Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2223 E. 2021/61 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2223 Esas
KARAR NO: 2021/61
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2020
NUMARASI: 2020/26 Esas, 2020/538 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 09.01.2020 tarihli dava dilekçesinde, … A.Ş ‘ye ait … Otel‘in “ Otel ve Tatil Köyü Sigorta Poliçesi “ ile sigortalandığını, sigortalı otelde 22.10.2017 tarihinde su deposu emniyet sisteminin devre dışı kalması sonucunda ilk belirlemelere göre otelin kongre merkezi fuaye alanı, toplantı alanlarının su dolduğunu, halıların, servantların, duvar ahşap sövelerin hasar gördüğünü, ekspertiz raporunda, hasar sebebinin su deposu emniyet ventilinin arızalanmasından kaynaklandığını, arızalanarak hasara sebebiyet veren ventilinin davalı … tarafından otele satıldığını, ventili yurt dışından ithal eden firmanın ise davalı … A.Ş olduğunu, ortaya çıkan hasarın 63.020,00 TL olup, ek ekspertiz, raporunda ise 67.521,67 TL halı değişim ücreti olacağı ve bununda sigorta kapsamında olduğunun belirtildiğini, alacağın tahsili amacı ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibine karşı davalı … tarafından yapılan yetki itirazının kabul edilerek dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrine her iki borçlunun itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuk bürosuna başvurulduğunu, anlaşmanın sağlanamadığını, itirazların haksız olduğunu iddia ederek, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptıkları İtirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu tutarın %20’sinden az olmamak üzere İcra ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Malzeme Fabrika A.Ş vekili, müvekkilinin diğer davalıya emniyet ventili satmadığını, emniyet ventilinin müvekkili tarafından üretildiğine veya ithal edildiğine dair bir delil bulunmadığını, satıldığı kabul edilse dahi davanın zamanaşımına uğradığını, ayrıca satmış olduğunun varsayımı halinde dahi dava dışı 3. kişi sigortalının kanunun emredici hükümlerini yerine getirmiş olması gerektiğini, hasarın oluşma nedeninin belirlenemediğini, ekspertiz raporları arasında fahiş çelişkinin mevcut olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili, icra takibi ve davanın yetkisiz icra dairesi ve mahkemede ikame edildiğini, İcra ve İflas Kanunun 50. maddesi gereğince usul kanunun yetkiye ilişkin hükümlerin uygulanacağını, yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yeri icra dairesi olduğunu, yetkisizlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, ventilinin müvekkili tarafından satıldığına dair herhangi bir delil olmadığını, müvekkilinin, üretim, montaj veya kurulum yapan bir şirket olmadığını savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, öncelikle davalıların icra dairesine yetki itirazının incelenmesi gerektiği, icra takip tarihinde davalı şirket adreslerinin Antalya ve Zeytinburnu / İstanbul olduğu, davalı borçlunun icra dairesine yetki İtirazının kabul edilerek dosyanın yetkili, Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderildiği, dava konusu olayda yangının Antalya … Otel ‘de olduğu, HMK 15/1. maddesi gereğince malın sabit olarak bulunduğu ya da rizikonun gerçekleştiği yerin Belek /Antalya olduğu, Antalya adli sınırları içinde bulunduğu, bu nedenlerle mahkemenin HMK 7 ve 15. maddeleri uyarınca davaya bakmaya yetkisiz olduğu, Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu gerekçesiyle, HMK 7/2 ve 15. maddeleri dikkate alınarak mahkemenin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin reddine, HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesi ve iki haftalık yasal süre içerisinde başvurulması halinde dava dosyasının yetkili Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili ve davalı … Malzeme Fabrika A.Ş vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili, istinaf nedenleri olarak, ortak yetkili mahkeme olan Antalya Mahkemelerinin kesin yetkili olmadığını, özel yetkinin genel yetkiyi ortadan kaldırmayacağını, haksız fiile ilişkin davalardaki yetkinin kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetki olduğunu, kararın hiçbir hukuki dayanağı olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı … Malzeme Fabrika A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, diğer davalının yetkisizlik itirazına atıf yapılarak HMK 7. ve 15. madde düzenlemelerinin gerekçe gösterildiğini, HMK ‘da kesin yetki hallerinin açıkça sayıldığını haksız fiile dair davalardaki yetkinin kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetki olduğunu, davacının İİK ve HMK ‘nın kendisine tanınan seçimlik hakkı kullanarak davalılardan biri olan müvekkili şirketin yerleşim yerinde dava açtığını, yetkisizlik nedeniyle davanın usülden reddi kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, “Otel ve Tatilköyü Sigorta Poliçesi “ kapsamında ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır.Taraflar arasında, sigorta poliçesi, hasarın meydana geldiği sigortalı otelin Serik / Antalya ‘da olduğu, davalılardan şirketin adresinin Zeytinburnu / İstanbul, davalı … adresinin Antalya olduğu konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, mahkemenin yetkisizlik kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, davacı … ile dava dışı sigortalı şirket arasında, başlama tarihi 01.04.2017, bitiş tarihi 01.04.2018 olan “ Otel ve Tatilköyü Sigorta Poliçesi “düzenlendiği, sigorta ettirilen otelde 22.10.2017 tarihinde dahili su hasarı meydana geldiği, davacı … şirketinin ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili amacı ile 09.09.2019 tarihinde, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalılar hakkında 63.020,00 TL asıl alacak ve faiz olmak üzere toplam 165.358,28 TL alacağın tahsili amacı ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı …’ın yasal sürede icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, itirazında Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğunun belirtildiği, şirketin ise yine borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, yetkili icra müdürlüğünün Bakırköy olduğunu belirttiği, davacı vekili tarafından davalı şirketin yetki itirazını kabulü üzerine dosyanın Bakırköy İcra Müdürlüğüne gönderildiği, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında gönderilen ödeme emrinin borçlu …’a 05.11.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu … vekili tarafından 07.11.2019 tarihinde süresinde verilen dilekçe ile yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin adresinin Antalya olduğundan yetkili icra müdürlüğünün Antalya İcra Müdürlüğü olduğunu belirterek İcra dairesinin yetkisine ve borca itiraz ettiği, davalı şirketin ise borca itiraz ettiği, davalı …’ın İtirazın iptali davası sonrasında bu kez İcra ve mahkemenin yetkisine itiraz ettiği anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK ‘nun 50. maddesinde yetki düzenlenmiştir. Düzenlemede, para ve teminat borcu için takip hususunda usul kanununun yetkiye dair hükümlerinin kıyas yolu ile tatbik olunacağı belirtilmiştir. Takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu ifade edilmiştir. Aynı yasanın 7.maddesinde, davalının birden fazla olması halinde davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, 16. maddede ise, haksız fiilden doğan davalarda yetki düzenlenmiş, düzenleme de, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Dava, 6102 sayılı TTK ‘nun 1472. maddesi gereğince, sigortalıya ödenmiş olan alacağın hasar sorumlulularından rücuen tahsili istemine ilişkindir. Sigortacının açacağı rücu davasında yetkili mahkemenin tespitinde de halefiyet ilkesi dikkate alınmalıdır. Diğer bir ifade ile, sigortalı zarar sorumlusuna karşı hangi yer mahkemesinde dava açması gerekiyor ise, halefiyet ilkesi gereğince sigortacının da rücu davasını aynı yer mahkemesinde açması gerekir. Sigortalının zarar sorumlusuna karşı açacağı davada kural olarak davalının ikametgahı mahkemesi yetkili olacaktır. Yine, davalı birden fazla ise, rücu davası bunlardan birinin ikametgah mahkemesinde açılabilir. Ancak, davanın nedenine göre davalıların tümü hakkında HMK 16. maddesinde olduğu gibi ortak yetkiyi belirten bir mahkeme ifade edilmiş ise, rücu davasının o mahkemede açılması gerekir. HMK 16. maddesi gereğince birden fazla yetkili mahkeme belirlenerek davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Ancak, haksız fiilin meydana geldiği yer tüm davalılar için kesin yetkili yer değildir. HMK 16. maddede, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri Mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir. Yani davacıya seçimlik hak tanınmıştır. Ancak, davacı, davasını, yasanın belirlediği genel ve özel mahkemelerin hiçbirisinde açmaz, yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman yetkili yeri seçme hakkı davalılara geçer. Somut olayda, davacı takibini, HMK nın belirlediği yetkili yerlerden hiçbirinde başlatmamıştır. Davalı şirketin icra dairesinin yetkisine itirazı üzerine, yetki itirazı kabul edilerek icra dosyası davalı şirket merkezinin