi söz konusu maddeye göre gerçekleştirilir. Pazarlık yolu ile satışın iptali ise mahkemelerden istenebilir. İİK 134.maddesinde; ihalenin feshi nedenleri sayılmamıştır. Sadece ihalenin Borçlar Kanunun 226.maddesinde yazılı satış ilanı tebliğ edilmemiş olması, satılan malın esaslı niteliğindeki hata ve ihaledeki fesat nedeniyle ihalenin bozulabileceğine değinilmiştir. İhalenin bozulma nedenleri, gerek doktrinde ve gerekse Yargıtay uygulamasında, arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, ihalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler, ihaleye fesat karıştırılmış olması, alıcının taşınmazının önemli nitelikleri hakkında hataya düşürülmüş olması şeklindedir. Bunlardan arttırmaya hazırlık aşamasındaki hatalı işlemler, açık arttırmaya hazırlık işlemlerinin kanuna aykırı yapılmış olması, arttırmaya hazırlık işlemleri, kıymet takdir işlemleri, satış ilamları, satışın tebliği gibi işlemleridir. İhalenin yapılması sırasındaki hatalı işlemler ise, ihalenin nasıl yapılacağına ilişkin ön görülen yasal şekil şartlarına uyulmaması ihalenin feshini gerektirir. Örneğin; ihalenin ilandan gösterilen saatlere uyulmadan veya ilanda belirtilen yerden başka yerde yapılması gibidir. İhaleye fesat karıştırılmış olması ise İİK 134/2.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Borçlar Kanunun 226.maddesi uyarınca kanuna ve ahlaka aykırı şekilde ihaleye fesat karıştırılmış olması, ihalenin feshi nedeni olarak sayılmıştır. Somut olayda; davacı vekilinin ihalenin feshine dair iddiaları yukarıda bir kısmı özetlenen soruşturma dosyası için hazırlanan bilirkişi heyet raporunda ayrıntılı şekilde cevaplandırıldığı gibi davacının mal varlığı kapsamında bulunan kömürün satışına karar verilmesi aşamasından sonra ilgili icra müdürlüğü tarafından gerekli olan kıymet takdiri dahil tüm işlemler yerine getirilmiş, usulüne uygun şekilde ilk iki ihale gerçekleştirilmiş, yasal düzenleme kapsamında ihalede en yüksek teklifi sunan dava dışı şirketin verilen kesin süre içerisine ihale bedelini karşılamaması nedeniyle ihalenin yasa gereğince düşürülmesine karar verilmiştir. Davalının katılarak ihaleye hak kazandığı üçüncü ihale ise; daha sonraki aşamada gerçekleştirilmiş, mahkeme kararında da açıklandığı üzere, yasanın belirlendiği ve kıymet takdirinde tespit edilen miktar gözetilerek ihale gerçekleştirilmiştir. Özellikle, davacı şirketin iflas erteleme yargılamasının devam ettiği ve iş bu davanın hüküm aşamasından önce iflasa karar verilen dosya gerekçesinden ihaleye konu kömürlerin uzun süre limanda bekletilmesinden dolayı değer kaybettiği de göz önünde bulundurulduğunda, davacının ihalenin feshine dair iddialarının yerinde olmadığı ve bu anlamda da ilk derece mahkeme kararının doğru olduğu kanaatine varılarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. İlk derece mahkeme kararı, 10/04/2019 tarihli olup, davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/535 Esas, 2017/834 Karar sayılı dosyasında 01/11/2017 tarihinde iflas kararının verilmiş olması, iflas kararı ile birlikte 2004 sayılı İİK’nın şirkete ait bütün mal varlığının iflas masasına intikal etmesi, İİK 226.maddesi gereğince, masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olması, aynı zamanda 6098 sayılı TBK’nın 513.maddesi gereğince, vekaletin iflas ile kendiliğinden sone ermiş olması düzenlemeleri de göz önünde bulundurularak davacı şirket adına, davacının iflas tarihinden önceki verilen vekaletnameye istinaden gerçekleştirilen istinaf başvurusunun reddine, yine 6100 sayılı HMK’nın 345.maddesi gereğince istinaf kanun yoluna başvuru süresinin iki hafta olmasına rağmen davalı … vekilinin ise istinaf dilekçesinin yasal süreden sonra dosyaya ibraz edilmiş olması nedeniyle HMK 346.maddesi gereğince reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı şirket hakkında hüküm tarihinden önce iflas kararı verilmiş olduğundan, 2004 sayılı yasanın 226.maddesi ve 6098 sayılı yasanın 513.maddesi gereğince, davacı şirket adına yapılan 16/05/2019 tarihli istinaf dilekçesinin REDDİNE, 2-Davalı … vekiline gerekçeli karar 13/05/2019 tarihli e-tebligat yolu ile tebliğ edilmiş olmasına rağmen, davalının HMK 345.maddede düzenlenen şekilde istinaf yoluna başvurmamış olması nedeniyle, HMK 346.maddei gereğince davalı vekilinin istinaf dilekçesinin kanuni süre geçtikten sonra verildiğinden REDDİNE, 3-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1169 Esas, 2019/390 Karar ve 10/04/2019 tarihli kararı 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1.bendi gereğince usul ve yasaya uygun bulunduğundan, Müflis … Anonim Şirketi adına iflas masası vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 4-İstinaf başvurusu reddedilenlerin dosyaya peşin olarak yatırmış oldukları istinaf harçlarının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde kendilerine iadelerine, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacı müflis şirket adına iflas masası tarafından karşılanan 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacı müflis şirketten tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafların istinaf başvuruları reddedilmiş olduğundan, istinaf giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 7- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/02/2020