Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1976 E. 2020/2207 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1976 Esas
KARAR NO: 2020/2207
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/12/2019
NUMARASI: 2016/966 Esas, 2019/1147 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (İflasın Açılması)
KARAR TARİHİ: 24/12/2020
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin müvekkilin maliki ve işleticisi olduğu … AVM’de iki taşınmazda kiracı olduğunu, davalının kira sözleşmesi gereği en son 08/02/2016 tarihinde, o tarihteki borcu 1.200.000,00 TL iken 100.000,00 TL ödeme yaptığını, sonraki tarihlerde hiçbir ödeme yapmadığını, davalının verdiği teminat mektupları 21/04/2016 tarihinde paraya çevrilmesine rağmen o tarih itibarıya 800.000,00 TL’yi aşan cari borcu bulunduğunu, kira borçlarının tahsili için yapılan takiplere dayanaksız itiraz eden davalının ödemelerini tatil ettiğini belirterek İİK’nın 177/1-2 bendi uyarınca doğrudan iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; teminat mektubunu tahsil eden davacının kira alacağını bulunmadığını, davacının kira sözleşmesi gereği müvekkiline karşı yükümlülüklerini yerine getirmediğini, kiralananın eksik ve ayıplı ifası nedeniyle müvekkilinin davacıya ödemelerini durdurduğunu, müvekkili şirketin davacının takip ettiği dayanaksız takipler dışında borçlarını ödediğini, ödememe durumu genel ve sürekli olmayıp sadece davacının çekişmeli alacağı nedeniyle iflas kararı verilemeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkeme, İİK’nın 177/1-2 bendi gereğince iflas kararı verilebilmesi için borçlunun tüm ödemelerini tatil ettiğini bildirmesi ya da borçlarını sürekli ve devamlı olarak ödememesi gerektiği, davalının davacıya olan çekişmeli borçlarının ödenmemesinin doğrudan iflas nedeni olamayacağı, davalı şirketin faaliyetlerine devam ettiği, ödemelerin tatil edildiğinin kabulünü gerektiren şartların somut olayda bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf talebinde; davalının kira bedellerini takiplere rağmen ödemediğini, ayrıca davalı şirketin işletme rehni borçlusu olduğunu öğrendiklerini, kira alacaklarının tahsili için yapılan icra takipleri ile tahliye edilen davalıya ait … ve … isimli işyeri dışında davalı şirketin faaliyeti bulunmadığını, şirketin sadece kağıt üzerinde kaldığını, doğrudan iflas şartlarının gerçekleştiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davalının iflasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 177/2. maddesine dayalı doğrudan iflas istemine ilişkindir. Mahkemece, iflas avansı ikmal edilerek, iflas talebi İİK’nın 166. maddesi uyarınca ilan edilmiş, yargılama sonucunda, davalı şirketin davacıya ait çekişmeli alacakları ödememesinin tek başına ödemelerin tatil edildiği anlamına gelmediği, şirketin faaliyetlerini sürdürmesi nedeni ile ödemelerin tatil edildiği kabulünü gerektiren şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK’nın 177.maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri” üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas, Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen 4 bent ise sırasıyla; 1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308 inci maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. İcra ve İflâs Kanunu’nun 177/2. hükmü uyarınca, borçlunun ödemelerini tatil ettiğinin kabulü için borçlunun ödeme güçlüğü hâlinde bulunması nedeniyle açık veya zımni iradesiyle genel ve sürekli nitelikte borcunu ödememe durumunda olması gerekir. Vadesi gelmiş borçlarının sayı ve miktar itibarıyla genel olarak ödenmemesi ve bu durumun geçici veya arızi bir mali sıkıntıdan kaynaklanmaması hâlinde borçlunun ödemelerini tatil ettiği sonucuna ulaşılabilir (Yargıtay 19. HD’nin 27/05/2009 tarih, 3927/4944 sayılı kararı). Somut olayda alınan bilirkişi asıl ve ek raporunda; davacı defterlerine göre davalının 01/11/2018 tarihi itibarıyla davalıdan 1.546.275,44 TL asıl alacak ve 968.401,52 Euro alacaklı olduğu, davalı şirketin 2015-2016 yılı ticari defterlerine göre 30/09/2016 tarihi itibarıyla davalının davacı tarafa 2.141.558,16 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir. Asıl bilirkişi raporunda, borçlunun ödemelerini tatil ettiği sonucuna varılabilmek için borçlunun tüm kayıtlı borçlarını gösteren ticari defter ve muhasebe kayıtlarının incelenmesi ve bunlar dikkate alınarak bir değerlendirilme yapılması gerektiğine değinilmesine rağmen, ek raporda sadece taraflar arasındaki borç ilişkisi incelenmiş, borçlunun genel ve sürekli nitelikte borcunu ödememe durumu olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece, iflası istenen davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişilerce inceleme yapılarak, borçlunun ödemelerini yukarıda açıklandığı şekilde genel ve sürekli şekilde tatil edip etmediği araştırılıp, varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, sadece taraflar arasındaki borç ilişkisi araştırılarak eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek önemli delillerin toplanmadan karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince kabulüne karar verilmesi karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/966 Esas, 2019/1147 Karar, 12/12/2019 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 83,50 TL başvuru harcı + 148,60 TL istinaf kanun yolu başvuru harcı ile toplam 232,10 TL harcın, Davacı tarafından peşin yatırılan 203,00 harçtan mahsubu ile bakiye 29,10 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/12/2020