Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2243 E. 2021/43 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2243 Esas
KARAR NO : 2021/43
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2020
NUMARASI : 2018/1024 Esas, 2020/384 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin inşaat ve dekorasyon sektörünün öncü firmalarından olduğununu, müvekkili şirketlerin geçici olarak mali sıkıntıya girdiklerini, davacı gerçek kişilerin borçlarının şirket kredilerine olan kefaletlerden kaynaklandığını belirterek tüm davacılar hakkında geçici mühlet kararı verilerek akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince; davacı gerçek kişilerin konkordatoya ilişkin tüm projelerinin kefil oldukları borçlu şirketin başarıya ulaşmasına bağlı tutulduğu, konkordato ön projesinin başarı şansının bulunmadığı, davacıların, komiser heyetinin cari giderlerin ödenmesine yönelik konkordato kurumunun amacına uygun ve yerinde olan talimatlarına dahi uyulmadığı, mevcut süreç sonrasında yapılan adi alacaklar toplantısında kanunun aramış olduğu gerekli nisap oranının sağlayamadığı, davacı şirketlerin güncel ve fiilen batık olduklarından bahisle davacıların konkordato taleplerinin reddine, davacı şirketlerin iflaslarına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı şirketler vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde; müvekkili … firmasının 04.02.2002 tarihinde kurulmuş olmasına rağmen, şirket yetkilisi ve %l00 hisse sahibi … bu şirketin kuruluşundan önce de şirket iştigal konularında çalıştığını, yaklaşık 20 yıldır bu sektörde faaliyetine devam ettiğini, sektörde tecrübesi ve kalitesiyle kısa sürede ciddi bir müşteri portföyüne ulaştığını, yurt içi ve yurt dışında önemli projeler bitirdiğini, şirketin, öncelikle … firmasının Türkiye distribütörü olarak piyasaya girdiğini, ardından … Ltd. firmalarının distribütörlüklerini alarak yoluna devam ettiğini, getirdiği ürünlerin tahminlerden daha çok ilgi gördüğünü, özellikle konaklama sektörüyle aynı paralelde ciddi ilerleme ve büyüme sağladığını, ardından sağlık, eğitim ve ofis İnşaatlarında ve en sonunda da yaygınlaşan konut-residence sektöründe rağbet gördüğünü, Vinil duvar kaplamalarının yanı sıra, özel baskı desenli duvardan duvara halı, İthal parke ve özel desenli perdelik döşemelik kumaş işlerinde de aynı zamanda başarılı bir şekilde yatırımcı firmalara hizmet verildiğini, ilk başta Türkiye’deki vinil duvar kaplaması pazarının %80’i müvekkili firma tarafından yönetilmekte iken, ülkenin bulunduğu imkânsızlıklara rağmen bu oranın halen %65-70 arasında seyrettiğini, müşteri portföyünün büyük bir kısmının otel ve residence projelerinden oluştuğunu, ciddi markalar ile çalıştığını, bunun dışında yurtdışından çocuk tekstil ürünü ithal etmek üzere “…” ismiyle açtığı marka bulunduğunu, ürünlerin satışı ile ilgili faaliyetlere başlandığını, ancak piyasanın durumu, döviz kurundaki dalgalanmalar ve çocuk giyim sektöründeki pazarın markasal anlamda kalabalık olması v.b. nedenler ile planlanan satış grafiğine ulaşılamadığını, konkordato sürecinde de ciddi projelere devam ettiğini, müvekkili … firmasının 21.08.2013 tarihinde satın alınmış ve faaliyetine başlamış olsa da şirket yetkili ve %100 hisse sahibi … bu şirketin kuruluşundan önce de şirket iştigal konularında çalışmış olup, yaklaşık 20 yıldır bu sektörde faaliyetine devam ettiğini, sektörde tecrübesi ve kalitesiyle kısa sürede ciddi bir müşteri portföyüne ulaştığını, şirketin “…” markasıyla kuruluşundan itibaren yurt içinde – yurt dışında