Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/343 E. 2023/1032 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/343 Esas
KARAR NO: 2023/1032
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30/10/2019
NUMARASI: 2018/625 Esas, 2019/1251 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sigortalısı … San. Ve Tic. A.Ş. tarafından kullanılan ve davalı firma tarafından ithal edilmiş olan … Marka … tipinde forklift iş makinesinin 22.01.2018 tarihinde çalışma sırasında arızalandığını, arıza neticesinde 16 ton kapasiteli olan sigortalı forkliftin 5 ton ağırlığındaki rulo sac emteasını sapanla indirirken bir çatalının kırılması diğer çatalının da zarar görmesi sebebiyle hasarın meydana geldiğini, bu kapsamda, müvekkili şirketin sigortalısında 24.000,00 TL hasarın meydana geldiği ekspertiz incelemesi sonucunda tespit edildiğini, sigorta zararının müvekkili şirketçe iki parça halinde 15.03.2018 ve 26.02.2018 tarihlerinde tazmin edildiğini, TTK.’nun 1485. maddesi mucibince müvekkili şirketin tazmin ettiği miktar kadar sigortalısının haklarına kanunen halef olduğundan ve sigortalının da güvenlik eksikliği bulunan ürünü ithal ederek piyasaya süren davalıya genel hükümler uyarınca rücuen tazminat davası ikame edildiğini belirterek müvekkili sigortalısının tazmin edilen ceman 24.000,00 TL sigorta zararının tazmin tarihleri olan 4.372,00 TL için 15.03.2018 tarihinden ve kalan 19.627,00 TL için 26.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin Şehitkamil-Gaziantep olup, bu adres kazai bakımdan Gaziantep Mahkemeleri ve İcra Dairelerine bağlı olduğunu, yetkili mahkemenin Gaziantep Mahkemeleri ve İcra Daireleri olduğunu, hasarın 22/01/2018 tarihinde oluştuğunu, işbu davanın ticaret kanununda belirtilen zamanaşımı süresi geçtikten sonra ikame edilmiş olduğundan davanın zamanaşımı yönünden reddini, firmanın kullanıcı hatasını kabul ettiğini, bu onaydan aylar sonra davanın açıldığını belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davanın TTK 1472 maddesine göre açılan halefiyet nedeni ile rücuen tazminat davası olduğu, davacı sigortanın dava dışı sigortalısına … nolu poliçe düzenlendiği ve poliçe kapsamında dava dışı sigortalısına hasar bedeli olarak 15.03.2018 tarihinde 4.372,00 TL , 26.02.2018 tarihinde 19.627,00 TL nin davacı tarafından ödeme yapıldığı ve ödeme makbuzlarının dosyaya sunulduğu, meydana gelen hasarın poliçe tarihi olan 28.04.2017-28.04.2018 tarihleri arasında gerçekleştiği, hasarın gerçekleştiği makina ile ilgili olarak makina ve inşaat mühendisinden alınan rapora göre davalı tarafından ithal edilerek satılan … Marka … ton kapasiteli makinanın çatallarının makinenin kapasitesi gereğince üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğu, makinanın 7 ay kullanılan bir makine olduğu, makinenin çatallarının gizli ayıplı olduğu, dava dışı firma tarafından yapılan onarım bedeli olan 28.489,26 TL nin makul ve maruf olduğu muafiyet ve sovtaj bedeli düşüldükten sonra 23.800,00 TL ödenmesi gerektiği, davacı tarafından üçüncü kişiye yapılan ödemeyi halefiyet nedeni ile ödeme tarihlerinden itibaren taraflar tacir olmakla avans faizi ile birlikte tahsilini talep edebileceği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; sigortalısının haklarına halef olan davacı … şirketinin Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen süreler içerisinde bu davayı açmadığını, Türk Ticaret Kanunu’nun 25/4. maddesi gereğince tacirler arasındaki zamanaşımı süresinin 6 ay olarak belirlendiğini, bu sürenin hak düşürücü olduğunu, davaya konu satış işleminin ticari bir satış olduğunu, davacı tarafından bu süre zarfında da müvekkili şirkete makina ile ilgili hiçbir ayıp ihbarında bildirimde bulunulmadığını, davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı … şirketinin davasını 6 aylık zamanaşımı süresinde açmadığı gibi ayrıca TTK 25/2 maddesinde belirtilen süreye de uymadığını, bahsi geçen makine çatallarının gizli ayıplı olduğu gerekçesinin doğru olmadığını Mahkemenin gerekçe olarak gösterdiği bilirkişi raporunda yanlış ve eksik ölçümlemeler nedeniyle 16 ton kapasiteli forkliftin 5 ton ağırlığındaki yükü taşırken çatalının kırılmasının imalat hatası olduğu gibi gerçeğe tamamen aykırı bir değerlendirmede bulunulduğunu, makinanın çatalının imalat hatasından değil çatalın salınıma dayalı hatadan dolayı kırıldığını, davacının sigortalısının taşıdığı yük derinliğinin yaklaşık 12 metre olması dolayısıyla yüksek oranda salınım yaptığını, bu şekilde hızlı hareket ettiğinden çatalda kırılma olayının meydana geldiğini, davacının sigortalısının başvurusu üzerine yapılan testlerde herhangi bir imalat hatasına rastlanmadığını, makinanın 14.09.2017 tarihli teknik özellikler ve durum raporunda kancasız taşıma aparatı uzman makina mühendisi tarafından test edildiğini ve herhangi bir deformasyon saptanmadığını, davacının sigortalısının garanti kapsamında yeni çatal talebi teknik ekipçe yapılan inceleme neticesinde kullanıcı hatasından dolayı kabul edilmediğini ve yeni çatal tedariki için sigortalı … Lojistik San.ve Tic. A.Ş’ye teklif formu gönderildiğini, firmanın da bu teklif formunu onaylayarak müvekkili şirkete geri gönderdiğini, davacının sigortalısı firmanın bu kullanıcı hatasını kabul ettiğini, tacir olan sigortalının bu onayının kendisini bağlayacağı, davacının sigortalısının dahi kullanıcı hatasını kabul etmesine rağmen sayın bilirkişilerce çatalın kırılmasının imalat hatası olduğunun öne sürülmesinin usule, kanuna aykırı olduğunu, raporun dayanağı olan mahkeme kararına bu nedenle de itiraz ettiklerini, çatallarda gizli ayıp olsaydı, 7 ay gibi uzun bir süreden önce illa ki bu durumun ortaya çıkacağını belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, makine kırılması sigorta poliçesine dayalı rücuan tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ile dava dışı sigortalısı arasında … sayılı Makine Kırılması Sigorta Poliçesi ile Hatay, İskenderun, … tesisinde bulunan … marka, … tipi forkliftin, 28/04/2017-28/04/2018 tarihleri arasında, 27.140 USD sigorta bedeli ile sigortalandığı, forklift iş makinesinin 22.01.2018 tarihinde çalışma sırasında sol çatılının köşe kısmından kırılması neticesinde hasar meydana geldiği, Ekspertiz raporuna göre, 16 ton kapasitesi olan, henüz 7 aylık hasara konu forkliftte 5 tonluk bir yükün uygun yöntemler ile kaldırılması esnasında çatalın kırılmasının ancak malzemenin, kalıbın, dökümün ve işçiliğin kusurlu olması kaynaklanmış olabileceği tespiti sonucunda sigorta zararı 4.372,00 TL’nin 15.03.2018 tarihinde ve 19.627,00 TL’nin 26.02.2018 tarihinde sigortalıya ödendiği, hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.Taraflar arasında; makinenin sigortalıya satıldığı ve sigorta poliçesi konusunda herhangi bir uyuşmazlık mevcut değildir.Uyuşmazlık; makinenin ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Davalı hasarın kullanım hatasından ve sigortalının kusurundan kaynaklı olduğunu iddia etmiştir. Davalı istinaf dilekçesinde, sigortalısının haklarına halef olan davacı … şirketinin Türk Ticaret Kanunu’nda belirtilen süreler içerisinde bu davayı açmadığını ileri sürmüştür.Davalı cevap dilekçesinde yasal süresi içinde zamanaşımı itirazında bulunmuş, Mahkemece 12/03/2019 tarihli duruşmadaki ara kararı ile davalının zamanaşımı itirazının TTK 23/1 ve TBK 231 maddesi gereğince esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık konusu mal ticari satımdan kaynaklı olması nedeniyle, davalının zamanaşımı itirazının, 6102 sayılı TTK.’nın 