Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/300 E. 2020/1846 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/300 Esas
KARAR NO : 2020/1846
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI : 2016/242 Esas, 2019/1167 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 08/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili hakkında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1065 Esas, 2015/1089 Karar sayılı kararı ile 04/03/2015 tarihinden itibaren bir yıl süre ile iflasın ertelenmesine karar verildiğini, dosyanın temyiz aşamasında olduğunu, müvekkilinin iyileştirme projesini hayata geçirmekte kararılık gösterdiğini ileri sürerek iflasın ertelenmesinin 04/03/2016 tarihinden itibaren bir yıl uzatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, bilirkişi raporları ile kayyım raporlarına göre şirketin aktifinin satış değerleri esasından hareketle düzenlenen ara bilanço sonuçlarına göre davacı şirketin + 13.583.530,68 TL müspet özvarlığa sahip olup boca batıklıktan çıktığı, bu nedenle iflas ertelenmesinin ön koşulu olan borca batıklığın gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Müdahil … AŞ vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kesinleşen takipler nedeniyle davacıdan 7.000.000 TL’ye yakın alacağı bulunmasına rağmen, son raporda davacının borcunun bulunmadığını bildiren rapora dayanarak hüküm kurulduğunu, sundukları icra dosyalarına rağmen alacaklı olarak dikkate alınmadıklarını, ticari borç senetleri hesaplarında hangi şirkete hangi tutarda kambiyo senedi verildiğinin açıklanmadığını, yargılama süresinde şirketin içinin boşaltıldığını, şirketin taşınmazları ipotekli olup, kesinleşmiş takiplerdeki alacağı karşılamaya yetmeyeceğini, taşınmazlar üzerindeki ipotek ve hacizler gözetilmeksizin değer tespiti yapıldığını, bir kısım alacaklılara ödeme yapılarak alacaklılar arasındaki eşitlik ilkesine aykırı hareket edildiğini, şirketin borca batık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davacının iflasını talep ve istinaf etmiştir.Müdahil ….. Vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasındaki tahkim yargılamasında 19/01/2017 tarihli karar ile davacının müvekkiline borcu bulunduğunun tespit edildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda sadece davacının kayıtları incelenerek davacının ticari defter ve kayıtlarında yer almayan müdahil alacaklarının yok sayıldığını, kesinleşmiş takip dosyaları ile müvekkili hakkındaki kesinleşmiş tahkim kararı getirtilmeden karar verildiğini, bu anlamda davacının borca batık olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davacının iflasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir. İflasın ertelenmesi, borca batık durumda bulunan şirket tarafından sunulan somut öngörüler içeren, ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi çerçevesinde bu durumdan kurtulması kuvvetle muhtemel bulunan kooperatiflerle sermaye şirketleri için öngörülmüş bir hukuki korunma yoludur. İflasın ertelenebilmesi için şirketin borca batık durumda olması sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın m. 377, İİK’nın m.179 vd.). Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nın 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. İflasın ertelenmesinin amacı, borca batık sermaye şirketinin mali durumunu düzelterek borca batıklıktan kurtulmasının sağlanmasıdır. Borca batıklıktan kurtulma ise tüm borçların ödenmesi anlamına gelmeyip, aktifin pasiften fazla olmasını ifade eder. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir (Yargıtay 23 HD’nin 2019/1116 Esas, 2019/3288 Karar sayılı kararı)Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi kurulunca 31/03/2019 tarihi itibarıyla rayiç değerler üzerinden davacı şirketin + 13.583.530,68 TL özvarlığa sahip olup borca batık olmadığı, davacı kayıtlarında müdahil ….AŞ’nin alacağı bulunmayıp, müdahilin alacağının ayrı bir dava konusu olduğu belirtilmiştir. ….AŞ müdahil vekili tarafından kesinleşmiş takip suretleri dosyaya sunulmuş olup, borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına bakılmaması, İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler yanında gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların da dikkate alınması gerekir. Diğer taraftan, hükme karşı istinaf yoluna başvuran diğer müdahilin alacağının da pasifler arasında yer alıp almadığı anlaşılamamaktadır. Buna göre sadece davacının kayıtlarını dikkate alan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması doğru olmadığından, mahkemece müdahiller tarafından belirtilen icra dosyaları ve tahkim dosyası da getirtilerek yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak davalı şirketin aktif ve pasifini rayiç değerleriyle tereddüde yer vermeyecek şekilde belirleyen; gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, borca batıklığın tespitine yönelik yetersiz bilirkişi kurulu görüşüne itibar edilerek, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Açıklanan nedenler ile mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan karar verildiğinden HMK’nın 351/1.a.6 bendi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Müdahillerin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/242 Esas, 2019/1167 Karar, 04/12/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın Müdahil … AŞ taraftan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcının, peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 39,10 TL harç ile, yine istinaf kanun yolu başvuru harcı olarak alınması gereken 148,60 TL harçtan peşin olarak yatırılan 121,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,30 TL olmak üzere toplam 66,40 TL harcın Müdahil …. taraftan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf kanun yoluna başvuran müdahil tarafların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.08/10/2020