Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2187 E. 2021/24 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2187 Esas
KARAR NO : 2021/24
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2019
NUMARASI : 2018/289 Esas, 2019/16 Karar
DAVA: GENEL KURUL KARARININ İPTALİ
KARAR TARİHİ: 14/01/2021
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili 22.06. 2015 tarihli dava dilekçesinde, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 24 Mayıs 2015 tarihli genel kurula katıldığını, kanuna, hukuka ve ana sözleşmeye aykırı hususlarda 3 ve 4 nolu maddelere muhalefetini ileri sürerek tutanağa şerh ettirdiğini, müvekkilinin noter ihtarnamesi ile bir takım hususların cevaplandırılmasını istediğini, cevap verilmemesi üzerine ihtarname keşide edilerek bilançodaki fahiş gelir artışının nereden kaynaklandığının ve 3. maddede kooperatifin devredilen 75 bin metrekarelik arsaları ile ilgili kıymet takdiri yaptırılıp yaptırılmadığının sorulduğunu, herhangi bir cevap verilmediğini, sorulara ilişkin yıllık çalışma raporunda cevap niteliğinde bir bilgiye yer verilmediğini, Kooperatif Kanunu ve Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporlarının Usul ve Esaslarına ilişkin tebliğin açık olduğunu, tebliğin 4. maddesinde davalara ilişkin bilgi vermek zorunluluğunun açık olarak belirtildiğini, müvekkilinin sorumlu bir kooperatif üyesi olarak çok önemli bu konularda sorularına ve yazılı başvurularına cevap alamadığını, özellikle yönetim kurulu ve denetim kurulu raporlarının okunması ve müzakeresini kapsayan iptalini istediklerini 3 nolu gündemde de bu hususlara değinilmemesi üzerine söz alan müvekkilinin sorularına da cevap alamadığından muhalif kalmak zorunda kaldığını, buna bağlı olarak gündemin ibrayı kapsayan 4 nolu maddesine de muhalif kalınarak muhalefetin zapta geçirildiğini, yönetim ve denetim kurulunun belirtilen eksikliklere rağmen ibra edilmelerinin doğru olmadığını bu nedenle genel kurulun 3. ve 4. maddelerinin iptali için mahkemeye başvurmak zorunda kalındığını iddia ederek, genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının sadece 3 ve 4. maddelerine muhalefet şerhi koymuş olduğunu, tüm genel kurul kararlarının iptalini istemesinin hukuken mümkün olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yıllık çalışma raporunun 3. gündem maddesi ile gündeme alınıp oylandığını, iddia edilen 75 bin metrekarelik arsaların satışının 2014 yılından önceki yıllara ait olup genel kurul gündeminde bulunmayıp bu satışların vs işlemlerin 2014 yılı çalışma raporunda gösterilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu yapılan 75.000 metrekarelik arsalarla ilgili tüm işlemlerin önceki yılların genel kurullarında ibra edildiğini, davacı tarafın o yıllarda bu maddelere muhalefet şerhi koymadığını, davanın da açılmadığını, dava konusu yapılmasının hukuken mümkün olmadığını, yıllık faaliyet raporunun hukuka uygun olduğunu, kooperatifler ve üst kuruluşları yönetim kurulu üyelerinin genel kurul toplantılarına sunacakları raporun usul ve esaslarına ilişkin tebliğin 4. maddesine uygun olarak genel kurul kararlarına karşı, davacının açtığı 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/912 Esas sayılı dosyasına bildirildiğini, bildirilmediği iddia edilen Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/234 Esas sayılı dosyasınında kesinleştiğini, davacının genel kurulda söz aldığını, sorulara, ilgili kişilerin yönetim ve denetim kurulu raporlarının okunması müzakeresini kapsayan bölümde cevap verildiğini, 24.05.2015 tarihli yapılan genel kurulun ibraya ilişkin bölümünün detaylı incelendiğinde hukuken uygun olduğunun görüleceğini, davacı iddialarının kabulünün mümkün olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.MAHKEMENİN 2015/626 ESAS, 2017/203 KARAR ve 05.04.2017 TARİHLİ KARARI:Mahkemece, celp edilen genel kurul tutanakları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, iptali talep edilen 24.05.2015 tarihinde yapılan genel kurula katıldığı, yine iptalini talep ettiği 3. ve 4. maddelerin oylamasına muhalif kaldığı, ancak