Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2325 E. 2021/129 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2325 Esas
KARAR NO: 2021/129
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 03/12/2020
NUMARASI: 2019/184 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin Hong-kong merkezli ve birçok Avrupa ülkesinde faal olan bilişim şirketi olduğunu, kurduğu platform üzerinden e-ürünleri web sitesi üzerinden satışa sunduğunu, Türkiye’de üye kullanıcıların www…..com adresli web sitesinde mevcut e-ürünleri satın almak istediklerinde sitede ödeme sayfasına yönlendirildiğini, kullanıcının ödeme sayfasına yönlendirilmesiyle birlikte müvekkili şirketin yazılımında … kaydı oluşturulduğunu, akabinde kullanıcı üye tarafından yapılan ödemenin Türkiye merkezli yasal bir ödeme şirketi tarafından tahsil edildiğini, ödeme yapılması üzerine kullanıcı üyeye ürünün teslim edildiğini, bu kapsamda müvekkili şirket ile Türkiye’de davalı … ile Cash in (23.02.2017) ve Cash out (04.05.2017) olmak üzere iki adet “Ödeme İşlemi Hizmetleri Sözleşmesi” imzalandığını, davalı şirketin, müvekkili şirket adına tahsil etmiş olduğu ödemelerden kendi komisyonu ve vergi kesintilerini yaptıktan sonra müvekkili şirkete tahsil ettiği bedeli göndermekle yükümlü olduğunu, sözleşme kurulum tarihinden sonra her ay davalının düzenli ödeme yaptığını ancak 2018 yılı aralık ayından itibaren davalı tarafın yükümlülüğünü yerine getirmemeye başladığını, görüşmelerden sonuç alınamadığını, davalının 2018 yılı Ağustos, Eylül, Ekim Kasım, Aralık ayları için yaptığı toplamda 641.576,79 TL tahsilatı ile ilgili ödemeleri yapmadığını, davalı şirketin 2018 ocak ayında tümüyle birlikte satıldığını, resmi devirlerin 2018 haziran ayını bulduğunu, yeni ortakların ödeme yapmadıklarını, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/454 Esas numaralı dosyada da davacı … (HONG KONG Merkezli Şirket) ile davalı arasında aynı konuda dava bulunduğunu, ayrıca ödemelerin uzun süredir yapılmaması, şirket yetkililerine ulaşılamaması, müvekkili şirketin …’in kullanıcı giriş sisteminden engellenmesi ve müvekkili şirket gibi alacağını alamayan diğer şirketlerin olduğunun öğrenilmesi sebebiyle, davalının mal kaçırma riskinin sabit olduğunu, …com adlı sitede tüketicilerin ödemenin alındığı ama iade edilmediği ya da şirkete ulaşılamadığı yönünde şikayetlerinin bulunduğunu, davalı şirketin … tarafından alındığı yönünde haberler bulunduğunu, … soruşturmasında tutuklu yargılanan …, davalı şirketin yeni ortaklarından olan … öz kuzeni olduğunun haricen tespit edildiğini, davalı tarafın bir ödeme sistemi şirketi olduğunu, şirket üzerinde hiçbir malvarlığı bulunmadığını, şirketin sadece banka hesaplarının aktif olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması kaydı ile şimdilik 50.000,00 TL’nin faizi birlikte davalıdan tahsili ile davalının banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece,12.09.2019 tarihli tensip zaptında, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin niteliği itibari ile para alacağına dayanması, iddia edilen alacağın varlığının iş bu dosyanın esasını oluşturması ve yargılamayı gerektirmesi, anlatım itibariyle İİK 257. Maddesi kapsamında kaldığı anlaşılan talebin HMK’nın 389 kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmaması nedeniyle REDDİNE karar verilmiştir. Davacı vekili, 15.10.2019 tarihli ve 16.10.2019 tarihli dilekçelerinde , banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiş, mahkemece 04.11.2019 tarihli ara kararla, davacının iddialarıyla birlikte davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat edecek nitelikte delillerini sunmadığından, ayrıca davacının iddiasının ve haklılığının ancak yapılacak yargılama sonucunda belirlenebilecek olması gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, 26.10.2020 tarihli dilekçesi ile alacaklarının bilirkişi raporu ile belirlendiğini, davalının paraları kaçırdığını belirterek davalı şirketin banka hesapları üzerine dava sonuna kadar tedbir konulmasını veyahut işbu haklı alacağın mahkeme deposunda tutulmasına karar verilmesii talep etmiş, mahkemece 03.12.2020 tarihli ara kararla talebin reddine karar verilmiş, davacı vekili 03.12.2020 tarihli ara kararı istinaf etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, şirket merkezi olan Mecidiyeköy’de 450 m2’lik alanda 30 çalışanı ile oyun sitelerine internet üzerinden yapılan ödemelere aracılık hizmeti veren, BKM (Bankalararası Kart Merkezi) ile de anlaşması olan, sektöründe Türkiye’nin en büyük şirketlerinden biri olduğunu, halihazırda 40’tan fazla şirkete ait 70’den fazla oyunda kullanılmak üzere oyun sahibi şirketlere oyuncularının, kullanıcılarının yapmak istediği ödemeleri yapabilmesi işleminde aracılık ettiğini, davacı iddialarının gerçek olmadığını, davacı vekilinin amacının müvekkili şirket hakkında şüpheli bir hava yaratmak olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında ödeme aracılık hizmetlerine dair sözleşme imzalandığı hususunun doğru olduğunu, müvekkilinin bir süre davacıya hizmet verdiğini, hizmet verilen süre içerisinde yapılan tahsilatlardan sözleşme gereğince yapılması gereken kesintinin yapılmasından sonra davacıya ödenmesi gereken tüm ödemelerin yapıldığını, ancak daha sonra davacının müvekkili şirkete stajyer olarak girip çalışan … isimli personelle işbirliği yapıp müvekkile büyük zararlar verecek bir usulsüzlüğe imza attıklarını, …, davacı şirketin kendi uygulaması olan … Türkiye’deki neredeyse en büyük rakibi olan … Limited şirketine ait … şirketinin tüm kullanıcı ve yayıncı bilgilerini, ödeme detaylarını müvekkil şirketin bilgisi dışında sızdırarak davacı … Internet Limited’e sattığını, davacı şirketin bu şekilde bir veri hırsızlığı ile en büyük rakibinin tüm kullanıcı, yayıncı bilgilerini elde ettiğini, onlarla iletişim kurarak artık … üzerinden yayın yapmalarını sağladığını, bu konuda şikayette bulunduklarını, İstanbul Cumhuriyet Basşsavcılığı’nın 2019/3215 Hz. Sayılı dosyasında soruşturma açıldığını, ödenecek bedel bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; 03.12.2020 tarihli ara karar ile, dava konusunun para alacağı olduğu, ihtiyati tedbir istenen banka hesaplarının yargılamanın konusu olmadığı, öte yandan davacı tarafça sunulan deliller ve dosya kapsamındaki diğer deliller bakımından HMK’nun 389 ve 390. Maddelerinde belirtilen şartlar oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Ara karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın alacak davası olduğunu, dekontlar, ikrar mailleri, şirket devri öncesi ödemelerin dekontları, şirket devri sonrası ödenmeyen alacakların kayıtları, dava konusu ile birebir aynı emsal dosyanın (19 Asliye Ticaret 2018/454 numaralı dosya) varlığı, alacağın sabit ve gerçek olduğunun bilirkişilerce incelenebilen deliller kapsamında doğrulanması, 19 Asliye Ticaret 2018/454 numaralı dosyada alınan bilirkişi raporu ile birlikte davalı şirketin usulsüz işlem yaptığının iki dosyada da kanıtlanmasına rağmen tedbir talebinin reddedildiğini, Ayrıca davalı şirketin aktif hesaplarını başka şirkete aktardığının tespit edildiğini, ihtiyati hacizde yakın ispat koşulunun gerçekleşmiş olduğunu, ihtiyati haciz mahiyetindeki tedbir talebinin kabulü gerekirken reddedildiğini, mahkemenin niteleme ve hukuki tavsifte yanılgıya düştüğünü belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, tedbir şartlarının oluşmadığını belirterek başvurunun reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılması istemidir.Davacı vekili safahattaki tüm dilekçelerinde, davalının banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, üzerine tedbir konulması talep edilenin davanın konusunu oluşturması gerekir. Diğer bir ifade ile yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir.Somut uyuşmazlıkta, davalının banka hesaplarının ve hesaplardaki paranın uyuşmazlık konusu olmadığı anlaşılmakla mahkemece tesis edilen red kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davalı tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere üye Hakim …’nın muhalefeti ve oyçokluğu ile karar verildi.28/01/2021
MUHALEFET ŞERHİ Gerek ihtiyati tedbir gerekse de ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. Hukuki niteleme mahkemeye aittir. Davacının talebinin ihtiyati haciz olarak nitelendirilmesi gerekmektedir. Dosya kapsamına göre delil değerlendirme ve yaklaşık ispat ölçütü sağlandığından teminat karşılığı banka hesapları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim.28/01/2021