Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/226 E. 2020/1827 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/226 Esas
KARAR NO : 2020/1827
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI : 2019/480 Esas, 2019/1153 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Doğrudan Sermaye Şirketleri İle Kooperatiflerin İflası (İİK 179))
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ayakkabı sektöründe mağazacılık alanında faaliyet gösterdiğini, aktif varlıklarının çok üzerinde olan borçlarını ödeyemez duruma gelmesinden dolayı doğrudan iflasını isteme zarureti doğduğunu, müvekkili hakkında bir çok icra takibi başlatıldığını, çek bedellerinin ödeyemediği için hakkında ceza davaları açıldığını, müvekkilinin borca batık ve aciz durumda olduğununun sabit olduğunu belirterek müvekkilinin iflasma karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesince, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin borca batık olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili 29/11/2019 tarihli süre tutum dilekçesinde, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararı istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, 6102 sayılı TTK’nun 376/3. ve İİK’nın 179. madde hükümleri uyarınca doğrudan iflas istemine ilişkindir.İİK’nın 179. maddeleri uyarınca iflasa karar verilebilmesi için şirketin borca batık durumda olması gerekir.Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde, bilirkişiler davacı şirketin borca batık olmadığını bildirmişlerdir. Gerekçeli karar davacı vekiline 17/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiştir. Dosya kapsamında UYAP sisteminde bulunmayan 06/01/2020 Havale tarihli istinaf dilekçesi görülmüştür. Ancak dilekçenin tebliğden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin süresinde gerekçeli istinaf dilekçesi ibraz etmediği, süre tutum dilekçesindeki istinaf iradesi gözetilerek HMK’nun 352 ve 355. maddeleri uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. HMK 355/1.2 cümle gereğince dosya kamu düzeni açısından incelendiğinde ise yargılamada herhangi bir kamu düzenine aykırılığa rastlanmamıştır, Sonuç olarak dairemizce istinaf incelemesine konu olabilecek süresinde, usulüne uygun ve gerekçeli bir istinaf başvuru dilekçesi bulunmadığı, dosyada yapılan yargılamada kamu düzenine aykırılığa rastlanmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin usulüne uygun olmayan istinaf başvurusunun HMK 353/1b-1 ve 355. Maddeleri uyarınca reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerine bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İİK’nun 164. maddesi gereğince 10 günlük süre içerisinde ilgili Yargıtay dairesi nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 01/10/2020