Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2371 E. 2021/187 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2371 Esas
KARAR NO: 2021/187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/09/2018
NUMARASI: 2017/966 Esas, 2018/931 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 03/11/2017 tarihli dava dilekçesinde; İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/804 Esas, 2015/610 Karar sayılı dosyasında … LTD. ŞTİ.’nin iflasına karar verildiğini, müflis şirketin iflas işlemlerinin … Esas sayılı İstanbul … İflas Müdürlüğünde yürütüldüğünü, davalı bakanlığın 17/08/2017 tarihinde iflas müdürlüğüne müracaat ile müflis şirketin ülkelerinde yürüttüğü ticari faaliyetler neticesinde Türkmenistan’da dolmuş vergi borçları toplamı olduğu iddiası ile 14.263.599,45 ABD Doları ( 43.135.977,45 TL’nin ) iflas masasına kaydını talep ettiğini, müflis şirketin Türkmenistan Cumhuriyeti’nde yürüttüğü ticari faaliyetlerle ilgili olarak Türkmenistan Devletinden olan alacağın tahsili amacıyla Uluslararası Yatırım Anlaşmazlıkları Çözüm Merkezi ( ICSID ) nezdinde davaya ilişkin yargılama sürecinin devam ettiğini, iş bu davanın müflis şirketin ilgili devlet nezdinde doğmuş bulunan alacakların tahsili amacıyla müflis şirket tarafından açıldığını, dosyaya ilişkin henüz menfi veya müspet bir karar verilmediğini, müflis şirketin ilgili devlete herhangi bir alacağının mevcut olmadığını, taraflarınca iflas masasına sunulan beyan ve itirazlarına rağmen iflas müdürlüğünün 10/10/2017 tarihli kararı ile alacak kaydı talebini Türkiye Cumhuriyeti ve Türkmenistan Cumhuriyeti arasında 29/02/2012 tarihinde imzalanan hukuki ve cezai konularda adli yardımlaşma anlaşmasının 14.maddesine istinaden kabul ederek sıra cetvelinin 25 numarası ile 4.sırasına kaydedildiğini, ek sıra cetveli düzenlenerek 19/10/2017 tarihinde sicil gazetesinde yayınlandığını, iflas müdürlüğünün kararının haksız ve mesnetsiz olduğunu, kaydın terkini ve sıra cetvelinin iptali amacıyla iş bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu iddia ederek, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının 25.sırasına kaydedilen alacağa ilişkin itirazlarının kabulü ile alacağın cetvelden terkini ve ek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini, öncelikle dava şartlarının mevcut olmadığını, davacı müflis şirketin açmış olduğu bu davada dava şartının olmadığını, İcra İflas Hukuku isimli eserde, Profesör Doktor … tarafından müflisin sıra cetveline karşı itiraz davası açamayacağının belirtildiğini, Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2014/9908 Esas ve 2015/2243 Karar sayılı 03/04/2015 tarihli kararında alacağın sıra cetvelinden terkini istemli davalarda davacı şirketin iflasın açılması sonrasında tasarruf yetkisinin kalkması ve masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olması karşısında davacı şirketin aktif dava ehliyetinin bulunmadığının kabulüne karar verildiğini, müflis şirket ortağınında dava açma yetkisinin olmadığını, davacı …’ın müflis şirketin ortağı olduğu hususunun dava dilekçesi ve iflas dosyası içeriğiyle sabit olduğunu, bu hususta herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığını, kayıt terkin davalarının davacısının ancak alacağa sıra cetveline kısmen dahil kaydedilmiş bir alacaklının olabileceğini, müflis şirket ortağının kayıt terkin davası açamayacağını, dava ehliyetinin bulunmadığını, vekilin davaya vekalet ehliyetininde bulunmadığını, alacak kaydı için ayrıca mahkeme ilamı yada icra takibinin olması gerekmediğini savunarak, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı müflis şirketin İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/804 Esas sayılı dosyasında 17/09/2015 tarihinde