Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/291 E. 2023/1015 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/291 Esas
KARAR NO: 2023/1015
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/07/2019
NUMARASI: 2014/548 Esas, 2019/709 Karar
DAVANIN KONUSU: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin müflis şirkette 1996 yılında çalışmaya başladığını, aylık ücretinin ödenmemesi nedeniyle 30/06/2008 tarihli ihtarname ile iş sözleşmesini feshettiğini, müflis şirket iflas aşamasında olduğundan işçilik alacakları için dava açamadığını, … İflas sayılı dosyasında müvekkilinin işçilik alacağı tamamen kabul edilmişse de, iflas kararı iptal edildiğinden herhangi bir işlem yapılmadığını, yeni açılan iflas dosyasında herhangi bir araştırılma yapılmadan müvekkilinin alacağının tamamen reddedildiğini ileri sürerek müvekkilinin alacağının hesaplanarak iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı müflis şirket adına iflas idare memuru cevabında; davanın sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığını, işçilik alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacının çalışma süresini, ücretini ve haklı nedenle işten ayrıldığını ispatlaması gerektiğini, iş akdinin feshedildiğinde dair ihtarnamenin müflis şirkete tebliğ edildiğine dair bilgi bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davanın red kararının tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde açıldığı, davacı 15/03/2014 – 30/04/2014 tarihi arasında dava dışı …AŞ’de çalışmışsa da, müflis şirketin bu dönemde …AŞ’nin alt taşeronu olması ve davacının da bu nedenle anılan şirkette çalışması nedeniyle bu döneme ilişkin işçilik alacağından da müflis şirketin sorumlu olduğu, iflas idaresinin 13/01/2014 tarihli yazısına göre alacağın 36.851,26 TL’sinin kabul edilip, 34.317,49 TL alacağın reddedildiği, iflas tarihine kadar işleyen faizi ile birlikte kıdem, ücret ve izin alacağı olarak davacının toplam 37.953,82 TL alacağı bulunduğu, iflas idaresinin kabul ettiği 36.851,26 TL alacağın mahsubundan sonra davacının 1.102,56 TL alacağının daha masaya kaydının gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 1.102,56 TL alacağın iflas masasına kayıt kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili ve katılma yolu ile davalı müflis şirket adına iflas idaresi vekili taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; iflas idaresinin müvekkili ile ilgili kabul ettiği bir alacak bulunmadığını, alacaklarının tamamen reddi nedeniyle kayıt kabul davası açtıklarını, mahkemenin kabul edilmemiş bir alacağı, kabul edilmiş gibi hüküm kurduğunu, kıdem tazminatı alacaklarının en yüksek banka mevduat faizi uygulanması gerekirken, yasal faiz uygulanmasının da hatalı olduğunu belirterek itirazları doğrultusunda karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; davacının yatırdığı tebligat gideri olmadığından dava açma süresinin ilandan başladığını, ancak davacının ilandan itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde dava açmadığını, eski iflas dosyasında alacakların tespiti için iflas idaresince bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, ancak pek çok işçinin alacağı tespit edilmiş iken, davacının adının geçmediğini, bu durumun davacının kıdem tazminatı hak etmediğini ve iş sözleşmesinin tazminat gerektirmeyecek şekilde feshedildiğini gösterdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı ve katılma yolu ile davalı müflis şirket iflas idaresi hükmü istinaf etmiştir. 1-İİK’nın 234/1. maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü içermektedir. İflas idaresinin, sıra cetveli ile birlikte, sıra cetveli ile ilgili olan bütün bilgileri (deliller, diğer belgeler) de iflas idaresine vermesi gerekir. Bundan sonra, iflas idaresi, sıra cetvelinin iflas dairesine verildiğini ve orada alacaklıların ve (mülkiyet dışındaki) istihkak iddiası sahiplerinin incelemesine hazır olduğunu ilan eder. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, İkinci Baskı, Ankara, sh. 1327.) İİK’nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup bu süre kural olarak sıra cetvelinin İİK’nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır (Yargıtay 23 HD’nin 2015/5275 Esas, 2016/2424 Karar sayılı kararı). İflas idaresi 13/01/2014 tarihli yazı cevabında; davacının müracaat esnasında gider avansı ( tebligat masrafı ) yatırmadığı, sıra cetvelinin 02/12/2013 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde, 28/11/2013 tarihinde Sabah Gazetesinde ilan edildiği bildirilmiştir. Somut olayda, davacının toplam 71.168,75 TL alacağın masaya kaydını talep ettiği, davacının tebligat için masraf vermediği, sıra cetvelinin 02/12/2013 tarihinde ilan edildiği, eldeki davanın İİK’nın 235/1. maddesi hükmü uyarınca son ilan tarihi olan 02/12/2013 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra 31/12/2013 tarihinde açıldığı anlaşıldığından, Yargıtay 23. HD’nin 2014/1525 Esas, 2014/4704 Karar sayılı kararı doğrultusunda, süresinde açılmayan davanın, HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esası incelerek karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2-Kabule göre de, kararda, iflas dairesinin 13/01/2014 tarihli yazısı dikkate alınarak, kaydı talep edilen alacağın bir kısmının iflas idaresince kabul edildiği belirtilmişse de, yazı ekinde sunulan red kararında, alacağın tamamen reddine karar verildiği görüldüğünden, mahkemece bu konudaki çelişki giderilmeden, iflas idaresinin alacağın sadece bir kısmını reddettiğinin kabul edilmesi de doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve hak düşürücü sürede açılmayan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/548 Esas, 2019/709 Karar ve 04/07/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, a)Hak düşürücü sürede açılmayan davanın 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE, b)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 245,55 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Davacının istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davalının istinaf başvurusu yönünden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davalı tarafça karşılanan 165,70 TL istinaf karar ve başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 8-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 12.10.2023