Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2375 E. 2021/121 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2375 Esas
KARAR NO: 2021/121
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/529 Esas,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İHTİYATİ HACİZ TALEBİ İhtiyati haciz isteyen vekili talep dilekçesi ile; müvekkilinin davalı tur şirketine teknelerinde Türk gecesi vb. organizasyonlar düzenleyerek hizmet sunduğunu, sunulan hizmetler karşılığında fatura kesildiğini, 2019-2020 yıllarında toplam 18 adet fatura kesilmiş olup, tarafların cari hesap ile çalıştığını, davalının cari hesap süresi içinde bir kısım ödemeleri gerçekleştirmesine rağmen 189.120,65 TL’nin ödenmediğini, ayrıca davalının alacaklılardan kaçırmak maksadıyla bir kısım mallarını elinden çıkardığını, mahkemece davalı şirketin malvarlığı sorgulamasının yapılması halinde bu durumun açıkça görülebileceğini belirterek davalıların borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesi 15/10/2020 tarihli ara kararıyla; dava konusu alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, borçlunun mallarını kaçırdığına dair delil de sunulmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde; sundukları fatura ve cari hesap ekstresi belgeleri ile alacağın yaklaşık olarak ispatlandığını, alacağın muaccel olmadığının kabul edilmesi halinde dahi, davalının mallarını kaçırması nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davalının mallarını devrine ilişkin belgeleri temin etmesi mümkün olmadığından, mahkemece sistemden bu bilgilerin sorgulanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Karşı taraf vekili, tek taraflı fatura ile mal ya da hizmet verildiği ve alacağın yaklaşık olarak ispatlanmayacağını, imzalı cari hesap mutabakatı bulunmadığını, taraflar arasında hizmet ilişkisi olmakla birlikte davacının hizmet verilen kişi sayısından fazla kişi için ücret hesapladığını, ayrıca yapılan bir kısım ödemelerin eksik veya yanlış girildiğini, bu şekilde sunulmayan ya da eksik hizmet sunulan faturalar ile yapılan ödemeler düşülmeden alacak talebinin haksız olduğunu, davacının her bir fatura için verdiği hizmet veya ürünleri tek tek ispat etmesi gerektiğini, alacağın yaklaşık olarak ispatlanamadığını belirterek istinaf talebinin reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, ihtiyati haciz verilmesi istemine ilişkindir. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delileri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi ya da maddi hukuk anlamında irdelenmesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’ nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Somut olayda, alacaklı tarafın cari hesap ekstresi ve davalı şirket adına kesilen 18 adet faturanın ödenmeyen kısmına ilişkin olarak davalı aleyhine takip başlattığı ve takibe itiraz üzerine itirazın iptali ile ihtiyati haciz talep ettiği görülmektedir. Davacının tek taraflı düzenlediği cari hesap ekstresi ve faturalar alacağın varlığı konusunda kanaat getirecek kuvvette delil niteliğinde olmadığından İİK 257/1-2 ve 258 maddesindeki yasal şartların sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, ihtiyati haciz talebinin reddi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 gereğince esastan reddi karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 harçtan mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b/1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.28/01/2021