Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/501 E. 2020/1136 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/501 Esas
KARAR NO : 2020/1136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/448 Esas
KARAR NO : 2020/2
KARAR TARİHİ: 06/01/2020
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)
KARAR TARİHİ: 23/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ibraz edilmiş belgelerde takibin kesinleştiğine dair derkenar bulunmadığı gerekçesiyle İstanbul Anadolu …. İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında verilen 80.341,45 TL lik alacak kayıt talebinin reddine yönelik verilmiş olan karara karşı itiraz ettiklerini, müvekkili şirket ile müflis şirket arasında hizmet sözleşmesinin bulunduğunu, 19.01.2017 tarihli Booklogic Onlıne Rezervasyon Kullanım Sözleşmesi gereğince müvekkili şirketin yapmış olduğu hizmet karşılığında, müflis şirketin sözleşmeye aykırı davranması nedeni ile müflis şirket aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası açıldığını ve müflis şirketin kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, davacı şirket ile müflis şirket arasında halen İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 E. Sayılı dosyası ile devam etmekte olan itirazın iptali davası olduğunu beyanla, İstanbul Anadolu…. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında verilen 18.06.2019 tarihli alacak kayıt talebinin reddi kararına karşı itirazlarının kabulüne, alacaklarının tespiti ile kaydının yapılmasına, mahkemenin gerek görmesi halinde İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 Esas sayılı itirazın iptali dosyasının sonucunun beklenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunmamış, davalı vekili duruşmada davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 esas sayılı dava dosyasının taraflarının, hukuki sebebinin ve konusunun aynı olduğu, dolayısıyla daha evvel açılan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 esas sayılı dosyasının Mahkememiz dosyası bakımından derdestlik oluşturduğu anlaşılmakla HMK 138. Madde gözetilerek dosya üzerinden inceleme yapılarak iş bu davanın derdestlik nedeniyle dava yartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; alacak kaydı talebi ile davalı iflas müdürlüğüne yaptıkları alacak kaydı taleplerinin reddedildiğini oysa iflas müdürlüğü tarafından taraflar arasında görülmekte olan itirazın iptali davasının sonucunun beklenmesine ve karar sonucuna göre kayıt durumunun değerlendirilmesine karar verilmesi gerektiğini, davalı iflas müdürlüğünün red kararına karşı, İİK. 235. Madde doğrultusunda, masaya karşı itiraz davası açılması zorunlu olduğunu aksi durumda, alacak kaydı talebimizin reddi kararı kesinleşerek borçlu-müflise karşı açmış oldukları itirazın iptali davası kazanılsa bile masaya alacak kaydı yapılamayacağını, ayrıca huzurdaki dava, iflas müdürlüğüne karşı açılmış bir dava olup, her iki davanın tarafları aynı olmadığını yine her iki davanın konusu da birbirinden farklı olduğunu, davacı ile borçlu arasındaki dava itirazın iptali, huzurdaki dava ise davacı ile iflas müdürlüğü arasında alacak kaydının yapılmamasından kaynaklı olan itiraz davası olduğunu bu nedenle davalı iflas idaresinin, taraflar arasında görülen bir alacak-itirazın iptali davası bulunduğunu gözeterek kaydın yapılması talebini, itirazın iptali davasının neticesine göre bekletmesi gerekirken alacak kaydının reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ve buna bağlı olarak makemenin derdestlikten red kararı da usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE HMK’nın 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususlarını da gözetilerek yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.Somut olayda, İstanbul…. İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 09.08.2019 tarihli cevabı yazıda, müflis …. San. Org. Tic. A.Ş. Hakkında İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/888 Esas sayılı dosyasından 26.10.2018 günü iflas kararı verildiği, adi tasfiye söz konusu olup iflas idaresi oluşturulmadığı, davacının 80.341,45 TL geç alacak talebi tanzim olunan ek sıra cetveli ile tamamen reddedildiği, tebliğ gideri depo edildiğinden ek sıra cetveli davacı alacaklıya 24/06/2019 günü tebliğ edildiği, ayrıca ek sıra cetveli 05/07/2019 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde, 20/06/2019 tarihinde Milli Gazete’de ilan edildiği, davanın 05/07/2019 tarihinde yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının, müflis … Ticaret A.