Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/479 E. 2020/2008 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/479 Esas
KARAR NO: 2020/2008
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/09/2019
NUMARASI: 2014/1219 Esas, 2019/765 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; sigorta poliçesi ile teminat altına alınan müvekkiline ait iş yerinde hırsızlık olduğunu, 82.879,67 TL tutarında malın çalındığını, davalının teminatı ödemediğini belirterek, ihtiyati haciz kararı verilerek 82.879,67 TL’nin olay tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili süresinde cevap dilekçesi ibraz etmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; iddia, savunma, bilirkişi raporuna göre; 23.11.2013 tarihinde davacının iş yerinde hırsızlık olayının meydana geldiği, davacı ile davalı arasındaki sigorta sözleşmesi ile hırsızlık rizikosunun da teminat kapsamına alındığı, açıklandığı üzere rizikonun teminat dışı olduğunu ispat yükünün davalı sigortacıda olduğu, davalı sigortacının bu yönde bir delil sunamadığı, kaldı ki dosya içerisindeki soruşturma dosyası, olay yeri tutanağı ve tanık ifadeleri göz önüne alındığında hırsızlık olayının meydana geldiği hususunda fiili karinenin bulunduğu, zararın ispatı yükünün ise davacıda bulunduğu (Yargıtay 11. HD. 2006/10879 E. 2007/13572 K), davacının zararını ticari defter ve kayıtları ile ispat edebilmesinin mümkün olduğu (Yargıtay 11. HD. 2007/10138 E. 2008/13207 K.), hırsızlık olayının hemen akabinde iş yerinde eksper tarafından sayım yapıldığı, yapılan sayımın davacı ticari defter ve kayıtları ile uyumlu olduğu, davacının alımını yaptığı mallara ilişkin beyannameleri vergi dairesine vermiş olduğu, yine iş yeri paket sigorta poliçesinin yangın-hırsızlık başlığı altında hasar tazminatının envanter kayıtları ile tespit edilebileceğinin kararlaştırıldığı, mali yönden yapılan inceleme neticesinde dava konusu hırsızlık olayı nedeniyle davacının uğradığı zararın 82.446,57 TL olduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile, 82.446,57 TL’nin 20.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödetilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ, Bu karara karşı davalı taraf istinaf yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davaya konu olayın hırsızlık olup olmadığı hususunda bir ihtilaf varken mahkeme tarafından işbu husus aydınlatılmadan hüküm kurulduğunu, sigortalı iş yerinde hırsızlığı gerçekleştirdiği beyan edilen aracın 23.11.2013 tarihinde saat 04.39-04.49 dakikaları arasında sigortalı iş yerinde kaldığının sabit olduğunu, 10 dakika kadar kısa sürede rafta katlanmış ve askılarda seri şekilde asılı olan emtianın alel acele taşınıp bir araca doldurulmasının mümkün olmadığını, kamera kayıtlarında da işbu eylemlere ilişkin bir görüntü bulunmadığını, olay yeri tutanağında emtiaların alındığı ancak masa üzerinde yazar kasa ve laptopun kurulu halde durduğunun belirtildiğini, daha kıymetli bu eşyaların çalınmamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı sigortalının maddi durumunun iyi olmadığını, dükkan sahibine borcu olduğunu, hatta elektrik borcunu dahi ödeyemediğini, poliçeye konu iş yerinde gerekli güvenlik önlemlerini almadığını, davacının çalınan emtiaya ilişkin önceki beyanlarında 140.000,00 TL olarak ifade ettiğini, ancak fiili sayım sonrasında 82.446,57 TL olarak belirtmesinin de davaya konu hırsızlık olayının gerçek olup olmadığı hususunda şüpheleri netleştirdiğini, davacının kötü niyetle ve haksız çıkar sağlama amacı ile hareket ettiğini, hırsızlığın gerçekle bağdaşmadığını bu sebeple müvekkili şirketin poliçe kapsamında bir sorumluluğunun bulunmadığını, yerel mahkeme tarafından somut olay aydınlatılmadan çelişkili raporların hükme esas alındığını, bilirkişi … ve .. tarafından düzenlenen 02.06.2015 kayıtlı raporda; ”araca yükleme yapıldığı hususunda herhangi bir kamera kaydı görülmediği, 120 top kumaşın 10 dakikada araca yüklenmesinin imkan dahilinde olmadığı mütalaa edilmiştir.” Bilirkişi … tarafından düzenlenen 25.02.2016 tarihli esas rapor ve 22.08.2016 tarihli ek rapora göre; ”davacıya ait iş yerinde 23.11.2013 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayının sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğu, davacının muavin defter kayıtlarına göre KDV hariç 121.189,15 TL emtia alışı yaptığı”. Şeklinde olduğunu, çelişkinin giderilmediğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, Sigorta Poliçesinden Kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. İnceleme HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf nedenleri ile sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında 18.11.2013-18.11.2014 vadeli İşveri Paket Sigorta Poliçesi akdedildiği hususu yanlar arasında çekişmesizdir. Uyuşmazlık poliçe ile teminat altına alınan iş yerinde 23.11.2014 tarihinde meydana gelen hırsızlık olayının gerçek olup olmadığı, rizikonun teminat kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmıştır.
