Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/2040 E. 2020/1969 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2040 Esas
KARAR NO : 2020/1969
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI : 2020/139 Esas, 2020/390 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 05/11/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacılar vekili, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1143 E. sayılı dosyasına ibraz ettiği 26/11/2018 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili … Tic. Ltd. Şti. ile şirketin ortağı/yöneticisi/kefili gerçek kişiler için İİK’nun 285. ve devamı hükümleri gereği konkordato geçici mühlet kararı verilmesini ve konkordatonunun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; 7101 Sayılı Kanun ile değişik İcra ve İflâs Kanununun 285/4. maddesi “Konkordato talebinde bulunan, Adalet Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan tarifede belirtilen konkordato gider avansını yatırmaya mecburdur. Bu durumda 12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. ve 115. maddeleri kıyasen uygulanır.” şeklinde olup bu madde hükmünce borçlular vekiline konkordato gider avansını yatırması için meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine karşı borçlular vekili kesin süre içerisinde konkordato gider avansını yatırmadığından bahisle davanın İİK’nun 285/4. maddesi yollamasıyla HMK’nun 114/1-(g),114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilleri …San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti, …, … ve … hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1143 Esas sayılı dosyasında konkordato talebinde bulunduklarını, yerel mahkemece 28/02/2019 tarihli celsede, müvekkilleri …, … ve Başak Başak hakkında geçici mühletin ve tüm tedbirlerin kaldırılması ile müvekkiller hakkında açılan konkordato davasının bu davadan (2018/1143 Esas sayılı dosyası) tefriki ile ayrı bir esasa kaydına karar verildiğini, müvekkilleri hakkındaki davanın Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/162 Esasına kaydedildiğini, mahkemece 2019/162 Esas sayılı dosyası üzerinden, 07/03/2019 tarihinde: “Davacılar …, … ve … tarafından açılan konkordato ve geçici mühlet içeren davanın dosyaya sunulan ön projelerde konkordatonun başarısının borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği anlaşıldığından HMK’nın 114/2 ve ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE” karar verildiğini, kararı istinaf ettiklerini, Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırıldığını, kaldırma kararından sonra mahkemece düzenlenen tensip zabtında toplam 46.570,00 TL gider avansının yatırılması konusunda kendilerine kesin süre verildiğini, dosyanın tefrik edildiği 2018/1143 Esas sayılı dosyasında, mahkemece hazırlanan 27/11/2018 tarihli tensip zaptı uyarınca, müvekkili şirket ve 3 ortağı adına 5 aylık konkordato komiser ücreti ve sair giderler için toplam 155.944,00 TL gider avansı yatırdıklarını, müvekkili şahıslar için 3 aylık geçici mühletten sonra davanın usulden reddedildiğini, dosya üzerinde herhangi bir işlem yapılmadığını, bakiye tutar kaldığını, kaldırma üzerine talep edilen gider avansını miktarının müvekkillerince karşılanmasının zor olacağı belirtilerek mahkemeden bu bakiyenin dosyaya aktarılmasını talep ettiklerini, mahkemece talebin değerlendirilmediğini, davanın usulden reddine karar verildiğini, kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, ayrıca yerel mahkemece İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiği belirtilen hiç bir incelemeyi de yapmadığını, müvekkillerinin müvekkili şirket ile aralarında ekonomik ve organik bağlarının bulunduğu ve müvekkillerden biri hakkında verilecek kararın diğer müvekkilleri de etkileyeceğini, müvekkillerinin şirketten gelen gelir dışında başkaca herhangi bir geçim kaynaklarının bulunmadığını, müvekkili asiller ve ortağı oldukları müvekkil şirket ile tüm alacaklıların mali açıdan sarsılmasını engelleyebilmek adına konkordato sürecinin sağladığı imkanlardan yararlanılmak istendiğini, yerel mahkemece müvekkillerinin ekonomik yönden mahvına sebep olacak şekilde karar tesis edildiğini, müvekkili şirketin borçlarının büyük kısmının rehin ve ipotekle temin edildiğini, şirket borçlarının ödenerek konkordatonun başarıya ulaşması halinde müvekkil asillerin de kefalet borcu biteceğinden, müvekkili şirket ortaklarının bu süreçte konkordato hükümleri ile ilgili haklardan faydalanmalarının elzem olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılması ile geçici mühletin 2 ay daha uzatılmasına, müvekkilleri hakkında tedbir kararı verilmesine, kesin mühlet verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato istemine ilişkindir.Davacılar vekili, müvekkili … San. Ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile davacı gerçek kişiler hakkında Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1143 E. sayılı dosyasında konkordato talebinde bulunmuştur. Mahkemece 27/11/2018 tarihli tensip 3 nolu ara kararı ile “02/06/2018 gün ve 30439 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan konkordato gider avansı tarifesine göre; alacaklı sayısının üç katı tutarında tebligat gideri olan” 7.854,00 TL, Ticaret sicil gazetesinde yayınlanacak yedi adet ilân bedelinin asgari tutarı olan “550,00 TL, Basın-ilân Kurumunun resmi ilân portalında yayınlanacak yedi adet ilân bedelinin asgari tutarı olan ¨10.500,00 TL, İlgili kurum ve kuruluşlara yapılacak bildirim için 50 adet iadeli taahhütlü posta ücreti olan ¨750,00 TL, bir bilirkişi için Bilirkişi Ücret Tarifesinde öngörülen ücretin üç katı tutarı olan ¨990,00 TL, Mahkememizce belirlenen konkordato komiseri olarak görevlendirilecek her bir kişi için ¨8.000,00′ TL den beş aylık ücret tutarı olan ¨120.000,00 TL, diğer iş ve işlemler için ¨300,00 TL ve borçlu şirket iflâsa tabi olduğu anlaşıldığından ¨15.000,00 TL iflas gideri olmak üzere toplam ¨155.944,00 TL konkordato gider avansını bir haftalık kesin süre içerisinde yatırılması” istenmiştir. Mahkemece, 29/11/2018 tarihli tensip ara kararı gereğince; kesin süre içerisinde gider avansının yatırıldığı, borçlular tarafından İİK’nın 286.maddesinde belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunun tespit edildiği ifade edilerek, 29/11/2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, ayrıca 3 kişilik geçici konkordato komiserinin görevlendirildiği, geçici komiserlere aylık 8.000,00’er TL ücret takdir edildiği, ilk 5 aylık ücretin Mahkeme veznesine depo edilen bedelden her ayın 29’u ile 2’si arasında geçici komiserlere ödenmesine karar verildiği, duruşmanın geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte gözetilerek 28/02/2019 tarihine bırakıldığı, 28/02/2019 tarihli duruşmada ise duruşmanın iki nolu ara kararında borçlu gerçek kişiler yönünden geçici mühlet süresinin uzatılmasına ilişkin talebin reddine ve geçici mühlet kararının kaldırılmasına, ayrıca tüm tedbirlerin kaldırılmasına, gerçek kişiler yönünden dosyanın tefriki ile ayrı bir esasa kaydına, borçlu şirket yönünden ise geçici mühlet süresinin uzatılmasına ilişkin talebin kabulüne karar verildiği, gerçek kişiler yönünden tefrik edilen dosyanın aynı mahkemenin 2019/162 Esasına kaydedildiği, 22/02/2019 tarihinde tefrik edilen dosya üzerinde hazırlanan tensip tutanağı ile birlikte gerçek kişiler yönünden ön projelerde konkordatonun başarısının, borçlu şirketin konkordatosunun başarısına bağlandığı, kendilerine özgü konkordato tedbiri ve hedefi içermediği gerekçesiyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca talebin usulden reddine karar verildiği, kararın davacılar vekili tarafından istinaf edildiği, Dairemiz 30/01/2020 tarih, 2019/1244 Esas, 2020/230 Karar sayılı kararı ile “….davacı gerçek kişilerin diğer davacı şirket ile birlikte dava açmalarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmamakla birlikte, davacıların varsa eksik belgelerini ibraz etmeleri için süre verilmesi gerekliliğinin üzerinde durulmaksızın hüküm kısmı ile uygun düşmeyecek şekilde davanın usulden reddi yerinde görülmemiştir. Şu halde, öncelikle gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin giderilmesi, bunun için ise varsa davacı gerçek kişilerin eksik belgelerini dosyaya ibraz etmeleri için usulüne uygun şekilde ihtarname tebliğine, belgeler dosyaya ibraz edilmiş ise konkordato geçici komiserlerinden davacı gerçek kişiler ile ilgili ön projenin değerlendirilmesine dair raporun alınması ve uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde ve tensip tutanağı ile birlikte, taraflara duruşma günü tebliğ edilmeksizin eksik inceleme sonucunda verilen karar yerinde görülmediğinden davacıların istinaf başvurusunun esasa dair hususlar incelenmeksizin kabulüne..” gerekçesi ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararından sonra mahkemece 14/02/2020 tarihli tensip 3 nolu arar kararı gereğine “konkordato gider avansı tarifesine göre; alacaklı sayısının üç katı tutarında tebligat gideri olan ¨1.000,00 TL, Ticaret sicil gazetesinde yayınlanacak yedi adet ilân bedelinin asgari tutarı olan ¨550,00 TL, Basın-ilân Kurumunun resmi ilân portalında yayınlanacak yedi adet ilân bedelinin asgari tutarı olan ¨7.500,00 TL, ilgili kurum ve kuruluşlara yapılacak bildirim için 50 adet iadeli taahhütlü posta ücreti olan ¨900,00 TL, bir bilirkişi için Bilirkişi Ücret Tarifesinde öngörülen ücretin üç katı tutarı olan ¨1.320,00 TL, Mahkememizce belirlenen konkordato komiseri olarak görevlendirilecek kişi için ¨7.000,00′ TL den beş aylık ücret tutarı olan ¨35.000,00 TL, diğer iş ve işlemler için ¨300,00 TL olmak üzere toplam ¨46.570,00 TL konkordato gider avansını bir haftalık kesin süre içerisinde Mahkeme veznesine depo etmesi için borçlular vekiline süre verilmesine, kesin süre içerisinde konkordato gider avansının yatırılmaması halinde konkordato talebinin 7101 sayılı yasa ile değişik İİK’nın 285/4’ncü maddesi yollamasıyla HMK’nın 114/1-(g) ve 115/2’nci maddeleri uyarınca usulden reddine karar verileceği hususunun meşruhatlı davetiye ile borçlular vekiline ihtar edilmesine,” karar verildiği, davacılar vekilinin 02.03.2020 tarihli dilekçesi ile gider avansının müvekkillerini zorlayacağını belirterek tefrik edilen dosyada müvekkilleri için yatırılan ve kullanılmayan gider avansının bu dosyaya aktarılmasını talep ettiği, mahkemece 7226 sayılı kanun hükümleri gereğince uzayan sürelerin beklenmesine karar verildiği, 10/07/2020 tarihinde de kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığından bahisle dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, ilk derece mahkemesi tarafından gider avansının yatırılması konusundaki ara kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmıştır.Öncelikle 2004 sayılı İİK ‘nun 289 maddesinin değerlendirilmesi gerekmektedir. İİK’un 289/1. Maddesinde;”Mahkeme, kesin mühlet hakkındaki kararını geçici mühlet içinde verir.” hükmünü içermektedir. Madde gereğince kesin mühlet hakkındaki kararın geçici mühlet içinde verileceği yönündeki düzenleme emredici niteliktedir. Somut olayda, 29/11/2018 tarihli ara kararı ile davacı gerçek kişiler için 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiştir. İİK’nun 287/3.maddesinde; geçici mühletin üç ay olduğu, bu süre dolmadan borçlunun veya geçici komiserin talebi üzerine geçici mühletin iki ay daha uzatılabileceği belirtilmiştir. Bu madde kapsamında geçici mühletin iki ay daha uzatılması durumunda geçici mühlet süresinin son gününün 29.04.2019 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. 29/04/2019 tarihine kadar kesin mühletin verilmesi kanunun emredici hükmüdür. İİK’nun 289/3.maddesinde; konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde, borçluya bir yıllık kesin mühlet verilir. Yine aynı maddenin beşinci fıkrasında, kesin mühletin talep üzerine mahkemece altı ay daha uzatılabileceği belirtilmiştir. İİK’nun 289/5.fıkrasında belirtilen altı aylık uzatma davacılar için uygulandığının kabulü halinde dahi, dosyanın istinaf incelemesinin yapıldığı anda tüm sürelerin dolduğu anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince konkordato talebinin reddine dair kararların istinaf üzerine, Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde, ret kararının usul ve yasaya uygun olmadığı, kesin mühlet verilmesi gerekirken talebin reddine karar verildiğinin anlaşılması halinde, 287.maddesinde belirtilen toplam sürelerin, istinaf incelemesi sırasında dolmadığının anlaşılması halinde davacılar açısından kesin mühlet kararı Dairemizce verilmektedir. Ancak somut olayda; kanunda öngörülen tüm süreler dolduğundan ilk derece mahkemesince verilen karar sonucu itibariyle doğrudur. Her ne kadar davacı gerçek kişilerin dosya tefrik edilmeden önce Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1143 E. sayılı dosyasında 5 aylık komiser heyeti ücreti yanında, diğer iş ve işlemler için gider avansı yatırdıkları ve 3 aylık geçici müddetin bitmesi ile gerçek kişiler önünden dosyanın tefrik edilerek davanın sonuçlandırılması nedeni ile kullanılmayan gider avanslarının bulunduğu ve bu bedellerin tefrik edilen dosyaya aktarılmadığı, bu giderlerin aktarılmasından sonra varsa eksik avans hesabı yapılarak davacı tarafa konu ile ilgili süre verilmesi gerekirse de, davacı gerçek kişiler için İİK’nun 289. Maddesinde öngörülen toplam sürelerin inceleme sırasında dolduğu, mahkeme kararının sonuçu itibari ile doğru olduğu anlaşılmakla istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-İlk derece Mahkemesince tesis edilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b/1 bendi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı her bir davacıdan alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı ile istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere olmak üzere toplam 696,30 TL harçtan her bir davacının ayrı ayrı yatırmış olduğu 203,00 TL’den toplam 609,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 87,30 TL harcın her bir davacıdan eşit olarak tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ve davanın niteliği nedeniyle vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına,4-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/2. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.05/11/2020