Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1986 E. 2020/1821 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1986 Esas
KARAR NO: 2020/1821
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/12/2019
NUMARASI: 2018/380 Esas, 2019/1052 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında “Mobil Uygulama Lisans Kullanım Satış Sözleşmesi” imzalandığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalı-borçlu şirkete müvekkili tarafından hizmet verilmeye başlanmışsa da, davalı şirketin Franchise Sözleşmesi ile çalıştığı … Merkezi ve kasa firması olan … ile olan sözleşmelerinin gereği gibi yürümemesi sonucu işin tamamlanması ve davalının hizmet almasının mümkün olamadığını; müvekkili şirketin, davalıya karşı olan akdi edimlerini tam, vaktinde ve eksiksiz olarak ifa ettiğini, davalının hizmet alımını tamamlamasına dair sürecin müvekkilinden kaynaklı olmayan sebeplerle tıkandığını, müvekkilinin mobil uygulamacı olarak yapması gerekenleri tam olarak yerine getirdiğini ve edimine karşılık 5.900,91.- TL tutarlı 11.12.2017 tarihli fatura düzenlediğini, davalının faturaya itiraz etmediğini ve faturayı iade etmediğini, borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; açılan itirazın iptali davasında takibin yapıldığı yer mahkemesi olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının sözleşme ile taahhüt ettiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, dava dilekçesinde de hizmet alımının gerçekleşmediğinin ifade edildiğini, hizmet verilmeden fatura düzenlenemeyeceğini, faturaya itiraz edilmemesinin hizmetin verildiği anlamına gelmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede, “…’dan kaynaklanmayan erişim ve aktivasyon problemlerinden …’nun sorumluluğunun bulunmadığı” hükmü bulunduğu, davalının hizmetten yararlanamamasında davacının sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle takibe itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davalı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda sistemin kullanımı için kafede bulunan Pos sistemi ile entegrasyon sağlanması gerektiğinin belirtildiğini, ancak davacının Pos entegresini kurmadığını, bu konuda müvekkilinin temerrüde de düşürülmediğini, mahkeme gerekçesinde dayanılan sözleşme hükmünün kesin hükümsüz olduğunu, faturaya itiraz edilmemesinin hizmetin verildiği anlamına gelmediğini, davacının da hizmetin verilmediği ikrar ettiğini, işini eksiksiz ifa etmeyen davacının hizmet vermiş gibi fatura bedelini istemesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf talebine cevabında, davalının dava dışı … şirketinden gerekli hizmeti alamaması nedeniyle sözleşme konusu hizmeti alamadığı, sözleşme uyarınca davalının hizmetten yararlanmasında müvekkili şirketin kusuru bulunmadığından davalının alacaktan sorumlu olacağını belirterek davacının istinaf başvurusunun reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, hizmet alım sözleşmesinden doğan fatura alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davalının hizmetten yararlanamamasında davacının sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı taraf karara karşı süresinde istinaf yoluna başvurmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen “Mobil Uygulama Lisans Kullanım Satış Sözleşmesi” ile, davacının lisans kurulum, eğitim ve satış sonrası destek edimlerini yükümlendiği, sözleşmenin 1 yıllık süre için düzenlendiği, sözleşmede “Çözüm ortaklarından veya servis/hizmet sağlayıcılardan kaynaklı kısacası …’dan kaynaklanmayan erişim ve aktivasyon problemlerinden …’nun sorumluluğunun bulunmamaktadır” hükmünün yer aldığı görülmektedir. Bilirkişi raporunda; davacı şirketin, … isimli firmanın franchise sözleşmesi ile çalıştığı tüm kafelerde …(…) sistemini uygulayabilmesi kapsamında, taraflar arasında protokol imzalandığı, davacı tarafından hazırlanan … isimli mobil uygulamanın … isimli firmanın franchise sözleşmesi ile çalıştığı tüm kafelerde kullanılabilecek genel bir uygulama olduğu, ancak davalının, … Merkezi ve kasa firması olan … ile sözleşmelerinin gereği gibi yürümemesi nedeniyle, davalı şirketin söz konusu hizmeti alamadığı, POS sistemi kasa entegrasyonunun, davalı firmanın bu hizmeti aldığı … isimli firma tarafından tamamlanması gerektiği; diğer tarafan dava konusu faturanın tarafların usulüne uygun tutulan ticari defterlerine işlendiği, iki taraf defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu belirtilmiştir. Taraflar arasında davacı tarafın hazırladığı mobil uygulama sisteminin davalı tarafça kullanılması hususunda sözleşmesi düzenlendiği, ancak davalının mobil uygulama sistemi hizmetini alamadığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf, davacının Pos entegresini kurmadığını ve hizmet vermediğini savunmuştur. Ancak bilirkişi raporundan davacı tarafın sözleşme gereği sistem olarak mobil uygulamayı hazır ettiği, ancak davalının … Merkezi ve kasa firması olan … şirketi ile sözleşmelerinin gereği gibi yürümemesi sonucu davalı şirketin hizmet alamadığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmede, davacıdan kaynaklanmayan erişim ve aktivasyon problemlerinden davacının sorumluluğunun bulunmadığı kararlaştırıldığı gibi, sözleşmenin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda 1 yıllık kullanım bedelinin iadeye konu edilemeyeceği de düzenlenmiştir. Buna göre davacının sözleşme kapsamında düzenlediği faturayı takibe koyması haksız değildir. Diğer yandan takibe konu faturanın tarafların usulüne uygun tutulan ticari defterlerine işlendiği ve davalı tarafça faturaya itiraz da edilmediği görülmektedir. Tüm bunlardan mahkemece davalının takibe itirazının iptali ile icra tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve hukuka uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davalı tarafından peşin yatırılan 203,00 harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davalı tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.01/10/2020