Söz konusu davalarda poliçede teminat altına alınan rizikonun belirtilen şekilde gerçekleşmediğinin ispat yükü iddia eden sigortacıya aittir. Sigortacı tarafından rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde meydana geldiğinin soyut iddialarla değil, somut delillerle kanıtlanması gerekir Yargıtay HGK 2016/17-2041 esas ve 2017/ 1296 karar sayılı kararı da bu yöndedir. 20/01/2014 tarihli ekspertiz raporunda olay şüpheli bulunmuş, konunun araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Davalı şirket tarafından görevlendirilen özel araştırma firması …’in raporunda da özetle, davacının ekonomik durumunun kötü olduğu, 10 dakikada hırsızlığın yapılmasının mümkün görülmediği, poliçenin hemen düzenlenmesinden sonra böyle bir ihbarda bulunulduğu, hırsızlığa karışan aracın özellikli olay yerinde görünmeye çalıştığı, aracın kameraya yansıyan görüntülerine göre yüklü olmadığı, sigortalının gerekli güvenlik önlemlerini almadığı ifade edilmiştir. Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği tarafından Olay Yeri İnceleme Raporu düzenlenmiştir. Raporda “Bahse konu yerin 4 katlı binanın giriş katında bulunan “…” ibareli perde dükkanı olduğu, ebatları 90 cm x 210 cm olan giriş cam kapısının açık kilit göbeğinin bulunduğu bölgeden zorlanmış olduğu, dışarıda bulunan “…’ ibareli alarm kutusunun parçalanmış ve yüzeyinin köpük diye tabir edilen inşaat malzemesi ile kaplı olduğu, içeri girildiğinde içerideki alarm kumanda kutusunun kapağının sökülmüş olduğu, girişe göre sağ tarafta bulunan masa üzerinde yazar kasanın ve laptopun kurulu halde olduğu, yine girişe göre sağ tarafta ve girişe göre tam karşıda bulunan rafların boş olduğu, işyeri alt katında dikiş atölyesinde ise bir olumsuzluğun olmadığı tarafımızdan görüldü” denmiştir. Görgü tanıklarının beyanına göre, olayda kullanılan … plaka araç ile eşgalleri belirtilen kişiler hakkında soruşturma başlatılmıştır. Soruşturmanın halen İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Zamanaşımı Bürosunda 2014/144033 sorusturma dosyasında derdest olduğu, faillerin arandığı dosyaya celbedilen belgelerden anlaşılmaktadır. Yerel mahkemece deliller toplanmış bilirkişi raporu alınmıştır. 02.06.2015 tarihli bilirkişi raporunda; defter kayıtlarına göre 23.11.2014 tarihi itibari ile çalınan mal bedelinin 82.446,57 olarak hesap edildiği, şirket kayıtlarına göre özelikle 23.654,48 TL tutarındaki satışa karşılık 121.189,15 TL mal alımlarının yüksek olduğu, kamera kayıtlarına göre, gelen araca malların yüklendiğine dair; kayıt yapan 4 kamera görüntüsü içinde, kamera kayıtları bakımından ilgili kamera açısının bulunmadığı, dolayısıyla araca yükleme yapıldığı hususunda herhangi bir kamera görüntü kaydının bulunmadığı, olayın yaklaşık 10 dakika süre içerisinde gerçekleşmesi göz önüne alındığında 120 top kumaşın bu araca yüklenmesinin şüpheli olduğunu belirtilmiştir. Güvenlik uzmanı tarafından ibraz edilen tarihsiz raporda, sigortalının iş yerinde tüm güvenlik önlemlerini aldığını olayda kusurunun bulunmadığını bildirmiştir. 25.02.2016 tarihli (farklı bilirkişi) raporda; rizikonun teminat kapsamında kaldığı, mahkemece uygun bulunması halinde davacının muavin defter kayıtlarına göre KDV hariç 121.189,15 TL’lik emtia alışına ilişkin muavin deftere kaydedilen dört ayrı firmaya ait 9 adet faturalara ait KDV beyannamelerinin verilip verilmediği, faturaların gerçek alımları yansıtıp yansıtmadığı konusunda mali incelemenin yapılmasında yarar bulunduğu ifade edilmiştir. Aynı bilirkişi kurulu 22.08.2016 tarihli ek raporlarında; Katma Değer Vergisi Kanununa göre, hırsızlanan malın, alış faturasında gözüken KDV’nin diğer KDV’lerle birlikte beyan edilerek, vergi dairesine ödenmesi gerektiği, mahkeme tarafından ilgili vergi dairesinden davacının çalınmış olan malları için KDV ödeyip ödemediğinin tespiti ile ödenmiş bulunması halinde çalınmış olan bu malların bedelinin ödenmesi gerektiği, 21.02.2019 ikinci ek raporda ise celbedilen kayıtlara göre, dava konusu olan Emtea ile ilgili sunulan faturalarla ilgili mal alımlarının KDV beyannamesi ile beyan edildiği, 121.189,15 TL tutarında Emtea alımının ve 23.654,48 TL tutarında mal satış tutarının doğru olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi raporları ve tam dosya kapsamına nazaran; sigortalıya ait işyerinin kapısı kırılarak ve alarm sistemi devre dışı bırakılarak iş yerinden hırsızlık yapıldığı, hırsızlıkla ilgili soruşturmanın faillerin yakalanması amacıyla halen devam ettiği, rizikonun teminat kapsamında bulunduğu, davacının mal alımına ilişkin belgelerin doğru olduğu, davalının rizikonun ihbar edilenden farklı şekilde meydana geldiği iddiasının dosya kapsamına göre soyut kaldığı, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b/1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 5.631,93 TL harçtan davalı tarafından yatırılan 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.466,23 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/11/2020