Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/317 E. 2023/1077 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/317 Esas
KARAR NO: 2023/1077
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/11/2019
NUMARASI: 2018/37 Esas, 2019/1202 Karar
DAVANIN KONUSU: Sigorta (Sigorta Edilen Şeyin Temlikinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … A.Ş’nin müvekkili şirket tarafından sigortalı olduğunu, sigortalı dava dışı şirket tarafından işletilen deponun çatısının 18/02/2015 tarihinde kar ağırlığına dayanamayıp çöktüğünü, çökme neticesinde 49.952,56 TL’lik hasar oluştuğunu, ilgili hasarın müvekkili şirket tarafından ilgililerine ödendiğini, dava dışı sigortalı şirketin müvekkili şirketten temlik aldığını ve müvekkili şirketin hasar sorumlusuna karşı yasal takip yürütmeye hak kazandığını, hasara sebebiyet veren olaya ilişkin müvekkili şirket tarafından ekspertiz raporunun alındığını, dava dışı sigortalı şirketin depoyu davalılardan … Ltd. Şti’nden kiraladığını, kiraya veren sıfatına istinaden Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, ilgili davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde kendilerinin depoyu leasing yoluyla kiralandığını bu nedenle diğer davalı …’ye de davanın yöneltildiğini beyanla müvekkili şirketin dava konusu hasar nedeniyle ödediği 49.952,56 TL hasar bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının sigortalısı olan şirket ile müvekkili şirket arasında herhangi bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, dava dışı … A.Ş ile müvekkili şirketin finansal kiracısı diğer davalı … Şirketi arasında adi kira ilişkisinin bulunduğunu, dava konusu hasarın oluştuğu gayrimenkulün zilyeti ve fiili kullanıcısının … Şirketi olduğunu, huzurdaki davanın bu davalıya yöneltilmesi gerektiğini müvekkili şirket açısından davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki ve zamanaşımı itirazlarında bulunduklarını, dava konusu hasarın meydana geldiği hadisenin yoğun kar ile tipinin birleşmesi sonucu oluşan anafor olayı olduğunu, bu sebeple zarara konu hadisenin mucbir sebep olduğunu bu nedenle müvekkiline kusur atfedilemeyeceğini, Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2015/210 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, düzenlenen raporda müvekkili şirketin kusurlu olduğu yönünde hiçbir tespit yapılmadığını beyanla davanın reddini, dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; meydana gelen hasarın beklenmeyen aşırı kar yağışı kaynaklı olarak meydana geldiği, davalıların herhangi bir kusurunun olmadığı, ayrıca davacı sigortalısının sundurmanın altındaki bölmenin depo olarak kullanılmayacağını, özellikle kış ayı olması nedeniyle depoda bulunması gereken eşyaların, depoda yer olmaması nedeniyle, sundurma altına yerleştirilmesinin ve depolama alanı olarak kullanılmasının basiretli tacirin göstermesi gereken özen yükümlülüğüne uymadığı, olayın mücbir sebep sayılabilecek olağanın üzerinde kar yağışı sebebiyle meydana geldiği nazara alınarak, kazanın ve kusurun davalılara yükletilmesi mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; Mahkeme tarafından sundurmanın gerekli bakım ve denetimlerinin kiraya veren/mal sahibi tarafından gerçekleştirilmiş olması halinde dahi hasarın meydana gelip gelmeyeceğinin incelenmediğini, gerekçeli kararda, davalıların sundurmayı projelendirdiği ve standartlara uygun olarak inşa edildiği tespitlerine yer verildiğini, gerek bilirkişi incelemesinde gerekse gelen cevap dilekçesinde sundurmanın projesinin bulunmadığının belirtildiğini, kararın gerekçe bölümünde birbirini seyreden çelişkili ifadelerin yer aldığını, bu çelişkinin yanında sundurmanın mukavetine dair incelemenin ek bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, zira mukavemet hesabının yapılabilmesi için sundurma projesinin bulunması gerektiğini, sundurma projesi bulunmadığı için gerekli incelemelerin yapılamadığını, eksik inceleme ile davanın reddedilerek projesiz yapı inşa eden davalı yapı maliki ve burayı kiralayan davalının mükafatlandırıldığını, olayda mücbir sebep olduğu kanısına götüren verilerin yeterli olmadığını, yaşanan fırtınanın ya da kar yağışının mücbir sebep olarak kabul edilmesi için örneğin 20 yıllık sürecin ortalamasının alınması ve hasar günündeki veriler ile kıyaslanması gerektiğini, Yerel mahkemenin basiretli tacir olmayı yalnızca sigortalı şirket açısından değerlendirdiğini, davalı şirketlerin basiretli tacir gibi hareket edip etmediğinin değerlendirilmediğini, davaya konu olayda yoğun kar yağışından/fırtınadan kaynaklanan zararın doğal afet gerekçesi ile reddedilmesinin hukuk ilkeleri açısından kabul edilebilir olmadığını, davaya konu hasarda yalnızca emtia hasarı bulunması nedeniyle yeteri kadar incelenmediğini, yetersiz bilirkişi raporlarındaki eksikliklerin- çelişkilerin giderilmediği