Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/356 E. 2023/1078 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/356 Esas
KARAR NO: 2023/1078
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2019
NUMARASI: 2018/386 Esas, 2019/535 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 06.05.2015 tarihinde temizlik hizmet sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkili şirketin davalı şirkete temizlik hizmeti verdiğini ve verdiği hizmetlere karşılık olarak da alacağını faturalandırdığını, faturalandırılmış alacaklarının ödenmemiş olması sebebi ile müvekkili şirketçe Büyükçekmece … İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında icra takip işlemleri başlatıldığını, borçlu şirketin icra takibine 12.04.2017 tarihinde haksız olarak itiraz ettiğini beyanla itirazın iptaline, alacağın en az %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesin karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketi ile davacı arasında 06.05.2015 tarihli temizlik hizmet sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme uyarınca davacının belirtilen işyerindeki temizlik hizmetleri için bir personel istihdam etmeyi müvekkilinin de sözleşmede yazılı hizmet bedelini ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşme uyarınca en belli başlı ve tartışmasız yükümlülüğün SGK’lı personel istihdam etmek ve çalıştırmak olmasına rağmen bu yükümlüğüne aykırı hareket ettiğini, davacının sözleşme uyarınca müvekkili şirketin işyerinde görevlendirdiği personel …’ın uzunca bir süre SGK bildirimini yaptırmadığını ve sigortasız çalıştırdığını, adı geçen çalışanın 01.01.2016-01.10.2016 tarihleri arasında 9 aylık dönemde ne sigortasının yapıldığını ne de priminin ödendiğini, çalışanın 2016 yılı için toplam 90 gün prime esas hizmetinin gösterildiğini, adı geçen …’ın 02.01.2017 tarihinde davacıyla iş akdini feshettiğini ve işten ayrıldığını, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından davacıya ihtarname keşide edilerek sözleşmenin haklı ve tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı şirketin fesih döneminde kesmiş olduğu faturaların da davacıya iade edildiğini, müvekkili şirketin icra takibine konu edilen fatura dönemleri için davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını beyanla açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun değerlendirilmesi sebebiyle faturalara konu hizmetin davalıya verildiğinin anlaşılması sebebiyle davacının davasında haklı olduğu, icra takibine dayanak olarak gösterilen faturaların tamamının sunulamamış olması sebebiyle sadece dosya kapsamında bulunan faturalar sebebiyle davacının, davalıdan talepte bulunabileceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; Yerel Mahkemece haklı itirazlarının değerlendirilmediğini, eksik ve hatalı inceleme ürünü bilirkişi raporu ve değerlendirme ile hüküm kurulduğunu, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 8.maddesindeki yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini, Mahkeme dosyasına sunulan ve dosyada mübrez olan hizmet dökümü ile Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından üst yazı olarak sunulan cevap yazısında …’ın çalışmış olarak bildirildiği tarihler arasında çelişki olduğu, cevap yazısı ekinde sunulan …’a ait sigortalı hizmet dökümü incelendiğinde 2016/01-2016/09 dönemleri arasında herhangi bir çalışma görünmediğini, bu hususun iddialarını doğrular nitelikte olduğunu, davacı şirketin fesih döneminde kesmiş olduğu faturalardan …, …, … ve … sayılı faturaları müvekkili şirket tarafından kabul edilmeyerek itirazla iade edildiğini, takibe konulan diğer faturaların ise müvekkili şirket tarafından alınmadığını, davacı faturalarının iadesine ilişkin müvekkilinin Bakırköy … Noterliğinin 10.02.2017 tarih ve … yevmiye ve Bakırköy … Noterliğinin 20.03.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamelerinin bulunduğunu, son iki faturanın davacı tarafından müvekkili şirkete Beyoğlu … Noterliğinin 08.03.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarıyla göndermediğini bu ihtar ve faturalar alınır alınmaz Bakırköy … Noterliğinin 20.03.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarıyla iade edildiğini, davacının sözleşmenin ağır ihlali niteliğinde olan bu davranışı sonrasında, belirtilen şartlar altında sözleşmeye devam edilmesi beklenemeyeceğinden müvekkili şirket tarafından Bakırköy … Noterliğinin 10.02.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile haklı nedenle ve tek taraflı olarak feshedildiğini, Yerel Mahkemece tanzim ettirilen bilirkişi raporunda da, davacının defterlerinin sunulmadığı, müvekkili şirketin ticari defterlerinin TTK ve VUK hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davalının davacıya takip tarihi itibariyle herhangi bir borç ve alacak bakiye vermediği, davacının takibe ve davaya konu ettiği faturalara ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı belirtilmiş olmasına ve bilirkişi tarafından davacı tarafın defterlerini sunmamasına rağmen, davacının talebinin kabul görmesi halinde alacak hesaplaması yapılması ve usul ve yasaya aykırı olarak hüküm kurulmasının kabul edilmediğini belirterek Yerel Mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kısmen bozulmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi kapsamında fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında hizmet sözleşmesi düzenlendiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın taraflar arasında imzalanan 06/05/2015 tarihli sözleşme gereğince davacının edimlerini sözleşmeye uygun olarak ifa edip etmediği, SGK’sız işçi çalıştırmasının söz konusu olup olmadığı, davalının sözleşmeyi feshinin haklı olup olmadığı, tüm bu durumlara göre davacının alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı hususlarına ilişkindir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 15.878,34-TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu ve icra dosyasında itirazın davacıya tebliğine ilişkin herhangi bir tebliğ evrakına rastlanmadığından davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece feshin haksız olduğu ve Mahkeme dosyasına sunulan faturalara konu hizmetin davacı tarafından davalıya sunulduğu gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. Davacı vekili hizmet sözleşmesinden kaynaklı olarak icra takibine konu faturalardan dolayı alacaklı olduğunu iddia etmiş, davalı taraf şirket bünyesinde çalıştırılan …’ın SGK bildirimlerinin davacı tarafından yapılmadığını, bunun taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde ağır kusur olduğunu, bu nedenle müvekkili tarafından Bakırköy …Noterliği’nin 10.02.2017 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarname ile tek taraflı olarak feshedildiğini ve davacıya takibe konu faturalardan dolayı herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasında düzenlenen 06/05/2015 tarihli temizlik hizmeti sözleşmesinin 10.4.maddesinde; 10.4.1. -üstlenicinin sözleşmede belirtilen hizmeti istenilen kalitede vermemesi, yetersiz personel bulundurması, müşterinin istediği hizmet kalitesine ulaşamaması, 10.4.2. -tarafların kendilerine yapılan yazılı uyarıya rağmen yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak hareket etmesi, 10.4.3.-üstlenicinin sözleşmeyi bir başkasına veya işin bir kısmını üçüncü bir firmaya devretmesi durumunda, sözleşmenin yazılı olarak bildirimden 1 ay sonra geçerli olmak koşuluyla feshedileceği düzenlenmiştir. Davalı tarafın fesih ihtarnamesinden önce sözleşmenin 10.4.2 maddesi gereğince davacıya herhangi bir yazılı bir uyarıda bulunmadığı, buna ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bu hali ile davalı tarafından yapılan feshin sözleşme hükümleri gereğince haksız olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı vekili istinaf dilekçesinde, Mahkeme dosyasına sunulan ve dosyada mübrez olan hizmet dökümü ile Başakşehir Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından üst yazı olarak sunulan cevap yazısında …’ın çalışmış olarak bildirildiği tarihler arasında çelişki olduğunu ileri sürmüş ise de davacı vekili tarafından sunulan Küçükçekmece SGM 30.11.2016 tarihli yazısından davacının 01.01.2016-30.09.2016 tarihleri arasında işyerinin e-bildirge şifresi bloke edildiğinden davacının bu tarihler arasındaki aylık prim hizmet belgelerini kağıt ortamında kuruma sunmuş olduğunun bildirildiği, yine Başakşehir SGM’nin göndermiş olduğu 09.11.2018 tarihli cevabi yazısında da sözleşmesinin feshine konu çalışan …’ın 25.05.2015-30.01.2017 tarihleri arasında davacı şirkette çalıştığının belirtildiği anlaşılmış, davalının bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesinde; davacı vekilinin müvekkili şirketin defterlerinin muhasebecide kaybolduğunu bildirdiğini, bu nedenle defterleri ibraz edemeyeceklerini beyan ettiğini, bu nedenle davacı defterlerinin incelenemediğini, davalı tarafından sunulan ticari defterlerin T.T.K ve V.U.K hükümleri doğrultusunda sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkinin cari hesap şeklinde olduğu ve davalının davacıya 29.03.2017 takip tarihi itibariyle herhangi bir borç alacak bakiyesi vermediğini, bununla birlikte davacının takibe ve davaya konu ettiği ve 30.11.2016-31.01.2017 dönemlerinde düzenlenen faturalara ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığını belirtilmiştir. Ancak, her ne kadar davaya konu faturalar davalı defterlerinde kayıtlı değil ise de; davalı tarafın, davacı taraf ile aralarındaki sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği inancıyla davacı tarafından kesilen faturaları iade ettiğini belirtmesi ve davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğunun anlaşılması nedeniyle faturalara konu hizmetin davalıya verildiği anlaşılmıştır. Bununla birlikte icra takibine dayanak olarak gösterilen faturaların tamamının sunulamamış olması sebebiyle sadece dosya kapsamında bulunan faturalar sebebiyle davacının davalıdan alacaklı olduğu değerlendirmesi ile davanın kısmen kabulü yönündeki Mahkeme kararında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmış ve davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ve diğer delillerin dosya kapsamına uygun olması, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın m. 353/1-b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/386 Esas, 2019/535 Karar sayılı ve 17/05/2019 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı tarafından peşin olarak karşılanan 514,68 TL harçtan mahsubu ile bakiye 244,83 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 361/1.a fıkrası gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19/10/2023