Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1983 E. 2020/2151 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1983 Esas
KARAR NO : 2020/2151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI : 2016/1292 Esas, 2020/91 Karar
DAVANIN KONUSU: Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali)
KARAR TARİHİ: 10/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacılar dava dilekçesi ile; Nisan 2014-Nisan 2016 tarihleri arası 2 yıl görev yapmak üzere seçilmiş yönetim kurulu üyeleri olduklarını, 2015 yılı olağan genel kurul toplantısının ilk olarak 17.04.2016 tarihinde düzenlendiğini, bu toplantıda çıkan olaylar nedeniyle genel kurulu sevk ve idare ile sorumlu divanın görevini yapamaz hale geldiğini ve toplantının 5.madde görüşmeleri sırasında kapatılarak ertelendiğini, yarım kalan toplantının devamı ve gerçekleşmesi için 12.06.2016 tarihinin toplantı tarihi olarak tespit edildiğini, bu günde toplantı genel kurul açılış nisabı sağlanmadığı için tekrar ertelendiğini, nihai olarak 30.10.2016 tarihinin, 2015 yılı olağan genel kurulu için tespit edildiğini, 30.10.2016 tarihli toplantıda 718 ortağın asaleten, 573 ortağın temsilen olmak üzere toplam 1291 ortağın katılımı ile genel kurulun açılış nisabı sağlanarak, toplantının bakanlık temsilcileri gözetiminde açıldığını ve kaldığı yerden gündem maddelerine başlandığını, yönetim kurulu olarak 17.04.2016 ile 30.10.2016 tarihlerine ilişkin genel kuruluna sunulması zorunlu olan ilgili dönemin faaliyet raporu, bilanço ve gelir gider hesaplarının ayrıntılı olarak sunulduğunu, 30.10.2016 tarihli genel kurulun, çok önemli konuları tartışmak üzere ve dört grubun aday olduğu bir seçim gündemi ile toplanmasına rağmen gündemin 5. maddesi olan faaliyet raporu ve bilançonun görüşmeye açılması ve ayrı ayrı oylanmasına ilişkin maddesinin görüşmeye açıldığını ve yönetim kurulu ve denetim kurulu raporları ile bilanço ve gelir gider hesaplarının ayrı ayrı oya sunulduğunu, yönetim kurulu faaliyet raporunun 381 kabul, 495 ret oyu ile oy çokluğu ile reddedildiğini, denetim kurulu raporunun 278 kabul oyuna karşılık çoğunluk oyları ile reddedildiğini, bilanço ve gelir gider cetvelinin 10 kabul oyuna karşılık çoğunluk oyları ile reddedildiğini, gündemin 6. maddesi ile yönetim kurulunun 2015 yılı faaliyetlerden dolayı ibraya sunulduğunu, yönetim kurulunun 222 kabul oyuna karşılık 669 ret oyu ile ibra edilmediğini ve yönetim kurulu olarak bu karara şerh konulduğunu, ibra edilmedikleri döneme ilişkin ne cumhuriyet savcılığına, ne de ilgili bakanlığa bir şikayet veya suç duyurusunda bulunulmadığını, bunun da ibra etmeme kararının dayanaksız olduğunun açık ispatı olduğunu, bugüne kadar … isimli ortak dışında herhangi bir ortak tarafından kurul hakkında şikayette bulunulmadığını, … tarafından yapılan asılsız itham ve mesnetsiz suç duyurusu karşılığında savcılık makamında takipsizlik kararı verildiğini belirterek 30.10.2016 tarihli genel kurul toplantısının 5 ve 6. maddelerinde alınan ibra etmeme kararının iptali ile genel kurula sunulan çalışma dönemi dikkate alınarak bu dönem faaliyetlerinden dolayı ibra kararı verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; 30.10.2016 tarihli genel kurul toplantısının, 17.04.2016 ve 12.06.2016 tarihli toplantıların devamı niteliğinde olup, ilgili toplantı gündem maddelerinin, davacı yönetim kurulunca 17.04.2016 tarihli toplantıdan önce tespit edildiğini ve tespit edilen gündem maddeleri ile usulüne uygun çağrı yapıldığını, genel kurulda davacıların oluşturduğu yönetim kurulunun özellikle kooperatifin 2B arazileri ve tapu ve iskan konularında eleştirildiğini ve davacıların ibra edilmediğini, ibra edilmemenin dayanaksız olmadığını, ibra kararı tamamen genel kurula ait olduğundan mahkemece ya da başka bir organın yetkisi bulunmadığını, oylamanın usulüne uygun yapıldığını, ibra edilmeme kararının alındığı genel kurulun toplantı gündemi daha önce belirlendiğinden davacılar hakkında hesap tahkik komisyonu kurulması ya da dava açılması kararı alınmadığını belirterek davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, yönetim kurulu üyesi davacıların, ibra edilmemelerine ilişkin genel kurul kararlarının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı olmadıkça açamayacakları, sorumluluk davası açılması kararı ve açılmış bir