Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/3 E. 2023/887 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/3 Esas
KARAR NO: 2023/887
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1164
KARAR NO: 2019/1043
KARAR TARİHİ: 22/10/2019
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 21/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili Şirket ile davalı arasında imzalanan Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi uyarınca, Müvekkili Şirketin davalıya karşı müşteri temsilciliği ve gayrimenkul danışmanlığı hizmetlerini üstlendiğini, Sözleşmenin 2, maddesi uyarınca, Müvekkili Şirketin davalıya “Ofis Alternatifleri Listesi” ile kiralık ofis seçenekleri sunmayı, davalının da sözleşmenin 3. maddesi uyarınca belirlenen danışmanlık ücretini Müvekkili Şirket’e ödemeyi taahhüt ettiğini, sözleşme uyarınca davalı şirketin müvekkili şirketin kendisine sunduğu alternatif ofislerden biri ile kira sözleşmesi imzalaması halinde, kira sözleşmesinin net kira bedelinin %10’u oranında hesaplanacak danışmanlık ücretini Müvekkili Şirketine ödemekle yükümlü olacağını, müvekkili tarafından yapılan araştırmalar neticesinde davalının kendisine gösterilen iş merkezi’ni, başka bir danışman firma aracılığıyla kiraladığının tespit edildiğini, sözleşme hükümlerini ihlal eden davalının, Sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca hesaplanacak olan ve Müvekkili Şirketin hak etmiş olduğu danışmanlık ücretini ödemekle yükümlü olduğunu, bu yükümlüğün kendisine ihtarla hatırlatıldığını, davalının bu ihtarnameye rağmen Müvekkili Şirket’in hak etmiş olduğu danışmanlık ücretini ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine, Müvekkili Şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünun … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacak üzerinden %20 oranından aşağı olmamak üzere işleyecek icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; dava konusu sözleşmede … adına imzası bulunan kişinin … olduğunu, ancak …’nun sözleşmenin imzalandığı 21 Mayıs 2015 tarihinde … Lojistik A.Ş.nin imza yetkilisi sıfatına haiz olmadığını, “Sözleşmenin” imza yetkilisi sıfatını haiz kişilerce imzalanmadığından 6102 TTK nun 373.maddesi ve TTK “ Tescil ve ilanın Sonuçları”nın düzenleyen 36.maddesi gereği hüküm ve sonuç doğurmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın, dava konusu “Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi” tahtında ücrete hak kazanmasının söz konusu olmadığını, müvekkilinin, iddia konusu talebe dair hiçbir sorumluluğunun olmadığını,Davacı tarafın, dava dilekçesinin ekinde sunmuş olduğu sözleşme uyarınca müvekkili şirkete karşı müşteri hizmetleri ve gayrimenkul danışmanlığı hizmetlerini ifa etmeyi üstlendiğini belirttiğini, davacı tarafın, dilekçesinde Sözleşme’nin 2. ve 3. maddesi tahtında, müvekkili şirkete danışmanlık ve temsilcilik hizmeti vererek 53.299,60 -TL tutarında ücrete hak kazandığını iddia ettiğini, dava konusu sözleşme’nin hüküm ve sonuç doğurmadığına ilişkin yapılan açıklamalara halel gelmemek kaydıyla bir an için “sözleşme’nin kurulmuş olduğu düşünülse dahi davacı, kiralanan işyerinin temsilcisi olmaması nedeniyle kiralamanın işyerinin temsilcisi olan 3. Bir firma aracılığıyla gerçekleştirildiğini, sözleşmede açıkça davacı aracılığıyla kiralamanın gerçekleşmesi halinde ücrete hak kazanılacağının belirlendiğini, davacının kira sözleşmesinin gerçekleşmesini sağlayamaması, ofis alternatifleri listesi sunmak dışında sözleşme gereğince bir hizmet vermemesi nedeniyle ücret kazandığının düşünülemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemesince, davacının taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davalıya dava konusu gayrimenkulü gösterdiği ve gayrimenkule ilişkin bilgileri gönderdiği dosyadaki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşıldığı, bu durumda dahi davacının tellallık sözleşmesine ilişkin TBK. m. 520 hükmünde yer alan “sözleşme kurulması imkânının hazırlanması” ve TBK. m, 521 hükmünde yer alan “yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulması” yükümlülüklerini yerine getirdiği bu nedenle de ücrete hak kazandığı gerekçesiyle, hesaplanan kira bedelinin %10 ‘u oranında davacının ücret alacağı olan 39.696,90-TL yönünden itirazın iptalinekarar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Mahkeme kararının davalıya 12/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harcın tamamlandığı anlaşılmıştır.