bulunduğu yer icra dairesine gönderilmiş ve icra müdürlüğü tarafından yeniden ödeme emri tebliğ edilmiştir. İİK 50. maddesi gereğince, takip hukukunda yetkiye dair hususlar da HMK hükümleri kıyas yolu ile uygulanmaktadır. Bakırköy/ İstanbul, haksız fiilin işlendiği, zararın meydana geldiği, yahut gelme ihtimalinin olduğu yer değildir. Zarar Antalya ‘da meydana gelmiş, zarar gören sigortalı işyeri Antalya’dadır. Diğer yandan, davalılardan … adresi Bakırköy / İstanbul değildir. Davalılardan … yasal sürede icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. Yargıtay HGK’nun 2002/19-900 Esas, 2002/994 Karar ve 20.11.2002 tarihli ilamı uyarınca, mahkemenin öncelikle icra Müdürlüğünün yetkisine vaki itirazı incelemesi gerekir. Bu anlamda, mahkemenin, öncelikle icra dairesinin yetkisine itirazın incelenmesinin gerektiği kabulü yerindedir. Çünkü, itirazın iptali davasının görülebilmesi için geçerli bir icra takibinin bulunması gerekmektedir. Ancak, davalılardan şirket tarafından Bakırköy icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmediği gibi taraflar arasında mecburi dava arkadaşlığı da mevcut değildir. Mutlak yetkiye ilişkin bir uyuşmazlık olmadığı halde her iki davalı yönünden aynı kararın verilmiş olması yerinde olmadığı gibi, kabul şekline görede, davanın usülden reddi yerine ret kararı verilmesi de uygun düşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, icra dairesinin yetkisine itiraz etmeyen davalılardan … aleyhine açılan davanın, iş bu dava dosyasından HMK 167. maddesi gereğince ayrılarak başka bir esasa kaydedilip işin esası hakkında inceleme yapılması, icra dairesinin yetkisine itiraz eden davalı … yönünden ise davanın usülden reddine karar verilmesi gerekirken, kabul şekline göre hüküm tesisi yerinde görülmemiş ve davacı vekilinin kısmen, davalı vekilinin ise istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Ne var ki, yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2. fıkrası uyarınca hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen, davalı … Malzeme Fabrikası A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun belirtilen nedenlerle esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/26 Esas, 2020/538 Karar ve 09.01.2020 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 3 -a) Davacının davalılardan, … MALZEME FABRİKASI A.Ş aleyhine açmış olduğu davasının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 167. maddesi gereğince dosyadan ayrılmasına, mahkemenin başka bir esas numarasına kaydedilmesine, b) Davacının davalılardan … aleyhine açmış olduğu davasının, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114/2. fıkrası gereğince aynı yasanın 115/2.fıkrası uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle usülden REDDİNE, c)Davalılardan … aleyhine açılan dava için alınması gereken, 59,30 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın ve tefrik edilen dosya için alınması gereken 59,30 TL harç olmak üzere toplam 64,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, ( yatırılan harcın 59,30 TL ‘lik kısmının tefrik edilen dosyaya ibrazına ), d) Davalı … kendisini vekille temsil ettirmiş ise de verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmadığından, HMK 26. madde gereğince talepten farklı şeye ve aleyhe hüküm tesis edilemeyeceğinden davalı … aleyhine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, e) Davacının iş bu dosyada davalılardan … yönünden yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davalı şirket yönünden yapmış olduğu yargılama giderlerinin ayrılmasına karar verilen dosyada değerlendirilmesine, e ) HMK 333. maddesi gereğince hüküm kesinleştiğinde, taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatıran tarafa iadesine, 5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davalı … Malzeme Fabrikası A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın şimdilik davalı şirketten tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına, 8- Davalı şirket tarafından gerçekleştirilen istinaf yargılama giderlerinin tefrik edilen dosyada verilecek esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 9- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine, 10- Dosyanın derhal gerekli işlemlerin tamamlanması için ilk derece mahkemesine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/4.bendi gereğince ve istinaf kanun yoluna başvuranlara göre kesin olmak üzere, aynı yasanın 353/1-b/2.bendi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında oybirliği ile karar verildi.21/01/2021