Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/462 E. 2020/1062 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/462 Esas
KARAR NO : 2020/1062
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/10/2019
NUMARASI : 2018/569 Esas, 2019/1128 Karar
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili bankadan kullandığı kredi borcunu ödemediğini, hesabın kat edilerek ihtar edildiğini, davalının iflas ettiğini, iflas tarihi itibariyle borçlunun müvekkiline 2.249.582,08 TL borcu bulunduğunu, müvekkili bankanın davalıdan olan alacağı için İstanbul Anadolu … İflas müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasından verilen alacağın reddine dair kararının iptali ile alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, Davanın İİK’nun 235. maddede öngörülen 15 günlük hakdüşürücü süre içinde açılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davalının iflas etmesi üzerine davalı müflis şirketin müvekkili bankaya olan borçları sebebiyle 13/02/2015 tarihinde İstanbul Anadolu …. İflas Müdürlüğü’nün … iflas dosyasına müvekkil bankanın o dönem dosyayı takip eden kadrolu çalışanı olan Avukatı … tarafından alacak başvurusunun yapıldığını, daha sonra borçlunun dosyasının sözleşmeli avukat olarak kendilerine devredildiğini, 13/04/2018 tarihli talep dilekçesi ile iflas idaresine başvurularak alacak talebinin kabulü hakkında verilen kararın tebliğinin talep edildiğini, İflas Müdürlüğü tarafından 12/06/2017 tarihli karar ile talebin reddine karar verildiğini, ret kararını 12/06/2017 tarihi itibariyle öğrendiklerini, İcra ve iflas Kanunu’nun 236. maddesi ve Yargıtay içtihatları doğrultusu uyarınca alacakların iflas kapanıncaya kadar masaya kaydının mümkün olduğunu, alacağın iflas masasına kaydının gerektiğini, huzurdaki davada müflis şirkete ilişkin iflas dosyasının henüz kapanmadığını, verilen kararın usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, İİK’nun 235. maddesine dayalı olarak açılan kayıt kabul davasıdır. İstanbul Ticaret Sicil Memurluğu’nun … sicil sayısında kayıtlı, … Caddesi, …Apt. … Blok No:… Göztepe Kadıköy/İstanbul adresinde faaliyet gösterir …. Ltd Şti’nin İstanbul Anadolu 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/209 esas sayılı dosyasından 11/11/2014 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas tasfiye işlerinin İstanbul Anadolu …. İflas müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, tasfiyenin İİK’nun 218. Maddesi uyarınca basit tasfiye olarak yapılmasına karar verildiği dosya kapsamındaki belgelerden anlaşılmıştır.Somut uyuşmazlıkta gerekçeli karar ile istinaf dilekçesinin hakkında iflas kararı verilen şirkete tebliğ edildiği görülmüştür.Bir ticaret şirketinin taraf bulunduğu bir dava devam ederken şirket tasfiye haline girerse, şirketin taraf ehliyeti son bulmaz. Zira, şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eder. Şirket davada taraf olarak kalmayı sürdürür; yalnız, şirket davada tasfiye memurları tarafından temsil edilir. (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, İstanbul 2001, s. 935, aynı yönde görüş için bkz. İlhan E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, İstanbul 1975, s. 209 ). Ancak ortaklık, ticaret sicilinden kaydı silininceye kadar tüzel kişiliğini korur. Bu nedenle, gerek infisah gerekse fesih kararı, ortaklığın sonunu değil, tasfiye işlemlerinin başlangıcını ifade eder. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Temel Esaslar, 10. Baskı, 2011, s. 511; İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. II, 4. Baskı, 2004, s. 1309)İİK’nun 191. maddesi gereğince borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüz olup, müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflas ile kısıtlandığından, aynı Kanunun 226. maddesinde de masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Diğer anlatımla, iflasın açılmasıyla dava takip yetkisi (ve taraf sıfatı) artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nun 226-229 maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına (iflas idaresi oluşturuluncaya kadar iflas dairesine), şayet basit tasfiye (İİK.md.218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Müdürlüğüne (İflas Dairesine) aittir. Dosyanın mahal mahkemesine iadesi ile gerekçeli kararın yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde müflis şirketi temsile yetkili İflas Müdürlüğüne tebliğine, istinaf edilmesi durumunda istinaf dilekçesinin tebliği ve usulü eksikliklerin ikmalinden sonra dosyanın inceleme için dairemize gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Yukarıda açıklanan eksikliklerin ikmali amacıyla Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE,2-Eksiklikleri ikmal edildikten sonra istinafen incelenmesi için tekrar dairemize GÖNDERİLMESİNE, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352/1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda oybirliği ile karar verildi.17/06/2020