Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/272 E. 2023/1030 K. 12.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/272 Esas
KARAR NO: 2023/1030
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/10/2019
NUMARASI: 2018/161 Esas, 2019/795 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan, davalıya ait araçların ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezalarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emrinin, davalıya tebliğ edildiği, davalı tarafın itirazı üzerine takibin devamı amacıyla işbu dava ikame edildiği, yapılacak yargılama neticesinde davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına ve aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait araçların ihlalli geçişinin olmadığı, ihlalli geçiş iddiası ile ceza kesilen tüm araçlarda OGS sistemi ve yeterli bakiye bulunduğunu, müvekkili şirketin Türkiye Karayolu Taşımacılığının ek köklü şirketlerinden biri olduğu ve böyle bir ihlale sebebiyet vermesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 26/12/2018 tarihli bilirkişi raporu ve 20/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespit ve değerlendirmeler de dikkate alınarak davalı firmaya ait …, … ve … plaka sayılı araçların 2016 yılında değişik tarihlerde toplam yedi defa ihlali geçiş yaptıkları, bu geçişlerin …’nin toplam ödemesi gereken miktarın 2.585,30 TL olduğu anlaşıldığından ve dosya kapsamında ödeme ile ilgili herhangi bir belgeye de rastlanmadığından davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibe yönelik itirazının kısmen iptali ile takibin 2.585,30 TL üzerinden devamına, bu bedele takip tarihi olan 18/01/2017 tarihinden itibaren talep gibi %10,5 reeskont avans faizi uygulanmasına, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; bilirkişi raporunda itirazlarının değerlendirilmediği, raporun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin kararını söz konusu bilirkişi raporuna dayanarak vermesinin de kararı hukuka aykırı kıldığını, bilirkişi raporunda sunulan ihlalli geçişlerin, geçiş anındaki HGS bakiyesi ve geçiş ücretlerine ilişkin tabloda da görüldüğü üzere davalı tarafın geçişler sırasında yeterli bakiyeye sahip olmamakla birlikte yükleme yaptığı miktarların da geçiş ücretini karşılar nitelikte olmadığını, HGS deki bakiye miktarın geçiş tutarını karşılamadığının açıkça göründüğünü, müvekkili şirketin geçiş ücretini, geçiş sonrası fakat geçiş tarihinden itibaren 15 gün içerisinde, etiketlerdeki eksik bakiyenin tamamlanması halinde, otomatik olarak etiket hesaplarından tahsil etmesine(otomatik tahsilat yöntemi) ilişkin kanuni bir yükümlülüğü olmadığı gibi bu hususta herhangi bir taahhüdü bulunmadığını ve bu doğrultuda ayrı bir yasal düzenleme ya da protokol bulunmadığını, ihlalli geçiş ücretinin ödenmesi hususunda tüm sorumluluğun ilgili yasal düzenlemeler gereği araç sahiplerinin üzerinde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, ihlalli geçiş ve ceza ücretinin tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklının …, borçlunun …, borcun 756,70 TL geçiş ücreti ve 7.567,00 TL ceza tutarına ilişkin olduğu, takip dayanağının takip talebinde belirtilen köprü ve otoyollardan geçiş ihlalleri nedeniyle tahakkuk ettirilen toplam 8.323,70 TL ceza tutarı alacağına ilişkin yapılan ilamsız takip olduğu, 18/01/2017 takip tarihli ödeme emrinin 24/01/2017 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, borçlunun 30/01/2017 tarihinde, süresi içerisinde borca ve faize itiraz ettiği, itiraz dilekçesinin davacıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığından eldeki itirazın iptali davasının 17.02.2018 tarihinde yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.Mahkemece, 2.585,30-TL geçiş bedeli üzerinden takibin devamına karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir.Davacı vekili 06/06/2018 tarihli dilekçesinde, 7144 sayılı Torba Kanun ile Torba Kanunun yürürlük tarihi olan 25.05.2018 tarihi itibari ile ve sadece tahsil edilmemiş ceza tutarları hakkında uygulanmak üzere, geçiş ücretinin geçiş tarihinden itibaren 15 (onbeş) gün