Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/32 E. 2020/1075 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/32 Esas
KARAR NO: 2020/1075
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2018/682 Esas
KARAR NO: 2019/701
KARAR TARİH: 02/10/2019
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/06/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında, davalıya verilen hizmet karşılığında cari hesap alacağı bulunduğunu, cari hesap alacağına ilişkin tüm faturalar davalıya sunulmuş olmasına rağmen borç ödenmediğinden 20.04.2018 tarihinde açılan İstanbuİ … İcra Müdürlüğünde … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibine girişildiğini davalının haksız ve kötü niyetli takibe itiraz ettikten sonra kısmı ödeme yaptığını, davalının icra takibine itirazdan sonra yaptı kısmı ödemenin takip talebinde belirtildiği şekliyle TBK’nun 100. Maddesi gereği öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edilmek suretiyle davalının takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; müvekkilinin adresinin İstanbul İli Esenyurt İlçesinde olduğunu, dolayısıyla İstanbul İcra Müdürlüğü yetkili olmadığını, icra dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini icra müdürlüğünün yetkisine itirazlarının hukuken çözümlenmeden ve icra takibine yetkili icra müdürlüğünden yeniden başlanmadan açılan huzurdaki davanın bu nedenle reddi gerektiğini, itirazın iptali davasında da mahkeme yetkili olmadığını, yetki itirazları nedeniyle, dosyanın yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, icra takibinin yapıldığı tarihte takibe dayanak yapılan cari hesabın taraflarca henüz mutabakatı yapılmamış, daha sonra ise müvekkilince huzurdaki iş bu davanın açılmasından önce borç aslı davacı tarafa ödendiğini, bu husus dava dilekçesinde ikrar edildiği halde, dava tarihi öncesinde yapılan ödeme miktarı düşülmeden tüm alacak için dava açılması hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın fazla taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkilinin hesap hesap mutabakatı sonrasında haricen ödeme yaptığına göre, itirazında haksız ve kötüniyetli kabul edilemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacının adresinin Gaziosmanpaşa/ İstanbul ve davalının adresinin Esenyurt/İstanbul olduğu, tebligatların bu adreslerde tamamlandığı görülmüş olup takipte yetkili icra daireleri davalının adresi itibariyle Bakırköy, davacının adresi itibari ile Gaziosmanpaşa İcra daireleri olduğu, ilamsız icra takibinin yetkisiz İstanbul icra dairesinde başlatılması nedeniyle davalı borçlu hakkında usulüne uygun yetkili icra dairesinde başlatılmış bir takip bulunmadığından ve bu husus İİK’nın 67. maddesi kapsamında açılacak itirazın iptali davalarında dava şartı olduğundan davanın HMK 114/2 ve 115. mad gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili yasal süresi içinde sunmuş olduğu istinaf dilekçesinde; Dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilmesi gerektiğini, nitekim itirazın iptali davasına konu icra takibi, yetkili Büyükçekmece İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve bu yetkili icra dairesinden borçluya yeniden ödeme emri gönderildiğini, davalı bu ödeme emrine yeniden itiraz ettiğini, bu şekliyle dava şartı noksanlı ortadan kaldırıldığını ayrıca mahkeme kararı gerekçesinde yetkili icra dairelerinin hangi adli yargı çevresinde kaldığına dair hatalı belirleme yapıldığını, Esenyurt İlçesinin bağlı olduğu adli yargı yeri Bakırköy değil Büyükçekmece İcra Daireleri olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, fatura ve cari hesap alacağının tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı alacaklı vekilinin , davalı borçlu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, cari hesaba dayalı, 17.075,14 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirket vekili, yasal süre içerisinde, icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ederek dosyanın, müvekkilinin adresinin bulunduğu Esenyurt ilçesinin yargı sınırları içerisinde bulunan Büyükçekmece İcra Müdürlüğü’ne gönderilmesini talep ettiği, davacının ise , İİK 67. madde gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, icra dairesinin yetkili olup olmadığı, icra dairesinin yetkili olmaması halinde, borçluların icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazının hangi aşamada ve ne şekilde değerlendirilmesi gerekeceği, dava şartlarının inceleme süresinin olup olmadığına ilişkindir. Tarafların ikametgah adresleri ve sözleşme ilişkisini kabulü konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Her bir tarafın ikametgah adresi, mahkemenin kabulünde olduğu ve kayıtlarla da görüldüğü üzere, davacının İstanbul İli’nin Gaziosmanpaşa ilçesi, davalının ise İstanbul ili’nin Esenyurt ilçeleridir. 2004 sayılı İİK.nun 50.maddesinde yetki düzenlenmiştir. Düzenlemede, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir.Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla takip, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemelerin bulunduğu icra dairesinde başlatılabilir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak ve takip başlatmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Somut olayda, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan cari hesaba dayalı başlatılan itirazın iptali davasında alacağın tahsili için yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesinin yollamasıyla HMK’nun 6 ve 10 maddeleri uyarınca davalının, TBK’nın 89. Maddesi uyarınca davacının adresinin bulunduğu icra daireleri yetkilidir. Bu itibarla davalının ticari yerleşim yerinin bulunduğu Esenyurt ilçesinin yargı sınırları içerisinde bulunan Büyükçekmece İcra Müdürlüğü ile davacının ticari yerleşim yerinin bulunduğu Gaziosmanpaşa İcra Müdürlükleri yetkili olduğu ancak takibin, yetkisiz İstanbul İcra Müdürlüğünde başlatılması nedeniyle davalı borçlu, takip dosyasına yaptığı yetki itirazında haklıdır. Her ne kadar mahkemenin, davalının yerleşim yeri olan Esenyurt İlçesinin, Bakırköy Adli Yargı çevresi içerisinde kaldığı yönündeki tespiti hatalı ise de bu husus karara etkili olmadığı gözetilerek bu yanlışlığa işaret etmekle yetinilmiştir. Diğer yandan, somut olayda olduğu gibi, borçluların icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı olursa, birçok Yargıtay ilamında ve yargı kararlarında ifade edildiği üzere, mahkemenin öncelikle icra dairesinin yetkisini incelemesi gerekir. İcra takibi yetkisiz yerde başlatılmış ve yetkiye itiraz edilmişse, itirazın iptali davası dinlenemez. Çünkü, itirazın iptali davasının şartlarından birisi geçerli bir icra takibinin yapılmış olmasıdır. Bu durum yetkili yer icra dairesinde takip başlatmış olmayı, özel yasada düzenlenen dava şartları arasında göstermektedir. Genel düzenleme kapsamında, davacı alacaklının yetkili yer icra dairesinde takip başlattığından söz etmek mümkün olmayacağından davacı vekilinin buna ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir. Mahkeme gerekçesinde ifade edildiği üzere, davacı tarafça, TBK 89. maddesi gereğince ne davacının yerleşim yerinde, ne genel yetkili yerde icra takibi başlatılmamıştır. Bu durumda, mahkemenin, davalı borçluların yasal sürede ve usulüne uygun şekilde, icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazını değerlendirerek davanın, dava şartı yokluğundan usülden reddine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, mahkemece, yetkili icra dairesinde başlatılmış bir icra takibi olmasına dair dava şartı yokluğu nedeniyle itirazın iptali davasının usülden reddi kararında bir isabetsizlik görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.a.4 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1.a.4 maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.17/06/2020