Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2067 E. 2020/2005 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2067 Esas
KARAR NO: 2020/2005
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 14/08/2020
NUMARASI : 2020/406 Esas
DAVA: ALACAK (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/11/2020
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 10.08.2020 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili ile davalı şirket arasında, 03.12.2019 tarihli Yazılım Lisans Bakım ve Destek Hizmeti Sözleşmesi ve bu hizmetlerin sağlanabilmesi için 03.02.2020 tarihli Sunucu Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşmelerin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedilmiş olduğunu, sözleşme ile davalı şirketin hak sahibi olduğu “ … Lojistik Yazılımının “ kullanımına ilişkin lisans hakkının müvekkili şirkete ve bağlı olduğu grup şirketlerine ücret karşılığında tanındığını, sözleşme gereğince, davalı tarafından 10.000 USD bedelli kesin teminat mektubunun teslim edildiğini, bankanın davalıdan teyit yazısı ve davalı şirket yetkilisinden gelen elektronik posta teyit yazısının da iletilmesi ile 28.04.2020 tarihinde bilgileri gizli tutulan bir şahsın müvekkili şirketi arayarak davalının teslim ettiği teminat mektubunun sahte olabileceğini ihbar ettiğini, şüphelerin artması üzerine … Bankası A.Ş ‘nin Küçükbakkalköy Şubesi ‘nin arandığını ve şube müdürünün adı geçen şahısların çalışanları bulunmadığını ve söz konusu teminat mektubunun da şubelerinde düzenlenmediğini belirttiğini, davalı şirket yetkilisi tarafından,olayda karışıklık olduğu, çok üzgün olduğu şeklinde,hiçbir konuya ve soruya açıklık getirilemeyen bir cevabı elektronik posta gönderildiğini, müvekkili şirkete teslim edilen banka teminat mektubunun ve teyit yazısının sahte olduğunun tespit edildiğini, sözleşmenin 08.05.2020 tarihli noter ihtarı ile feshedildiğini, 22.05.2020 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/64000 nolu dosyasında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin sözleşmenin imza tarihinden itibaren davalı şirkete toplam 499.756,93 TL ödediğini, sözleşme kapsamında yazılım projesinin en geç 01.07.2020 tarihinde müvekkiline teslim edilmesi gerektiğini, ne var ki fesh tarihinde sistem / entegrasyonunun tamamlanmadığını, sözleşmelere dair damga vergisinin tamamının müvekkili tarafından ödendiğini, sözleşme gereğinin yerine getirilebilmesi için, müşteri verileri, sürücü kimlik bilgileri gibi çeşitli bilgi, belge ve kişisel verilerin müvekkili şirketçe bu sisteme / sunuculara aktarıldığını, sözleşmenin 13. maddesi Sözleşmenin sona ermesi veya feshi halinde davalı şirketin iade etmesi veya talep halinde imha etmesi gerektiğini, ihtarname ile bilgi / belge ve verilerin imha edilmesi, öncesinde bilgi verilmesi, hazır bulunmasının sağlanmasının ve yazılı bilgi verilmesinin talep edildiğini, davalı tarafça bilgi verilmeyip hiçbir işlem yapılmadığını iddia ederek, müvekkili şirkete ait her türlü bilgi ve kişisel veriler dahil tüm verilerin tüm masrafları davalıya ait olmak üzere, nihai olarak kaldırılmasını,silinmesini ve imha edilmesini, öncelikle, müvekkili şirkete ait bilgi / belge ve kişisel veriler dahil tüm verilere erişimin engellenmesi ve / veya imhası, silinmesi yönünde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkili şirketin dava konusu sözleşmeleri haklı nedenle feshetmesi ve sözleşmelerden dönmesi nedeniyle davalıya ödenmiş olan toplam 499.756,93 TL tutarında ki lisans / kullanım bedeli ve bakım destek hizmet bedeli iade alacağından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL nin ve davalının sorumluluğunda olup müvekkili tarafından ödenen 9.374,39 TL damga vergisi bedelinin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, 14.08.2020 tarihli ara karar ile davacı vekilinin müvekkili şirkete ait bilgi / belge ve kişisel veri ile her türlü verilerin üçüncü kişilere aktarımın önlenmesi için davalıya ait yazılım ve sistemlerde müvekkili şirkete ait olan bilgi,belge ve verilere erişimin engellenmesi ve imhası yönünde İhtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de,davacı vekilinin tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ara karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, mahkeme kararı ve iddialar özetlenerek, davalı tarafça yasaya ve mezkur sözleşmeye aykırı olarak müvekkili şirkete ait bilgi ve belgeleri üçüncü kişilere açıklaması,ifşa edilmesi tehlikesi ve endişesi bulunduğunu, imha edilmesinde gecikme yaşanması halinde önlenemeyecek sonuçların meydana gelebilmesinin mümkün olduğunu, müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenebileceğini, maddi ve manevi zarara uğrayacağını,bu yargılamadan ayrı olarak bu verilerin ve bilgilerin yasalarca koruma altına alınması ve davalı sistemlerinden kaldırılması gerektiğini iddia ederek, teminatsız olarak İhtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen