Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2190 E. 2021/25 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2190 Esas
KARAR NO : 2021/25
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2019
NUMARASI : 2018/351 Esas, 2019/917 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili 15.06.2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin … A.Ş ‘den olan işçilik alacakları için İstanbul İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasına alacak kaydının yapıldığını, ancak müvekkili alacaklının, müflis şirket … A.Ş çalışanı olmaması gerekçe gösterilerek taleplerinin reddedildiğini, müvekkili işçinin her ne kadar … A.Ş adlı firmaya ait fabrikada çalışıyor gözükse de aslında bu şirketin …A.Ş ‘nin bağlı ortaklığı bulunduğunu, her iki şirketin ortak ve sahiplerinin aynı şahıslar olduğu, bağlı ortaklıklardan elde edilen kazanç ve menfaatinin gene aynı ortaklar tarafından paylaşıldığını, daha açık bir anlatımla ana şirket konumundaki …A.Ş ‘in ona bağlı olarak faaliyet gösteren tali şirket niteliğindeki … A.Ş den sağlanan gelire ve kara ortak olduğunu göre nimet ve külfette eşitlik ilkesi gereğince tali şirketin borçlarından da birlikte sorumlu olmaları gerektiğini, aksinin adalet ve hakkaniyete uygun düşmediğini, müvekkili ile borçlu şirketler arasında ki ilişkinin işçi ve işveren arasında oluşan “ hizmet akdi “ ilişkisinden kaynaklandığını, bu tür uyuşmazlıklarda 1475 sayılı İş Kanunu ve iş mevzuatı kurallarının uygulandığını TTK ve onunla ilgili mevzuat hükümlerinin uygulama yerinin bulunmadığını, öte yandan tali şirketin borçlarından kurtulmak için ana şirkete yahut diğer tali şirkete mal kaçırılmasınında kanun tarafından himaye görmeyeceğinin gözden uzak tutulmaması gerektiğini, Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/423 Esas, 2011/389 Karar sayılı ilamına dayalı olan ve iş akdinin haksız feshinden kaynaklanan alacaklarının, 18.610,52 TL kıdem tazminatı, 1.995,99 TL ihbar tazminatını, 199,32 TL fazla mesai, 545,71 TL yargılama gideri ve 1.788,47 TL vekalet ücretinin İflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı Müflis … A.Ş adına İflas masası vekili, öncelikle davanın süre yönünden reddi gerektiğini, davacının hiçbir surette müflis şirkette çalışmadığından husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davacının … A.Ş ‘nin ana şirket olduğunu ileri sürdüğünü ancak buna karşın davasını söz konusu şirkete karşı değil ayrı tüzel kişiliği bulunan müflis şirkete karşı yöneltildiğini, davacı taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı Müflis … A.Ş tarafından davaya karşı cevap vermemiştir.MAHKEMENİN 2015/610 ESAS, 2017/548 KARAR ve 11.07.2017 TARİHLİ KARARI:Mahkemece, raporda yer verilen esaslarda gözetilerek kayıt kabul yönünde hüküm kurulabileceğinin rapor edildiği, somut olayda tüzel kişilik perdesinin kaldırılması prensibinin uygulanamayacağı, her iki şirketin adreslerinin aynı olması, konsolide mali tablolarının menfaatlerin birleştirilmesi suretiyle muhasebeleştirilmesinin başlı başına organik bağın varlığını kabule yeterli olmadığı, … otobüs ve kamyonlara yaprak yay üreten bir yan sanayi kuruluşu olduğu, tek müşterisinin … A.Ş olmadığı, alınan raporda şirketler arasında açıklanan kriterlerde organik bağın tespit edilemediği, davalı şirketlerin uzun yıllardır bağımsız olarak faaliyetlerini ayrı tüzel kişilik olarak sürdürdükleri gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.DAİREMİZİN, 2017/2707 ESAS, 2018/402 KARAR ve 07.03.2018 TARİHLİ KARARI ile:Davacı vekilinin istinaf başvurusu kabul edilerek, eksik inceleme gerekçesi esas olmak üzere kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI;Mahkemece, Yargıtay ilgili hukuk dairesi tarafından kabul edilen organik bağ kriterlerine göre ayrı tüzel kişilikler arasında belirli bir ticari ve iktisadi bağlılığın, kader birliğinin veya birlikte hareket olgusunun ya da başka bir özdeşliğin davalı şirketler arasında bulunmadığı, şirketler arasında açıklanan kriterlerde organik bağın tespit edilemediği gerekçesiyle davanın davalı …Anonim Şirketi yönünden reddine, davalı …A.