otel, residence, alışveriş merkezi, kongre merkezi gibi çeşitli projeleri başarıyla tamamlayarak inşaat sektöründe uzmanlaşarak marka değerini arttırdığını, yurt içinde ve yurt dışında önemli projeler bitirdiğini, Şirketin, 41 aylık İGA Projesi süresince aylık ortalama çalışan sayısının 500 kişi (işçi -usta-teknik kadro) civarında seyrettiğini, çalışan sayısının 1.050 kişilere kadar çıktığını, Hatay Müze Otel Projesinde de 13 aylık süreçte ortalama 70 kişi (işçi-usta-teknik kadro) civarında seyrettiğini, en yüksek zamanda 100 kişiye ulaşıldığını, şirketin, aynı anda ortalama 600 kişiye iş verebilecek hatta 1.150 kişiye gelir sağlayabilecek kapasiteye sahip bir firma olduğunu, konkordato sürecinde de ciddi projelere devam ettiğini, komiser heyeti raporuna karşı yapılan itirazların mahkemece dikkate alınmadığını, komiser heyetinin eksik ve hatalı değerlendirmeleri ile hüküm tesis edildiğini, fiziken toplantı yapılmadan, covid-19 pandeminin konkordato sürecine ekonomik etkileri gözetilmeden, konkordato talep eden davacılara ait taşınır ve taşınmazların değerleri doğru tespit edilip gerekenlerin akıbeti araştırılmadan karar verildiğini, borca batıklığın hatalı tespit edildiğini, 13.08.2020 tarihinde, 06.08.2020 tarihli menkul mallara ilişkin yerinde yapılmayan bilirkişi rayiç tespit raporuna itiraz ettiklerini, mahkemece bu konuda bir ara karar oluşturulmadığını, diğer menkuller için belirlenen kıymetin nasıl ve ne şekilde yapıldığının açıklanmadığını, emsal fiyatların somut olarak gösterilmediğini, müvekkili firmalar ile İGA arasında akdedilen sözleşmenin İGA tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini ve konkordato süreci gerekçe gösterilerek müvekkillerinin şantiyeye alınmadığını, bu şantiyede bulunan tüm menkullerin öncelikle akıbetinin araştırılmasının talep edildiğini, rapora bu konuda itiraz ettiklerini ancak itirazların değerlendirilmediğini, davacılara ait tüm taşınmazlara ilişkin sunulan bedel tespitlerinin, gayrimenkul piyasasının efektif yapısı, ülkemiz ekonomik koşulları ve günümüz itibariyle Türkiye’de bulunan taşınmazların durumları göz önüne alınmadan, en önemlisi emsal örnek sunulmadan tespit edilen bedeller olduğunu, bu konudaki itirazlarının da değerlendirilmediğini, müvekkillerinden … Ticaret Limited Şirketinin 2020 yılına ilişkin öngörülen ciro beklentisini %138 oranında gerçekleştirdiğini, ihtilafsız bulunan aktifleri ile borçlarının %74’ünü ödeyebiliyor iken, hangi hukuki gerekçeye dayanılarak borca batik olduğu hususunun açıklanmadığını, mahkeme tarafından çapraz kefalet durumu sebebiyle …firmasının iflasına karar verdiğini, kararın doğru olmadığını, mahkemenin gerekçe gösterdiği komiser heyeti raporunun 40. sayfasında gayrimenkul satışı veya vefa hakkı tesisi işlemi yapılmadığını belirtildiğini, ancak, müvekkilleri adına mahkemeye gayrimenkul satışlarına onay veya vefa işlemine onay için bîrden fazla dilekçe verildiğini, mahkemenin ise bu konuda komiser görüşüne başvurduğunu, bu işlemlere komiser heyeti tarafından onay verilmediğini, yaptırılan kıymet takdirlerinin tamamen hatalı olduğunu, mahkeme tarafından imtiyazlı alacaklılar oylama toplantısı yapılmadan sürecin iflas ile sonlandırıldığını, açık bir mücbir sebep sayılan Covid-19 pandemi sürecinin dikkate alınmadığını, davacı şirketlerin anlaşma imzaladıkları kuveyt projesi hakediş miktarının 12.807.300,00 dolar olduğunu, proje tamamlandığında elde edilecek işbu rakam ile konkordato projesinin açıkça başarıya ulaşacağının aşikar olduğunu, projenin beklenmesi