Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/252 E. 2023/1052 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/252 Esas
KARAR NO: 2023/1052
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2018/1260 Esas, 2019/1088 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … Yat. Ortaklığı A.Ş ve sigorta ettiren … San.ve Tic. A.Ş. Firmaları arasında … nolu inşaat tüm riskler sigorta poliçesi imzalandığını, sigorta ettiren yüklenici … San.ve Tic. A.Ş şirketinin alt yükleniciler … Taah.ve Tic. Ltd. Şti. Ve … Mak. San.ve Tic.Ltd.Şti. ile ayrı ayrı sözleşme düzenlediğini, 26/03/2017 tarihi ile 27/03/2017 tarihleri arasında inşaat alanına giren … sahte plaka sayılı aracın, depo kapılarını kırarak, … Tic. Ltd. Şti. Ve … Mak. San.ve Tic.Ltd.Şirkelerine ait depolardaki malzemeleri çaldıklarının kamera kayıtlarından tespit edildiğini, meydana gelen hırsızlık olayı sonucu depo da çalınan malların değerinin 87.773,87 TL olduğunu, müvekkil şirketin 04/08/2018 tarihinde bu parayı ödediğini, hırsızlık olayının meydana geldiği inşaat alanının güvenliğinin davalı tarafından sağlandığını, davalının 5188 sayılı özel güvenlik kanunu kapsamında 7/24 esasına göre güvenlik hizmetini sağladığını ve bu şekilde güvenlik hizmeti sağlayacağına dair sözleşmede taahhütlü imzasının bulunduğunu, kamera kayıtlarına göre proje sahasına giriş yapan ana kapıda bariyerlerin bulunmadığını, araç giriş çıkışlarında görevliler tarafından titizlikle kontrolün yapılmadığını, görevlinin hırsızlara ait aracı durdurmadığı ve kontrol etmediğini, hırsızlığın bu nedenle güvenlik zafiyeti nedeniyle oluştuğunu, meydana gelen hırsızlık nedeni ile davalıya ödeme yapması için müracaat edildiğini, ödeme yapılmaması üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde, olayın geçtiği yerin sözleşme kapsamında bulunmadığını, müvekkil şirkete izafe edilecek kasıt, ihmal yada kusurun olmadığını, zarar miktarının kesin olarak ispatlanması gerektiğini, depoların güvenliğinin yüklenici firmalarca sağlanması gerektiğini, şantiye yönetimince bir kamera sistemi kurulamadığını sigorta eksperince incelenmeden rapor düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, sigorta ettiren … İnşaat’ın sabah 08:00’den 18.00′ e kadar kendi güvenliğini sağladığı, davalı şirketin ise 18:00-08:00 saatleri arasında güvenlik hizmetini yürüttüğü, kamera görüntülerine göre hırsızlık faaliyetinin 17:50 sıralarında başladığı, ancak hırsızlama faaliyetinin yani temadinin bittiği saatin 18.40 olduğu bu nedenle görevli olduğu 18.40 itibariyle davalı … Güvenliğin tek çıkış kapısı olmasına rağmen etkin şekilde görev yapmayarak hırsızlanan malların zayiinden sorumlu oldukları, her ne kadar haksız fiil sonucu zarar oluştuğu belli ise de, davalı tarafın da belirttiği gibi stokların belirlenememesi nedeniyle gerçek zarar kaleminin tespitinin mümkün olmadığı, ancak BK m.50 uyarınca uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde olayların olağan akışı, zarar görenin aldığı önlemler göz önüne alınarak zararın miktarı hakkaniyete göre belirlenebileceğinden, dava dışı firmanın depolarında kamera bulundurmadığı bu nedenle deponun hırsızlığa müsait kılınma ihtimalinin bulunduğu da gözetilerek hakkaniyet gereğince sigorta şirketinin sigortalısına ödediği bedel olan 87.773,87TL’sinin takdiren denkleştirici adalet ilkesi uyarınca %50 tenkisi ile 43.886,93TL yönünden davanın kısmen kabulüne yargılama neticesinde alacak miktarı belirlendiğinden icra inkar tazminatın talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davacıya 29/12/2019, davalıya 29/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harçların tamamlandığı anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; eksper raporu, alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki incelemeler ile hırsızlık olayından davalının %100 sorumlu olduğu ve hasar miktarının 87.693,87 TL olarak talepten 80 TL kısmi farkla belirlenmiş olmasına rağmen