muhalefet sebeplerini açıkça tutanağa geçirtmediği, bu şekilde kanunun aradığı şartlara uygun bir muhalefetin söz konusu olmadığı, usulüne uygun muhalefet şerhinin bulunmasının iptal davasının şartlarından olduğu, davacının davasında dava şartlarının belirtilen nedenle olmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usülden reddine karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. DAİREMİZİN 2017/1667 ESAS, 2018/782 KARAR ve 02.05.2018 TARİHLİ KARARI:“….Muhalefet şerhinin mutlaka mahkeme ilamındaki gibi tutanağın en altına imzalardan sonra yazılması, bir kaç cümle ile muhalefet gerekçesinin açıklanması daha doğru ise de bu eksiklik davacının sorunu olmayıp tutanağı düzenleyenlerin sorumluluğundadır. Davacının muhalif olduğuna dair muhalefet şerhini tutanağa yazdırmıştır Muhalefete ilişkin gerekçelerin de toplantıda ileri sürüldüğü ve bir takım cevaplar verilerek tartışıldığı ancak tutanağı düzenleyenler tarafından birkaç cümle ile açık ve anlaşılır olarak tutanağa geçirilmediği anlaşılmaktadır. Bu konu ile ilgili olarak benzer bir olayda Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 28/09/1992 tarih ve 2698/9295 E.K sayılı kararında, genel kurulda açıkça bir muhalefet şerhi yoksa da, genel kurulda yapılan görüşmelerde açıklanan eleştiri ve düşünceler muhalefet şerhi niteliği kazanmış ise bu görüşleri açıklayanın dava hakkının bulunduğuna karar vermiştir.Yine 2009/3730 E.2010/9963 K. sayılı kararında da; Genel Kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırılırken ayrıca imza atılması zorunluluğu bulunmadığını, oylama sırasında ret oyu kullanılarak muhalefetin tutanağa geçirildiğinin genel kurul tutanağı içeriğinden anlaşılması halinde, davacının genel kurul tutanağına muhalefet şerhi yazdırmadığı ve imzalamadığı bu nedenle de dava açma ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilemeyeceğini kabul etmiştir…davacının da muhalefet şerhinin bulunduğunun kabulü gerekir.. .” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:Mahkemece davanın 24.05.2015 tarihinde yapılan davalı kooperatif genel kurulunda alınan 3 ve 4 nolu kararların iptali isteminden ibaret olduğu, dava konusu edilen genel kurul toplantısının üç nolu kararının yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurul raporu, bilanço ve gelir gider tablolarına ilişkin olduğu, genel kurulda alınan bu hususa İlişkin kararın Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğ hükümlerine uygun olduğu, 4 numaralı kararın ise yönetim ve denetim kurulunun ibra edilmesinin hukuka aykırı olduğu iddiasına dayanak gösterdiği arsa satışının yönetim kurulu çalışma raporunda yer almadığı, önceki yıllar faaliyet raporlarında bulunduğu, davaya konu genel kurul gündeminde bulunmadığı, iptali, talep edilen kararların kanun, sözleşme ve iyi niyet kurallarına herhangi bir aykırılığının söz konusu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, karara dayanak yapılan raporun eksik ve hatalı olduğunu, iddiaların incelenmediğini, müvekkilinin yıllarca oyalandığını, her iki kurulun topu birbirine attığını, bilirkişilerin bu çelişkiyi dahi görmediğini, müvekkilinin ihtarnamelerine kooperatif tarafından herhangi bir cevap verilmediğini, arsa satışı ile ilgili işlemlerin önceki yıllarda ibra edilmesinin yerinde olmadığını, esasen yapılan işlemin kanuna ve hukuka uygun olmadığını genel kurul da ibra edilmiş olmasının hukuksuzluğu ortadan kaldırmadığını, dava dilekçesinde belirtildiği üzere, dava dosyaları ile ilgili yıllık çalışma raporunda herhangi bir bilgi bulunmadığını, davanın ne şekilde sonuçlandığının belirtilmesi gerekirken üyelere bu konuda bir bilgi verilmediğini, tebliğin 4. maddesinde davalara ilişkin bilgi verilmek zorunluluğunun açık olarak belirtildiğini, bu hususun ayrıca tebliğin 3. maddesine de aykırı olduğunu, yönetim ve denetim kurulu raporlarının okunması ve müzakeresini kapsayan iptalini istedikleri 3 nolu gündemde bu hususlara değinilmemesi üzerine söz konusu sorulara da cevap alınamadığından muhalif kalındığını, davanın red kararının hatalı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:Dava, kooperatif genel kurul kararının gündem maddelerinin iptali istemine ilişkindir.Taraflar arasında, davacının davalı kooperatif üyesi olduğu, iptale konu edilen genel kurul gündem maddeleri konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, hükme esas alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olup olmadığı, dava konusu 24 Mayıs 2015 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4. gündem maddeleri yönünden iptal şartlarının oluşup oluşmadığıdır. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde, kanuna, ana sözleşmeye ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine bir ay içinde iptal davası açılabileceği düzenlenmiştir. Bir aylık süre hak düşürücü süredir. Bu nedenle mahkemece doğrudan dikkate alınmaktadır. Ancak alınan kararların iptali yanında, bu kararların butlanından da söz etmek mümkündür. Nisbi butlunda alınan kararlar iptal edinceye kadar hüküm ifade ettiği halde, mutlak butlar durumunda olan kararlar hiç alınmamış hükmündedir.Dava konusu genel kurul tarihi 24.05.2015, dava tarihi ise 22.06.2015 olup, davanın bir aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, dairemizin kararı gereğince ise davacının iptalini talep ettiği kararlara muhalefet şerhi koyduğunun kabülü sonucunda işin esasının incelenmesine geçilmiştir.Davalı kooperatifin 24. 05.2015 tarihli toplantısı “2014 hesap yılı olağan genel kurul toplantısı “dır. Toplantının “3”. gündem maddesi, 2014 yılı yönetim kurulu yıllık çalışma raporu, denetim kurulu raporu, bilanço ve gelir gider tablolarının ayrı ayrı okunması ve müzakeresidir. Tutanakta, kooperatif muhasebecisi tarafından 2014 yılına ait bilanço, gelir gider hesaplarının ayrı ayrı okunduğu, raporlar üzerine ayrı ayrı müzakere yapıldığı, davacı …r ‘in söz aldığı, denetim ve yönetim kuruluna sorularını yönelttiği, davacının muhalefet şerhini koyarak oylamaya aykırı kaldığını divana belirttiği, bilanço ve gelir- giderin ayrı ayrı oylamaya sunulduğu, davacı …’in 1 red oyuna karşılık oy çokluğu ile gündem maddesinin kabul edildiği, gündemin “4”. maddesinin, yönetim ve denetim kurulunun 2014 yılı faaliyet ve işlem hesapları ile sözleşmeye istinaden kooperatif yönetimince yapımı gerçekleştirilen konutlar ile ilgili olarak imzalanan belgelere ve yapılan harcamalara, kooperatif üyelerine tapularının dağıtılmasına yönelik işlemler ile kooperatifin amacını gerçekleştirmesine yönelik diğer tüm harcamalar ve ilgili kurumlar nezdinde yapılan işlemler ile ilgili olmak üzere yönetim ve denetim kurullarının ayrı ayrı ibra edilmesi ve oylanması olduğu, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibrasının genel kurul oyuna sunulduğu, davacının muhalefet şerhini koyarak oylamaya aykırı kaldığını divana belirttiği, yönetim ve denetim Kurulu’nun 1 red oyuna karşılık oy çokluğu İle ibra edildiği tutanaktan anlaşılmıştır.Dava dilekçesine ekli, davacı tarafça, muhatap davalı adına düzenlenen, Kocaeli …Noterliğinin 25.02.2014 tarihli, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile yazılı olarak verdiği 31.05.2011 tarihli dilekçelerine cevap verilmediğini ve diğer iddialarını belirterek, 29.02.2012 tarihinde hazır bulunmalarına rağmen konutun teslim edilmediğini ve diğer konuları ileri sürerek konuların incelenip cevaplandırılmasını talep ettiği, Gölcük …. Noterliğinin 23.12.2014 tarihli ihtarnamede ise 25.02.2014 tarihli yazıya cevap verilmediği, 30.03.2008 tarihli 2007 yılı genel kurul madde 9 gereğince vb hususların belirlenip taraflarına bildirilmesini ve 11 Mayıs 2014 tarihli olağan genel kurul 6. maddede 1 parseldeki gayrimenkulün hissesinin kooperatife ait olduğu ve kıymet takdir raporunda bahsedildiği, kıymet takdir raporunun neden yapıldığı, kooperatifin aynı yerdeki devredilen 75 metrekarelik arsalarının kıymet takdir raporunun olup olmadığı var ise her iki arsaya ait rapor kopyasının tarafına gönderilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.27.04.2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda, davacının