gerektiğini, iflasın açılmasının alacaklarının alacağına kavuşmasını engelleyeceğini, kuveyt projesinin bütün borçların ödenmesini sağlayacağını, iflas halinde, şartname gereği müvekkili firmaların sözleşmelerinin doğrudan fesh olacağını, iflas halinde alacaklıların eline geçecek tutar ile konkordato projesinin başarıya ulaşması durumunda eline geçecek tutar arasında ciddi fark olacağını, şirket yetkilisinin kuveyte gidememesi sebebinin vize alamayışı olduğunu, bu hususun gerek mahkemeye gerekse komiser heyetine bildirilmesine rağmen dikkate alınmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezi ile davacı gerçek kişinin yerleşim yeri asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacılar vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286 maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı şirketler lehine 12.11.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, 08.02.2019 tarihli duruşmada, geçici mühletin 12.02.2019 tarihinden itibaren 2 ay daha uzatıldığı, 12.04.2019 tarihli celsede, 12.04.2019 tarihinden itibaren 1 yıllık kesin mühlet verildiği, 19.03.2020 tarihli ara karar ile kesin mühletin 12.04.2020 tarihinden itibaren altı (6) ay süre ile uzatılmasına karar verildiği, 02.10.2020 tarihli celsede de konkordato taleplerinin reddi ile iflas kararı verildiği anlaşılmıştır.Davacı şirketler konkordato sürecinde bir ön proje ve 3 revize proje sunmuşlardır. En son Covid-19 sebebi ile revize edilen 31.05.2020 tarihli ön projede; adi borçların 6 ay ödemesiz 24 ay taksitle, banka kredi borçlarının 6 ay ödemesiz 36 ay taksitle ödemeyi taahhüt etmiştir.Borçlu şirketler revize ön projede kaynak olarak; ticari faaliyetin devamı sonucu elde edilecek kaynaklar, sermaye arttırımı, yatırım ortaklığı, yeni proje teklifleri, menkul- gavrimenkul satışı, gerekirse vefa hakkını göstermiştir.Komiser Heyeti 31.08.2020 tarihli raporlarında; … yönünden; borçlu tarafından 31.05.2020 tarihinde sunulan son revize projesinde yer alan proforma gelir tablosunda 2020 yılı için (23.520.832,07 TL-16,716,090,17 TL =) 6.804.742 TL net faaliyet geliri elde edileceği ve 31.08.2020 tarihine kadar Anaokul Projesi ile ilgili nakit girişi olacağı bütçelenmiş olsa da, işbu rapor tarihi itibariyle Net Satışların “0” olarak gerçekleşmesi ve nakit girişinin olmadığı, alınan projelerin tamamının Kuveyt’te olması ve Covİd-19 sebebiyle projelere başlanıp başlanamayacağının şimdiden öngörmenin mümkün olmadığı; Ortak … ortaklığının bulunduğu diğer firmalardan elde ettiği bir temettü gelirinin olmaması nedeniyle işbu rapor tarihi itibariyle sermaye girişinin bulunmadığı, gayrimenkullerin satışı veya vefa hakkı tesisi ile ilgili bir gelişmenin olmadığı, faaliyet giderlerini karşılayacak satış gelirlerinin bulunmadığı, şirketin ödenmesi zorunlu (vergi, sgk, İşçilik alacakları vs. işletmese! giderleri) faaliyet giderlerinin tamamını komiser heyetinin bu husustaki talimatlarına rağmen ödeyemediği, borçlu şirketin faaliyetlerinin durma noktasına geldiği, dolayısıyla sürekli zarar ettiği, konkordato revize projesinde ön görülen satış ve kar rakamlarını gerçekleştirmekten uzak olduğu, karlılık rasyolarına ulaşmalarının mümkün bulunmadığı, borçlunun konkordato projesinin başarıya ulaşamayacağı, 30.06.2020 tarihi itibariyle rayiç değer bilançosunda varlıklarının 15.917.773,34 TL, yükümlülüklerinin 68.228,906,56 TL ve öz kaynaklarının (-) 52.311.133,22 TL olduğu ve şirketin sermayesini korumadığı yani borca batık olduğu, borçlunun rehinli borçlar, personel alacakları, tahakkuk