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin sözleşmeyi danışmanlık hizmeti sözleşmesi olarak değerlendirip davacının aracılık hizmeti sonucu gayrimenkulün kiralandığı kabulü ile davacının ücrete hak kazandığına hükmetmesinin yerinde olmadığını, sözleşmenin danışmanlık sözleşmesi değil tellallık sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla davacı ediminin, kiralamaya aracılık yapmayı içerdiğini, kiralanan gayrimenkulün başka bir emlak danışmanı olduğunu, bu durumun davacının sözleşmeyi yerine getirmesini objektif olarak imkansız kıldığını, Yargıtayın, tellalın salt yer göstermesinin (somut olayda gerçekleşmediği iddia edilmektedir.) yeterli olmadığı, ilgili hukuki işlemin (kiralamanın) gerçekleştirilmesi açısından temsil yetkisine sahip olmasının şart olduğuna hükmettiği kararlarının olduğunu, davacının bir liste sunmak suretiyle danışmanlık hizmetini yerine getirdiğini, dolayısıyla ücreti hak ettiğinin düşünülemeyeceğini, bu hususları gözardı eden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, müşteri temsilciliği sözleşmesi uyarınca, davalıya verildiği iddia edilen gayrimenkul danışmanlığı hizmet bedeli alacağına ilişkin davalı hakkında başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Davacı şirket ile davalı arasında imzalanan Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi uyarınca, davacı Şirketin davalıya karşı müşteri temsilciliği ve gayrimenkul danışmanlığı hizmetlerini üstlendiği sözleşmenin 2. maddesi uyarınca, davacı Şirketin davalıya “Ofis Alternatifleri Listesi” ile kiralık ofis seçenekleri sunmayı, davalının da sözleşmenin 3. maddesi uyarınca belirlenen danışmanlık ücretini davacı Şirket’e ödemeyi taahhüt ettiği, Yanlar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davalı şirketin davacı şirketin kendisine sunduğu alternatif ofislerden biri ile kira sözleşmesi imzalaması halinde, kira sözleşmesinin net kira bedelinin %10’u oranında hesaplanacak danışmanlık ücretini davacı Şirkete ödemekle yükümlü olacağı kararlaştırıldığı, davacı tarafından yapılan araştırmalar neticesinde davalının iş merkezi’ni, başka bir danışman firma aracılığıyla kiraladığının tespit edildiğini, sözleşme hükümlerini ihlal eden davalının, Sözleşmenin 3. Maddesi uyarınca hesaplanacak olan ve davacı Şirketin hak etmiş olduğu danışmanlık ücretini ödemekle yükümlü olduğu davalının davacı Şirkete ödemesi gereken danışmanlık ücretini ödememesi üzerine alacağın tahsili için davacı şirket tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edilmesi üzerine iş bu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında 21.05.2015 tarihli ”Müşteri Temsilciliği Sözleşmesi” mevcuttur. Tellallık sözleşmesini düzenleyen TBK. m. 520/1 hükmüne göre: “Simsarlık sözleşmesi, simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurutması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir”. Tellalın ücretini düzenleyen TBK, m, 521/1 hükmüne göre ise: “Simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır”. Davalının bir gayrimenkul kiralamak üzere davacıya başvurarak bu yönde sözleşme imzalamış olduğu, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca gayrimenkulün kiralanması halinde komisyon ücretine hak kazanılacağının kararlaştırıldığı, davacının imzalanan sözleşme çerçevesinde dava konusu gayrimenkulü davalıya gösterdiği ve dava konusu bilgileri davalıya gönderdiği, sonrasında gayrimenkulün davalı tarafından kiralandığı birlikte değerlendirildiğinde; gayrimenkulün davacının aracılık hizmeti sonucu kiralandığı ve davacının bu yönüyle de sözleşmede kararlaştırılan ücrete hak kazandığı kanaatine varılmıştır. YHGK’da vermiş olduğu bir kararında bu hususu şu şekilde dile getirerek aynı yönde görüş benimsemiştir: “Davacıyla davalı arasında 15.3.1996 tarihinde tellallık sözleşmesi yapıldığı ve aynı zamanda satın alınacak emlağın gösterildiği, bundan sonra 19.03.1996 tarihinde davalının bu kez komisyoncu … aracılığıyla aynı taşınmazı satın aldığı anlaşılmaktadır. Davalı davacı ile yapmış olduğu sözleşmeyi ortadan kaldırmadan ve onun gösterdiği daireyi satın almakla sözleşme gereği davacıya ödemeyi taahhüt ettiği komisyon ücretini ödemekle yükümlüdür. İlk derece mahkemesince, davacının sözleşmedeki edimlerini yerine getirdiği, dolayısıyla sözleşmede belirlenen ücrete hak kazandığının kabulü ile sözleşmeye göre hesaplanarak belirlenen 39.696,90-TL davacı alacağına ilişkin itirazın iptaline ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde hukuka aykırılık görülmediğinden, davalının yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1- İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1164 Esas, 2019/1043 Karar sayılı 22/10/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-/b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85- TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 675,19-TL harçtan mahsubu ile bakiye 405,34-TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1- a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/09/2023