sözleşme bedeli ve davalı yerine ödenen damga vergisi bedelinin tahsili ile yazılım ve / veya sistemlerde / sunucularda yer alan davacı şirkete ait tüm verilere erişimim engellenmesi, ve / veya imhası,silinmesi yönünde teminatsız olarak İhtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece verilen İhtiyati tedbir talebinin reddine dair ara karar istinaf edilmiştir. İstinaf talebinin,6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341 ve 391/3.fıkrası kapsamında olduğu anlaşılmakla incelenmiştir. Uyuşmazlık, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı, mahkeme gerekçesinin yerinde olup olmadığıdır. İhtiyati Tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ” Geçici Hukuki Korumalar ” üst başlığını taşıyan onuncu kısmının 389 vd maddelerinde düzenlenmiştir. 389. maddede ihtiyati tedbirin şartlarına yer verilmiş, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından yada tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Aynı yasanın 390/3.fıkrasında ise, tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden kendinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Yasal düzenlemede, tedbir talebinin yargılamayı gerektirmesi halinde tedbir talebinin reddedileceğini dair bir düzenleme mevcut değildir.Aksi halin kabulünde, İhtiyati tedbirin geçici hukuki koruma özelliğinden söz etmek mümkün olmayacaktır. HMK 390/3.fıkrada, yukarıda ifade edildiği üzere, yaklaşık ispat şartı aranmaktadır. Somut davada,dosya kapsamından, dava dosyasındaki, sözleşme, sözleşmenin feshine dair Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye nolu 08 Mayıs 2020 tarihli ihtarname örnekleri, davacı şirketinde içerisinde bulunduğu müştekiler tarafından davalı ve dava dışı şirket ile ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına hitaben yapılan şikayet dilekçe örneği, ödeme dekont örnekleri, teminat mektubu ile dava dışı banka şubesine ait yazı örnekleri, mail yazışma örnekleri, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 13. maddesinde yer alan kişisel verilerin korunmasına dair düzenleme, feshin hukuki niteliği de göz önünde bulundurarak davacı tarafın İhtiyati tedbire dair yaklaşık ispat şartını yerine getirdiğinin kabulünün isabetli olacağı kanaatine varılmıştır. Ancak, aynı yasanın 392. maddesi kapsamında teminatsız İhtiyati tedbir kararı verilmesi talebinde isabet görülmemiştir. Şöyle ki, yasada, İhtiyati tedbir talep edenin haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorunda olacağına yer verilmiştir.Yasanın iş bu konudaki düzenlemesi emredici niteliktedir. Somut talepte, 392/1. fıkrada teminat alınmamasına dair koşullar oluşmamıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389 vd maddelerde düzenlenen geçici hukuki korumalardan İhtiyati tedbir, dosyaya ibraz edilen yaklaşık ispata yeterli belge örnekleri dikkate alınarak, HMK 391. maddeye uygun şekilde ve teminat karşılığında İhtiyati tedbire karar verilmesi gerekirken, ihtiyati tedbirin amacına aykırı düşecek şekilde, diğer nedenlerle birlikte talebin yargılamayı gerektirdiği belirtilerek ihtiyati tedbir talebinin red kararına dair gerekçe yerinde ve isabetli olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesi uygun görülmüştür. Ancak İşin niteliği, ciddi bir zararın doğma ihtimali göz önünde bulundurarak ve mahkemece yapılan hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2- İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/406 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 14.08.2020 tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3- a) Davacı vekilinin İhtiyati tedbir talebinin teminat karşılığında, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 389 maddedeki ve 390/2. fıkradaki yaklaşık ispat şartı gerçekleştiğinden KABULÜNE, b) HMK 391. maddesi gereğince, davacı şirkete ait, davalı şirkette sözleşme kapsamında mevcut olan, bilgi / belge ve kişisel veriler dahil tüm verilere erişimin engellenmesi ve / veya imha edilmesi, silinmesine, c)6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 392/1. fıkrası gereğince davanın harca esas değeri 24.374,39 TL ‘nin %15 tutarında nakit veya kesin banka teminat mektubunun ibrazı halinde İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına, d) İhtiyati tedbirin HMK 393/2. fıkrası gereğince mahkeme yazı işleri müdürü tarafından uygulanmasına, E/ Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, kararın tebliğinden itibaren HMK nın 393/1 maddesi gereğince bir hafta içerisinde infazının istenilmesine, aksi halde tedbirin kalkacağına, 4- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 6- Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerine esasa dair hüküm sonucunda karar verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f ve 394/5 maddeleri gereğince aynı yasanın 353/1/ b -2.bendi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/11/2020