iflasına karar verildiği, kararın 18/09/2017 tarihinde kesinleştiği, davacı …’ın ancak iflas masası tarafından temsil edilebileceği, diğer davacı müflis şirket ortağının ise İİK 235.maddesi gereğince dava açabilme şartlarından taraf sıfatı ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davacı şirket … LTD ŞTİ’nin iflasına karar verilmiş olduğundan ancak iflas masası tarafından temsil edileceğinden, diğer davacı şirket ortağının ise İİK 235.maddesi gereğince taraf sıfatı bulunmadığından, HMK 114/1-g ve HMK 115 maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davacı … ( Müflis … LTD. ŞTİ. Ortağı ) vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı … ( Müflis … LTD. ŞTİ. Ortağı ) vekili istinaf nedenleri olarak; iddialarını tekrar ettikten sonra davacı müvekkilinin müflis şirketin hissedarı ve temsilcisi olmakla taraf sıfatına haiz olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; İİK 235.maddesi gereğince açılan sıra cetveline itiraz davasıdır. Taraflar arasında; davacı müflis şirket hakkında İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/804 Esas, 2015/610 Karar ve 17/09/2015 tarihli karar ile iflas kararı verildiği, kararın, karar düzeltme sonrasında 18/09/2017 tarihinde kesinleştiği, müflis şirket ile ilgili olarak tasfiye işlemlerinin İstanbul … İflas Dairesinin … sayılı dosyasında yürütüldüğü, masaya Türkmenistan Maliye Bakanlığı adına Türkmenistan Adalet Bakanlığı vekili tarafından 17/08/2017 tarihinde 25 kayıt numarası ile 43.135.977,45 TL geç alacak kaydı başvurusunda bulunulduğu, söz konusu alacak talebinin her iki ülke arasında yapılan anlaşmanın 14.maddesi gereğince kabulü ile 4.sıraya alınmasına karar verildiği, davacılardan gerçek kişinin iflas eden şirket ortağı olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; müflis şirket ortağının İcra İflas Kanunun 235.maddesi gereğince sıra cetveline itiraz davasını açma hakkının bulunup bulunmadığına yöneliktir. 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 235.maddesinin üst başlığı “Sıra Cetveline İtiraz ve Neticeleri”‘dir. 235/1.fıkrasında; sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren on beş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları düzenlenmiştir. İİK’nın 233.maddesinde; reddedilen alacaklılar düzenlenmiştir. Sıra cetveline alacak kaydı için talepte bulunmuş olan alacaklının alacağı iflas idaresi tarafından tamamen veya kısmen reddedilmiş ise bu alacaklı tarafından iflas masası muhatap tutularak dava açılacaktır. Sıra cetvelinin iptali için dava açma hakkı daima sıra cetveline geçmiş olan veya geçirilmesi gereken alacaklılara aittir. Müflisin davacı sıfatı yoktur. Davacı müflis şirket ortağınında yasal düzenlemeler kapsamında masaya yönelik açacağı davada davacı sıfatının olduğunun kabulü mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle ve 2004 sayılı İcra İflas Kanunun 235 ve ilgili maddeleri kapsamında; müflis şirket ortağının iş bu davada sıra cetveline itiraz davası açma hakkının mevcut bulunmadığı, sonuç olarak mahkeme tarafından verilen ret kararının yerinde olduğu kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1- İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/966 Esas, 2018/931 Karar ve 13/0/2018 tarihli kararı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı … ( Müflis … LTD. ŞTİ. Ortağı ) vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacı … ( Müflis … TİC. LTD. ŞTİ. Ortağı ) tarafından yatırılan 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL’nin davacı … ( Müflis … LTD. ŞTİ. Ortağı )’dan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı … ( Müflis … TİC. LTD. ŞTİ. Ortağı ) yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/02/2021