eden kamu alacakları ve geçici ve kesin mühlet içerisinde oluşan cari dönem borç toplamının 3.922.736,73 TL olduğu, rayiç bilançoda yer alan net aktif tutardan mahsup edildiğinde 11.995.036,61 TL mahsup sonrası net aktif kaldığı, 30.06.2020 tarihli son revize projesinde yer alan ödeme öngörüsünde, ödenmesi gereken konkordato kapsamındaki borçlar için tenzilat talep edilmediği, dolayısı ile yeni revize projede yer alan 43.640,624,26 TL’lik konkordatoya tabi borç tutarının (rehinli alacaklar hariç) %27 oranında karşılandığı, geçici mühlet tarihi olan 12.11.2018 tarihinden sonra oluşan cari satıcı borçlarının toplam tutarının 1.824.768,44 TL, olduğu, iş bu rapor tarihi itibariyle mühlet öncesi ve sonrası olmak üzere kamuya olan borçlarının 1.351.044,08 TL olduğu, yine bu rapor tarihi itibari ile personel borcunun 446,924,21 TL olduğu,Borçlu … yönünden; borçlu tarafından 31.05.2020 tarihinde sunulan son revize projesinde yer alan proforma gelir tablosunda 2020 yılı için bütçelenen net faaliyet gelir hedefine ulaşılmış olsa da; yalnızca mal satış geliri ile yaratılan nakit akışın işletme giderlerinin tamamına karşılamaya yetmediği, cari borçların (özellikle kamu borçlarının) artmaya devam ettiği, cari hesap tahsilatlarının yapılamadığı, ortak … ortaklığının bulunduğu diğer firmalardan elde ettiği bir temettü gelirinin olmaması nedeniyle işbu rapor tarihi itibariyle sermaye girişinin bulunmadığı, gayrimenkullerin satışı veya vefa hakkı tesisi ile ilgili bir gelişmenin olmadığı, borçlunun geçici mühlet sonrası doğan ve işletmenin devamı için ödenmesi gereken zorunlu giderlerin (kira, aidat, elektrik, tedarikçilere olan borçlar, vergi ve SGK borçları, işçilik alacaklarından kaynaklanan borçlar vb.) ödenmesine dair komiser heyeti talimatlarına uymadığı, konkordato projesinin başarı şansının bulunmadığı, 30.06.2020 tarihi itibariyle rayiç değer bilançosunda varlıklarının 26.901.155,45 TL, yükümlülüklerinin 30.819.721,66 TL ve Öz kaynaklarının (-) 3.918.566,01 TL olduğu ve şirketin sermayesini korumadığı yani borca batık olduğu, borçlunun rehinli borçlar, personel alacakları, tahakkuk eden kamu alacakları ve geçici ve kesin mühlet içerisinde oluşan cari dönem borç toplamının 11.551.689,60 TL (rehinli alacaklar dahil) olduğu, rayiç bilançoda yer alan net aktif tutardan mahsup edildiğinde 14.720,482.18 TL mahsup sonrası net aktif kaldığı, 30.06.2020 tarihli son revize projesinde yer alan ödeme öngörüsünde, ödenmesi gereken konkordato kapsamındaki borçlar için tenzilat talep edilmediği, dolayısı ile yeni revize projede yer alan 20.735.487,05 TL’lik konkordatoya tabi borç tutarının (rehinli alacaklar hariç) %74 oranında karşılandığı belirtilmiştir.Komiser Heyeti 21.09.2020 tarihli raporlarında; borçlu … Limited Şirketi yönünden; borçlu şirketin ticari faaliyetinin durma noktasında olduğu, 07.09.2020 tarihli adi alacaklılar toplantısı neticesinde borçlu’nun Konkordato teklifinin İKK Md. 302/2 hükmü uyarınca reddedildiği, borlu Kartela yönünden; şirketin faaliyetine devam ettiği, 07.09.2020 tarihli adi alacaklılar toplantısı neticesinde borçlu’nun Konkordato teklifinin İKK Md. 302/2 hükmü uyarınca reddedildiği belirtilmiştir. İİK’nın Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk başlıklı 302. Maddesi ” Komiser alacaklılar toplantısına başkanlık eder ve borçlunun durumu hakkında bir rapor verir.Borçlu gerekli açıklamaları yapmak üzere toplantıda hazır bulunmaya mecburdur.Konkordato projesi;a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını veya b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini, aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.Oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklılar oy kullanabilir. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi ve çocuğu ile kendisinin ve evlilik bağı ortadan kalkmış olsa dahi eşinin anası, babası ve kardeşi alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınmaz….”Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı başlıklı 308. Maddesinde, “Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.”Doğrudan Doğruya İflas Halleri başlıklı İİK’nun 177. Maddesi “Aşağıdaki hallerde alacaklı evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebilir.1–Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;2 –Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;3–308 inci maddedeki hal varsa;(1)4–İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse Türkiye’de bir yerleşim yeri veya mümessili bulunan borçlu dinlenmek için kısa bir müddette mahkemeye çağrılır….” hükmünü düzenlemiştir.Dosya kapsamına göre; 07.09.2020 tarihli toplantıda, borçlu … yönünden; nisaba esas teşkil edecek alacaklı sayısının 172 olduğu, toplantıya 21 alacaklının katıldığı, 13 alacaklının kabul, 5 alacaklının ret oyu kullandığı, 7 günlük iltihak süresinde 20 alacaklının daha kabul, bir alacaklının ret oyu kullandığı, toplam 172 alacaklıdan 33 alacaklının kabul, 133’nünde ret oyu kullandığı, kabul eden alacaklıların alacak miktarının borca oranının %19 olduğu, borçlu … yönünden; nisaba esas teşkil edecek alacaklı sayısının 440 olduğu, toplantıya 19 alacaklının katıldığı, 12 alacaklının kabul, 1 alacaklının ret oyu kullandığı, 7 günlük iltihak süresinde 10 alacaklının daha kabul oyu kullandığı, toplam 440 alacaklıdan 28 alacaklının kabul, 412’ninde ret oyu kullandığı, kabul eden alacaklıların alacak miktarının borca oranının %6 olduğu, yasanın aradığı nisabın sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan borçlu şirketler hakkında verilen iflas kararının yerinde olup olmadığının ayrıca değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK’nın 308. maddesi uyarınca konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine verir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin bulunması halinde mahkeme borçlunun iflasına karar verir. İİK’nın 177 maddesinde doğrudan doğruya iflas halleri olarak sermaye şirketlerinin ve kooperatiflerin iflası düzenlenmiştir. Anılan madde uyarınca borca batık olduğu beyan ve mahkemece tespit edilen şirketin iflasına karar verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemece şirketin borca batık olup olmadığı konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmış, bilirkişilerce tespit edilen rayiç değerler üzerinden 30.06.2020 tarihi itibari ile borca batıklık tespit edilmiştir. Her iki şirketinde borca batık olduğu belirlenmiştir.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1024 Esas, 2020/384 Karar ve 02/10/2020 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince her bir davacıdan alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı + 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 253,20 TL harcın, davacılar tarafından peşin yatırılan 406,00 harçtan mahsubu ile bakiye 152,80 TL harcın davacı şirketlerden eşit olarak tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği gereği vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde 2004 sayılı İİK’nun 293/3. fıkrasının atfıyla aynı yasanın 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.14/01/2021