Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/407 E. 2023/1033 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/407 Esas
KARAR NO: 2023/1033
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2019
NUMARASI: 2016/791 Esas, 2019/1047 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya güvenlik hizmeti verdiğini, davalının kusuru ile 150 güvenlik görevlisini işten çıkartmak zorunda kaldığını, sözleşme gereğince müvekkilinin işçilere ödemek zorunda kaldığı kıdem ve ihbar tazminatlarını davalının ödemesi gerektiğini, bu sebeple davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalı-borçlu şirketin icra takibine itiraz ettiği ve itiraz ettikten sonra müvekkili firmaya kısmi ödemelerde bulunduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında güvenlik hizmetine ilişkin sözleşme imzalandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili şirket tarafından feshedildiğini, davacının işten çıkardığı işçilerine, takip konusu faturalarda yazılı olan tazminat ödemelerini yaptığını ispat edecek nitelikte belgeleri sunmadığı için, fatura bedellerinin büyük bir kısmında yazılı olan davacı alacağı tutarlarını kabul etmediklerini, sadece 09.01.2015 tarihli KDV dahil 253-TL tutarlı faturada yazılı olan bedeli kabul ederek ödeme yaptıklarını kalan kısma itiraz ettiklerini belirterek davanın reddi ile %20 kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacı ve davalı arasında 01/01/2014 tarihli “Güvenlik Hizmet Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşmeyle davacının güvenlik hizmeti vermeyi davalının da hizmet bedelini ödemeyi üstlendiği, 04/02/2014 tarihli ek protokol düzenlendiği, sözleşmeye göre “müşterinin herhangi bir zaman da ve herhangi bir gerekçe göstermeksizin sözleşmeyi en az 15 gün önceden yazılı ihbarda bulunmak suretiyle tek taraflı olarak feshedilebileceğinin” düzenlendiği, davalının sözleşmeyi feshederek sonlandırdığı, sözleşmenin 2. maddesine göre sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle işçilerin iş akitlerinin feshedilmesi ve kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmesi gerekli olduğunda, bu bedellerin ödemeyi ispat eden belgeler ile birlikte fatura edileceği konusunda anlaşıldığı, sözleşme ve ek protokol uyarınca davacının ödediğini ispat ettiği tazminat bedellerini yansıtma fatura ile davalıdan talep edebileceği, kaldı ki bu hususun davalının da kabulünde olduğu anlaşılmakla, davalı tarafından kabul edilen faturalarda tazminat bedeli ile birlikte damga vergisi, gelir vergisi ve KDV dahil olan faturanın kabul edildiği, taraflar arasında bu yönde teamül oluştuğu, davacının dava konusu faturalar nedeniyle 10.461,17 TL ödeme yapıldığını kanıtlaması nedeniyle 10.461,17 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne, takip konusu ödemenin varlığı sözleşme gereğince davalı tarafça ödeme dekontu faturalarla tebliğ edilmediği ve icra dosyasına sunulmadığından davalı tarafça bilinebilir durumda olmadığı ve İİK 67/2 maddesi gereğince davalının takibe itirazı haksız sayılamayacağı gerekçesi ile icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından, eksik inceleme neticesinde düzenlenen bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka uygun düşmediğini, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporuna taraflarınca itiraz edildiğini, itirazları doğrultusunda başkaca bir rapor tanzim edilmediğini, ek rapor ve kök rapor arasındaki çelişkinin giderilmediğini, davacının düzenlemiş olduğu faturalardan yola çıkarak kıdem ve ihbar ödemelerin damga, gelir ve katma değer vergilerini dahil ederek yeniden hesaplama yapıldığını, söz konusu incelemenin hatalı ve eksik olduğunu, davacı ile düzenlenen Protokol’ün 2. Maddesi uyarınca ödemeyi ispat eder nitelikteki belgelerin sunulmaması veya bunların davalı/müşteri tarafından yeterli görülmemesi halinde davalı/müşterinin ödemeden imtina etme hakkı bulunduğunu, bilirkişi tarafından, itirazlar neticesinde müvekkili şirket tarafından kanaatlerini değiştirecek bir belge sunulmadığından bahisle söz konusu protokol maddesine dayanan itirazlarının incelenmediğini ve Sayın Yerel Mahkeme tarafından da işbu itirazları göz ardık edilerek, itirazlarına konu bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle taraflar arasında teamül oluştuğundan bahisle bir hüküm kurulduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 2. Maddesinde açıkça “…teamül, mahkemenin yargısına esas olamaz. ” denildiğini, bu nedenle Yerel Mahkemenin davayı salt teamül oluştuğundan bahisle kabul etmesinin hukuka uygun düşmediğini, davaya konu uyuşmazlığın davacının sözleşme hükümlerine aykırı davranması nedeniyle ortaya çıktığını, yerel mahkeme tarafından bu yöndeki beyanlarının değerlendirilmediğini, bizzat davacı tarafından dayanılan 01.01.2014 tarihli Güvenlik Hizmet Sözleşmesi’nin Süresine Dair 1. Ek Protokol” ün konu başlıklı 2.numaralı hükmünde açıkça belirtildiği üzere, bahis edilen çalışanların ihbar ve kıdem tazminatlarının öncelikle Yüklenici olan davacı tarafından ödenmesi gerektiği ve daha sonra bu bedellerin toplamının ekinde ilgili ödemeleri ispat eder nitelikte belgeler ile Müşteri olan müvekkil şirkete fatura edilmesi gerektiğini, yine aynı maddede açıkça, ödemeyi ispat eden nitelikte belge sunulmaması veya bunların müşteri tarafından yeterli görülmemesi halinde Müşteri müvekkilinin ödemeden imtina edebileceğini, davacı yanca başlatılan icra takibine kısmen itiraz edildiğini ve 253,53 TL’lik kısım kabul edilerek ödeme yapıldığını kalan kısma itiraz edildiğini, Müvekkilin Şirketin usulüne uygun şekilde belgeleri ibraz edilen faturalara ilişkin ödemeleri zaten yaptığını, davacı yanın sözleşmeye ve ek protokole aykırı olarak, ödeme yapmadan ya da ödeme yaptığını belgelendirmeden fatura düzenlemesinin ve alacak iddia etmesinin kabulünün söz konusu olmadığını istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, davacının, taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı, faturadan kaynaklı alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı hükmü istinaf etmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, alacaklısının … Hizmetleri Ltd. Şti. borçlusunun … Dış Tic. Ltd. Şti. olduğu, borcun sebebinin 11.725,93-TL bedelli bir kısım faturaya dayalı cari hesap alacağı olarak gösterildiği, takipte istenen miktarın 11.725,93-TL asıl alacak olduğu; ancak alacaklı vekilinin 23/03/2016 tarihli talebi ile Müdürlüklerinde başlattıkları icra dosyasına her ne kadar da birçok fatura eklenmişse de takip dayanağı faturaların 3.517,91-TL bedelli … sıra no lu fatura, 253,53 -TL bedelli … sıra no u fatura, 1.140,94 TL bedelli … sıra no lu fatura, 1.030,66-TL bedelli … sıra no lu fatura, 247,33-TL bedelli … sıra nolu fatura, 247,33-TL bedelli … no lu fatura, 1.275,77-TL bedelli … sıra no lu fatura, 1.226,80 -TL bedelli … sıra no lu fatura,1.520,90-TL bedelli … sıra nolu faturalar olduğu, toplam takip bedelinin10.461,17,70-TL olduğu, aynı tarihte icra Müdürlüğü tarafından toplam hatası yapıldığı görülmekle sistem üzerinden alacak kalemlerinin düzeltilmesine karar verildiği, borçlunun 05/04/2016 tarihli dilekçe ile takip konusu asıl alacağın 253,52-TL lik kısmı üzerinde kalan kısma ve ferilerine itiraz ettiği, kabul edilen 253,52-TL nin yapılan dosya hesabı sonucunda icra masrafı ve vekalet ücreti ile birlikte 561,00-TL olarak 06/04/2016 tarihinde icra veznesine ödendiği, itiraz edilen kısım yönünden icra takibinin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekillerine tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 16/08/2016 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 01.01.2014 tarihli Güvenli Sözleşmesi’ne ek olarak, 04.02.2014 tarihli “01.01.2014 ‘Tarihli Güvenlik Hizmet Sözleşmesi’nin Süresine Dair 1. Ek Protokol’ün varlığı ve geçerliliği noktasında uyuşmazlığın bulunmadığı, uyuşmazlığın, davacının, sözleşme ve ek protokol uyarınca, işçisine yaptığı kıdem ve ihbar tazminatı ödemesine ilişkin faturaları davalıya tebliğ ederken aynı sözleşme ve ek protokol gereğince ödemeye ilişkin belgelerinde gönderilmemesi ve bu nedenle takibe itirazın haklı olup olmadığı noktasında toplandığı görülmektedir. 