Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2294 E. 2020/2165 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2294 Esas
KARAR NO: 2020/2165
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 07/07/2020
NUMARASI: 2018/400 Esas, 2020/374 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 15/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, İstanbul Ümraniye’de ticari faaliyetini sürdüren davacı şirket ile yine İstanbul’da ikamet eden davalı arasında akdedilen cari hesap sözleşmesinden kaynaklanan borç davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine davalı aleyhinde Beykoz İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının 06.04.2017 tarihinde borca itirazı üzerinde takibin durduğunu, müvekkilinin davalı borçlunun araçlarına yönelik bakım ve onarım hizmeti verdiğini, söz konusu bu ticari ilişkinin somut örneği olarak davacı şirket tarafından, davalı borçlunun araçlarına yönelik yapılan bakım ve onarım hizmetleri uyarınca düzenlenmiş iş emir formlarını ve faturaları sunduklarının belirterek davalı borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesinin talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: müvekkilinin araçlarına bakım ve onarım hizmeti verildiği iddia edilse de dosyaya sunulan iş emri ve faturalarda hiç bir şekilde müvekkilinin imzası bulunmadığını, faturaların hiçbirinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, davalının düzenlenen iş bu faturalardan ve iş emri tutanaklarından ilk defa icra takibi ile haberdar olduklarını, taraflar arasında bir cari hesap ilişkisinin bulunmadığını, dosyaya sunulan fatura ve iş emri tutanakları davacı tarafından tek taraflı düzenlenmiş belgeler olduğunu belirterek davanın reddini karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Davanın kabulü ile; Davalının Beykoz İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiş, bu karara karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; alacağın likit olmadığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunmadığını, olaydan icra takibi sebebiyle haberdar olduklarını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; alacağın bilirkişi raporu ile sübuta erdiğini, müvekkilinin davalıya hizmet verdiğini, müvekkilinin davayı uzatma amacının bulunmadığını, 30/07/2019 tarihli ara karar ile davalının isticvap yoluyla dinlenilmemesine yönelik ara kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 3.900,00 TL’nin tahsili için icra takibi yapılmış, borçlunun itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmiştir. Davacı, itirazın iptali için iş bu davayı açmış, dava değerini 3.900,00 TL göstererek bu miktar üzerinden harcını ikmal etmiş, ilk derece mahkemesince de itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin devamına karar verilmiştir. HMK’nın 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi olan 2020 yılı itibariyle 5.390,00 TL’ye ulaşmıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince verilen karar, miktar itibariyle hüküm tarihinde kesin niteliktedir. HMK’nın 346. Maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1. Maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler karşısında, kanun yoluna başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafa kabil bir karar bulunmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı ve davalı vekillerinin her birinin ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 215,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 16,90 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Tarafların yaptığı istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına; 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan ön inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352 ve 362/1a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/12/2020