Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/381 E. 2020/1914 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/381 Esas
KARAR NO: 2020/1914
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/11/2019
NUMARASI: 2019/506 Esas, 2019/878 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile Kuzey Çevre Otoyollarının müvekkili şirket tarafından işletildiğini, davalı şirkete ait araçların geçiş bedeli ödemeksizin anılan yoldan geçiş yaptığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretleri ve bu ücretlere ait yasal cezaların toplamı olan 6.332,00 TL’nin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yaptıklarını, davalı borçlunun borca itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının takibe itirazının iptali ile alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; HMK’nın 6. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin davalı müvekkili şirketin adresi olan Konya mahkemeleri olduğundan öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, 6100 sayılı HMK.nun 6. maddesi uyarınca, davanın genel yetkili davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gereken davalardan olduğu, para borçlarının alacaklının adresinde ifa edilmesine dair kuralın karz sözleşmelerinde uygulanması gerektiği gerekçesiyle HMK’nın 114/1-ç ve 115/2 maddeleri gereğince yetkisizlik nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, süresinde talep halinde dosyanın yetkili Konya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; davalı borçlunun, takip dosyasında yalnızca borca itiraz ettiğini, takibin yapıldığı icra dairesine yönelik itirazı olmadığını, bu nedenle İstanbul İcra Müdürlüklerinin yetkili hale gelmesiyle bu icra müdürlüklerin bulunduğu bulunduğu yargı çevresindeki mahkemelerinde itirazın iptali davasında yetkili hale geldiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılarak yerel mahkemenin yetkili olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, ihlalli geçiş bedelinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davacı şirketin geçiş bedeli ile ceza tutarı toplamı 13.960,18 TL’nin tahsili için davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nde takip başlattığı, davalının, süresinde borca itiraz ettiği, İİK’nın 67/1 maddesine göre borçlu tarafından yapılan itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davasının açılması gerektiği, borçlunun itirazının davacı alacaklıya tebliğ edildiğine dair icra dosyasında bilgi ve belge bulunmadığı, bu durumda Yargıtay 17. HD’nin 2016/1954 Esas, 2016/3372 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere hak düşürücü sürenin işlemeye başlamadığı ve eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı anlaşılmaktadır. İİK’nın 50. maddesi uyarınca para veya teminat borcu için takip hususunda HMK’nın yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı)HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup söz konusu davada yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davacı tarafın işlettiği otoyolun geçiş bedeli karşılığında kullanılması hususunda, taraflar arasında, hizmet sözleşmesi bulunmaktadır. İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 10. maddesi uyarınca takipte akdin ifa edileceği yer icra müdürlüğü de yetkilidir. Sözleşmeye göre akdin ifa yeri yani hizmetin yapıldığı yer aynı zamanda TBK 89. Maddesi uyarınca para borcu alacaklının yerleşim yeri İstanbul olduğundan, davalının yetki itirazı yerinde değildir. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin 2015/9621 Esas, 2018/2711 Karar; 2014/558 Esas, 2014/3249 Karar; 2016/7014 Esas, 2019/2747 Karar ve 2016/1937 Esas, 2016/2554 Karar sayılı kararları HGK’nın 2013/11-630 Esas ve 2014/332 Karar sayılı kararları da aynı doğrultudadır. Kabule göre de, HMK’nın 6. maddesi uyarınca davalının yerleşim yeri mahkemesi, genel yetkili mahkeme olup, anılan yetki kuralı kamu düzenine ilişkin ve kesin olmadığından, mahkemece, davada, davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesiyle HMK’nın 114/1.ç ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, bu davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu halde, hukuki ilişkinin ve maddi olayın tespitinde yanılgıya düşülerek, Konya Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmesi hatalı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenlerle kabulü ile, HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kesin olarak kaldırılmasına, dosyanın usulünce delillerin toplanarak yargılama yapılması ve karar verilmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/506 Esas, 2019/878 Karar, 15/11/2019 tarihli kararının HMK 353.1.a.3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 165,70TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a-3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.22/10/2020