04.02.2014 tarihli “01.01.2014 Tarihli Güvenlik Hizmet Sözleşmesi’nin Süresine Dair 1. Ek Protokol’ün konu başlıklı 2.numaralı hükmüne göre “yüklenici, çalışanlarının iş akitlerini müşteri ve/veya mağazalarının yazılı talebi uyarınca feshedilmesi ve talep kapsamında ilgili çalışanlara yüklenici tarafından sair mevzuat kapsamında fesih nedeniyle ihbar ve kıdem tazminatı ödemesinin gerektiği durumlarda, çalışanın müşteri mağazalarındaki çalışma süresi kapsamında hesaplanacak alan ihbar ve kıdem tazminatına dair bedel öncelikle yüklenici tarafından ödenecek ve daha sonra bu bedellerin toplamı ekinde ilgili ödemeleri ispat eder nitelikteki belgeler ile birlikte müşteriye fatura edilecektir. Ödemeyi ispat eden nitelikte belgelerin sunulmaması veye bunların müşteri tarafından yeterli görülmemesi halinde müşteri ödemeden imtina etme hakkına sahiptir.” Dosya kapsamından, bu madde hükmüne göre davacının ödeme belgelerini davalıya faturayla tebliğ ettiğine dair bir belge sunulamamış olup, yapılan icra takibine davalının sebebiyet vermediği görülmektedir. Öte yandan mahkemece alınan ve dosya kapsamına uygun denetime elverişli bilirkişi raporuna göre takibe dayanak fatura bedellerinin dava dışı işçilere davacı tarafça ödendiği de sabittir. Ödeme yapılması ve bu ödemenin muteber ödeme belgeleriyle kanıtlanması halinde, müşteri-davalı firmanında, yüklenici-davalıya bu ödemeyi yapacağı, davalı tarafında kabulündedir. Bu durumda, davacı tarafça takibe konu faturaların içeriği ödemenin yapıldığı kanıtlanmıştır. Davacı dava dilekçesinde toplam 10.461,70-TL fatura bedeli yönünden itirazın iptalini talep etmiş ise de icra dosyasında, davadan önce davalı tarafından 09.01.2015 tarihli KDV dahil 253,53-TL tutarlı faturada yazılı bedel kabul edilerek bu kısım yönünden hesap edilen asıl alacak, ferileriyle birlikte icra dosyasına ödenmiştir. davacının 09.01.2015 tarihli KDV dahil 253,53-TL bedelli … sıra no.lu fatura yönünden itirazı bulunmadığından ve kabul edilen bu miktarın davalı tarafından icra dosyasına ferileri ile birlikte ödendiği anlaşılmakla davacının, davalı tarafça kabul edilen 253,53-TL yönünden itirazın iptali davası açmasında hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenlerle Mahkemece 10.207,64-TL yönünden itirazın iptaline, davadan önce ödeme yapılan 253,53-TL yönünden de HMK 114/1-h maddesi gereği hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle davalının istinaf dilekçesinin bu açıdan kısmen kabulüyle, HMK 353.1.b.2 maddesi gereğince Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/791 E-2019/1047 K sayılı kararının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABULÜ ile, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/791 Esas, 2019/1047 Karar sayılı ve 06/11/2019 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2-Davanın kısmen KABULÜNE, Davalının, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında yaptığı itirazın 10.207,64-TL yönünden iptali ile takibin devamına; 10.207,64-TL alacağa takipte talep edilen faizi aşmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Merkez Bankasının kısa vadeli krediler için ön gördüğü değişen oranlarda avans faiz oranı UYGULANMASINA, fazlaya ilişkin istemin HMK 114/1-h maddesi gereğince hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, 3-İİK nın 67. maddesi uyarınca şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE, 4-Alınması gerekli 697,28 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 120,03 TL harcın mahsubuyla bakiye 577,25 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı, 120,03 TL peşin harç olmak üzere toplam 149,23 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 6-Davacı tarafça posta / tebligat / bilirkişi gideri olarak yapılan 1.316,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranı üzerinden takdiren 1.284,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafça yapılan toplam 64,70 TL yargılama giderinin 1,56 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalanın davalı üzerinde BIRAKILMASINA, 8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince taktir olunan 10.207,64-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince taktir olunan 253,53-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
İSTİNAF Giderleri Yönünden; 1-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırılan 179,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,45 TL harcın davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 2-Davalı tarafından karşılanan 121,30 TL istinaf başvuru harcı, 179,40 TL istinaf karar harcı ile 53,50 TL istinaf yargılama gideri olmak üzere toplam 354,20 TL ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 3-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2 bendi ile aynı yasanın 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12/10/2023