içerisinde ödenmemesi halinde tahakkuk eden geçiş ücretinin 10 katı tutarındaki cezanın; 4 katı olarak değiştirildiğini ve hazine payı uygulamasının ortadan kaldırıldığını, bu doğrultuda, Torba Kanunun 19. Maddesi ile 6001 Sayılı Kanuna eklenen geçici maddede yer alan “tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında” ibaresi nedeniyle; işbu dava konusu ihlalli geçişe ait geçiş ücreti ve ceza tutarının Torba Kanun’un yürürlük tarihi itibari ile henüz tahsil edilmemiş olduğu anlaşıldığından, icra takibine konu alacak üzerinde revizyon yapıldığını, takip tarihi itibariyle geçiş ücretinin 10 katı olan ceza tutarının 4 katına indirildiğini belirterek işbu davada harca esas değerin 3.783,50 TL olarak değiştirilmesini talep etmiştir. Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesinde “…(5) 4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir… .” hükmü düzenlenmişken 25/05/2018 tarih ve 30431 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 16/5/2018 tarih ve 7144 sayılı Kanunun 18. maddesi ile birinci ve beşinci fıkralarında yer alan “on” ibareleri “dört” şeklinde değiştirilmiştir. Aynı Kanunun 19. maddesi ile 6001 sayılı Kanuna geçici 3. madde ilave edilmiştir. 6001 sayılı Kanuna eklenen Geçici 3. madde de ise “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30. maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30. maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır. Bu itibarla yargılama sırasında 6001 Sayılı Yasa’nın 30/5 fıkrasında yapılan değişiklikle, dava tarihinde geçiş bedelinin 10 katı tutarında uygulanan cezanın, 4 katına düşürüldüğü anlaşılmaktadır. Davanın devamı sırasında, dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayri menkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun yada Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Somut olayda, davacının talep sonucunun yasa değişikliği sebebiyle 3.783,50-TL olarak güncellenmesi sonucunda, fazlaya ilişkin talebinin davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle konusuz kaldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalara ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi olan 2019 yılı itibariyle 4.400,00 TL’ye ulaşmıştır. Bu yasal düzenlemelere göre, davacının fazlaya ilişkin talebinin davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun nedeniyle konusuz kaldığı, talep sonucunun yasa değişikliği sebebiyle 3.783,50-TL olarak güncellenmesinden sonra davanın 2.585,30-TL yönünden kısmen kabulüne karar verildiği, HMK 26.maddesi uyarınca, hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre talep sonucundan daha azına karar verebileceği yönündeki emredici nitelikteki yasal düzenleme dikkate alındığında, davacının istinaf talebinin reddedilen 1.198,20-TL’ye ilişkin olduğunun anlaşıldığı, bu haliyle dava edilen alacak miktarına göre kabul ve ret miktarlarının HMK’nun 341. maddesinde belirtilen kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmıştır. HMK’nın 346. Maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1. Maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür.Mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 346/1.fıkrası gereğince istinaf başvurusunun kesin olan bir karara ilişkin olduğu gözetilerek dilekçenin reddine karar verilmesi gerekirken bu usuli işleme uyulmamış ve yerine getirilmemiştir. Ne var ki, kesin olan bir karara karşı istinaf başvurusunun reddine aynı yasanın 352/1-b bendi gereğince Dairemiz tarafından da karar verilebileceğinden dosya üzerinde karar verilmesi uygun görülmüştür. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın kesin nitelikte bir karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşıldığından, davacının istinaf başvuru dilekçesinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-b bendi gereğince miktar itibarı ile reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden USULDEN REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44.40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352 ve 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/10/2023