Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/30 E. 2023/852 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/30 Esas
KARAR NO: 2023/852
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2019
NUMARASI: 2017/64 Esas, 2019/1209 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin davalı şirket ile 31.01.2015 tarihinde düzenlenen … Sıra numaralı Denetim ve Tasdik Sözleşmesi imzaladığını, ilgili denetim ve tasdik sözleşmesine göre davalı şirketin verilen hizmet sonucu aylık olarak belirlenen miktarda ödeme yapmayı kabul ve vaat ettiğini, ancak davacı şirket ile davalı şirket arasındaki cari hesap dökümünden de görülebileceği gibi davalı şirketin kendisine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalıya karşı olan toplam: 16.723,20-TL tutarında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından haksız olarak icra takibine hem yetki yönünden hem de icra takibine itiraz edildiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla vaki itirazın iptaline, asıl alacağın icra takibinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsiline, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili tarafından dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; tarafların ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun yapılıp yapılmadığı, takip dayanağı cari hesap ekstresinin tarafların ticari defter ve kayıtları ile uyumlu olup olmadığı, bu cari hesap ekstresinden dolayı İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı icra takip dosyasına konu alacaktan dolayı takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 16.723,20 TL alacağının bulunup bulunmadığı, var ise ferileriyle birlikte ne kadar olduğu konusunda bilirkişiden rapor alındığı, raporda ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, davalının inceleme gününde ticari defterlerini sunmadığı, davacının incelenen defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle takip miktarı kadar davalıdan alacaklı olduğu gerekçesi ile davacının davasının kabulüne, itirazın iptaline karar verilmiş ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; taraflarınca dava dosyasına cevap süresi içerisinde sunulabilecek herhangi bir belge ve kayıt bulunmadığını, müvekkili şirketin aleyhine dava tarihi itibariyle ve yahut dava bitim aşamasına kadar da bu belgelere ulaşamadıklarını, Mahkemece ihbar talebinin yazılı talep olması halinde değerlendirmeye alınması yönündeki ara kararının savunma hakkının kısıtlanmasından başka bir şey olmadığını, müvekkil şirketin … firmasının işlerini tam ve eksiksiz yapıp yapmadıkları ile ve yahut ödemelerin yapılıp yapılmadığına ilişkin de bir bilgiye sahip olmadığı, yine davaya konu faturalar ile ilgili müvekkili şirkette evrak olmamasından dolayı da vergi açısından müvekkili şirket tarafından beyan edilip edilmediği ile de bir fikirleri söz konusu olmadığı, bu durumda müvekkili şirketin karşı delil olarak ta zilyedinde olan ne bir kayıt ne de bir defter mevcut olduğu, şirketlerin karşılıklı olarak kesilen faturaları beyan etmek zorunda olduğu, herhangi bir tarafın beyan etmemesi halinde ise ancak ve ancak stopaj iadesi ve mahsuplaşma yoluyla anlaşılmakta olduğu, bilirkişi raporunda bu durumun yok sayıldığı, bilirkişinin bu duruma da açıklık getirmesi gerektiği, Yerel Mahkeme’nin eski yönetime davanın ihbarına ilişkin kararı bir karara bağlamadığı, yerel mahkemenin müvekkili şirket lehine bir hükme esas edebilecek talebi yok saydığından bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Mahkeme; kararın davacıya 16/11/2019, davalıya 16/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harcın tamamlandığı anlaşılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan Denetim ve Tasdik Sözleşmesi kapsamında verilen hizmet bedelinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı hükmü istinaf etmiştir. 2004 sayılı İİK’nın 67/1. fıkrası gereğince takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. Dosya kapsamından; davalı şirketin davacı şirketten yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunların eki mali tablolar ile bildirimlerin doğrulunun tasdik işleri hususunda denetim ve tasdik hizmeti aldığı, taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu, davacı tarafça İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile başlatılan 27.09.2016 harç tarihli icra takibinde, alacaklısının … A.Ş. , borçlusunun … olduğu, borcun sebebinin ”Denetim ve Tasdik sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap ekstresi” olarak gösterildiği, takipte istenen miktarın 16.723,20-TL Asıl alacak miktarı olduğu; borçlunun 12.10.2016 tarihli itirazında takibe, borcun tamamına, talep edilen faiz oranına, işlemiş ve işleyecek faize, masraflara, vekalet ücretine ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiği, icra takibinin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı/alacaklı vekillerine tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı, davacının da 20/01/2017 tarihinde 1 yıllık yasal hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmaktadır.Taraflar arasında … sıra nolu Denetim ve tasdik sözleşmesi düzenlendiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıdan taraflar arasındaki sözleşme kapsamında takip tarihi itibariyle hizmet bedeli alacağı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Taraflar arasında 6102 sayılı TTK’nın 89.maddesinde tanımlandığı şekliyle cari hesap sözleşmesi olmadığı, tarafların birbirlerinden olan alacak- borçlarını açık-işleyen hesap şeklinde tuttukları hesaplarda takip ettikleri ve bu hesabın cari hesap şeklinde ifade edildiği anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan 26/07/2019 tarihli SMMM bilirkişi raporunda; “… dava konusunun; davacı tarafın, davalı taraf için başlatmış olduğu,İstanbul .. . İcra Müdürlüğünün .. E. say.asına yapılan cari hesap alacağından kaynaklanan 16.723,20-TL alacağın icra takibine yapılan itirazın iptalinden ibaret olduğu, davacının 2015 yılı ticari defterlerinin 6762 sayılı (Mülga) TTK.m.66, HMK 222 md. ve 6102 sayılı TTK 64/3 md. gereğince lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının 31.05.2019 tarihinde İstanbul 9 . ATM huzurunda yapılan incelemede hazır bulunmamış olup, ticari defter ve belgelerini sunmadığı, davacının dava tarihi itibariyle davalı yandan 16.723,20-TL alacağının bulunduğu…” belirtilmiştir. Davalı taraf eski yönetime davanın ihbarına ilişkin talebinin bir karara bağlamadığını ileri sürmüştür. