Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2356 E. 2021/186 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2356 Esas
KARAR NO : 2021/186
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/09/2020
NUMARASI: 2020/134 Esas, 2020/444 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/02/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 30/03/2020 tarihli dilekçesinde; sigorta ettiren müvekkilinin torunu … davalı tarafından tanzim edilen %100 yatarak ve ayakta tedaviyi kapsayan poliçesinin haklı ve geçerli neden olmaksızın feshedilmiş olması ile oluşan maddi zararın tahsili gerektiğini iddia ederek, yasal alacak hakları ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile haksız fesih sonucu nedeniyle sigortalı … Hastanesinde ki görmüş olduğu 05/01/2020 – 08/01/2020 tarihleri arasındaki tedavi masrafı olan 9.391,52 TL’nin şimdilik 250,00 TL’sinin tahsiline, sigortalı poliçenin devam ettiği tarihe kadar tüm masrafların ödenmesine, doktor muayene ücreti olarak şimdilik ve tedavi ücreti olarak 100,00 ‘er TL’nin tahsiline, sigorta poliçe bedeli olan 7.868,00 TL’nin 100,00 TL’sinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, davanın belirsiz alacak olarak açılamayacağını, öncelikle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiğini, davacı tarafın beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının kişiye özel sağlık paket sigortası kapsamında sigortalandığını, beyan formunda herhangi bir sağlık beyanının bildirilmediğini savunarak, sözleşmeye ve yasaya uygun şekilde yapılan fesih ve tazminat ödemelerinin haklı gerekçeye dayanması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, feshedildiği iddia edilen sağlık sigorta poliçesinin Küçük … lehine dedesi … tarafından imza edildiği, dedesi tarafından lehtar küçük lehine imza edilen poliçenin ticari veya mesleki bir yön bulundurmadığı, somut uyuşmazlığın bu yönü ile değerlendirildiğinde küçük lehine yapılan sağlık sigortası sözleşmesinin tüketici işlemi olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, davanın mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, Tüketici Kanunun 73.maddesinin genel bir düzenleme olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava; kişiye özel sağlık – ferdi kaza paket sigortasının haksız feshi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.Taraflar arasında; sigorta ettiren davacı tarafından dava dışı … adına sigorta poliçesi düzenlendiği, sigorta poliçesinin davalı … tarafından feshedildiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık; iş bu davada görevli mahkemenin hangi mahkeme olması gerektiğine ilişkindir. 28.11.2013 tarihli resmi gazete’de yayınlanarak 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 2. maddesinde, söz konusu kanunun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsadığı düzenlemesine yer verilmiş, üçüncü maddede ise tüketici işlemi tanımlanmış, mal ve hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifadelerine yer verilmiştir. Bu düzenlemeler ile sigorta şirketi ve tüketiciler arasındaki sigorta sözleşmesinden kaynaklanan her türlü ilişkinin tüketicinin korunması hakkındaki kanun kapsamına alınmış olduğunu açıkça göstermektedir. Ayrıca aynı yasanın 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez denilerek 6502 sayılı kanunun tüketici işlemlerinde mutlak uygulama alanı bulacağı ayrıca vurgulanmıştır. Yasanın yürürlüğü ise geçici 1. maddede düzenlenmiştir. Dava tarihinde yasa yürürlüktedir. 6502 sayılı yasa kapsamında taraflar arasındaki ilişki tüketici işlemi olup tüketici mahkemeleri görevlidir.Açıklanan nedenlerle, mahkemece verilen görevsizlik kararının yerinde olduğu sonucuna varıldığından davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/134 Esas, 2020/444 Karar ve 22/09/2020 tarihli kararı, usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu toplam 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/02/2021