Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2342 E. 2021/65 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2342 Esas
KARAR NO : 2021/65
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI : 2019/757 Esas, 2020/346 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar … A.Ş ve … Tic.A.Ş vekili, 23.12.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ….A.Ş ile müflis … San.ve Tic.A.Ş arasında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişkiden doğan bakiye 1.129.277,54 TL alacağın İstanbul Anadolu …. İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında masaya kayıt ve kabulü için talepte bulunulduğunu, bu talebin iflas idare Müdürlüğü tarafından, 04.11.2019 tarihli karar ile 824.230,00 TL ‘lik kısmının tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile kabulüne, 305.047,57 TL ‘nin reddine karar verildiğini, müvekkilinin kredi risk ( alacak ) sigortası alanında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, sigortalamış olduğu müvekkili ….A.Ş ‘nin kanuni halefiyet hükümleri gereğince 1.673.780,72 TL alacağın masaya kaydı için İstanbul Anadolu … İcra ve İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında masaya kayıt için kayıt kabul talebinde bulunulduğunu, tümünün reddedildiğini, her iki red kararının da hukuka aykırı olup iptali gerektiğini iddia ederek, 305.047,57 TL alacak tutarının ….A.Ş adına iflas masasına kayıt ve kabulüne, toplam 296.401,76 USD =1.673.780,72 TL alacağın … A.Ş adına iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı, davaya karşı beyanda bulunmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, kayıt kabul davasının zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmadığını, 15 günlük hak düşürücü sürenin masa red kararının davacıya tebliğ edildiği 13.11.2019 tarihinden 15 gün sonra 28.11.2019 tarihinde sona erdiği, burada tartışılması gereken hususun arabuluculuğa tabi olmayan bir davada davacının arabuluculuğa başvurması halinde bunun hak düşürücü süreye etkisinin ne olacağı olduğunu, 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 15.bendi gereğince hak düşürücü sürenin durduğuna dair bir yorumda bulunmanın yasal bir dayanağının olmadığı gerekçesiyle, hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın HMK ‘nın 114/2,115/2. maddeleri gereğince usülden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak, iddiaları tekrar ederek, mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davanın eda davası niteliğinde bir alacak davası olduğunu, diğer bir hususun ise iflas idaresinin arabuluculuğa katılma yetkisinin bulunması olduğunu, avukat atayabilip, sulh olabileceğini, masanın menfaatine olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır.İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede yer verildiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Çünkü 235. maddede açıkça 223. maddesi saklı tutulmuştur. İİK 223/3. fıkra son cümleye göre, bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında İflas idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren başlar. İİK 223/3. fıkrasına göre yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle İflas idaresinin kararlarının kendisine tebliğini istememiş olan alacaklı için, sıra cetveline itiraz davası açma süresi yukarıda belirtildiği üzere, sıra cetvelinin ilanından itibaren işlemeye başlar. Somut davada, iflas Dairesinin 15.01.2020 tarihli cevabı yazısında, İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1 Esas sayılı dosyasında 29.03.2019 tarihinde iflas tasfiye işlemlerine başlanan … San.ve Tic.A.Ş ‘nin iflas masasında tasfiyenin İ.İ.K ‘nın 219. maddesi gereğince adi tasfiye olarak yapılmasına karar verildiği, … Tic.A.Ş müflis masasına 11.129.277.54 TL alacak talebinde bulunduğu, sıra cetvelinde 824.230,00 TL ‘lik kısmının kabul edilerek 4. sıraya alınmasına, 305.047,54 TL ‘lik kısmının reddine karar verildiği, … A.Ş ‘nin müflis masasına 1.673.780,72 TL alacak kayıt talebinde bulunduğu, tamamının reddedildiği, sıra cetvelinin 19.11.2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ve 10.11.2019 tarihli … ayrı ayrı ilan edilerek, davacı vekiline gönderilen tebligatın ise 13.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği belirtilmiştir. Kayıt kabul davası 23.12.2019 tarihinde son ilan tarihi olan 19.11.2019 tarihinden itibaren yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açılmamıştır. Mahkemenin tespiti bu yönde doğru olmakla birlikte, davacının, dava tarihinden önce arabuluculuğa başvurusu ile ilgili değerlendirme gerekçesi tam olarak isabetli olmamıştır.Dairemizin 2019/3348 Esas sayılı kararında da açıklandığı üzere, kayıt kabul davasında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilemeyeceği açıklanmıştır. Bu anlamda mahkemenin kabulü yerindedir. Ne var ki, bir çok mahkeme tarafından yasanın farklı yorumlanması neticesinde bu konuda farklı kararlar çıktığı ve buna dair çelişkilerin giderilmediği de bir gerçektir. 