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun davanın ihbarı ve şartlarının düzenlendiği 61/1 fıkrasında, taraflardan birinin davayı kaybettiği takdirde üçüncü kişiye ve üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye karşı ihbar edebileceği, 62. maddede, ihbarın nasıl yapılması gerektiği, 63. maddede, dava kendisine ihbar edilen kişinin davayı kazanmasında hukuki yararı olan tarafın yanında davaya katılabileceği, 64. maddede ihbarın etkisi, hukuki dinlenilme hakkı başlıklı 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesinde ise davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgililerinin, kendi hakları ile ilgili olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları, bu hakkın, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içereceği düzenlenmiştir. HMK 62/1. maddesinde ihbarın yazılı olarak yapılması gerektiği, ihbar sebebinin gerekçeleriyle birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Somut olayda, davalı tarafından davanın eski yöneticilere ihbarını talep ettiği, Mahkemece 20/02/2019 tarihli celsede davalı vekiline yazılı dilekçe sunduğu takdirde ihbar talebinin değerlendirilmesine karar verildiği, davalı vekilince HMK 62/1 kapsamında yazılı ihbar dilekçesi sunulmadığı anlaşılmakla davalı vekilini bu yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Davalı taraf, müvekkili şirketin … firmasının işlerini tam ve eksiksiz yapıp yapmadıkları ile veyahut ödemelerin yapılıp yapılmadığına ilişkin de bir bilgiye sahip olmadığı, yine davaya konu faturalar ile ilgili müvekkili şirkette evrak olmamasından dolayı da vergi açısından müvekkil şirket tarafından beyan edilip edilmediği ile de bir fikirleri söz konusu olmadığı, bu durumda müvekkili şirketin karşı delil olarak ta zilyedinde olan ne bir kayıt ne de bir defter mevcut olduğu, şirketlerin karşılıklı olarak kesilen faturaları beyan etmek zorunda olduğu, herhangi bir tarafın beyan etmemesi halinde ise ancak ve ancak stopaj iadesi ve mahsuplaşma yoluyla anlaşılmakta olduğu, bilirkişi raporunda bu durumun yok sayıldığı, bilirkişinin bu duruma da açıklık getirmesi gerektiğini öne sürmektedir. Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası, İcra takibine dayanak yapılan denetim ve tasdik sözleşmesinin örneği, İcra takibine dayanak yapılan cari hesap ekstresi, Bilirkişi incelemesi, keşif, tüm yasal delillere delil olarak dayanmıştır. Mahkemece 07/05/2019 tarihli taraf vekillerinin mazeret dilekçesi sunduğu celsede tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına, tarafların 2014 yılına ait tüm ticari defter ve kayıtlarını inceleme günü ibraz etmeleri aksi halde HMK 219,220,222 maddeleri gereği defter ibrazından kaçınmış sayılacakları ve duruma göre defterlerin içeriğine göre diğer tarafın beyanlarının kabul edileceği meşruhatını içerir davalıya tebligat çıkarılmasına karar verilmiş, Mahkeme ara kararı davacı vekiline 21/05/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalıya çıkarılan tebligat, adresin sanal ofis olması nedeniyle evrak tebliğ edilemeyeceğinden evrakın çıkış merciine iadesi ibaresi ile bila tebliğ dönmüş olup bu yönde davalıya usulüne uygun bir tebligat yapılmamış olduğu görülmüştür. Ancak davalı tarafın 20/02/2019 tarihli celsede eski defterlere ulaşamadıklarını beyan ettiği ve istinaf dilekçesinde de müvekkili şirketin zilyedinde herhangi bir kayıt ve defter mevcut olmadığını bildirdiği ve bu yönde de açıkça bir istinaf talebi bulunmadığı dikkate alınarak bu hususa değinilmekle yetinilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 190. maddesinde, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu, TMK’nun 6. maddesinde ise, taraflardan her birinin hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Eldeki davada ispat yükü davacı tarafta olup davacı takip tarihi itibariyle davalıdan açık hesaba dayalı fatura bedeli kadar alacaklı olduğunu ispat etmelidir. Davalı, davacı ile aralarında hizmet ilişkisi olduğunu ve hizmet aldığını kabul ettiğine göre, davacının işini özverili doğru ve zamanında yapmadığı, mağduriyet yaşamasına neden olduğu yönündeki savunmasını kanıtlamalıdır. Ne var ki davalı bu yöndeki savunmasını kanıtlamış değildir.Diğer yandan, takip konusu alacak faturaya dayanan bu anlamda borçlu tarafından likit ve bilinen bir alacak olduğundan kabul edilen asıl alacak miktarı üzerinden İİK 67. maddesi gereğince davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesinde de bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı esas ve usul yönünden hukuka uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/64 Esas, 2019/1209 Karar ve 02/10/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 269,85 TL peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, fazla yatırılan 15,75 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.14/09/2023