sorumluluk davası bulunmadığı, davacılar aleyhine açılmış bir sorumluluk davası veya buna ilişkin alınmış bir karar bulunmaması sebebiyle davacıların ibra etmeme kararını iptalini talep etmelerinde hukuki yararlarının bulunmadığı gerekçesiyle davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı … istinaf talebinde; yönetim kurulunun hiçbir neden olmadan, sebepsiz şekilde ibra edilmediğini, sonrasında sorumluluk davası açılması yönünde genel kurul kararı da alınmadığını, bunun ibra etmeme kararının hukuki dayanağının olmadığını gösterdiğini, Yargıtay kararları gereği keyfi olarak alınan ibra etmeme kararlarının iptalini istemede hukuki yararın bulunduğunu, somut neden yokken ibradan kaçınılmasının dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil edeceğini, ibra edilmedikleri dönem için 28/05/2017 tarihli genel kurulda hesap tahkik komisyonu kurulması kararı alındığını, anılan kararın iptali için de dava açıldığını, hesap tahkik komisyonu tarafından yapılan suç duyurusunun da takipsizlikle sonuçlandığını, bu kararın ibra etmeme kararının iyiniyet kurallarına aykırı şekilde alındığını gösterdiğini, iyiniyet kurallarına aykırı alınan ibra etmeme kararının iptalini istemede hukuki yararlarının bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.Davalı taraf, istinaf talebinin reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, davacıların ibra edilmemesine ilişkin genel kurul kararının iptali ile hükmen ibrasına karar verilmesi istemlerine ilişkindir.Mahkemece, davacı … yönünden davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar yönünden ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, davacı … karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur.Somut olay itibariyle yöneticilerin iptalini istediği genel kurul kararı, ibra edilmemeye ilişkin olup, böyle bir karar tek başına henüz uygulanabilir bir karar değildir. Zira, böyle bir karara dayanılarak ortaklık adına sorumluluk davası açılabilmesi mümkün değildir. Bunun için, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98’inci maddesi yollaması ile kooperatiflerde de uygulanması gereken TTK’nun 341’inci maddesi hükmüne göre, genel kurulda dava açılmasına özel olarak karar verilmesi gerekir. Sadece bu karar, sorumluluk davasının dayanağı durumundadır. Bu itibarla, denetim ve yönetim kurulu üyelerinin, ibra edilmemelerine ilişkin bir genel kurul kararının iptalini, haklarında sorumluluk davası açılması yolunda alınmış genel kurul kararı bulunmadan önceki bir aşamada dava edebilmeleri mümkün değildir. (Çamoğlu, Poroy/Tekinalp) Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku 8. Bası, Sh. 330 No:599 vd., H. Pekcanıtez, Prof. Dr. Kudret Ayiter’e Armağan,Sh.479, Prof. Dr. Erdoğan Moroğlu, Türk Ticaret Kanunu’na göre Anonim Ortaklara Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü, 3. Bası, Sh. 220 ve 221) Nitekim, Yargıtay 23. HD’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 25.05.2012 tarih, 2012/805 E, 2012/805 Karar, 2012/4465 Esas, 2012/5901 Karar sayılı kararları)Somut olayda, iptali istenen karar 30/10/2016 tarihli genel kurulda alınmıştır. Tarafların beyanlarından, sonraki tarihlerde davacılar hakkında sorumluluk davası açılması için karar alınmadığı ve bu yönde bir sorumluluk davası açılmadığı anlaşılmaktadır. İşbu dava ise 29/11/2016 tarihinde açılmıştır. Bu durumda sorumluluk kararı ve davası için geçmesi gereken makul bir sürenin geçmesi beklenilmeden bu davanın açıldığı, dolayısıyla bu aşamada dinlenilemeyeceği sonucuna varılmalıdır. Dava konusu genel kurulda, sorumluluk davası açılması hususunda bir karar alınmayıp, ibra etmeme kararı alınmıştır. Bu kararın tek başına uygulanabilirliği olmadığı gibi, mahkemenin kooperatif organı yerine geçerek, bu organın yetkisinde karar verme olanağı yoktur. Bu nedenlerle mahkemece, istinaf yoluna başvuran davacının, ibra edilmemesine ilişkin genel kurul kararının iptalini istemede hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğundan, HMK’nın 353/1.b.1 bendi uyarınca davacı … istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’ nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davacı … istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353 / 1-b/1 bendi ile aynı kanunun 361.1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.10/12/2020