Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/519 E. 2023/1060 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/519 Esas
KARAR NO: 2023/1060
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 18/07/2019
NUMARASI: 2017/1047 Esas, 2019/837 Karar
DAVA:MENFİ TESPİT (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı kooperetifin genel kurullarında vadesinde ödenmeyen aidatlar için TBK’nın 120. maddesindeki sınırlamayı dikkate almadan fahiş faiz oranı belirlendiğini, gecikme faizinin yasal faiz oranının yüzde yüzünü aşamayacağını, müvekkili yurtdışında olduğundan genel kurullardan haberi olmadığını, genel kurul kararlarının kendisine tebliğ edilmediğini, davalı kooperatifin 13/07/2017 ve 31/07/2017 tarihli ihtarnameleri ile toplam 21.939,00 TL borcun ödenmesi, aksi halde müvekkilinin ihraç edileceğini ihtar etmesi üzerine 09/08/2017 tarihinde güncel borç miktarı olarak ihtirazi kayıtla 22.035,00 TL ödeme yapıldığını, gecikme faizinin usul ve yasaya uygun olmadığını, ayrıca faiz asıl borca ilave edilerek bileşik faiz uygulandığını belirterek müvekkilinin sorumlu olmadığı kısmın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı kooperatif yetkilisi cevap diekçesi ile; genel kurullarda alınan kararların uygulandığını, fazla gecikme faizi alındığının tespiti hallinde fazla ödemeyi iade etmek zorunda olduklarının bilincinde olduklarını beyan etmiş, duruşmada davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının, 2008 yılı Ağustos ve 2017 yılı Haziran ayı arası aidat ve gecikme faizine ilişkin 5.680,35 TL fazla ödemesinin bulunduğu, 2002 – 2008 arası dönemine ilişkin fazla alınan gecikme faizinin de hesaplanması istenmişse de, davacıdan ihtarname ile ödenmesi istenen ve davacının ödeme yaptığı aidat ve gecikme faizi alacağının 2008 yılı Ağustos ve 2017 yılı Kasım ayına ilişkin olması nedeniyle 2002 – 2008 aidat alacağı ve işlemiş faizinin hesaplanmasına gerek olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 5.680,35 TL’nin davalıdan istirdatına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; hükme esas alınan raporda 2008 yılı Ağustos ayından başlayan aidat alacakları için hesaplama yapıldığını, yargılama sırasında 2002 – 2008 dönemi için alınan aidatların gecikme faizi yönünden de hesaplama yapılmasını talep etmişlerse de bu itirazlarının dikkate alınmadığını, davalı kooperatifin 2002 – 2008 döneminde kararlaştırdığı gecikme faizi tutarının daha yüksek olduğunu, bu döneme ilişkin TBK’nın 120/2 maddesinde öngörülen sınırlamayı aşan miktarında hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, davalı kooperatifin yasal sınırı aşan gecikme faizi tahsil ettiği ileri sürülerek fazla tahsil edilen gecikme faizinin istirdatı istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davalı kooperatifin 13/07/2017 ve 31/07/2017 tarihli ihtarnameleri ile toplam 21.939,00 TL borcun ödenmesi, aksi halde davacının ihraç edileceğini ihtar etmesi üzerine, davacının güncel borç miktarı olarak ihtirazi kayıtla 23.035,00 TL ödeme yaptığı görülmektedir. Davacı, vadesinde ödenmeyen aidatlar için TBK’nın 120. maddesindeki sınırlamayı dikkate almadan fahiş faiz oranı belirlendiği gerekçesiyle fazla ödenen kısmın tespit edilerek istirdadını talep etmiştir.Mahkemece 5.680,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir.İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; 2002 – 2008 dönemine ilişkin kooperatife yapılan fazla ödeme var ise bu miktara da hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesinde alınan raporda; davalı kooperatifin 2008 yılı Ağustos ve 2017 yılı Haziran ayları dahil, bu tarihler arasında 9.200,00 TL aidat alacağı ile 12.745,00 TL gecikme faizi tahakkuk ettirdiği, ancak kooperatiflerde uygulanacak faizin yasal faizin yüzde yüzünü aşamayacağı, yıllık % 18 faiz oranına göre davalı kooperatifin talep edebileceği gecikme faizinin 7.654,65 TL olduğu, davacının dava tarihine kadar tahakkuk eden 500,00 TL aylık aidat tutarı da mahsup edildikten sonra davacının davalı kooperatiften 5.680,35 TL alacağı bulunduğu belirtilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 88. maddesinin, “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamaz. Akdî faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdî faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdî faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.Bakanlar Kurulu, 19.12.2005 tarih 2005 / 9831 sayılı karar ile kanuni faiz oranını 01.01.2006 tarihinden geçerli olmak üzere yıllık % 9 olarak belirlemiştir. Halen kanuni faiz oranı yıllık % 9’dur.Somut olayda, davalı kooperatif davadan önce, 2008 yılı Ağustos ve 2017 yılı Haziran ayı dahil, bu tarihler arasında tahakkuk eden 9.200,00 TL aidat alacağı ile alacağın gecikme faizini talep etmiştir. Davacının davalı kooperatife ödeme yaptığı tutarda bu dönemin aidat alacağı ve gecikme faizi ile ödeme tarihi itibarıyla güncel olan aidat alacağıdır. Davacının istirdadını talep ettiği fazla alınan gecikme faizi 2008 yılı Ağustos ve 2017 yılı Haziran ayı arasındaki dönem olduğuna göre, 2002 ve 2008 arası dönemdeki gecikme faizi eldeki davanın konusu değildir. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin, 2002 ve 2008 arası dönem yönünden karar vermemesi yerindedir.Açıklanan nedenlerle ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 225,45 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1.a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 19/10/2023