Ş aleyhine iş bu davadaki dava konusu sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlattığı İstanbul….. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip takip dosyasına yapılan itirazın iptali talep edildiği, yargılama sürecinde 26.10.2018 günü borçlu şirketin iflasına karar verildiği görülmüştür.Müflisin davalı olduğu davalarda iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, ( md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı (çekişmeli) alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplanması verir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra (müflis yerine) davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Yargıtay 19. HD’nin 25.11.1999 tarih ve 7032 E, 7129 K; 11. HD’nin 22.08.2007 tarih ve 2005/13761 E, 2007/624 K; 02.11.2007 tarih ve 8826 E, 11712 K. ve Yargıtay 23. HD’nin 02.12.2013 tarih ve 6042 E., 7639 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemece asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırılması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına kararı verilmesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekir. ( Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 18/12/2014 tarih 2014/3781 Esas 2014/825 Karar sayılı ilamı) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun dava şartları başlıklı 114/1-ı maddesinde, davanın derdest olmaması dava şartlarından sayılmıştır. Derdestlik, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir dava ikinci kez açılırsa, ikinci davada bu husus re’sen veya talep üzerine dikkate alınır ve ikinci dava, dava şartları yokluğundan esasa girilmeksizin reddedilir. Bu nedenle aynı yasanın 115/1. maddesine göre mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırmak durumundadır.Bir davada derdestliğin kabul edilebilmesi için varlığı gerekli üç koşul birlikte aranır. 1-)Bu davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması;2-)Davanın görülmekte ( derdest ) olması; 3-)Daha önce açılmış ve görülmekte olan o dava ile ikinci davanın yani bu davanın aynı olması koşullarıdır.Birinci davanın halen görülmekte olmasından, ikinci davanın açıldığı tarihte birinci davanın henüz karara bağlanmamış bulunması veya karara bağlanmış bulunmakla beraber verilmiş olan kararın henüz şekli anlamda kesinlik kazanmamış olması anlaşılmaktadır.Birinci ve ikinci davanın aynı dava sayılabilmesi için gerekli ilk şart her iki davanın taraflarının aynı kişiler olmasıdır. Tarafların aynı sayılması, tarafların her iki davada da aynı sıfatla, yani davacı ve davalı sıfatıyla hareket etmiş olmaları gerekmez. Birinci davada; davacı olan taraf, ikinci davada, davalı olabileceği gibi, tam tersi de söz konusu olabilir. Davaların aynı dava sayılabilmesinin bir diğer şartı her iki davanın sebebinin aynı olmasıdır. Dava sebebinin aynı olmasından kasıt hukuki sebepler değil, davacının davasını dayandırdığı vakıalardır. Son şart ise; davaların konularının aynı olmasıdır. Dava konularının aynı olup olmadığını tespit edebilmek için davaların ilkinde verilebilecek kararın, ikinci davada verilebilecek kararı gereksiz hale getirip getirmeyeceği, ya da ikinci davada verilebilecek kararla aynı sonuçların sağlanıp sağlanamayacağına bakılmalıdır. (Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 20.6.2016 tarihli, 2016/5999 Esas – 2016/10149 Karar sayılı ilamıBelirtilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut olay incelendiğinde; Davacı, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 Esas sayılı sayısı dosyasında aynı vakıa ve talep sonucu ile alacak talep ettiği, davalının yargılama sürecinde iflas ettiğinden alacak talebinin, kayıt kabul davasına dönüştüğü, iflas kararının verilmesi ile birlikte davalı şirketin taraf ehliyeti kalmadığı, müflis şirketin, iflas idaresi oluşturuluncaya kadar tüm hak ve yetkileri iflas masasına geçtiği, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 Esas sayılı sayısı dosyasının henüz kesinleşmediği bu sebeple vakıa ve talep sonucu ile tarafları aynı olan İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/787 Esas sayılı sayısı dosyası derdest olduğundan mahkeme kararı usul ve hukuka uygun olduğu kabul edilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde olmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1-b.1 bendi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi..23/06/2020