Ş yönünden dosyanın 05.06.2018 tarihinde işlemden kaldırıldığı, üç ay içinde yenilenmediği gerekçesiyle HMK 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, ihtilafın şirketler arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve müştereken müteselsilen sorumlu olup olmadığı şeklinde olduğunu, ….A.Ş nin … A.Ş ‘nin hakim ortağı olduğunu, her iki şirketin aynı merkezden idare edildiği hususunda bir şüphe olmadığını, mali birlik ve yönetimde birlik olduğunu, şirketler arasında işçi geçişleri olduğunu, … da 1992 ‘den beri çalışmakta olan … isimli İşçinin … kurulması İle birlikte söz konusu şirkete geçirilmesine dair bilgi ve belgelerin dosyada olduğunu, 31.07.2008 tarihli işçi alacaklarının tasfiyesi ve yapılandırılmasına dair protokol düzenlendiğini, organik bağın varlığını kanıtlayan belge olduğunu, yargıya taşınmaksızın ihtilafsız görülen bu alacakların masaya kaydının yapıldığını, yani 303 … A.Ş işçisinin ilgili protokol dayanak gösterilerek masaya kaydedildiğini, bu sebeple artık İflas idaresince ileri sürülen ve mahkemede haklı bulunarak red sebebi yapılan protokolün bir alacak hakkı vermediği iddiasını kabul etmenin mümkün olmadığını, aynı holding bünyesinde bulunan şirketler için üretim yapıldığını, iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu, … şirketler bünyesinde bulunan diğer tüm şirketlerin kayıtlı taşınır ve taşınmaz malları bulunmazken … iflas masasında 103 gayrimenkulü bulunduğunu, bunun diğer alacaklıları zarara uğratmak kastıyla yapıldığının açık olduğunu, emsal dosya raporunda … Grubuna bağlı şirketlerin birlikte çalıştıkları, sıkça mal geçişleri yaptıkları bu sebeple şirket temsilcileri hakkında çeşitli ceza ve hukuk davalarının açıldığının belirtildiğini, bilirkişi raporunun delil olarak dosyaya ibraz edildiğini, aynı mahiyette İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/622 Esas, 2018/529 Karar sayılı ilamın Bölge Adliye Mahkemesinin 14.11.2019 tarihli, 2018/3262 Esas, 2019/2074 sayılı kararıyla kesinleştiğini belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili, istinaf dilekçesi ile, Dairemizin 2018/3262 Esas, 2019/2074 Karar sayılı ilam örneğini dosyaya ibraz etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır.İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m).Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut davada, İstanbul …. İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 02.07.2015 tarihli cevabı yazıda, ek sıra cetveli ilanının 31.05.2015 tarihli … Gazetesinde ve 04.06.2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi İle ilan edildiği, alacaklı tarafından masraf yatırıldığı, red kararının 01.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği bildirilmiştir. Davanın, 16.06.2015 tarihinde yani yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığının anlaşılması üzerine işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Dosya kapsamından, davacı tarafından, Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/423 Esas, 2011/389 Karar ve 21.07.2011 tarihli karara esas olan dosyada, ….A.Ş aleyhine, 05.06.2009 tarihinde, davalı işveren tarafından ekonomik gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesine rağmen yeni işçi alınarak çalışılmaya devam edildiği gerekçesiyle işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, mahkemece, davacının, davalının işyerinde 05.07.2002-22.03.2009 tarihleri arasında çalıştığı, iş akdinin ekonomik kriz nedeniyle feshedildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının, kıdem tazminatı olarak, 9.116,64 TL, ihbar tazminatı olarak 2.524,95 TL, fazla mesai için 100,00 TL alacağın tahsiline karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği, davalı müflis … San.A.Ş hakkında, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/415 Esas sayılı dosyasında 12.06.2013 tarihinde iflas kararı verildiği, davacı tarafından 15.07.2014 tarihli dilekçe ile mahkeme kararı ile toplam 23.140,01 TL işçilik alacağının masaya kaydını istediği, masa tarafından verilen, 22.05.2015 tarihli kararla, dosya borçlusunun müflis şirket olmadığı, borçlu şirketin … A.