mahkemece şartları olmamasına rağmen denkleştirici adalet ilkesi uygulanıp belirlenen hasar giderinin %50’si yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ifade ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; güvenlik sözleşmesinin 16/05/2017 başlangıç tarihli olduğunu, öncesinde güvenlik hizmeti değil danışmanlık hizmeti verildiğini, zararın sadece sunulan faturalara göre belirlendiğini, olay tarihi ile fatura tarihlerinin karşılaştırılmadığını, olaydan sonra sunulan faturaların gerçekliğinin ticari kayıt, defter ve vergi daireleri nezdinde araştırılmadan sadece dosyaya sunulan fatura içeriğinden hareketle rapor tanzim edildiğini ve karar verildiğini, olayın geçtiği yerin güvenlik sözleşmesi kapsamında olmadığını, bunun bizzat … Şirketi proje müdürü … tarafından da ifade edildiğini, dava dışı, sözleşmenin tarafı olan şirketin mütefarik kusurunun mahkemece değerlendirilmediğini beyanla mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İnşaat Poliçesi gereği sigortalıya ödenen hasar bedelinin hasar sorumlusundan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı şirket arasında 19/01/2016 başlangıç tarihli, 25/02/2018 bitiş tarihli … poliçe numaralı inşaat sigorta poliçesi düzenlendiği, davacı sigorta şirketine işyeri sigorta poliçesi ile sigortalı işyerine 17/03/2017 tarihinde araç ile girilerek sigortalıya ait üç depodan inşaat malzemelerinin çalındığı, davacı sigorta şirketinin, ekspertiz incelemesi ve tespiti sonucu … İnşaat Şirketine 04/08/2017 tarihinde 87.773,87 TL hasar tazminatı ödediği, davacının, zarardan davalı güvenlik şirketinin sorumlu olduğu iddiasıyla sigortalıya ödediği tazminatın rücuen tahsili için işbu davayı açtığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davalının kusurlu eylemi ile hırsızlık olayına sebebiyet verdiğinden zarar ile kusur arasında illiyet bağının bulunduğu, ancak zarar miktarı tam olarak tespit edilemediğinden denkleştirici adalet ilkesi gereğince talep edilen zararın %50’sinden davalının sorumlu tutulması gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulü ile 43.886,93 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmiş, hükmü her iki taraf vekili ayrı ayrı istinaf etmiştir. Taraflar arasında; sigorta poliçesi, güvenlik hizmet sözleşmesinin mevcut olduğu, hırsızlık olayının yaşandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalı güvenlik şirketi yönünden belirlenen kusur oranının isabetli olup olmadığı, dava dışı sigortalının olayda kusurunun olup olmadığı, çalınan emtialar ile emtiaların bedelinin ne kadar olduğu, dolayısıyla davacı tarafça talep edilen hasar bedeli ile davalı yönünden davalı aleyhine hükmedilen hasar miktarının, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Dosyaya, taraflar arasında düzenlenen üç adet güvenlik sözleşmesi sunulmuş olup, bunlardan 19/06/2014-31/12/2014 tarihlerini ve 31/01/2018-31/12/2018 tarihlerini kapsayan sözleşmelerin dava konusu olayı kapsamadığı görülmüştür. Düzenleme tarihi içermeyen ancak 06/09/2017 tarihine kadar ki süreyi kapsadığı ifade edilen ve sözleşme içerisindeki ifadelerden bir yıl önce düzenlendiği anlaşılan davalı …LTD.ŞTİ ile dava dışı … A.Ş ve … A.Ş arasında, güvenlik hizmet sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin ikinci maddesinde davalı … Şirketinin iş bu sözleşme gereğince yüklenicinin, 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair kanun ve yönetmelik hükümlerine göre İstanbul Başakşehir ilçesi, … Mahallesi … Sk. … 17.bölge Adresindeki inşaatın proje alanlarını kapsayan ekli krokide gösterilen alanın tamamında haftanın yedi günü 24 saat esasına göre, 18 kişilik personel ile güvenlik hizmetlerinin kesintisiz sağlanmasını üstlendiği, sözleşmenin 5. Maddesinde herhangi bir mevzuatın ihmali sonucu oluşacak tüm yasal sorumlulukların davacı yükleniciye ait olduğu, işveren şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı düzenlenmesinin bulunduğu