iddiaları, ihtarnameleri, iddia ve savunmalar özetlenerek, davacının davalı kooperatife çektiği ihtarnamelerin genel kurulun iptalini istediği kararlarla doğrudan ilgisi olmasa da dosyadaki bilgiler ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen 1 koli evrakın incelendiği, 75 bin metrekarelik arsalar için kıymet takdir raporu olup olmadığının sorulduğu, dosyada ve gelen evraklar içinde böyle bir belgenin bulunmadığı, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/234 Esas sayılı dosya ile ilgili yıllık çalışma raporunda bilgi bulunmadığının bildirildiği, 11.06.2008 tarih ve 26903 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Kooperatifler ve Üst Kuruluşların Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporu Usul ve Esaslarına ilişkin tebliğin yayınlanmış olduğu, bu tebliğin, hukuki faaliyetler bölümünde, genel kurul kararlarına karşı açılan itiraz davaları, ihraç kararları aleyhine açılan itiraz davaları, alacak, tespit, iptal ve tazminat davaları gibi idare ve hukuk mahkemelerinde açılan tüm davaların mahkemesi, dosya numarası, taraflarına ve aşamasına ilişkin bilgiler, kooperatif ile ilgili devam eden veya sonuçlanan tüm ceza davalarının mahkemesi ve dosya numaraları, ayrıca tebliğde yapılan düzenlemeden devam eden idari davaların ve hukuk davalarının, ceza davalarından ise devam eden ve sonuçlananların raporda gösterilmesi gerektiğinin anlaşıldığı, söz konusu dava sonuçlandığı için Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunda gösterilmesine gerek olmadığı, davacının davalı kooperatifin 24.05.2015 tarihinde alınan 3 nolu kararın tebliğe aykırı olduğunu iddia ettiği, tebliğin 4. maddesinde, yönetim kurullarının yıllık çalışma raporunun içeriğinin tespit edildiği yönetim kurulunun hazırladığı çalışma raporunun incelenmesinden, 2014 yılına ilişkin çalışma raporunun tebliğe uygun olduğunun görüldüğü, 4 nolu kararın ise yönetim ve denetim kurulunun ibrası İle ilgili olduğu, 2014 yılına ilişkin yönetim kurulun çalışma raporunda ve genel kurul gündeminde söz konusu 75.000 metrekarelik arsa satışı veya buna ilişkin ibra verilmesi ile ilgili bir husus bulunmadığı, dolayısıyla bu arsanın satışının daha önceki yıllarda yapıldığının anlaşıldığı, genel kurul kararlarının iptali için bir neden bulunmadığı belirtilmiştir.Davacı vekili önceki beyanlarını tekrar ettiğini ifade etmiştir.Mahkemece, yukarıda yer verilen gerekçeye istinaden davanın reddine karar verilmiştir.Bilirkişi raporu, dosya kapsamına uygun, yeterli ve gerekçelidir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 53. maddesi gereğince, kanuna, ana sözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile genel kurul kararları aleyhine mahkemeye başvurulabilinmektedir. Somut davada, dava tarihinden önce, davacı tarafça davalı kooperatife gönderilen ihtarname konularının bilirkişi raporunda belirtildiği üzere iptal talep edilen kararlarla doğrudan ilgisi yoktur. Buna karşın bilirkişiler tarafından söz konusu konularda da açıklama yapılmış ve yönetim kurulunun 2014 yılına ait olarak hazırlanan raporun tebliğe uygun olduğu, 4 nolu kararın ise ibraya ilişkin olduğu, 75.000 metrekarelik arsa satışı veya buna ilişkin ibraya ilişkin olmadığı belirtilmiştir. Gündemin “3” nolu kararı yönünden yönetim kurulu raporunun ilgili tebliğe uygun olması ve genel kurul konusu olmayan bir hususun ise iptal şartlarının iş bu davada tartışma konusu yapılması söz konusu olamayacağından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1- Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/289 Esas, 2019/16 Karar ve 16.01.2019 tarihli kararının usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE,2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 91,10 TL başvuru harcı ile 162,10 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı olmak üzere toplam 253,20 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 165,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 87,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3- Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.14/01/2021