Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1982 E. 2020/1885 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1982 Esas
KARAR NO: 2020/1885
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/12/2018
NUMARASI: 2014/423 Esas, 2018/968 Karar
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 15/10/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA VE BİRLEŞEN DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili idare tarafından ihale olunan İstanbul- Bahçeşehir Toplu Konut Alanı VII. Bölge Arsa Satışı Karşılığı Gelir Paylaşımı İnşaat işinin davalı şirketin yükleniminde kaldığını, davalının süresi içinde inşaatı tamamlayamaması üzerine sözleşmenin idarece feshedildiğini, sözleşmenin feshi üzerine söz konusu projeden konut alan ve bedelini müflis şirket hesabına yatıran tüketici …’ın müflis şirket ve davacı idare aleyhine ödediği bedel için takip başlattığını, takibe itiraz üzerine de itirazın iptali davası açıldığını, açılan davanın sonuçlanması ve müvekkili kurumun ödeme yapması halinde müflis şirkete rücu hakları olduğunu, bu nedenle tüketici tarafından açılan davada hükmedilen tutar, inkar tazminatı, faizi, yargılama gideri ve vekalet ücreti toplamı 471.215,00 TL’nin iflas masasına kaydı için başvurduklarını, ancak iflas idaresinin yaptıkları kayıt kabul talebini haksız olarak reddettiğini ileri sürerek, 471.215,00 TL’nin iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 11/01/2011 tarihli ıslahla, talebini 515.800,21 TL’ye yükseltmiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesi ile, …’ın başlattığı takip dosyasında 15.554,25 TL daha ödediklerini belirterek bu alacaklarının da iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir.
CEVAP Müflis davalı şirket iflas idaresi, davaya ve birleşen davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, masaya başvuru için alacağın muaccel olması gerektiği, davacı kurumun masaya başvuru tarihi olan 18/12/2009 tarihinde müflis şirketten alacaklı olmadığı, en erken dava dışı …’ın alacaklı olduğu takibe ödeme yaptığı 29/12/2010 tarihinde rücu edilebilir alacağın sahibi olacağı, muaccel olmayan alacak için masaya yapılan başvurunun usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle erken açılan asıl davanın usulden reddine karar verilmiş; birleşen davada ise, kayıt kabul davası açılabilmesi için öncelikle masaya başvuru yapılması ve başvurunun reddi halinde dava açılması gerektiği, ancak davacı kurumun masaya başvurmadan dava açtığı gerekçesiyle birleşen davanın da dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili yasal süresinde sunduğu istinaf dilekçesi ile, dava dışı tüketicinin müvekkili ve müflis şirket aleyhine açtığı dava tarihi olan 2009 yılı itibarıyla müvekkili kurum açısından riskin doğduğunu, benzer olaya ilişkin emsal Yargıtay kararlarına rağmen uzunca süren yargılamada mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir. Davalı müfliş şirket iflas idaresi vekili davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Asıl ve birleşen dava, kayıt kabul istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2018 tarih ve 2014/423 Esas, 2018/968 Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı asıl ve birleşen dosya davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur. Dairemizin 25/06/2020 tarih ve 2019/3215 Esas, 2020/1155 Karar sayılı ilamı ile, birleşen davada istinaf harç ve giderlerin yatırılması gerektiğine değinilerek dosya ilk derece mahkemesine geri çevrilmiş, davacı taraf birleşen davada istinaf harç ve giderlerini ikmal etmiştir. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Dosya kapsamından, Kadıköy … İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 20/04/2010 tarihli cevabı yazıda, müflis … Ltd. şirketine ilişkin iflas dosyasında, davacının … kayıt sıra numarası ile 471.215,00 TL alacağın masaya kaydı başvurusunda bulunduğu, iflas idaresince düzenlenen sıra cetvelinde alacağın tamamının reddedildiği, sıra cetvelinin 26/02/2010 tarihli … Gazetesinde ve 02/03/2010 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ayrı ayrı ilan edildiği, davacı tarafça masraf yatırıldığından red kararının alacaklı vekiline 16/03/2010 tarihinde tebliğ edildiği, 471.215,00 TL’nin masaya kayıt ve kabulü için asıl davanın, tebliğden itibaren başlayan yasal 15 günlük süre içerisinde, 18.03.2010 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ileride verilecek karara dayanılarak doğacak alacak için masaya başvuru yapılmasının yerinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın usulden reddine, birleşen davada ise öncelikle masaya başvuru yapılması ve başvurunun reddi halinde dava açılması gerektiği gerekçesiyle birleşen davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf yoluna başvurmuştur. Somut olayda, dava dışı tüketici tarafından daire bedelinin iadesi için yapılan takibe itirazın iptali için müflis şirket ile birlikte davacı kurum aleyhine de dava açıldığı, tüketici mahkemesince itirazın iptaline dair verilen kararın kanun yolundan geçerek kesinleştiği sabittir. Yargıtay 23. HD’nin 2016/9511 Esas, 2019/4081 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere tüketici tarafından açılan davanın davacı aleyhine sonuçlanma ihtimali bulunduğundan, dava edilen bu muhtemel alacağın masaya nizalı alacak olarak kaydının yapılması mümkündür. Bunun yanında yargılama sırasında, davacının ıslahla artırdığı alacak için de iflas masasına başvuru yaptığı, ancak masanın henüz karar vermediği gözetildiğinde, masanın kararına göre ıslah edilen alacağın konusuz kalıp kalmayacağı, kayıt kabul davasında ıslah ile talebin artırılıp artırılmayacağı da değerlendirildikten sonra, mahkemece uyuşmazlığın esasına dair karar verilmesi gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece asıl davada yargılamaya devam edilerek esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davacı kurumun masaya başvuru tarihi olan 18/12/2009 tarihinde müflis şirketten alacaklı olmadığı gerekçesiyle asıl davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Birleşen dava yönünden ise, mahkemece, öncelikle masaya başvuru yapılması ve başvurunun reddi halinde dava açılması gerektiği gerekçesiyle birleşen davanın usulden reddine karar verilmiştir. Ancak Yargıtay 23. HD’nin 26/09/2014 tarih ve 2014/1500 Esas, 2014/6007 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere İİK’nın 236. maddesi gereğince iflasın kapatılmasına kadar masaya alacak yazdırmak mümkün olduğu gibi, masaya karşı kayıt davası açılması için iflas idaresine başvuru yapılması da bir ön şart değildir. Davacının doğrudan dava açmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, tarafların davanın esası ile ilgili gösterilen delilleri hiç değerlendirilmeden davanın ve birleşen davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın ve birleşen davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine dair karar verilmesi gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/423 Esas, 2018/968 ve 12/12/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Asıl davada hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 165,70 harçtan mahsubu ile bakiye 66,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Birleşen davada hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı İle istinaf kanun yolu başvuru harcı 148,60 TL olmak üzere toplam 232,10 TL harçtan davacının peşin olarak yatırmış olduğu 203,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 6-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/10/2020