görülmüştür. Davaya konu hırsızlık olayı, sigortalı işyerine giren araç ile sigortalıya ait depodan bir kısım emtiaların çalınması şeklinde gerçekleşmiştir. Sigortalı işyerine yetkisiz kişilerin girmesini engellemek ve gelen müşteri ve ziyaretçi araçlarının kontrol etmek, davalı güvenlik şirketinin sorumluluğundadır. Yaşanan hırsızlık olayının davalı güvenlik şirketinin bu edimini gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davalı yargılama sırasında ve istinafında saat 18:00 öncesinde güvenlik hizmetinin kendilerinin değil işveren … Şirketinin üstlendiğini ve sürdürdüğünü ifade etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşmede, davalının güvenlik hizmetini 24 saat kesintisiz sürdüreceğinin kararlaştırılmış olması karşısında, davalının bu savunmasını yazılı delille ispat etmesinin gerektiği, ancak davalının bu konuda yazılı bir delil sunmadığı gibi başkaca bir delil de sunmadığı, dolayısıyla davalının bu savunmasının ve istinaf sebebinin ispat edilemediği, hırsızlığın davalının güvenlik hizmeti verdiği esnada olduğu, dolayısıyla dosya kapsamındaki bilgilerden ve bilirkişi raporundan anlaşıldığı üzere hırsızlığın davalının gerekli önlemleri almayıp gerekli dikkat ve özeni göstermemesi sebebiyle %100 davalı kusuruna bağlı olarak gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davalının kusursuzluğuna yönelik istinaf talepleri yerinde değildir. Tarafların zararın miktarına yönelik istinaf taleplerine gelince, eksper raporunda, sigortalı iş yerinde deposu bulunan dava dışı … Şirketince çalınan malzeme listesi verilerek 29.232,50 TL’lik malzeme çalındığı, dava dışı … Şirketince çalınan malzeme listesi verilerek 103.372,47 TL’lik malzeme çalındığının bildirildiği, yapılan değerlendirme sonucunda her iki şirket zararının 97.526,53 TL olduğu yapılan %10 muafiyet indirimi sonrası ödenmesi gereken rakamın 87.773,87 TL olarak belirlendiği ve davacı tarafça bu rakamın sigortalıya ödendiği, mahkemece, dava dışı bu firmaların ticari defter ve kayıtlarının da incelenmesi suretiyle alınan bilirkişi raporunda dava konusu mallara ait alış faturalarından 31/03/2017 tarihli … nolu fatura ile alınan inşaat malzemesinin hırsızlık tarihinden önce alındığı, diğer alış faturalarının dava dışı şirketlerin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu dosya üzerinde yapılan incelemeler neticesinde hasar bedelinin 87.693,87 TL olduğu bildirildiği görülmüştür. Mahkemece, her ne kadar sunulan faturaların, dava dışı şirketlere ait defter kayıtlarında yer aldığı ve bu malların çalındığının kabulü halinde değerlerinin 87.693,87 TL olduğu belirlenmiş ise de, davalı savunmasına konu yapıldığı gibi bu faturalarda yer alan çalındığı bildirilen malların, depolarda hırsızlık öncesi mevcut olduğu ve çalındıkları dosya kapsamındaki belge ve deliller kesin olarak ortaya konamadığından, TBK 50.maddesi gereğince uğranılan zararın miktarının tam olarak ispat edilememesi halinde, hakimin olayların olağan akışı, zarar görenin aldığı önlemleri göz önüne alarak zararın miktarına hakkaniyete göre belirleyebileceğinden, dava dışı firmanın depolarında kamera bulundurmadığı bu nedenle deponun hırsızlığa müsait kılınma ihtimalinin artırıldığı kabul edilerek hakkaniyet gereğince sigorta şirketinin sigortalısına ödediği bedel olan 87.773,87 TL’sinin takdiren %50 tenkisi ile davalının 43.886,93 TL’lik hasar tutarından sorumlu olduğunun tespiti ile bu miktar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere ve usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından her iki taraf vekilinin istinaf taleplerinin reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1260 Esas, 2019/1088 Karar ve 10/10/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harcın davalı tarafından peşin olarak yatırılan 749,47 TL harçtan mahsubu ile bakiye 479,62 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya İADESİNE, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2023