23/1 maddesinin yollaması gereğince 6098 sayılı TBK.’nun 231/1 maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmiştir. Bu maddeye göre ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra çıkmış olsa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Davaya konu forklifttin 28/04/2017 tarihinde satın alındığı ve 22.01.2018 tarihinde çatal kırılması nedeniyle hasara uğradığı anlaşılmıştır.Davalı tarafından sunulan 22.01.2018 tarihli teklif formu başlıklı belgeden dava dışı sigortalının hasarın meydana geldiği gün davalıya bildirimde bulunduğu anlaşılmıştır. Sigortalı ile davalı arasında düzenlenen satış sözleşmesinin 6.maddesine göre dava konusu forkliftin fatura tarihinden itibaren 3 yıl veya 3000 saat süre ile garanti kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Dava dışı sigortalının TBK 223/2 maddesi gereğinde süresinde davalıya bildirimde bulunduğu, elde ki davanın alıcı sigortalıya halefen açıldığı, teslimden itibaren 2 yıllık süre içinde makine arızasının ortaya çıktığı, garanti süresinin de 3 yıl olduğu, bu haliyle 6098 sayılı TBK.’nun 231/1 maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK‘nun 1472. maddesinde halefiyet düzenlenmiştir. Maddede, sigortacının sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği ifade edilmiştir. Sigortalının tazminat alacağının hukuki temelinin haksız eylemden, kanundan veya sözleşmeden kaynaklanmış olması arasında hiçbir fark yoktur. TTK 1472‘nci maddeden kaynaklanan halefiyet hakkı sigortacıya, zarar sorumlusundan, sigortalısına ödediği sigorta bedeli kadar talep hakkı ve bunun doğal sonucu olarak da zarar sorumlusuna karşı dava hakkını sağlamaktadır. Bu dava türüne doktrin ve uygulamada sigortacının rücu davası adı verilmektedir. Halefiyete dayalı olan rücu davasında, esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. Her tazminat davasında olduğu gibi, sigortacının açtığı rücu davasında da davalının kusurunu ve zararı ispat etmek davacı sigortacıya düşer. Halefiyete dayalı sigorta rücu davasında sigortacı halefiyet hukuki ilişkisi sebebiyle ancak selefinin sahip olduğu haklara sahip olur. Sigortacı halefiyete dayanarak rücu davasını zarar sorumlusu aleyhine yönelttiğine göre, sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı tazminat davasında sigortalı neyi ispat etmesi gerekiyorsa, sigortacıda bu davada onu ispat etmekle yükümlüdür. Somut olayda; makine kırılması sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınan davaya konu forkliftin davalı tarafından satışının yapıldığı, davacı … şirketinin makine kırılması sigortası ile teminatı altında bulunan forkliftin 22.01.2018 tarihinde 5 ton ağırlığında rulo saç kaldırırken sol çatalının kırıldığı ve sağ çatalının eğildiği, dava konusu … marka … tipi, 16 ton kapasiteli, 7 ay kullanılmış ve 259 saat çalışmış forkliftin çatallarının üretimden kaynaklı gizli ayıplı olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, yine bilirkişi raporunda, davalının makinanın çatalının imalat hatasından değil de çatalın salınıma dayalı hatadan dolayı kırıldığı yönündeki iddiasının ayrıntılı ve gerekçeli olarak değerlendirildiği ve bu iddianın teknik olarak geçerli olmadığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporundaki teknik tespitlerin ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğu, davacı … şirketinin sigortalısına yaptığı ödeme nedeniyle TTK’nın 1472. maddesi uyarınca hasardan sorumlu olan davalıya karşı rücu hakkı bulunduğu ve bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/625 Esas, 2019/1251 Karar sayılı ve 30/10/2019 tarihli karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 406,90 TL harçtan mahsubu ile bakiye 137,05 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.12/10/2023