6102 sayılı TTK ‘nın 5/A maddesinde düzenlenen “ Dava şartı olarak arabuluculuk “, ” 7155 sayılı “ Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun” nun 20. maddesi ile düzenlenmiş ve aynı yasanın 26/1-a bendi gereğince 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir.Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 36. maddesinde “ Hak arama hürriyeti “ ne yer verilmiştir. Maddede, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu, hiçbir mahkemenin, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamayacağı ifade edilmiştir. Anayasa Mahkemesinin birçok emsal kararında, 36.maddenin ihlali, mahkemeye erişim hakkının ihlali olarak kabul edilmiştir. Yukarıda ifade edildiği üzere, farklı uygulamalar, neticesinde, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuranlar yönünden, mahkemeye erişim hakkının ihlali gibi bir sonuçla karşılaşmamak ve hak kaybının önüne geçilmesi açısından, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu kapsamında sürelerin değerlendirilmesi isabetli ve hakkaniyetli olacaktır. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun, dördüncü bölümünde, “ Arabuluculuk Faaliyeti “ üst başlığı ile 13. maddede, arabuluculuğa başvurma vd maddelere yer verilmiştir. 16. maddesi “ Arabuluculuk sürecinin başlaması ve sürelere etkisi “ dir.16/2. fıkrada “ Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz “ dır. Arabuluculuk sürecinin başlamasıda 16/1. fıkrada düzenlenmiş ve arabuluculuk sürecinin, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru halinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, devamında ise dava açılmasından sonraki süreç belirtilmiştir. 6325 sayılı yasanın beşinci bölümünde ise “ Dava Şartı Olarak Arabuluculuk “ başlığı ile 18/A maddesinde, “1”. fıkrada ifade edildiği üzere, ilgili kanunlarda arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise sürecinde hangi hükümlerin uygulanacağı 20 fıkra şeklinde ifade edilmiştir. 18/A -15. fıkrada, 16/2. fıkraya benzer şekilde “ Arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı durur ve hak düşürücü süre işlemez “ düzenlemesine yer verilmiştir. Somut olayda, 16/2. fıkranın uygulanması isabetli olacaktır. Diğer yandan, hak kaybının önüne geçmek ve mahkemeye erişim hakkının ihlalinin önlenmesi bakımından, TBK 158. madde kapsamında, davadan önce dava şartı olarak arabuluculuğa gidilmesinin, düzeltilecek bir yanlışlık olarak değerlendirilmesi ve 60 günlük ek süreninde tartışılmasında da bir isabetsizlik olmayacaktır. Ne var ki somut davanın niteliği gereği, özel yasa olan 6325 sayılı yasanın öncelikle uygulanması uygun görülmüştür. Dava dilekçesine ekli fotokopiden ibaret olan( 6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin 2.fıkrası gereğince, davacı tarafından, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur ) Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağının incelenmesinden, davacılardan … Tic.A.Ş tarafından iflas dosyasında reddedilen 305.047,54 TL alacağın masaya kaydı için müflis şirkete karşı arabuluculuğa başvurduğu, arabuluculuk sürecinin başlama tarihinin, 25.11.2019, arabuluculuk sürecinin bittiği tarihin, 20.12.2019 olduğu, davacılardan … A.Ş tarafından iflas dosyasında reddedilen 1.673.780,72 TL alacağın masaya kaydı için müflis şirkete karşı arabuluculuğa başvurduğu, sürecin başlama tarihinin 25.11.2019, arabuluculuk sürecinin bitiş tarihinin 20.12.2019 tarihi olduğu anlaşılmıştır.Sıra cetvelinin son ilan tarihi, 19.11.2019 ‘dır. Arabuluculuk yasası gereğince, arabuluculuk süresinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır. Davacıların, son ilan tarihi olan 19.11.2019 tarihinden itibaren 5 gün içerisinde yani, 25.11.2019 tarihinde arabuluculuğa başvurmuş olduğu, arabuluculuk süresinin sona erdiği 20.12.2019 tarihinden itibaren ise başvuru tarihinde kalan bakiye 10 günlük süre içerisinde, 23.12.2019 tarihinde dava açmış olduğuna göre, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmış olduğunun kabulü uygun düşecektir.Mahkemece, 6325 sayılı Kanunun 16/2, 18/A maddeleri, 6102 sayılı TTK ‘nın 5/A maddesi ile ilgili kanunun uygulamasındaki farklılıklar ile diğer yasal düzenlemeler kapsamında, davacının dava şartı olarak arabuluculuğa gitmiş olduğu göz önünde bulundurarak, arabuluculuğa ait son tutanağın aslı veya onaylanmış bir örneğinin 18/A -2. fıkrası gereğince davacı tarafça dosyaya ibrazı için bir haftalık kesin süre verilerek ve ibraz halinde ise işin esasının incelenerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen gerekçeye binaen davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddinde isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/757 Esas, 2020/346 Karar ve 17.06.2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine gönderilmesine,4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacıların peşin olarak yaptırmış oldukları ( toplam 406,00 TL ) ayrı ayrı 203,00 TL harçların mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın şimdilik her bir davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine, -İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4. bent gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.21/01/2021