belirtilerek Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, dava dışı sigortalının kiracısı olduğu iş yerinde kar ağırlığı nedeniyle sundurmanın çökmesi sonucunda davacının sigortalısına ait emtianın hasara uğraması nedeniyle, sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasında, poliçe, hasarın meydana geldiği işyeri, sigortalı ile davalı şirket arasında kira sözleşmesi bulunduğu konusunda bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, ödemeye konu hasarın meydana geliş sebebi, tarafların kusurunun bulunup bulunmadığı, olayın mücbir sebep kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, davalıların zarardan sorumlu olup olmadığı, binanın imalat, bakım ve onarımının gerektiği gibi yapılıp yapılmadığı, davacının davalılardan yapılan ödemenin rücuen tazminini talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortalısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. Somut olayda; dava dışı … A.Ş’nin kiracısı olduğu deponun, davacı … nezdinde Klasik yangın Paket Poliçesi sigortalı olduğu, sigortalı dava dışı şirket tarafından işletilen deponun çatısının 18/02/2015 tarihinde kar ağırlığına dayanamayıp çöktüğü, çökme neticesinde 49.952,56 TL’lik hasar oluştuğu, ilgili hasarın davacı … tarafından sigortalısına ödendiği, mahkemece alınan inşaat mühendisi bilirkişi raporunda; binanın özellikleri açıklandıktan sonra şiddetli fırtına nedeniyle çatıdaki saçların bağlantı yerlerinden koparak dağılması ve çatının dağılması nedeniyle açılan ve aşağıda kalan malların üzerinin karla dolması, 1-2 saat içerisinde bile rüzgar nedeniyle alanın çok fazla karla dolmuş olma ihtimali ve bu nedenle malların zarar görmüş olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Ekspertiz raporunda da, yapılan incelemelerden ve sigortalı yetkilisi ile yapılan görüşmelerden hasarın, yoğun yağan karın sundurma çatısında birikmesi sonucu, çatı taşıyıcı sisteminin direncini yitirerek çökmesinden kaynaklandığı tespit edilmiştir. TBK’nın 69. maddesi hükme göre; binanın maliki, binanın yapımındaki bozukluktan veya bakım eksikliğinden doğan zarardan sorumlu olup, intifa ve oturma hakkı sahipleri de bakım eksikliğinden doğan zarardan malikle birlikte müteselsilen sorumludur. Bina malikinin sorumluluğu, kusur esasına dayanmayan objektif sorumluluk niteliğinde bulunduğundan, sorumlu tutulabilmesi için malikin kusurlu olduğunun ispatlanması gerekmez. Ancak zarar görenin, zararı ve zarar ile binadaki yapı bozukluğu veya bakım eksikliği arasındaki illiyet bağını kanıtlaması zorunludur. Bilirkişi heyet raporunda, yerinde keşif yapıldığı, ancak eski yapı kalıntılarının kaldırılarak yeni bir çelik yapı yapıldığının görüldüğü, söz konusu yapının neden yıkıldığı, çöktüğü konusunda, sebep ve kanıtları tespit edilmeye ve araştırmaya çalışıldığı, bölgenin ve yerin konumu, topografik yapısı, karların birikip birikmeyeceği, hakim rüzgar durumu, yapının kar ve rüzgar gücüne dayanacak şekilde yapılıp yapılmadığı, Metorolojik bilgi ve belgelerin ayrı ayrı incelenerek değerlendirildiği belirtilerek, olay tarihinde yaşanan doğal afet( fırtına ve kar yağışı yoğunluğu nedeniyle oluşan kar ağırlığı) nedeniyle sigortalı mahalde hasarın meydana geldiği, hadisenin bir tabiat olayından kaynaklı olduğu, olay anında yıkılan sundurmanın teknik ve malzeme açısından bir kusur ve ayıbının bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile raporunun teknik açıdan yeterli ve gerekçeli olduğu ve Yerel Mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı vekili istinaf dilekçesinde; sundurmanın bakım ve onarımının noksansız şekilde yerine getirilmiş olsa idi mevcut hasarın meydana gelip gelmeyeceğinin incelenmediğini, davaya konu olayda yoğun kar yağışından/fırtınadan kaynaklanan zararın doğal afet mücbir sebep gerekçesi ile reddedilmesinin hukuk ilkeleri açısından kabul edilebilir olmadığını ileri sürmüş ise de dava dışı kiracı sigortalı ile davalı kiraya veren … Mal. San ve Tic Ltd Şti. Arasında düzenlenen 15.11.2013 tarihli kira sözleşmesinin 9.maddesi gereğince her nevi afetler sonucu kiralanan yerde meydana gelen hasar veya hasarlardan mal sahibinin sorumlu tutulamayacağı düzenlemesi karşısında davalıların sorumluğu yoluna gidilemeyeceğinden, davacı vekilinin Yerel Mahkemece sundurmanın yoğun kar yağışından dolayı çökmesinin bakım ve onarım eksikliğinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının incelenmediği yönündeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, hükme esas alınan bilirkişi raporunun ve diğer delillerin dosya kapsamına uygun olması, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1-b.1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/37 Esas, 2019/1202 Karar sayılı ve 11/11/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a fıkrası gereğince miktar itibarıyla kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19/10/2023