Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2086 E. 2020/2013 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2086 Esas
KARAR NO: 2020/2013
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/02/2020
NUMARASI: 2020/49 Esas, 2020/72 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Talep eden vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamında kurulmuş ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 30/06/2016 tarih ve 6930 sayılı Kararı ile faaliyet izni almış bir ödeme kuruluşu olduğunu, sanal POSlar ile e-ticaret firmalarına, kolay ve güvenli ödeme hizmeti ve ödeme yönetim platformu sunduğunu, davalı borçlunun www…com üzerinden bilgisayar parçaları ve aksesuarlarını satışa sunduğunu, borçlu ile akdedilen sanal pos sözleşmesi gereğince davalıya ödeme hizmeti verildiğini, davalının sattığı ürünlerin ücretlerinin sanal pos uygulaması ile müvekkili tarafından tahsil edilerek müvekkilinin komisyonu düştükten sonra kalan bedelin borçluya verildiğini, müvekkili şirketin bankaya karşı sorumlu olduğunu, borçlunun bazı ürünleri alıcılara göndermediğini, tüketicilerin harcamalara yaptıkları itiraz nedeni ile teslim edilmeyen ürünler nedeni ile tahsil edilen ücretlerin iadesinin müvekkili şirket tarafından yapıldığını, 31/10/2019 tarihinden itibaren borçlu ile olan çalışmanın sonlandırıldığını, dava dilekçesinin hazırlandığı tarihte dahi bir kısım tüketicilerin iade talep ettiklerini, müvekkili şirketin davalı-borçludan güncel gerçekleşmiş alacağının işbu davanın ikame edildiği gün itibariyle 135.782,00 TL olduğunu, ancak bu tutarın her gün gelen tüketici harcama itirazları ile artmaya devam ettiğini, bankanın iadeleri müvekkili şirkete yansıttığını, müvekkili şirketin mevcut finansal riskinin 195.900,09 TL olduğunu, alacağın tahsili için borçluya bir çok kez irtibat kurulduğu halde ödenmediğini, borçlunun ödeme zorluğu çektiği ve işlerini tasfiye girişiminde olduğunu belirterek borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece talep dosya üzerinden değerlendirilmiş, alacağın somut belgeye dayalı olmadığı, alacağın yaklaşık ispata göre ispatlanamadığı, alacağın yargılamayı gerektirdiğinden bahisle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde, e-ticaret firmalarının internet ortamında müvekkil şirketin sağladığı teknolojik altyapı sayesinde kredi kartlarından ödeme kabul edebilmekte, yapılan ödemeleri görüntüleyip iptal veya iadelerini gerçekleştirebildiklerini, tüketiciler tarafından yapılan ödemelerin, yetkili ödeme kuruluşu olan müvekkil şirketin banka hesaplarına düştüğünü, müvekkil şirketin komisyon ücreti kesintisini yaptıktan sonra kalan tutarları müşterilerine gönderdiğini, borçluya bu kapsamda hizmet verildiğini, borçlunun sattığı bazı ürünleri alıcılara göndermediğini, mağdur olan tüketicilere ise paralarını iade etmediğini, satın aldıkları ürünleri teslim alamayarak mağdur olan tüketicilerin davalı-borçlu aleyhinde internet ortamında bilgi paylaşımında bulunarak şikayetlerini dile getirdiklerini, “…” platformunda davalı-borçlu aleyhine iletilen şikâyet sayısının 1.563’e ulaştığını, tüketicilerin harcama itirazında bulunduklarını, harcama itirazı sürecine ilişkin bankaların (örneğin … ve …) kendi internet sitelerinde açıklamalarının mevcut olduğunu, davalı-borçlunun müvekkili şirket aracılığı ile toplam gerçekleştirdiği satış tutarının 22.320.116,00 TL, davalı-borçlunun ürün tedariki sağlayamaması üzerine veya tüketici talepleri sonucu müvekkil şirket sistemi üzerinden tüketicilere yaptığı toplam iade tutarının 4.606.508,00 TL olduğunu, müvekkil şirket tarafından 31/10/2019 tarihinden itibaren davalı-borçlu ile olan çalışmaların sonlandırıldığını çalışmanın sonlandığı tarih olan 31/10/2019 tarihinden itibaren de davalı-borçlu tarafından toplam 122.304,00 TL iade işlemi gerçekleştirdiğini, davalı-borçlu aleyhine müvekkil şirkete ulaşan ve bankalar tarafından da kabul edilen toplam harcama itirazı tutarının 297.852,00 TL olduğunu, bu harcama itirazı tutarının 123.324,00 TL’sinin müvekkil şirket tarafından davalı-borçlunun hesabından Sözleşme’nin 7.3.c maddesi gereği mahsup edildiğini, mahsup işleminin ardından davalı-borçlu tarafından müvekkil şirkete toplamda 161.050,00 TL gönderildiğini, müvekkili şirketin davalı-borçludan güncel gerçekleşmiş alacağının işbu davanın ikame edildiği gün itibariyle 135.782,00 TL olduğunu, ancak bu tutarın her gün gelen tüketici harcama itirazları ile artmaya devam ettiğini, müvekkil Şirketin mevcut finansal riskinin 195.900,09 TL olduğunu, Kaldı ki ihtiyati haciz talebini içerir değişik iş dosyasının açılmasını takip eden günlerde müvekkil şirketin mevcut zararı artmaya devam ettiğini, bankalar tarafından müvekkil şirkete borç olarak kaydedilen güncel tutarın 207.887,00 TL’ye yükseldiğini, söz konusu tutarların bugüne kadar ödenmediğini, borçluyla bir çok kez irtibat kurulduğu halde bunda başarılı olunamadığını, borçlunun ödeme zorluğu çektiği ve işlerini tasfiye girişiminde olduğunun öğrenildiğini, tüm delilerin mahkemeye ibraz edildiğini, yasal şartların oluştuğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasıyla, ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. İhtiyati haciz kararı verilmesinin koşulları, İcra ve İflâs Kanunu’nun İİK’nun 257. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hükümde ihtiyati haciz talebine ilişkin iki hukukî sebep yer almaktadır. Birincisi, vadesi gelmiş (muaccel) bir para borcunun ödenmemesi hâlinde uygulanması gereken İİK’nun 257,I hükmüdür.İkincisi ise vadesi gelmemiş (müeccel) bir alacak için öngörülen İİK’nun 257,II’deki kuraldır. Bu iki kuralın yanısıra ispata ilişkin İİK’nun 258. maddesi de somut olayımız açısından çok önemlidir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” Bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. İcra ve İflâs Kanunu’nun 257. maddesinin 2. fıkrası uyarınca “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa; 2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa. -Bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” İcra ve İflâs Kanunu’nun 258. maddenin 1. fıkrası uyarınca, “…Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur….” Bu hükme göre, alacaklı alacağının varlığı ile birlikte alacağın vadesinin geldiğini veya alacağının vadesi gelmemişse, İİK’nun 257, II hükmündeki sebeplerin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermek zorundadır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. İhtiyati hacizde teminat ise, İİK 259. maddede düzenlenmiştir. Maddede, İhtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacağı zarardan dolayı Hukuk Usuli Muhakemeleri Kanunun 96’ncı ( HMK 87.m) maddesinde yazılı teminat vermeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Bu konuda hakimin takdir yetkisi bulunmadığından ve İhtiyati haczin dayanağı ilam veya ilam niteliğinde bir belge olmadıkça teminat alınmadan İhtiyati haciz kararı verilemez. Somut uyuşmazlıkta, Sanal POS Kullanım Sözleşmesi, tüketicilerin www…com da yer alan beyanları, harcama itirazı sürecine ilişkin bankaların (örneğin … ve …) kendi internet sitelerinde açıklamalarına ilişkin kayıtlar talep dilekçesinin ekinde mahkemeye ibraz edilmiştir. Davacının güncel olduğu iddia edilen 135.782,00 TL ile ilgili mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermiştir. Dosya kapsamından, İİK 258. maddede yer verilen, kanaat getiren delillerin gösterilmiş olduğunun kabulü ile 135.782,00 TL yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin yasada düzenlemesi olmayan gerekçelere binaen reddine karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile alacağın %15’i oranında teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1- Davacının, istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2- İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/49 D.İş, 2020/72 Karar 28/02/2020 tarihli Değişik İş Kararının HMK’nın 353/1b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Davacının İhtiyati haciz talebinin İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden KISMEN KABULÜNE, a)İcra ve Kanunun 259. maddesi uyarınca, İhtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %15 oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının borç tutarı ( 135.782,00 TL ) ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince ihtiyaten haczine, b)İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra Dairesince infazına, c)Talep eden şirket kendisini vekil ile temsil ettiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir olunan 755,00 TL vekalet ücretinin borçlu şirketten alınarak talep eden alacaklı şirkete verilmesine, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, talep eden tarafından peşin yatırılan 203,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın borçlu şirketten tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan 203,00 TL istinaf harcı 108,50 TL posta masrafı olma üzere toplam 311,50 TL istinaf yargılama giderinin borçlu şirketten alınarak alacaklı şirkete verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ile aynı yasanın 362.1.f maddesi uyarınca kararın kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/11/2020