Ş ( Bu şirketin İflas dosyasının İstanbul Anadolu …. İflas Müdürlüğünün … numarada kayıtlı olduğu) ünvanlı şirket olduğu, alacaklının müflis şirketin alacaklısı olmadığı, evrak eklerinde müflis şirketin borca kefil olduğuna dair kefalet sözleşmesi vb herhangi bir belgenin de bulunmadığı gerekçesiyle 22.5.2015 tarihinde alacağın tamamının reddine karar verildiği, davacının yasal süre içerisinde kayıt kabul davası açtığı, davalı … A.Ş hakkında İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/288 Esas sayılı dosyasında 21.02.2013 tarihinde iflas kararı verildiği, … iflas sayılı dosya ile tasfiye işlemlerinin yapıldığı, davacıya ait herhangi bir evrak ve başvuruya ilişkin belgenin olmadığı, şirketlerin yönetim kurulu başkanının aynı kişi olduğu, ortaklık ilişkisi bulunduğu, müflis şirket tarafından dava dışı … adına 23.03.2005 tarihli, … A.Ş işyerindeki yaprak yay üretiminin son bulması ….A.Ş Gebze tesislerinde devam edeceğinin belirtilerek kabul edildiği takdirde iş sözleşmesinin 04.04.2005 tarihinde feshedilerek aynı ücret ve tüm hakları saklı kalmak kaydıyla 05.04.2005 tarihi itibariyle ….A.Ş ‘deki işyerine girişinin yapılacağının belirtildiği, 31.07.2008 tarihli, her iki davalının işveren dava dışı işveren temsilcileri tarafından, 3 adet listedeki, … çalışanı 604 liste, … Makineden emekli olan 46 işçiden oluşan liste, … çalışanı 295 işçiden oluşan liste için, işverenin, işçilerin hak edilmiş, ücret vb borçlarının garanti taahhütlerini amaçlayan protokol düzenlendiği, davacının listede olmadığı ancak … çalışanı iken iş akdinin feshedilip işçilik haklarının kesinleşen mahkeme kararları İle hüküm altına alındığı ve masanın red kararı üzerine iş bu davanın açılmış olduğu anlaşılmıştır.Davacının çalıştığı şirket, iş akdinin feshi, mahkeme kararı, davacının çalıştığı şirket hakkında da İflas kararının verilmiş olması, protokol ve diğer bilgi ve belgeler hakkında taraflar arasında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık müflis şirket ile davacının çalışmış olduğu diğer davalı müflis şirket arasında organik bağ olup olmadığı, bu anlamda, müflis şirket çalışanı olmayan davacı alacağının müflis masasına kayıt ve kabulüne dair talebinin ve talebin reddine dair mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığıdır.15.02.2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda sonuç olarak, müflis …Sanayi A.Ş ile davacının hizmet akdi imzaladığı …A.Ş ‘nin şirket merkezlerinin, ortak ve yönetici yapısının, işlem refleksi tetkik edildiğinde bunların ayniyet ihata ettiği, perdenin kaldırılması prensibinin uygulanmasının somut ilişkide mümkün görülebileceği, karar tarihinin 21.07.2011, iflas tarihinin 12.06.2013 olduğu, iflas tarihi itibariyle davacının toplam alacağının 18.765,10 TL olduğu, belirtilmiştir.Mahkemece, gerek ilk, gerekse de istinaf konusu kararda, rapordaki gerekçelerin aksine davanın reddine karar verilmiştir.Organik bağın genel ve kapsayıcı bir tanımı bulunmamakla birlikte, her somut olayın özelliğine göre tespit edilmesi gerekir. Emsal Yargıtay kararlarında, şirketlerin ortaklarının aynı olması, şirketlerin iç içe geçmiş olarak ticari faaliyet yürütmeleri, firmalar arasında sıklıkla işçi geçişi olması, şirketin faaliyet konularının aynı olması gibi durumlarda şirketler arasında organik bağın bulunduğu kabul edilmektedir. Emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.11.2016 Tarihli, 2016/29064 Esas, 2016/20166 Karar sayılı ilamında, tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulması gerektiği, organik bağın ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılacağı, bu şirketler arasında bulunan organik bağ sebebiyle davalının da işçilik alacaklarından sorumlu olduğu belirtilmiştir.Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması teorisi doktrinde genel olarak, ” tüzel kişilik tülünün veya perdesinin kaldırılması “ şeklinde ifade edilmektedir. Bu teori, tüzel kişiliğin, sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü yükümlülük ve borçlarından kurtulmak için bir araç olarak kullanılması karşısında geliştirilmiş bir teoridir. Hukuk sistemimizde, tüzel kişilik kimliğinin ortaklarının kimliğinden tamamen farklı bir kimlik olduğu, ortaklarından bağımsız kendine ait kimlik olduğu fikri üzerine oturmuştur. “ Tüzel kişilik perdesinin kaldırılması “ teorisi bu sistemi sorgulamakta ve hakkın kötüye kullanıldığı bazı durumlarda bu iki ayrı kimliğin, birbirinden bu denli keskin hatlarla ayrılmaması gerekeceğini ortaya koymaya çalışmaktadır. ( Marmara Üniversitesi, Sempozyum No 1, Tüzel kişilik perdesinin aralanması “ sayfa 240 vb 2 Şubat 2008).Açıklanan tüm nedenler ve özellikle müflis şirket ile davacı şirket yönetim kurulu başkanlarının aynı olması, müflis şirketin davacının çalıştığı ve dava dışı grup şirketlerle ilgili işlemleri, dava dışı grup şirket çalışanı hakkındaki tasarrufu, protokol, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi, şirketler arasında ki organik bağ, masaya kaydı istenen işçi alacağı ile ilgili bu konuda Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin emsal ilamları ve Dairemizin 2018/3262 Esas, 2019/2074 Karar ve 14.11.2019 tarihli emsal kararı gereğince mahkemenin red kararı yerinde görülmemiştir. Belirtilen nedenlerle, bilirkişi raporunda tespit edilen alacağın masaya kayıt kabulü gerekirken red kararı usul ve yasaya uygun düşmemiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle emsal mahkeme kararları ile yasal düzenlemeler kapsamında, davanın davalılardan müflis … Sanayi A.Ş yönünden kabulü gerekirken red kararı uygun görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. Ancak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmiş bulunduğundan yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2.fıkrası gereğince karar düzeltilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ( Davacı vekili, istinaf dilekçesinde yalnızca müflis … Sanayi ve Tic.A.Ş ‘yi göstermiş olduğundan, diğer davalı yönünden, taleple bağlılık ilkesi ve HMK ‘nın 355. maddesi gereğince inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır).
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/351 Esas, 2019/917 Karar ve 26.11.2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3- a) Davanın davalı … A.Ş yönünden kısmen KABULÜNE, b) Davacının 18.765,10 TL alacağının müflis … Sanayi A.Ş ‘nin İflas masasına kayıt ve kabulüne,c) Davacının fazla isteminin REDDİNE, d) Davacının davalı … hakkında açmış olduğu davanın, 05.06.2018 tarihli celsede takip edilmeyerek ve bu tarihten itibaren üç ay içinde yenilenmediğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 150/5. fıkrası gereğince sürenin dolduğu gün itibarıyla AÇILMAMIŞ SAYILMASINA, e) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 59,30 TL maktu harçtan peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60 TL harcın davalı müflis … Sanayi A.Ş ‘den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,f) Davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olduğundan davanın niteliği gereğince, kendisini vekille temsil eden davacı yararına 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı müflis …A.Ş ‘den alınarak davacıya verilmesine, g) Kendisini vekille temsil eden davalı Müflis … A.Ş yararına, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, h) Davacının yapmış olduğu yargılama giderleri toplamı 2.446,40 TL yargılama giderlerinin talebin kabul ve red oranına göre taktiren 1/5 olan 489,28 TL ‘nin davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye 4/5 miktarındaki 1.957,12 TL yargılama giderlerinin davalı müflis … A.Ş ten tahsili ile davacıya verilmesine,g) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 333.maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra yatırılan avansın kullanılmayan kısmının davacı tarafa iadesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 162,10 TL olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 50,20 TL harcın davalı müflis …A.Ş ‘den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,6-Davacı tarafından yapılan 303,00 TL istinaf yargılama giderlerinin davalı müflis Uzel Makine Sanayi A.Ş den tahsili ile davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14/01/2021