Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/298 E. 2020/474 K. 20.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/298 Esas
KARAR NO: 2020/474
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 11/11/2019
NUMARASI: 2019/131 Esas
DAVANIN KONUSU: Kooperatifin Dağılması İstemli
KARAR TARİHİ: 20/02/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı kooperatif tarafından İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … mevkiinde bulunan … Ada … (… Ada), … Ada … (… Ada), … Ada … (… Ada), … Ada … (… Ada), … Ada … Parsel, … Ada … Parsel, … Ada … Parsel sayılı taşınmazlarda inşaat yaparak ortaklarına bağımsız bölüm devredeceğini taahhüt ettiğini, … ve … parselde kayıtlı taşınmazlarda yapılan bağımsız bölümlerin davacılara devredileceğinin taraflarca kabul edildiğini, ancak bu güne kadar tapu devrinin yapılmadığını, bazı bloklarda yer alan kat irtifakı tapularının ilgililerine yasal olarak devrine rağmen aradan geçen yıllar içinde davalı kooperatif tarafından yapılan binaların riskli yapı haline geldiğini ve dava dışı … İnşaat ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanarak binaların 6306 sayılı yasa uyarınca yıkımının gerçekleştirildiğini, taşınmaz üzerindeki binaların yıkılması sonucu daha önce tapu alan ortakların da kat irtifakı tapularının Kat Mülkiyeti Kanunu 47. madde hükmünce sona ermesine dayalı olarak taşınmazın vasfının arsaya dönüştüğünü, paylı mülkiyete geçildiğini, … ve … parsel numaralı taşınmazlarda bulunan yapılarda ikamet eden 70 kişinin paylarının tamamının halen kooperatif üzerinde gözüktüğünü belirterek, İstanbul İli, Kartal İlçesi, … Mahallesi, … mevkiinde bulunan … Ada … (… Ada) … Ada … (… Ada) parsel numaralı taşınmazda (yapıların yıkılmasından önce bulunan bağımsız bölüm sayısı gözetilerek) müvekkillerin payına düşecek arsa payının davacı müvekkiller adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili 07/11/2019 tarihli duruşmada; davalı kooperatifin 300 kişiden sadece 230 kişinin tapusunu verdiğini, 70 kişinin tapusunun verilmediğini, müvekkillerinin de bu 70 kişinin içerisinde olduğunu, kooperatifin dava açıldıktan sonra yeni üye kaydı yaptığını, bu durumda 70 kişiye dağıtılması gereken tapunun 74 kişiye dağıtılması ve bunun sonucunda müvekkillerinin arsa payının küçülmesinin söz konusu olduğunu, bu nedenle benzer durumların önüne geçmek amacıyla kooperatifin yeni üye alımlarının durdurulması yönünde ihtiyati tedbir isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi; 11/11/2019 tarihli ara karar ile davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, davanın esasını çözecek nitelikte tedbir kararı verilemeyeceğinden bahisle tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava tarihinde kooperatif üyesi 301 kişiden sadece müvekkillerinizin de bulunduğu bir grup kişiye tapu devri yapılmayarak eşitlik ilkesine aykırı bir fiili durum yaratıldığını, halihazırda kooperatifin 230 üyesinin kooperatiften arsa payını devraldığı halde geriye kalan 71 kişiye arsa payı devri yapılmadığını, bu 71 kişiye devri gereken arsa payının hala davalı kooperatif adına kayıtlı olduğunu, davalının yeni üye almak suretiyle bu 71 kişinin arsa payının azalmasına yol açtığını, bu durumun mevcut ortaklar arasında ikircikli bir durum yarattığını, eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini belirtilerek, yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, bu konuda tedbir kararı verilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, Kooperatifler Kanunu 99. Maddesi gereğince açılan tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Davacılar kooperatif üyeliğinden kaynaklanan haklara dayalı olarak istemde bulunmuşlardır. Somut uyuşmazlıkta davacıların dava tarihi itibari ile Kooperatifler Kanunu, Ana Sözleşme, Genel Kurul Kararları gereğince edimlerini yerine getirip getirmedikleri, tescil taleplerinin yerinde olup olmadığı değerlendirilecektir. Yeni üye kaydının davanın çözümü ile ilgisi bulunmamaktadır. Dava tarihinden sonra yeni üye alımının yapılması ve bu üyelere davacıların haklarını engelleyecek mahiyette tapu tahsis edilmesi durumunda bu durumun ayrı davanın konusunu oluşturacağı izahtan varestedir. Her ne kadar ilk derece mahkemesinin gerekçesi yerinde görülmemişse de, karar sonuç itibari doğru olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince her bir davacıdan alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 1.392,60 TL harcın, davacılar tarafından peşin yatırılan 994,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 398,40 TL harcın davacılardan eşit olarak tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.20/02/2020