Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/460 E. 2020/742 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/460 Esas
KARAR NO: 2020/742
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/12/2019
NUMARASI: 2018/718 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ TEDBİR TALEBİ Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile davalı şirketin müvekkiline ait baz istasyonlarının bakım ve onarım işlerini üstlendiğini, sözleşmenin sona ermesi halinde geri iade edilmek üzere davalı şirkete elektronik haberleşme ekipmanları teslim edildiğini, davalının edimlerini yerine getirmediğini ve performans düşüklüğü gösterdiğini, bunun üzerine sözleşmeyi haklı nedenlerle feshettiklerini, ancak davalının müvekkiline ait haberleşme ekipmanları ve yakıtları iade etmediğini, sözleşmenin 12 maddesi uyarınca işverenin yüklenici üzerinde bulunan evnvanteri yükleniciye bildireceğini, yüklenicinin 7 gün içinde itiraz etmezse listedeki envanterin zimmetinde sayılacağını, davalının bu kapsamda gönderilen 05/11/2018 tarihli maile süresinde cevap vermeyip, dava açıldıktan sonra zimmetinde bulunan envanter ile ilgili ihtilaf izlenimi oluşturmaya çalıştığını belirterek davalıya teslim edilen ekipmanların aynen iadesini ya da değerinin tazminini talep etmiş, ayrıca ekipmanların tedbiren yediemin deposuna kaldırılmasını istemiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; ekipmanların iade edilmediğini iddia eden davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini, birçok envanterin iade edilmesine rağmen davacının envanter güncellemesi yapmaması nedeniyle müvekkili şirket nezdinden gözüktüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 2019/1797 Esas, 2012/2109 Karar sayılı kararı ile, kararın gerekçeli olmadığı belirtilerek tedbir talebinin reddine dair gerekçeli karar yazıldıktan sonra dosyanın gönderilmesi için dosya mahalline geri çevrilmiştir. Geri çevirme üzerine mahkemece yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı ve talebin yargılama sonucu belirleneceği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; davalının sözleşmede belirtilen performans koşullarını sağlamadığı gibi süresi dolan teminat mektubunu da yenilemediğini, bu nedenle sözleşmeyi feshettiklerini, davalı temsilcisinin imzasının da bulunduğu tutanakla davalıya teslim edilen ekipmanların müvekkilin rızası dışında başka yere nakledildiğinin belirtildiğini, ancak ekipmanların bildirilen adreste de bulunmadığını, sözkonusu ekipmanların tedbiren yediemine teslimi gerektiğini, aksi halde dava konusu talebin elde edilemeyebileceğini, sunulan tutanaklar, zimmet listelerine dair mail yazışmaları ve diğer belgelerle yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını belirterek kararın kaldırılmasını ve tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKCE Dava, 10.696 adet ekipmanların aynen iadesini ya da değerinin tazmini tabeline ilişkin olup, ayrıca ekipmanların tedbiren yediemin deposuna kaldırılması istenmiştir. Mahkemece, talebin yargılamayı gerektirdiği ve mevcut delillerle yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. HMK’nın 389/1 maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”, aynı Yasanın 390/3 maddesi; Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü düzenlemektedir. Buradaki yaklaşık ispat, tam ispat olmayıp, mahkemenin, ihtiyati tedbir isteyenin haklılığının mevcut olduğuna kanaat getirmesi (onu kuvvetle muhtemel görmesi) yeterlidir. Diğer taraftan HMK’nın 391/2.c bendi uyarınca ihtiyati tedbir kararında, tereddüte yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde ve ne tür bir tedbire karar verildiği yazılmalıdır. Somut olayda, davacı vekili 10.696 adet ekipmanların tedbiren yediemine teslimini istemiş, talebe konu ekipmanlarla ilgili exel içeriğinde kayıtlar sunmuşsa da; tedbir kararında tereddüte yer vermeyecek şekilde, neyin üzerinde tedbir konulacağının tespiti gerekir. Davacının tedbir talebine konu ettiği ekipmanların sayısı ve niteliği, taraflar arasındaki sözleşme ve zimmet ile ilgili yazışma ve kayıtlar dikkate alındığında, anılan eşyaların tespitinin özel veya teknik bilgiyi gerektirdiği gibi, eşyaların varlığı ve mevcutsa da nerede oldukları belirsizdir. Mahkemenin varlığı belirsiz eşya yönünden karar vermesi doğru olmayıp, infazı mümkün olmayacak şekilde karar verilmesi olanaklı değildir. Şu halde bu aşamada tedbir talebine konu ekipmanların açık bir şekilde belirlenemediği görülmekle, mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur. Açıklanan nedenlerle, bu aşamada, ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin reddine dair kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 368,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 136,60 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 12/03/2020