Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/249 E. 2020/1441 K. 03.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/249 Esas
KARAR NO: 2020/1441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2019/392 Esas, 2019/625 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/07/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin işletmesi altında bulunan Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Çevre Otoyolu’nu kullanan davalının kullanım ücretini ödemediğini, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, davalının haksız itirazının iptaline, takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgahının Bahçelievler yetkili İcra Dairesinin de Bakırköy İcra Daireleri olduğunu, icra takibinde İcra Dairesinin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkili firmanın davacının işlettiği otoyolu 4689 defa kullandığını ve karşılığında 37.614,00 TL geçiş ücreti ödediğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesi iddia, savunma, para borçlarında ifa yerine ilişkin kuralın, konusu alacaklının, borçluya verdiği bir miktar paranın iadesi talebini içeren karz sözleşmesinden doğan borçlarla sınırlı olduğu, davalının ikametgahının (muamele Merkezi) bulunduğu yerin Bahçelievler/İstanbul olması nedeniyle icra takibinin davalı şirketin merkezinin bulunduğu yer icra dairesinde başlatılması gerektiğinden bahisle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin 3996 Sayılı Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Marmara Çevre Otoyolu’nun işletme hakkı sahibi olduğunu, geçişlerin 6001 Sayılı Kanun kapsamında ücretlendirildiğini, müvekkili şirketin belirlenen tarife karşılığında otoyolu ve YSS köprüsünü kullanıcılarına açtığını, bu durumun bir icap olarak kabul edildiğinde, kullanıcıların da bu icabı kabul ederek geçiş yaptıklarını bir sözleşmenin varlığının açıkça ortada olduğunu, kullanıcılarla, müvekkili arasındaki arasındaki ilişkinin para borcundan kaynaklandığını, yerel mahkeme gerekçesinde “somut uyuşmazlık otoyol geçiş ihlalinden kaynaklanan alacağa ilişkin bulunduğundan” denilmek suretiyle açıkça bu ilişkinin kabul edildiğini, kararın gerekçe ile çeliştiğini, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan icra takiplerinde sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairelerinin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, işletmesi davacıya ait otoyol ve köprülerin kullanılmasından kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacının 1 adet Fiziki dosyada belirtilen borçluya ait araç/ların ihlalli geçiş/leri sebebiyle tahakkuk eden geçiş ücreti ve cezası dayanak gösterilerek 62.791,45 TL Asıl Alacak (Geçiş Ücreti- Para Cezası) 509,25 TL KDV, 2.828,94 TL faiz olmak üzere toplam 66.129,64 TL üzerinden takip başlattığı, davalının takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. İcra İflas Kanunu’nun 50.maddesinde “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkilidir. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur. İki icra mahkemesi arasında yetki noktasından ihtilaf çıkarsa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 25 inci maddesi hükmü tatbik olunur.” şeklinde belirtilmiştir. HMK’nun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı kanunun 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı) Yukarıda yapılan açıklamalar gereğince eldeki davada, davacı şirketin ikametgahının bulunduğu yer İstanbul İcra Daireleri de yetkili olduğundan, mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yetkisizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, mahkemenin işin esasına girerek bir karar vermesi gerekirken yetkili icra dairesinde takip yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine kararı vermesi doğru kabul edilemeyeceğinden, HMK’nun 353/1.a.3 bendi uyarınca esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin davacının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/392 esas, 2019/625 karar ve 15/10/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1-a/3 bendi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahalli Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a.3 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.03/07/2020