Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2290 E. 2021/34 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2290 Esas
KARAR NO : 2021/34
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2020
NUMARASI : 2020/102 Esas, 2020/406 Karar
DAVANIN KONUSU: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı borçlu şirket aleyhine 41.005,05 Euro alacağının tahsili için takip başlattığını, davalı şirketin iflası üzerine iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunduklarını, sıra cetveli kendilerine tebliğ edilmişse de, alacak kayıt taleplerinin red kararının kendilerine tebliğ edilmeyip haricen öğrendiklerini, talebin reddi kararının kendilerine tebliği ve alacak taleplerinin yeniden değerlendirilmesi için iflas idaresine başvurduklarını, ancak iflas idaresinin sıra cetvelinin tebliğ edildiği ve ret kararının da sıra cetvelinde yer aldığı gerekçesiyle tebliğ taleplerini reddettiğini, ayrıca alacak talebinin sıra cetvelinde değerlendirildiği ve bundan sonra yargı yoluna başvurulması gerektiği gerekçesiyle alacak taleplerinin değerlendirilmesi taleplerinin de reddedildiğini, bu karara karşı süresinde işbu davayı açtıklarını, İİK’nın 234/2 maddesi hükmünün emredici olduğunu ve bu madde uyarınca alacak talepleri reddedilen alacaklılara doğrudan haber verilmesi gerektiğini İİK’nın 223/3 maddesi uyarınca tebliğe elverişli adres bildiren ve yazı ve tebliğ masrafları için avans veren alacaklıların 15 günlük dava açma süresinin kararın tebliğinden başlaması gerektiğini, müvekkilin alacağının cari kayıtlarda bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmesinin hatalı olduğunu, alacaklarının müflis şirket ile aralarındaki Uzun Süreli Araç Kiralama Sözleşmesi nedeniyle teminat bedeline ilişkin olduğunu belirterek alacaklarının masaya kaydını talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı müflis şirket iflas idaresi davaya süresinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI İlk derece mahkemesi; davacı şirkete ret kararı ve gerekçesini içerir sıra cetvelinin tebliğ edildiği, ret kararının sıra cetveli ile birlikte sıra cetveli içinde tebliğ edilmiş olmasının sonuca etkili olmadığı, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili, dava dilekçesinde belirttiği sebepler ile karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kayıt kabul istemine ilişkindir.Mahkemece hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.İİK’nın 234/1. maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü içermektedir. İflas idaresinin, sıra cetveli ile birlikte, sıra cetveli ile ilgili olan bütün bilgileri (deliller, diğer belgeler) de iflas idaresine vermesi gerekir. Bundan sonra, iflas idaresi, sıra cetvelinin iflas dairesine verildiğini ve orada alacaklıların ve (mülkiyet dışındaki) istihkak iddiası sahiplerinin incelemesine hazır olduğunu ilan eder. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2013, İkinci Baskı, Ankara, sh. 1327.) İİK’nın 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi “Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’nın 234/2. madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup bu süre kural olarak sıra cetvelinin İİK’nın 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar. Eğer davacı aynı Kanun’un 223. maddesine göre tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır. Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır (Yargıtay 23 HD’nin 2015/5275 Esas, 2016/2424 Karar sayılı kararı)Somut olayda, davacı alacaklının 40.005,05 Euro (249.765,86 TL) alacağın iflas masasına kaydını talep ettiği, iflas idaresinin, “cari kayıtlar üzerinde yapılan incelemede alacağa rastlanmadığı ve alacak kaydının yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle talebi reddettiği, ret gerekçesini de içeren sıra cetvelinin 25/11/2019 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiği, İflas Dairesi’nin 09/07/2020 tarihli yazısında, davacı vekilinin iflas sıra cetvelinin tebliği için adres bildirdiği ve masraf avansı yatırdığının bildirildiği, davacının da sıra cetvelinin tebliğ edildiğini kabul ettiği, eldeki davanın İİK’nın 235/1. maddesi hükmü uyarınca tebliğ tarihi olan 25/11/2019 tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre geçirildikten sonra 07/02/2020 tarihinden sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığı yönündeki mahkeme gerekçesi yerindedir.Bununla birlikte mahkemece, Yargıtay 23. HD’nin 06/03/2017 tarih, 2016/8334; 687 ve 19/06/2014 tarih, 2014/1525; 4704 sayılı kararlarında belirtildiği üzere, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince davanın hak düşünücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenler ile KABÜLÜNE,2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/102 Esas, 2020/406 Karar, 09/10/2020 tarihli kararının HMK’nın 353/1.b.2 bendi gereğince KALDIRILMASINA,3a-Davanın HMK’nın 114/2. ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından usulden REDDİNE,b-Davalı taraf vekille temsil olunduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp DAVALIYA VERİLMESİNE,c- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken maktu 59,30 TL Peşin harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan toplam 54,40 TL’den mahsubu ile bakiye 4,90-TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA, d-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, İstinaf Gİderleri Yönünden 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 harçtan mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/2 bendi ile İİK’nun 164. Maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/01/2021